Feminizm safsata cazgırlık aşagılık kompleksi
Ben de onu diyorum işte.
- Sadece erkekler askerlik yapıyor, denir ve feministlerden ''kadınlar da subay oluyor, pilot oluyor'' derler. Er oluyorlar mı peki? Yagmuyrda çamurda karda kışta kıyamette sogukta dagda.. vs kaç kilo eşya ile yürüyorlar mı? Masabaşı veya rahat işler... Subaylıkla ya da pilotlukla erkegin yürüyerek yaptıgı askerligi kıyaslamak da komik yani.
- İnşaat işçisi hep erkektir, ama feministler inşaat mühendislerini öne sürerler. Mühendis de rahat, masa başı iştir ve inşaat işçiligi le denk tutmak abesttir.
.... vs vs vs. Uzatmaya gerek yok. Medeniyeti kuran erkekler ve bunu söyleyince aşagılık kompleksine girmiş falan olmuyorum, aksine bunu reddetseydim aşagılık kompleksine girmiş olurdum.
Sifona basınca tüm dertlerinden kurtuluyorsun ya hani foşşş diye... O klozeti tasarlayan da, üreten de, evine getirip monte eden de, bozulunca tamir eden de hep erkeklerdir. 1 tane kadın göremezsin bu aşamalarda. Hatta kanalizasyon bile erkekler sayesinde inşa edilir ve işlerligini yürütür. Yani o sifona basmak çok kolay elbette ama ardında bir yıgın erkegin parça parça birleştirdigi br bütün var, ve hepsi de erkek. Boş konuşmanın alemi yok.
Herşey için geçerli bu. Evindeki çamaşır makinen için de, tv için de... Otomobilin için de hatta oturdugun ev için de...
anaerkil düzende "erk" yoktur, diye bir şey dedim mi ben sana?Yahu senin anladıgın anlamda anaerkil diye birşey yok diyorum. Ataerkil yapıya zıt kavram üretmek için uydurulmuş saçma ve anlamsız bir kelime. ''asdaszcd'' kadar saçma. Ama eger ki ataerkilligin karşıtı ise de, anaerkil demek hiyerarşinin olmaması demektir.
Hiyerarşinin olmadıgı yerde de ''erk'' olmaz, güç olmaz. Yani şamanların gücü falan da olmaz. Eger şamanların gücü var ise, bu toplum ataerkildir, yani hiyerarşiktir.
Feminizm türleri arasında tabi ki tartışmayacagım.
Ve son olarak da feminizmin kadınları özgürleştirdigini iddia ettigin safsata... Yani komik... Kadınları bile en çok erkek egemen düzen özgürleştirmiştir. Feministlerin yaptıgı hiçbir şey yok cazgırlıktan başka.
Ben bedenen kadınlarla erkekler bir demedim. Ama zeka olarak iki cinsiyetten de topluma faydalı insan çıkar. Bu zamana kadar kadınalr okumadığından, kadın daha az vardı.
Herkesin mesleği önemlidir, alın teri vardır ama, unutma ki mühendis olmadan, binlerce işçiyi de getirsen, bu binaları çıkartamazsın ortaya.
Çinde de fabrika gücü çoktu mesela, erkeklerde ağır iş gücünün olduğu gibi. Eee çinin işçileri mi öne çıktı, yoksa ürünlerinin kalitesi mi.
Herkes işçi olur da, herkes mühendis olamaz. Tüm erkekler işçi olabilir ama mühendis olamaz. Mühendis olmadan, işçinin hükmü de olmaz.
Neyse, belli ki sen zekaya değil de iki bilek kuvvetine önem veriyorsun sadece. Benim dünyam, çevrem, ailem, zekaya önem veren, zekayla olduğu yere gelen insanlar. Seni bilemem. Kimsenin mesleğini küçümsemiyorum, yanlış anlaşılmasın buarada. İşçi de önemlidir baş mühendis de. Ama herkes mühendis olamaz demek istediğim bu. Mimarlar mühendisleri örnek göstermek yerine, iş gücünü gösteriyorsun. Tamam erkek inşaat işçisi varsa, kadınların da yatkın olduğu alt dallar var. Sen binayı yapanı işçi kabul ediyorsan, mimarı unutuyorsan , o senin sorunun.
Pardon ya. Senin gibiler insanın zekasına önem vermez zaten. Belli oluyor
Ben öyle işçi sevici degilim, fakir işçi edebiyatını da hiç sevmem. Burada iki cinsiyet arası bir sorumluluk ve işlev kıyası yapıyorum. Ve bu dünyayı erkeklerin yarattıgı gerçegini degiştirmez bu. Burada az önce de söyledigim gibi iki cins arası bu üstünlük sorumluluklardan ileri gelen bir üstünlüktür, zeka ya da fiziksel güçten degil.
Kadınların çalışabilmesi için evvela erkeklerin o alanı güvenli hale getirmesi lazımdır en basitinden. Bugün niye bu kadar kadın rahat rahat şehir hayatında çalışabiliyor? Çünkü erkekler dogadan güvenli bir medeniyet kurdu da ondan. Yoksa maden işçisi, inşaat işçisi kadın falan göremezsin çünkü yeterince güvenli ve kolay işler degildir.
Sen bu eşitsizligi farklı anlıyorsun. Kadın erkek eşit degil, medeniyeti erkekler kurdu derken kadın aşagıda erkek de yukarıda sahibi... gibi anlıyorsun. Bunun da sebebi feministlerin milletin aklını zehirlemesidir.
En basitinden şunu söyliyim; Kadınlar dogurabilir erkekler doguramaz... Şimdi ben burada erkekleri aşagılamış mı oldum? Ya da kadınlar çocuklara erkeklere oranla daha iyi bakar... desem erkekleri aşagılamış mı olurum? Yoksa ortada olan bir gerçegi mi söylemiş olurum?
İşçiler çok yüce varlıklardır gibisinden bir şey anlatmıyorum yani. Erkeklerin aldıkları ve yerine getirdikleri sorumlulukların hakkını vermiş oluyorum.Eger hakkını vermeseydim bu aşagılık kompleksinden başka birşey olmazdı.
anaerkil düzende "erk" yoktur, diye bir şey dedim mi ben sana?
benim anaerkillik=sosyalizm diye okuduğumu sanıyorsun.
ben anaerkilli= kadın ve erkek erk olarak eşittir dedim mi? hiyerarşi yok dedim mi?
hiyerarşi=erk=erkek olarak okuyan sensin.
benim söylemediğim bir şeyi "peeee bir haltı da doğru bil, yok lan öyle bir şey" şeklinde okuyacaksan kapatılım tükkanı.
eğer Şamanların gücü var ise bu sınıflı bir toplumdur. anaerkil toplumlarda bu sınıf erkeğe göre belirlenmez.
örneğin kızılderililer anasoylu bir toplumdur ve erk çoğunlukla erkeklerin elindedir.
eski iskandinav kabilelerin kiminde görüldüğü gibi Orta Asya'da da vardır anaerkillik.
iki kavramı karıştırıyorsun.
anaerkillik adı üzerinde bir "erk" çeşididir. bu erk sadece doğrudan, bir doğum hakkı olarak erkeğe geçmez, doğumdan kadına geçebileceği gibi bazı koşulları yerine getirmek şartıyla erkeğe geçer.
ataerkil toplumun esprisi kadın üzerinde mülkiyet hakkıdır ve anaerkil toplumlarda bu yönde cinsellik temalı bir mülkiyet yoktur.
seni anaerkillikte erkin olmadığına her kim inandırdıysa yanlış inandırmış.
Offff senin bu zehirli düşüncelerine diyecek bişeyim kalmadı cidden. Sürekli aynı şeyler konuşuyoruz. Ciddi yazıyorsun ama söylediklern öyle garip ki.
Tamam belli ki senin dünyanı erkekler kurmuş. Ama benim dünyamı sadece onlar kurmadı. Dünyalarımız çoooooook farklı mervecik
tamam doğru söylüyorsun ama şöyle bir şeyi atlıyorsunE tamam işte... Eger anaerkillikten ''kadınların egemen'' oldugu şeyi anlıyorsan eger, kadınların egemen oldugu toplum da ataerkildir diyorum. Boşuna kelime degişikligine gerek yok. Kafa karıştırmaktan başka işe yaramaz, zaten senin de epey kafanı karıştırmış.
Tek farkı özellikle kadınları vurguluyor olmasıdır, ki bu ataerkilligin karşıtı degildir. Zira ''ata'' kelimesi sadece erkegi degil, kadını da kapsar. Ama 'ana' kelimesini getirirsen sadece kadını kapsar.
Tanrı kelimesinin heme erkek hem dişi hem de cinsiyetsiz tanrılar anlamaına gelebilir, tanrıçanın ise sadece dişi tanrı anlamına gelmesi gibi.
Yani sen,n anladıgın haliyle (ki safsatadır, zira ataerkilin karşıtı degildir) anaerkil, düzenin ataerkil oldugu (yani hiyeraşik), ama kadının egemen oldugu toplumdur. Ataerkillik degşmiyor anlayacagın üzere, erkin varlıgı yok olmaz, sadece onu genelden alıp sadece kadına vermiş olursun, ama hala ataerkilsindir. Zira güçlü kadın hükmediyorsa, erk güçlü kadındır, yani hiyeraşiktir.
ve ben bu kavram salatasından sıkıldım. Yok anaerkil diye birşey. Amma ugraştım yahu şu anaerkil kelimesi zırvalıgıyla
nasıl da güzel bir alakasız ve kasten çarpıtılmış bir tez koymuşsun ortaya. kadınlar için o toplumu zararlı hale getiren bizzat erkekler zaten.Kadınların çalışabilmesi için evvela erkeklerin o alanı güvenli hale getirmesi lazımdır en basitinden. Bugün niye bu kadar kadın rahat rahat şehir hayatında çalışabiliyor? Çünkü erkekler dogadan güvenli bir medeniyet kurdu da ondan.
tamam doğru söylüyorsun ama şöyle bir şeyi atlıyorsun
"ataerkillik" olarak tanımlanan toplumda erkeğin kadın üzerinde bir mülkiyet hakkı vardır, özel olarak koca ya da efendi olarak adlandırılan erkeğin kadın ya da kadınlar üzerinde özel mülkiyet hakkı vardır. tıpkı senin şu an önündeki bilgisayar üzerinde bir mülkiyet hakkın olduğu gibi
anaerkil toplumlarda böyle bir mülkiyet hakkı yok.
o yüzden sen her ne kadar beğenmesen de şu an için elimizdeki en iyi iki kavram bunlar.
nasıl da güzel bir alakasız ve kasten çarpıtılmış bir tez koymuşsun ortaya. kadınlar için o toplumu zararlı hale getiren bizzat erkekler zaten.
doğa kadınlar için güvensiz falan değildi. modern araştırmalar "erkek avlanır, kadın toplar" gibi toplumsa cinsiyetçi söylemleri gayet çürütmüştür.
en basiti Vikinglerde de İslamiyet öncesi Türklerde de kadınlar savaşçıydı.
Daha önce de bir ara yazdıgım üzere; Medeniyeti erkekler kurar, nesli kadınlar devam ettirir. İkisi ayrılmaz. Senin kafan sürekli bbir kadın aşagılamasına kaydıgı sürece ne anlatsam boş. Önce o düşüncelerden sıyrılmayı bi dene, kendini degersiz mi görüyorsun nedir anlamadım ki?
Ben kendimi değersiz görmüyorum. Siz kadını değersizleştirmeye çalışıyorsunuz. Demek istediklerimin tek özeti bu
Bu dedigin feministlerin aklını zehirlemesi yüzünden. Sen kendini degersizleştiriyorsun da haberin yok. Aşagılık kompleksini aşıladılar resmen yahu insanlara.
''Bill Gates benden çok daha fazla iş başardı, ne de olsa adam dünyayı degiştirdi ve herkesin evinde bu adamın eseri var'' desem kendimi degersizleştirmiş olur muyum, yoksa haklıyı hakkını mı vermiş oldum? Eger kendimi degersiz hissedip aşagılık kompleksine girseydim muhtemelen ''aman yaaa napmış sanki, o yapmasa başkası yapardı zaten'' derdim.
İlk önce burada özel olarak bir üstünlükten bahsetmiyorum. Genel manada erkek cinsi ile kadın cinsi arasında konuşuyorum. Yoksa erkek güçlüdür deyince erkeklerin hepsinin güçlü oldugu anlamına gelmiyor, ki bir çogu güçlü degil, güçlü olmaya mecbur (sorumluluk). Bir sürü kadın var erkeklerin çogundan zeki, güçlü vve sorumluluk sahibi olan. Yani her erkek her kadından üstündür anlamı yok burada, erkek cnsnin sorumluulklarının daha agır oldugunu ve bu yüzden bir üstünlük oldugunu anlatıyorum.
Eşdeger konusuna gelirsek kadına verilen haklara bakınca kadının daha degerli oldugu ortada. Çünkü rahim pahalaıdır, sperm ise ucuz. Kadının hiçbir şeyi olmasa bile dogurma yetenegi var, erkek ise mecburen bir şeyler yapmak zorunda (bak yine sorumluluk). Asıl kendini degersizleştiren kadınla erkegi eşitlemeye çalışan feminist tiplerde. Böyle zırvalık olmaz.
Hayır aslında feminist zırvası degil, temelde komünist zırvasıdır. Hiyerarşinin bulunmadıgı bir toplum safsatası...
Ama yıl olmuş 2015, bu devirde sosyalizm ve komünizm gibi akıl hastalıklarıyla ugraşmıyorum, onların bugünkü versiyonu feminizmi eleştiriyorum sürekli.
Bu baglamda ele alırsan, anaerkil = hiyerarşinin olmadıgı toplum. Yani cahilin zırvası.
"Eşitiz" cümlesini kuranları, gerçeklerden kaçma ve aşağılık kompleksine kapılma ile suçluyorsunuz. Çünkü size göre daha güçsüz, daha sakin ve güç istemeyen işlere yatkın olan kadınlar, bunu kabul etmeyip üstüne bir de eşitliği savununca, bunu doğa yasalarına aykırı bir isyan olarak görüyor, çocuğun boyundan büyük işlere atılması gibi imkansız, zavallı bir çırpınış olarak değerlendiriyor, küçümsüyorsunuz.
Askerliğin kadınlara zorunlu olduğu, her türlü eğitim aşamasında yüzde yüzlük bir eşitliğin sağlandığı ülkelerde var. Ya da kadınların devrim hareketlerinin başını çektiği tarihi olaylar...
Ki bunları sıralamak bile komik. Herkes biliyor ki, seçme ve seçilme hakkını bile erkeklerden yüzlerce yıl sonra almış olan kadınları bu duruma zorlayan tarihin işleyiş biçimidir. Sebebi güçsüz olmaları değil, asla. Eğer bu savı destekliyorsanız, aynı damgayı siyahilerede vurmanız gerekir. Yüzlerce yıl köle olarak alınıp satılan siyahi vatandaşlar, güçsüz oldukları için değil, karşılarında akılları eksik, barbar bir çoğunluk bulunduğu için bu caniliğe maruz kaldı. Peki ya sonra? İsyan ve savaşların ardından, günümüzde neredeyse tam bir eşitlik söz konusu. İzm'ler oluştu, Luther King gibi liderler çoğaldı... Faminizm de kadınların isyanıdır.
Sorumluluk palavrası ise ayrı bir komedi."Doğru", "Demek ki öyle gerekiyormuş", "Düzen bizden bunu istemeseydi, tarih böyle yazılmazdı" gibi yorumlar çoğunluğa bakılarak yapılmaz. Bu egemen sınıfın (cinsiyet ya da ırk) dalkavukluğunu yapmaktır. Şimdiye değin saizin tabirinizle "pis işler"i erkeklerin yapması, bunun gerekli olduğu, ancak bu şekilde o tür işlerin halledilebileceği veyahut tersi bir durumda tüm sistemin alt üst olacağı anlamına gelmez. Gericiliğin tüm işaretlerine sahipsiniz.
Tıpkı ahlak kavramının ülkeden ülkeye hatta köyden köye değişmesi gibi, sorumluluklarda değişmekte. Sınırlı bir çevre ile dünyanın yarısını oluşturuan bir cinsi kalıplar içine sıkıştırmanız, basit işlerin ve arka planda olmanın size mazoşistce zevk verdiği anlamına geliyor.
"Eşitiz" cümlesini kuranları, gerçeklerden kaçma ve aşağılık kompleksine kapılma ile suçluyorsunuz. Çünkü size göre daha güçsüz, daha sakin ve güç istemeyen işlere yatkın olan kadınlar, bunu kabul etmeyip üstüne bir de eşitliği savununca, bunu doğa yasalarına aykırı bir isyan olarak görüyor, çocuğun boyundan büyük işlere atılması gibi imkansız, zavallı bir çırpınış olarak değerlendiriyor, küçümsüyorsunuz.
Askerliğin kadınlara zorunlu olduğu, her türlü eğitim aşamasında yüzde yüzlük bir eşitliğin sağlandığı ülkelerde var. Ya da kadınların devrim hareketlerinin başını çektiği tarihi olaylar...
Ki bunları sıralamak bile komik. Herkes biliyor ki, seçme ve seçilme hakkını bile erkeklerden yüzlerce yıl sonra almış olan kadınları bu duruma zorlayan tarihin işleyiş biçimidir. Sebebi güçsüz olmaları değil, asla. Eğer bu savı destekliyorsanız, aynı damgayı siyahilerede vurmanız gerekir. Yüzlerce yıl köle olarak alınıp satılan siyahi vatandaşlar, güçsüz oldukları için değil, karşılarında akılları eksik, barbar bir çoğunluk bulunduğu için bu caniliğe maruz kaldı. Peki ya sonra? İsyan ve savaşların ardından, günümüzde neredeyse tam bir eşitlik söz konusu. İzm'ler oluştu, Luther King gibi liderler çoğaldı... Faminizm de kadınların isyanıdır.
Sorumluluk palavrası ise ayrı bir komedi."Doğru", "Demek ki öyle gerekiyormuş", "Düzen bizden bunu istemeseydi, tarih böyle yazılmazdı" gibi yorumlar çoğunluğa bakılarak yapılmaz. Bu egemen sınıfın (cinsiyet ya da ırk) dalkavukluğunu yapmaktır. Şimdiye değin saizin tabirinizle "pis işler"i erkeklerin yapması, bunun gerekli olduğu, ancak bu şekilde o tür işlerin halledilebileceği veyahut tersi bir durumda tüm sistemin alt üst olacağı anlamına gelmez. Gericiliğin tüm işaretlerine sahipsiniz.
Tıpkı ahlak kavramının ülkeden ülkeye hatta köyden köye değişmesi gibi, sorumluluklarda değişmekte. Sınırlı bir çevre ile dünyanın yarısını oluşturuan bir cinsi kalıplar içine sıkıştırmanız, basit işlerin ve arka planda olmanın size mazoşistce zevk verdiği anlamına geliyor.
Bu soylediklerin o kadar gerçeğin icinden ki. Aslında baskın davranan karsisindakinden korktuğu için bunu yapıyor. Kadınlar erkeklere, aptallar zekilere gibi. O halde bir erkeğin metroda bacaklarını açarak oturması "dışarısı böyle bir yer begenmiyorsan, rahatsızsan evinde otur demeye geliyor.