- 12 Temmuz 2006
- 35.023
- 30.394
- 60
Bizim evin mutfağından, haftanın en az 3 günü balık kokusu gelir. Damarda akan Karadeniz kanından mı, sağlıklı beslenmeyi sevdiğimizden mi bilmem, hep bir “denizden babam çıksa yerim” kıvamında yaşıyoruz. Deniz ürünlerinin çok sağlıklı olduğu düşünüldüğünde sanırım doğru yoldayız. Kokusu yüzünden çoğu zaman, dışarıda yemeyi tercih ettiğimiz “balık” açısından, çok şanslı bir ülkede yaşıyoruz. Hangi şehre giderseniz gidin, mutlaka bir balık alternatifi bulabilirsiniz. İşte, bende Türkiye sınırları içerisinde, balığın tadına doya doya varacağınız en iyi mekanları derledim bu kez sizler için. Klasik mekanların yanı sıra, yeni açılan mekanlara da yer verdim. Şimdiden afiyet olsun.
YALOVA RESTAURANT / ÇANAKKALE
Ülkemiz sınırları içerisinde bulunan, en iyi balık restaurantlarından biri Yalova Restaurant. Çanakkale’de bulunan mekan, çok uzun zaman önce klasikler listesindeki yerini almış. Üç kuşaktır bu işi yapıyor olmalarının da, bunda katkısı büyük hiç şüphesiz. Üç katlı restaurantın müdavimleri, mutfağın da bulunduğu orta katı tercih ediyorlar, ancak, siz ilk kez gidecekseniz, manzara nedeniyle alt katı tercih edebilirsiniz. Her gün 100’e yakın meze çıkıyor, hepsi taze, hepsi günlük. E tabii bu kadar çeşit arasından seçim yapmak oldukça güç. Zeytinyağlıdan, dolmaya, yoğurtlu meze çeşitlerinden, deniz ürünlerine varan inanılmaz zengin bir menü ile karşı karşıya kalıyorsunuz, şimdiden uyarayım. Özellikle haftasonları, yer bulmanın, neredeyse imkansız olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, rezervasyon seçeneğini denemenizde fayda var derim. Ola ki; yaptırmadan giderseniz, inanın mekan sahipleri de, personelde yoktan yer yaratmak adına son derece özverili davranıyorlar, yine de işinizi şansa bırakmayın, yoksa bu muhteşem lezzetlerden mahrum kalabilirsiniz. Yılların deneyimini, Bozcaada’ya da taşıyan Yalova Restaurant, adada da harikalar yaratıyor, adada işin başında Didem Hanım var. Bozcaada seyahat notlarımda burayı daha detaylı anlatacağım için; Çanakkale’ye dönüyorum. Peki ne yemelisiniz? Çok zor cevaplanacak bir soru. Onca çeşit arasından öneride bulunmak kolay değil, ama, çirozu mutlaka denemelisiniz. Tam kıvamında. Ot haşlaması, fava, börülce, kalamar, levrek marine, soya soslu ahtapotu ve bir çeşit kum midyesi olan aquades (akivades)i önerebilirim. Gerçi, siz mezeleri görünce, benim önerilerim havada kalacaktır. Balıkların hepsi taze, damak zevkinize göre seçim yapabilirsiniz. Ben tavacı olduğumdan barbunu tavsiye edeceğim. Fiyatlar, böyle bir ziyafete göre inanılmaz uygun. Bir hafta sonu kaçın diyorum.
TRİLYE RESTAURANT / ANKARA
“Deniz olmayan yerde balık yenmez” düşüncesini, 2002 yılında tarihe karıştıran Trilye Restaurant, Ankaralı’ların en gözde balık restaurantlarından biri. İşin başında, Süreyya Üzmez ve eşi Mahmure Üzmez bulunuyor. Başarılarının sırrı ise, sloganları. “Sağlık için balık ye, balık için Trilye”. Gaziosmanpaşa, Kuleli Sokak'ta hizmet veren mekanda, sağlık ve lezzet daima ön planda, bu yüzden; yerli, taze ve doğal ürünler tercih ediliyor. Dekorasyonunda, ambiyansında konforunuz göz önünde tutularak, en ince detayına kadar her şey düşünülmüş. Sadece ülkemizde değil, uluslararası birçok kalite ödülüne de layık görülen Trilye Restaurant’ta ne yiyebilirsiniz kısmına geldik. Başlangıcı kesinlikle, 12 saat kaynatılmış balık kemiği suyu, kereviz, biber, balık filetoları, fıstık parçaları ve safran ile formüle edilmiş balık çorbası ile yapmalısınız. Meze seçeneğinizi, Ege ve Akdeniz meze tepsisinden yapabilirsiniz. Ben asıl; İskenderun jumbo karideslerin, zeytinyağı, sarımsak, kırmızı Antep biberi ile lezzetlendirilip, kömür ızgarasında pişirilmesiyle ortaya çıkan, bamya turşusu ve kokteyl sos ile servis edilen Karides Nirvana ve kaşar peyniri, mantar, kapari, fıstık ve taze baharat dolgulu kalamarla yapılan Kalamar Dolması’nı tavsiye edeceğim. Roka salatası eşliğinde, tuzda balık deneyebilirsiniz. Olur da, Ankara’ya düşerse yolunuz, bir balık ziyafeti çekmeden dönmeyin.
BAY NİHAT CUNDA / AYVALIK CUNDA ADASI
Cunda demek Bay Nihat demek dersem, abartmış olmam sanırım. Cunda’ya gidip de, burada yemek yememiş yoktur diye düşünüyorum. 1978 yılından bu yana hizmet veren Bay Nihat Cunda, en ünlü balık restaurantlarının başında geliyor. Bu başarının arkasında, mekanın sahibi Ahmet Nihat Bekit ve profesyonel bir ekip var hiç şüphesiz. Rumlardan kalma taş binası ve otantik atmosferi ile Cunda klasiği haline gelmiş olan mekanda, adeta tarihi bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Meze konusunda iddialı olan Bay Nihat Cunda da, yine çok zengin bir menüye sahip. Kararsızlar için ek bilgi vermek istedim. Özellikle ot çeşitleri arasında kaybolabiliyorsunuz. İzvinya, turpotu, istifno ve daha onlarca leziz ot seçeneğine sahipsiniz. Soğuk mezelerde Cunda enginar ve Hanya fasülyesini tek geçerim. Kabuklu deniz mahsüllerini seviyorsanız, pavurya ve istiridyeyi denemelisiniz. Lakerdası ve rangası çok başarılı. Bir de lütfen, fırında kelle peynirinin tadına bakın. Bay Nihat Cunda’nın spesiyallerinden damla sakızlı ahtapot, balık kokoreç ve hardallı kalamar denemenizi şiddetle tavsiye ettiğim lezzetler. Bir küçük uyarı, rezervasyon yaptırmadan gitmeyin.
İSMET BABA / İSTANBUL
1951’de, İsmet Dökmeciler tarafından, Kuzguncuk’ta deniz kıyısında hayata geçen İsmet Baba, müthiş manzarası ve damak çatlatan tatlarıyla, en özel mekanlardan biri. 50’li yıllarda, Todori’nin Meyhanesi olarak anılan mekan, 3.kuşak tarafından işletiliyor. Can Yücel’in de müdavimi olduğu İsmet Baba Restaurant, İstanbul’da keyifle balık tüketebileceğiniz nadir mekanlardan biri olma özelliği taşıyor. Mezelerden, beyin salata, Arnavut ciğeri, Haydari ve favayı özellikle tavsiye ederim. Ara sıcaklardan beyin tava ve kalamar, deniz mahsüllerinden ise; balık pastırması ve ahtapot salatasını denemelisiniz. Balıkların hepsi taze, mevsimlik… Ama kılıç şiş çok başarılı aklınızda olsun. Ne zaman gitmeli diye sorarsanız, kesinlikle gün batımı saati derim.
PAMUK KARDEŞLER / SAMSUN
Samsun’u çok severim. Sadece Karadenizli olduğumdan değil, havası, doğası bir başkadır. Samsun’da balık yiyebileceğiniz sayısız mekan bulunuyor, ancak, Pamuk Kardeşler’in yeri bir başka. Sloganları “ıslanmadan oltasız taze balık”. Sloganlarının da, iddialarının da hakkını veriyorlar. Dile kolay, 1940 yılından bu yana hizmet veriyorlar balıkseverlere. 2001 yılında “Cemo’nun Yeri” olarak bilinen restaurantlarına ilaveten, talepleri karşılamak için, önce ikinci şubelerini, sonrasından ise Batıpark’taki restaurantlarını açmışlar. Burada, manzarayla doyuyorsunuz önce, sonrasında müthiş bir lezzet şöleni başlıyor. Karadeniz mutfağının en güzel örneklerini sunan Pamuk Kardeşler, özellikle mısır ekmeği, turşu kavurma, hamsi şiş, torik ve salata konusunda çok başarılı. Hamsi, çarpan, kalkan, lüfer, istavrit önerebileceğim balık çeşitleri. Karadeniz yolculuğunuzun, olmazsa olmazlarından biri. Es geçmeyin derim.
KÖR AGOP / İSTANBUL
Çok sevdiğim İstanbul mekanlarından biri olan Kör Agop, yaklaşık 1938 yılından bu yana hizmet veren, klasik mekanlardan biri. Mekana adını veren Agop İnciyan, Kumkapı restaurantlarının kurucu babası. Oğlunun ardından, torunu sevgili Daniel ve annesi sevgili Silva İnciyan bayrağı devralmış. Ermeni mutfağının olduğu kadar, Türk mutfağının da seçkin örneklerini tadabileceğiniz Kör Agop Restaurant, özellikle topik, balık çorbası ve lakerdası ile iddialı. Balıklar, her sabah balık halinden, özenle seçiliyor. Mezelerin hepsi aynı gün hazırlanıyor, bir gün öncesinden kalan meze yok. Istakoz, kalamar, ahtapot, yengeç özel pişirme yöntemleri hazırlanıp geliyor sofranıza. Canlı fasıl da, keyfinize keyif katıyor.
MEMEDOF / BODRUM
Bodrum’da iki favori mekanım vardır balık için. Memedof bunlardan biri. Yazın başka, sonbaharda ayrı güzel olur. 2001 yılında, Mehmet - Tülin Çuhadar çifti tarafından Gölköy sahilinde, hizmet vermeye başlayan Memedof, Bodrum deyince ilk akla gelen mekanlardan biri. Pek çok lezzet severin uğrak noktası olan mekan, 2007 yılında Yalıkavak’ta da hizmet vermeye başladı. 12 ay boyunca gidebileceğiniz Memedof’un spesiyallerine gelirsek; bir kere salatada Greek salata derim. Bakla, pazı kavurma, kuru cacık, cibes otu, kabak çiçeği benim favorilerim, sizin çok fazla seçeneğiniz var. Soğuklardan tarama, füme hamsi, enginarlı levreği deneyebilirsiniz. Sıcaklarda ise; bademli dil, mull marine ve karides beğendi değişik lezzetler. Balıklardan kesinlikle lağos derim. Dülgere de hayır demem doğrusu. Rotası Bodrum olanlara şiddetle öneriyorum.
FERDİ BABA / ÇEŞME
Her ne kadar, ilk göz ağrım Şifne’deki yeri kapanmış olsa da; Ferdi Baba, Çeşme’nin olmazsa olmazlarından biridir. Köy içindeki yeni mekanı kasıp kavuruyor diye duydum. Ben Port’taki restaurantlarına da gitmiştim. Özetle; Ferdi Baba, Türkiye’deki en iyi 10 balıkçıdan birisidir. Bir kere, servis özenli, personel güler yüzlü, tatlar muhteşem. 12 ay boyunca hizmet veren mekan; huzurun bir diğer adı diyebilirim. 1981 yılında, Ferdi Kabak tarafından kurulan Ferdi Baba, balık serüvenini tutku haline getiren bir işletme. Şu an, Çeşme Marina, Köy İçi ve Alaçatı Port olmak üzere üç şubesiyle hizmet veren mekan için lezzet önerilerim; balık kavurma, yoğurtlu balık kebabı, şarap soslu ahtapot ve okyanus böreği. 30 çeşit ara sıcak ve 25 çeşit soğuk meze alternatifiniz olduğunu da hatırlatayım.
AYAYORGİ BALIK / ÇEŞME
Sevgili Engin Yaşar ve ekibinin başında olduğu ve eğlence hayatına yön veren Kafe Pi Çeşme içinde hizmet vermeye başlayan “Ayayorgi Balık”, şimdiden en iyi balık restaurantları arasındaki yerini aldı bile. Koyu tepeden gören manzarası, romantik ambiyansı, huzurlu dekorasyonu ve elbette iddialı mutfağı ile göz dolduran Ayayorgi Balık; Çeşme’nin “en”lerinden biri olmaya aday. Ne yemeli diye sorarsanız; Cunda ezme, deniz mahsüllü pazı sarma, balık kokoreç, tahinli Antep ezme, adını sen koy levrek sarma, ahtapot güveç, tandır ve carpaccio, ot kavurma, annemin kızartması, hardal soslu kum midyesi, deniz mahsüllü krep der, noktayı koyarım. Balıklar hep taze, hep çıtır çıtır deyim yerindeyse. Bence, yüzde yüz denemeye değer.
ANTALYA BALIK EVİ / ANTALYA
Antalya Balıkevi, Akdeniz bölgesinin en sevilen ve en çok tercih edilen balık restaurantlarından biri. İşin mutfağında bulunan ve alanlarında uzmanlaşmış şef ve aşçılar, Akdeniz mutfağı ve dünya mutfaklarının en seçkin deniz ürünlerini, mezelerini hazırlıyor ve sunuyorlar. Mekanın mottosu, “koşulsuz ve kesintisiz müşteri memnuniyeti”, bu yüzden malzemeden, pişirmeye, sunumdan, servise kadar, her aşamada özenle hareket ediliyor. Antalya’nın ve Antalyalı’ların en uğrak lezzet duraklarının başında gelen Antalya Balık Evi’nin spesiyalleri arasında, balık çorbası, ot tabağı, avakado dilimli kırma yeşil salata, safran soslu karides tava, sütte levrek bulunuyor. Hepsi, parmak yedirten cinsten. Eğer, lezzetli balık ve huzurlu ambiyans seviyorsanız, bunun için, doğru adres Antalya Balık Evi olacaktır.
haberturk.com