• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Başbakan'ın soruya tahammülü yok!

_MedceziR_

«DirenTürkiye»
Kayıtlı Üye
15 Ekim 2010
16.931
12.191
298
İzmir
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Frendrik Reinfeldt ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan yabancı bir gazetecinin Türkiye'deki cihatçı grupların sayısının arttığı yönündeki sözlerine, 'Öyle bir grup mu var? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir? Beni anlıyor musun...' sözleriyle tepki gösterdi.


Sayın Erdoğan size sorum şu. 2011 sonuna kadar Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler çok iyi durumdaydı. Vize kaldırıldı, pek çok çalışmalar yapıldı. Kısa süre içinde orada Esad’a karşı muhalifi desteklemeye başladınız. Bunu yapmanızın nedeni nedir?


Gerçekten baba Esad’ın döneminde ülkemizde bir sıkıntı yaşandı. Bunun ardından da ilişkilerimiz bizim iktidarımıza kadar bozuktu. Biz iktidara geldikten sonra komşularla düşmanlıkları ortadan kaldıralım istedik. Çünkü bizim Suriye halkıyla sıkıntımız yok. Akrabalık bağları var. Bunlar bizim bayramlarda özel izinlerle karşı taraflara gidip gelirlerdi. Bunu kaldıralım dedik, olumlu sonuç verdi. ifade ettiğiniz gibi aile dostluğu kurduk. İleri noktaya getirdik. Malum Arap Baharı oluştuğunda, kendileriyle şunu çok açık net konuştum, saatlerce konuştuk. Kendisine dedim ki bakın şu andaki rüzgar iyi esmiyor, sizi de vurabilir. Çünkü Suriye’de o ana kadar tek partili bir yaşam vardı. Demokrasi yoktu. Bu otokrasiden çıkmanız gerekir dedim. İyi olur dedi, hatta çalışmalarımızı gördüler. Kendilerine anlattık. Çok partili bir sistemin nasıl kurulabileceğini anlattık. Bunlar olmadığı gibi bir diğer taraftan da orada tanklarla toplarla insanları öldürmeye başladılar. Ben özel temsilcilerimi gönderdim, telefon görüşmeleri yaptık. Sonu iyi gelmeyecek dedik. Biz ne dediysek bunlar terörist dediler.


Elinde silah var mı? Yok. Nasıl oluyor bu terörist? O insanlar yüzlerle binlerle anılırken, şu anda 150 bine yakın insan öldürülmüş durumda. Fazlası var, azı yok. Sadece ülkemde 600 bine aşkın sığınmacı var. Bu 600 bini aşkın sığınmacının dışında, diğerlerini de alırsak iki milyona ulaşıyor. Suriye içindeki farklı yerlere göç edenleri aldığını zaman 7 milyonu buluyor. İnsanlar niye kaçıyor? Bunun içinde kimyasal konvansiyonel silahlar var.
Burada bir aldatmacaya gelmeyelim. Dünyada şöyle bir oyun oynanıyor. Suriye’ye yaptırım uygulayalım, yada uygulamayalım. Bu bir aldatmaca. Kimyasal silahlarla bin beş yüz kişi öldü. Konvensiyonel silahlarla 150 bin kişi. Konvansiyonel silahlarla ölenler önemli değil, kimyasalla öldürülenler önemli.
Bizim ilişkilerimiz bunlardan dolayı bozulmuş halde. Esed gitmedikten sonra buranın normal hale gelmesi mümkün değil. bakın Cenevre 2’yi destekliyoruz. Bizde ipe un sermek diye bir şey vardır. Rusya açıklama yaptı.


Niye? Suriye’deki muhaliflere Esed’li bir geçiş hükümetini kabul edeceksiniz diyorlar. Ön kabulleri bırakın, gelin masaya oturun.
Türkiye’de devam eden çözüm süreci 3. Aşamaya doğru gidiyor. Önceki iki aşamaya baktığınızda Avrupa’nın verdiği desteği yeterli buluyor musunuz?


İSVEÇ BAŞBAKANI REINFELDT: PKK bir terör örgütüdür. Biz şiddetin çözüm olduğuna inanmıyoruz. Sayın Erdoğan tarafından pek çok adımlar atıldı. Bunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu da gerilimi azaltmanın yollarıdır. Şu ana kadar yapılmış olanı büyük bir memnuniyetle görüyoruz. AB ile görüşmeler konusu. Avrupa’da farklı bakışlar var. Ama İsveç’te biz her zaman Türkiye’nin Avrupa’ya yaklaşması konusunda hep olumlu görüş ifade etmişizdir.


TAYYİP ERDOĞAN: Çözüm süreciyle ilgili tavrımızı biliyor olmanız gerekir. İşin iki boyutu var. Bir tanesi yürütme tarafından yapılacak olanlar ki bunların adımlarını attık. Diğeri yasamayla alakalı kısım. Bunu da parlamentoya sevk ediyoruz. Hedefimiz çok kısa zaman içerisinde bitirmek.
Türkiye’de cihadçı grupların sayısının artması, özellikle Suriye sınrıında. Bunları Türkiye’yi transit olarak kullanması konusunu nasıl açıklıyorsunuz?


ERDOĞAN: Böyle bir grup mu varmış? Bu konudaki ellerindeki belgeleri nedir? Beni anlıyor musun...


GAZETECİ: El Nusra’yı kast ediyorum bir de islami devlet kuruluşu var.


ERDOĞAN: Bir defa nusra Kaide gibi örgütler, şu anda bizim ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine herhangi bir yapılanma olması halinde, bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse, aynı uygulamayı yapmışızdır, yaparız.
Ama Suriye’deki kaide bağlantılı hangi grup olursa olsun Türkiye’nin hiçbir ilgisi yoktur. Bizim Suriyeli muhaliflerde tanıdığımız bellidir. Biz Özgür Suriye Ordusu ile Suriye Ulusal koalisyonuyla
Şu anda unutmayın iki milyar dolara yakın yapmış olduğumuz yatırım vardır, sığınmacılar için. Gelen destek 135 milyon dolardır.
Onlara yer vermemiz koruma altına almayı kabul edemeyiz. Bunlar iftiradır, yalandır.


Cumhuriyet Portal...
 
''Beni anlıyormusun....''
Başbakanın yüzü canlandı gözümde...O gazetecinin yerinde olmak istemezdim rüyasına girer insanın....

Ben şu noktaya takıldım;

Suriyeli sığınmacılara yapılan yatırımlar 2 milyar dolar....
Gelen destek 135 milyon dolar...

Devletin kesesinden sığınmacılara 1 milyar 715 milyon dolar yatırım demek bu....

O yatırımın 3-5 milyon dolarını Van'a yönlendirilse ve kendi depremzede vatandaşımız bu kışı daha iyi koşullarda geçirse olmaz mıydı?

3-5 milyon dolar eğitim sistemimize, 3-5 milyon dolar sağlık sistemimize aktarılsa ya da?

Eksiği olan hiçbir sektör yoksa dış borcumuza küçükte olsa bir ödeme katkısı yapılamaz mıydı?

Ya da belki yaklaşık 15 milyon(kayıt dışılar dahil) asgari ücretliye 3-5 kuruş zam?

Biz bu ülkenin vatandaşları olarak sürekli ek külfetler yüklenirken, öncelik neden başka bir ülkenin vatandaşlarında?

Müslüman kardeşlerimize yardım edilecekse vatandaş olan müslüman kardeşlere yardım etmek gerekmez mi?

600 bin sığınmacı var ülkemde demiş başbakan yoksa bu sığınmacılara oy hakkı mı verilecek?


Tehlikeli sorular bunlar...
Sorarsın ve bir korku kaplar içini...
Beni anlıyor musun?.....
 
''Beni anlıyormusun....''
Başbakanın yüzü canlandı gözümde...O gazetecinin yerinde olmak istemezdim rüyasına girer insanın....

Ben şu noktaya takıldım;

Suriyeli sığınmacılara yapılan yatırımlar 2 milyar dolar....
Gelen destek 135 milyon dolar...

Devletin kesesinden sığınmacılara 1 milyar 715 milyon dolar yatırım demek bu....

O yatırımın 3-5 milyon dolarını Van'a yönlendirilse ve kendi depremzede vatandaşımız bu kışı daha iyi koşullarda geçirse olmaz mıydı?

3-5 milyon dolar eğitim sistemimize, 3-5 milyon dolar sağlık sistemimize aktarılsa ya da?

Eksiği olan hiçbir sektör yoksa dış borcumuza küçükte olsa bir ödeme katkısı yapılamaz mıydı?

Ya da belki yaklaşık 15 milyon(kayıt dışılar dahil) asgari ücretliye 3-5 kuruş zam?

Biz bu ülkenin vatandaşları olarak sürekli ek külfetler yüklenirken, öncelik neden başka bir ülkenin vatandaşlarında?

Müslüman kardeşlerimize yardım edilecekse vatandaş olan müslüman kardeşlere yardım etmek gerekmez mi?

600 bin sığınmacı var ülkemde demiş başbakan yoksa bu sığınmacılara oy hakkı mı verilecek?


Tehlikeli sorular bunlar...
Sorarsın ve bir korku kaplar içini...
Beni anlıyor musun?.....

Sığınmacıların oy hakkı var zaten.

Yoksa neden bu kadar yatırım yapılsın :ssz:
 
Sığınmacıların oy hakkı var zaten.

Yoksa neden bu kadar yatırım yapılsın :ssz:

Yanlış biliyorsunuz sanırım
Oy hakkı vatandaşlık hakkı ile birlikte kazanılır
Vatandaşlık hakkı ise anayasamızın 35. maddesine göre ''Kanunun gösterdiği şartlar ile kazanılır''

5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanununa göre;
Vatandaşlık hakkı için de 5 yıl ikamet ya da evlilik bağı gerekir
Tabi bakanlık kararı ile durumu uygun görülenlere de vatandaşlık verilebilmesi de mümkündür bu kanuna göre....

Dolayısıyla vatandaş olmayan sığınmacıların şu an itibari ile oy kullanma hakkı yok anayasamıza ve vatandaşlık kanunumuza göre....

Tabi geçmişte ölülere bile oy kullandırıldığını göz önünde bulundurursak, bu sığınmacılar için bir yol bulamayacakları anlamına gelmiyor...
 
Yanlış biliyorsunuz sanırım
Oy hakkı vatandaşlık hakkı ile birlikte kazanılır
Vatandaşlık hakkı ise anayasamızın 35. maddesine göre ''Kanunun gösterdiği şartlar ile kazanılır''

5901 sayılı Türk Vatandaşlık Kanununa göre;
Vatandaşlık hakkı için de 5 yıl ikamet ya da evlilik bağı gerekir
Tabi bakanlık kararı ile durumu uygun görülenlere de vatandaşlık verilebilmesi de mümkündür bu kanuna göre....

Dolayısıyla vatandaş olmayan sığınmacıların şu an itibari ile oy kullanma hakkı yok anayasamıza ve vatandaşlık kanunumuza göre....

Tabi geçmişte ölülere bile oy kullandırıldığını göz önünde bulundurursak, bu sığınmacılar için bir yol bulamayacakları anlamına gelmiyor...

Bir hukukçu olarak kanunu iyi biliyorum ben de:1:

Ancak hukuken onlar "sığınmacı " değil , ülkesinden 'zaruri 'olarak bizim ülkemize gelen kişiler.

Bu kişiler istisnai yolla Türk vatandaşlığına alınıyor tabi ki Bakanlar Kurulunun bu konuda takdir yetkisi var ancak bu takdir yetkisini olumlu kullanıyor ve gelen tekliflerin neredeyse hiç biri reddedilmiyor uygulamada.

Bu kişilerde ikamet şartı aranmıyor sizin bahsettiğiniz 5 yıllık ikamet süresi ve evlilik halinde kazanılan vatandaşlık genel yolla kazanılan vatandaşlık Suriye'den gelen kişiler için ise istisnai yolla vatandaşlığa alınma söz konusu.
 
Back