Babam, uykunu böleceğim,
ama seninle konuşmak istiyorum.
Uyan baba, uyan! Bak sana neler anlatacağım.
Baş ucuna gelip, sana böyle haykırdığımda gözlerini açıyorsun,
Biliyorum
Beni dinliyor, belki de bana bir şeyler fısıldıyorsun,
Biliyorum.
Ama gücüm, ne toprağı yenip gözlerine ulaşmaya yetiyor.
Ne de fısıltılarını işitebiliyorum.
Yine de öğrettiğin gibi hissedebiliyorum.Sen gideli 9sene oldu.Bize "elveda" demeden ilk gidişindi.
Bizleri öpmeden ilk kapıdan çıkışın,
Gelirken alayım; bir şey lazım mı diye sormayı ilk unutuşun
Kravatını bile takmamıştın bu sefer,
Nereye gittin ki, bu kadar önemsizleşti alışkanlıkların?
Soğuk mu baba oralar?
Güneş bir nebze olsun dokunur mu gözlerine?
En uzun, en anlamlı nutukları gözlerinden okudum hep.
Hala, evimizin duvarında bana neler anlatıyorlar neler...
Bir sen daha vardı gözlerinde senden öte
Bari biriniz kaldınız benimle, çok şükür.
9 yıldır damarlarımda kaç tur attın kim bilir?Sen damarlarımda dolaşıyorsun.
İkimiz bunu biliyoruz ya, bu da yeter.
Babam, buraları hiç merak etme.
Tanrının toprağın altındaki loşundan daha karanlık bu dünya...Ne güzel dostların var babam,
Sana her geldiğimde, kimin koyduğunu bilmediğim çiçekler
Buluyorum küçük bahçende.
Bizi arayıp, soruyorlar, birbirleriyle tanıştırırken
"Yeğenim", diye hitap ediyorlar.seni anlatıyorlar sonra.."adam gbi adamdı" Övüyorlar, övüyorlar,
Yine söylüyorum "Sen sağken de badem gözlüydün babam"....
Gece uzaklardan gelirken yol kenarındaki
Çalıların garip şekillenişlerine,
Minicik bir hareket eder mi diye, duvardaki resmine
Uyumak üzereyken gelen tıkırtıyla irkilip,
evin dört bir köşesine bakıyorum hep
Karşıma çıkarsın diye.
Lanet olsun, yoksun!
Bir gece rüyama gir baba!
Kucakla, ıslak ıslak bir öp be!
Çok özledim; çok özledim anlıyor musun?
Çok özledim...