Çocuğun kendi hayat hikayesini ve manifestosunu anlattığı bir yazı var ona göz atmıştım biraz haberi ilk duyduğumda. Öfkesinin ana kaynağının yetiştirilişinden kaynaklandığını düşünüyorum ben. Babası Hunger games'in yardımcı yönetmeni, o anaokulundayken anne-babası boşanıyor. Boşanmadan itibaren her dediğini yapmaya başlıyorlar sanırım. Çocukta daha anaokulundayken ortak bir arkadaşlarının oyunda neden onu değil de arkadaşlarını desteklediğini dahi dert edip saygı görmediğini düşünen bir tip oluyor.
İlkokulda popüler çocuklardan olması gerektiğine karar veriyor. Buarada bu dönemde arkadaşı olmayan bir çocuk değil aslında. Sadece okulun popülerlerinden olması gerektiğine inanıyor. Bunun için çok sevdiği pokemonlarla oynamayı bırakıp kendine sörf tahtası aldırıyor ve saçlarını sarıya boyattırıyor -Söylediğine göre bu onu 3-4 günlüğüne popüler yapmış cidden- Daha sonra l,seye geçtiğinde yine popüler çocukları gözlemleyip onlarda olan herşeye sahip olmak istiyor ve kız arkadaş onların sahip olduklarından biri. Hayatı boyunca sosyal ortamda kendisinden daha popüler erkeklerle kendini kıyaslayıp, onlarda olup kendisinde olmayan herşeyi parayla tamamlayabiliyor bu çocuk. Ama ne zamanki işin içine kendi iradesi olan yeni bir aksesuar giriyor o zaman bocalıyor. Yani güzel sarışın bir sevgili aslında sadece aksesuar. Popüler erkeklerin onu sevip benimsemesi için gereken şey. Bana göre katliam yaparkenki motivasyonu cinsel açlık değildi ve bakir genç muhtemelen gizli eşcinsel. Zaten kendisi de ortaokul yıllarında popüler bulduğu çocukların kendisiyle tokalaşmasının ya da konuşmasının çok ciddi tatmin hissi yarattığından bahsediyor. Ve sorun cinsel açlığını doyurmak olsaydı, bunu rahatlıkla halledebilirdi.
Neyse sonuç olarak bu kadar insan bir anne-baba çocuğuna hayatta her istediğinin istediği şekilde olamayacağını arada hayalkırıklığı yaşamasının normal olduğunu öğretmediği için ölüyor.