- 26 Şubat 2008
- 2.683
- 3.911
- 36
Öncelikle merhaba Meltem hanım,
İlk beni megaloman ya da kendini beğenmiş biri sanabilirsiniz ama konunun sonunda anlayacaksınız sorunumu.
Ailemin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldim.
Okumayı yazmayı 3-3,5 yaşlarında öğrendim,5 yaşına geldiğimde dört işlem biliyordum.
3 sene sürdü ilkokul yaşantım ama hep başarılıydım.
Orta1 deseniz öyle,problemler orta2de başladı.
9-10 yaşlarındaydım ve hiperaktivite teşhisi konmuştu.
İlkokuldaki sevilen,uyumlu çalışkan olmasa da başarılı kız gitmiş, yerine sınavlardan sıfır çeken,geçimsiz, muzurluk peşinde bi tip gelmişti.
İlkokuldan beri devam ettiğim tenis oynamayı da bırakmıştım.
Bu durum üstüne tedavime başlandı.
O dönem ilaç kullanımı, öncesinde bıraktığım spor yüzünden şişman bir çocuğa dönüştüm.
Bu durum okul çevremde alaycılıkla karşılandı.
Zaten geçimsizleşmiştim, muzurluğun yerini içe kapanma aldı.
Tedaviye başladıktan sonra derslerim yine düzeldi.Fakat doğru düzgün arkadaşım yoktu artık.
Sosyalleşmem adına beni basketbola yönlendirdiler.Tedavimi de bıraktım.
Derslerdeki düzelmemden bırakmamın üstünde durmadılar.
Ortaokul bittiğinde,derece ile bitirmiş üstüne de bulunduğum şehrin en iyi anadolu liselerinden birini kazanmıştım.
Liseye başladım hazırlık sınıfı rahat geçti,fakat okulda neredeyse hiç arkadaşım yoktu yine.
Bu arada yine boy uzamanın da etkisiyle zayıfladım.
Okula gitmek azaptı.
Basketbolun üstüne, bir de tiyatro eğitimine başladım.
Lise1'e geçtiğimde ders anlamında yine çöküntüler başladı.Zaten okula gitmek bile istemiyordum.
Dönem bitti, karne rezaletti. 7 tane zayıf, 2 tane sıfır vardı.
Okula döndüm ama hala isteksizdim.Bu esnada hala arkadaşım yok fakat muzurluklarım yine başladı, asilikler ve hırçınlıklarla.
İçine kapanık değildim ama herkese karşı patavatsızca bir uslubum vardı, sevilmiyordum.Özgüvenim sıfırdı.
O esnada bir kanalın düzenlediği güzellik yarışmasına katıldım. İlk 10'a kadar kaldım.
Döndüğümde hala sevilmeyen insandım, özgüvenim yine de yoktu.
Ailemin gözünden düşme korkusuyla dersleri toparlamaya karar verdim.Dönem bitimine birkaç ay kalmış bütün derslerim rezaletti.
Basketbol ve tiyatro hala devam ediyordu.Buna rağmen görüntüm asosyaldi.
Dönem bitti, hiç zayıfsız bir karneyle lise2'ye geçtim.
Lise2'de hayatımda ağırlıklı nokta basketboldu, onun dışında yarışma sonrası başlayan modellik kariyeri ve hala tiyatroya da devam ediyordum.
Derslerim eskiye göre çok iyidi, ve artık okulda arkadaşlarım da vardı.
Ama muzurluklarım,asiliklerim devam ediyordu. Neredeyse her hafta, atılma yada irili ufaklı disiplin cezaları nedeniyle kurula gönderiliyordum.
Atılmaktan hep bir şekilde yırtıyordum. Hayatım gerçekten yoğunlaşmaya başlamıştı,bide üstüne antremandan çıkıp clublara falan gitmelerim,alkol almalarım başladı.
Aşk hayatım fena değildi,hayatımda daha çok basketbol olduğu için yönelimim hep basketbolcularaydı.
Güzel bir karne ile lise sona geçtim.O senemde de karakteristik durumum ve başarı olarak aynı çizgide seyrediyordum.
Derken istanbulda iyi bir takımdan gelen teklifi değerlendirdim,seçmeleri geçtim bunun sonucu eğitimime kadar onlar karşılayacaklardı.Alt yapısına girdim oranın.
Çapraz bağ kopması sonucu basketbol yaşantım,bir daha başlamamak üzere bitti.Eski yaşantıma geri döndüm.
Össye az kalmıştı,dersaneye yoğunluğumdan vazgeçmek istemediğimden gitmeyi reddetmiştim.
Resme merak saldım, çizim derslerine başladım. Bunun sonucu öss puanım kötü olmamasına rağmen bu konuda iyi bir okulun yetenek sınavıyla aldığı bölümüne yerleştim.
Sevemedim, psikolojim kaldırmadı, 2 ay sonra ailemin yanına döndüm. Seneye aynı okulun, yetenek sınavıyla konservatuar tiyatro kısmına girdim.
Bu defa da aile baskısı nedeni ile, ailemin yanında bir vakıf üniversitesine başladım.Bu defa da ben memnun değildim okuduğum bölümden.
Ailemin oraya para ödemesi, her kötü dersim için üstümde hissettiğim baskı sonucu başladıktan 2 sene sonra tekrar össye başvurdum.
Bu esnada artık insan ilişkilerim mükemmel hale gelmişti.Çevremde çok sevilen bir insandım artık.
Amacım yine yetenek sınavıyla alan bir yere kapağı atmaktı, bu sebeple sınavı önemsemedim,hiç çalışmadım.
Bu defa şans yanımda değildi, yetenek sınavıyla hiç biryere giremedim. Fakat öss puanım çok iyi gelmişti, sınava rahat psikoloji ile girmenin de etkisiyle.
Ek yerleştirme ile şuanki okuluma yerleştim. O esnada da yine ismi duyulmuş bir modellik yarışmasının finalistiydim onla uğraşıyordum.
Gene ilk 10 ötesi bir derece alamadım.İş anlamında modelliğe devam. Arada oynadığım dizilerde,filmlerde küçük rollerle, bölüm oyunculuklarıyla oyunculuğa da devam.
Okulda derslerim rezalet. Finaller yaklaştı kara kara düşünüyorum.
Aşk yaşamında da genelde hep iddialı insanları seçtim. Genelde elde de ettim. Ama hislerimde devamlılık olmadığı için hiç bir ilişkim uzun sürmedi.
İnsan ilişkilerim,arkadaşlıklarım hala çok iyi. Özgüvenim tavan. Entellektüel birikimimi de çok iyi bulurum ve bulurlar.
Ama bu güne kadar izleyeceğim yolu kendim bile bulamadım. Ne zaman düz bir yola girsem yol zamanla bol çatallı bir oraya bir buraya gider bir hal almaya başladı.
Ama her çataldan genellikle başarı ile çıktım.
Evde oturmak olduğum zamanlarda bile uyumak yerine sabahlara kadar garip konular araştırırım. Garip videolar falan izlerim.
Ayrıca şöyle biriyim bodruma gideceğim diye yola çıkıp yolda gördüğü şeyler etkisinde kafası dağılıp kendisini kıbrısta bulan gibi olabilir.
Eskiden bu durumla gurur duyardım. Farklıyım,yetenekliyim,özelim yaşasıın modları.
Yakın dönemde bu gurur duyulcak sandığım durumun aslında hayatımı aslında felç eden ve mahvetmek üzere olan birşey olduğunu farkettim.
okul başarısı=> OK ( iyi bir lise,defalarca kazanılmış üniversite ve şuan o bölümde en iyi eğitimi veren okullardan birinde çok iyi bir bölüm)
spor başarısı=> OK(çok iyi bir takımda devam eden sakatlanmayla son bulan bir basketbol kariyeri)
sanatsal başarı=>OK (2 defa yetenek sınavıyla kazanılan güzel sanatlar ve konsevatuar devam eden küçük çaplı oyunculuk)
modellik=>OK (Türkiyede 2 iyi yarışmada finalistlik,birkaç isimli kişi yada firma defilesi,işleri)
duygusal yaşam=> (iddialı tiplerle ilgilenmeme rağmen başarısızlık yaşamamam)
e sorun nerde dimi burda pembe tabloya bakılırsa herşey çok güzelmiş gibi görünüyor ama öyle değilmiş ne yazık ki.
Evet hepsinde bir başarı söz konusu. Ama ortada ne bir lisans diploması var.
Ne sonuçlanmış, isim yapılmış bir spor kariyeri
Ne kalıcı başarılara imza atılan bir sanat kariyeri.
Ne de modellik kariyerinde bir isim haline gelebilmek.
Ne de kalıcı düzgün bir ilişki.
Tablo bir anda ne kadar değişti değil mi. Şu an şöyle oldu sıfıra sıfır elde var sıfır.
Bunun da sebebi dikkati tek bir konuya yöneltemem. Çocukluğumdaki hiperaktivitem devam ediyor sanırım.
Lütfen bu konuda bir öneride bulunursanız sevinirim.
Çünkü ben artık hayatımda kalıcı başarılar istiyorum.Sıkıldım sabun köpüklerinin içinde.
Böyle devam ederse hiçlik içinde kaybolup gideceğim bir hayatım olacak.
Lütfen alıntı yapmayın, ihtiyacım olan önerileri aldıktan sonra sileceğim.