- 14 Ağustos 2009
- 53.297
- 42.836
Murat Sabuncu
21 Şubat 2019
Bahçeli'nin 'Patlıcan yemedi diye ölen yok' dediği gün Meclis lokantasında 'patlıcan islim kebabın' fiyatı 8 liraydı!
Bahçeli'ye göre 'fakir fukara edebiyatı' yapılıyor...
İktidarın ortağı/dayanağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisini izleyen muhabirlerle bir toplantı yaptı. Orada sarf ettiği ve ilk duyduğumda "söylememiştir" dediğim bir cümle var ki, sanırım bunu söylediği için sonradan pişman olmuştur. Ya da son yıllarda duymaya alıştığımız gibi "ben söylerim, sorumluluk üzerimde değilmiş gibi kenara çekilirim, suçu başkasına yüklerim, yürür giderim" diye düşünmeye başladı. "MHP'nin bugünkü durumdan ne sorumluluğu var ki, iktidar mı?" diye kimsenin soracağını sanmıyorum ama "bugünkü sisteminin kurulmasında ve devamında ana aktör" olduğunu herkes biliyor/görüyor. Şimdi gelelim meşhur cümleye. Sebze fiyatlarındaki artış üzerine gelen bir soruya şu yanıtı veriyor: "Soğan bellidir, patlıcanı yiyen bellidir. İhtiyacı olmadığı halde ‘Bugün patlıcan yemedim’ diye kimse ölmüyor. Yarın yer ama bunu bir seçim döneminde fakir fukaranın edebiyatı haline dönüştürerek farklı bir noktaya gelmelerini doğru bulmuyorum."
"Patlıcanı ihtiyaç halinde yemek", "yemedi diye ölmemek", "yemeyi yarına bırakmak..." Bu cümleler nereden tutsanız elinizde kalıyor. İleriki satırlarda bunu tartışacağım. Ama önce hakkı teslim edip, soruyu ve yanıtı aynen aktarayım. Ki bir cümleden yazı yazıldı olmasın. Soru ve yanıtı Meclis'in kıdemli gazetecisi Saliha Çolak'ın "Haberturk.com" sitesindeki haberinden aldım. "Domates biber sormak istiyorum. Vatandaşlardan eleştiri geliyor marketlerdeki yüksek fiyatlandırmayla ilgili… Alışverişe gidiyor musunuz, marketlere bakıyor musunuz? Tanzim satışları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna MHP lideri Bahçeli'nin yanıtı aynen şöyle:
"Vallahi 'ben pazara gidiyorum, marketlere gidiyorum evin ihtiyacı olan biberi, patlıcanı alıyorum' der isem siyaseten yalan söylemiş olurum öyle bir olay yok. Çünkü evde kimse yok. Eve götürdüğümde bunu yapacak insan olmadığına göre çarşıda bunun hazırı varken niye eve kadar taşıyayım değil mi? Bu domates, patlıcan, soğan meselesi siyasetin yeni figürleri olarak ortaya çıktı. Yani vatandaşa televizyonlarda soruyorlar. Örneğin 15. dereceden bir memur ayda veya günde ne kadar soğan tüketiyor onu bilen yok! Ama herkeste bir soğan edebiyatı var. Bunun nasıl üretildiğini, yaşanan sel felaketlerini, hortumları, kasırgaları ve buna benzer tabii afetleri dikkate alarak, üretilmiş olanların nasıl imha olduğunu veya üretim aşamasında nasıl yok olduğunu, bunun karşılığında devletten ne gibi taleplerde bulunduklarını bunu iddia eden bütün siyasiler bilmektedir. O bakımdan Türkiye’nin ekonomik verilerini domates, soğan, patlıcanla –Anadolu’da eski tabir olarak güveç derlerdi şimdi yeni tabir olarak türlü diyorlar- siyaset türlüsüne dönüştürmenin bir manası yok. Soğan bellidir, patlıcanı yiyen bellidir. İhtiyacı olmadığı halde ‘Bugün patlıcan yemedim’ diye kimse ölmüyor. Yarın yer, ama bunu bir seçim döneminde fakir fukaranın edebiyatı haline dönüştürerek farklı bir noktaya gelmelerini doğru bulmuyorum."
Bir siyasi parti lideri düşünün. Üstelik iktidarın yanında/destekçi. Fiyatların neden bu noktaya geldiğini sorgulamak/çare üretmek yerine "Bugün patlıcan yemedim diye kimse ölmüyor" diyebiliyor. Peki halka bu telkini yapan Bahçeli'nin üyesi olduğu Meclis'in lokantasında "halka patlıcan yemezseniz ölmezsiniz dedik biz de yemeyiz" denmiş mi? Merak ettim. Meclis'te çalışan bir arkadaşım bugün (21 Şubat 2019) lokantaya gitti ve mönüde şunu gördü: Patlıcan islim kebap. Arkadaşım islim kebabı yedi ve 8 TL (yazıyla sekiz) hesap ödedi. Google'dan bu yemeğin tarifine baktım. Malzemeler şöyle:
3 adet patlıcan
4 adet sivri biber.
2 adet domates.
150 gram kıyma.
3-4 dilim ekmek içi.
1 adet yumurta.
1orta boy soğan.
2-3 diş sarımsak.
Yani saatlerce sırada beklenen "tanzim satış"tan bile alınsa bu malzemeler ile 8 TL'ye patlıcanlı islim kebabı imal edemezsiniz. Ama biliyoruz ki bizlerin vergileriyle Meclis mutfağı "destekleniyor..." O yüzden sayın vekiller daha avantajlı fiyata yemek yiyebiliyor. Ortalama vatandaştan kat kat daha iyi maaş, emekli aylığı ve yakınlarıyla birlikte ömür boyu özel sağlık hizmeti aldıkları gibi...
Saray davetinde; ejder meyveli smoothie (Chia tohumu eşliğinde), efuli (liçi meyvesi eşliğinde), aloevera (starex meyvesi eşliğinde), orman meyveli special, bahçe naneli limonata, taze sıkılmış portakal, taze sıkılmış greyfurt, taze sıkılmış havuç, taze sıkılmış elma içip; pataşur içerisinde Çerkes tavuğu, zencefilli somonlu suşi, tartalet içerisinde Antakya usulü humus, susamlı levrek simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş yiyeceksiniz. (Kaynak: Vahap Munyar)
Meclis lokantasında "yemezseniz ölmezsiniz" dediğiniz günün ertesi vekillere 8 TL'ye "patlıcan İslim kebap fırsatı" sunacaksınız. Sonra haktan, adaletten, eşitlikten bahsedeceksiniz. Halktan gelen pahalı itirazlarına "senaryo" nitelemesi yapıp, sayıları birkaç kişiye inmiş gerçekleri yazan gazetecileri hedefe koyacaksınız. "Seçim döneminde fakir fukara edebiyatı yapmayı doğru bulmuyorum" diyen Bahçeli smoothie ve islim kebabını doğru buluyor mu? Keşke eski günlerdeki gibi olsa, birisi bu soruyu Sayın Genel Başkan'a sorsa....
https://t24.com.tr/yazarlar/murat-s...patlican-islim-kebabin-fiyati-8-liraydi,21747