‘Babam’ deyince yüzümde tebessüm çiçekleri açardı
Gözlerimin içi gülerdi; dudaklarımla beraber
Ona bakınca boynuna sarılır
Öperdim muhabbetle, çok içten öper öper…
‘Babam’ deyince göğsüm kabarırdı
Gururla bakardım etrafa, insanlara
O herşeyden anlar, bilirdi herşeyi işte.
Çoğumuz meselesi neyse ona danışırdı çünkü
Fikir alırdı bir sorunu olan
Destek beklerdi evlenen, yuva kuran
Severdi herkes, saygı duyardı
Yardıma ihtiyacı olan hemen kapısını çalardı
Böyleydi ‘babam’ benim.
Geçmiş zaman eki kullandım diye öyle olmayı bıraktı sanmayın
Öyledir eminim hâlâ benim ‘babam’
Yardım etmeyi sever…
Çalar kapısını yine her ihtiyacı olan kimseler.
Yad ettim sadece maziyi
Bilmiyorum artık zira şimdiyi ve âtîyi.
‘Babam’ deyince süzülüyor gözlerimden yaşlar şimdi
Onun zeytin gözlüsü soldu, yandı, eridi
Bir yanı eksik kaldı, bir yanı tükendi
Fakat içindeki hasreti, sevgisi hiç bitmedi
Bu şiiri bizi terk eden babam için yazdım dün akşam. Aklıma geldi, aniden ‘babam’ dedim gözlerim ıslandı.
Biz çocukken babam bizi çok severdi, kucağına alır sever gezdirirdi. Büyüdük bizi öpmekten sarılmaktan vaz geçmedi. Hani baba resmidir sevemez ya, öpemez ya çocukarını; sevgisini gösteremez ya… Asla öyle bir baba olmadı. O çok istiyor diye üniversiteye gitmeye karar vermiştim. Hiç beni sıkıntıda bırakmadı her telefonda konuştuğumuzda paraya ihtiyacım olup olmadığımı sorardı.
Evet, babam beni çok severdi. Abimi ablamı da.. Ama şu var ki ben babamdan çok çekinirdim. Karşısına geçip doğru düzgün sohbet ettiğimi bilmem. Telefonda da en fazla 3 dakika konuşurduk. Disiplinliydi. Sözünü dinlemediğimiz de bizi sevmemekle tehdit ederdi. Küserdi gerçekten de… ve günlerce konuşmazdı. Bizi sevmeyecek diye çok korkardık. Yalvar yakar barışırdık. Hiç dayağını yememişmdir fakat küs olması dayaktan beter gelirdi... Evli barklı kadın oldum hala çocukluğumu unutamadım. Gülebilrsiniz. Baskılı büyüdük biz belki de ondan konuşamadım babamla doğru düzgün…
Çok uzatmayacağım anlatsam sayfalar sürer.Asıl mevuya geçiyorum:
Üç yıl önceydi. Babam ben evlendiğim gün annemi, evi terk etmiş. Ben balayındaydım bana günler sonra söylediler. Söylemeseler de gidecektik el öpmeye öğrenecektim zaten. Ki gittik de eve… hayatımın en zor günüydü, en mutlu günlerim hüsran oldu. Annem perişan, ev babamsız bom boş…
Aslında ben alıp başımı gideceğim derdi babam, hazırlıklıydım. Ama insan konduramıyor yine de. Yaşadık ve onun ciddiyetini anladık ne yazık ki.
Babamı aradım evliliğimin ilk ayında, evime döndüğümde (başka şehirdeyiz) ‘evime gelebilirsin baba’ dedim. (Düğünde yanına geleceğim demişti en son vedalaşırken, ben de eve varınca ararım demiştim) ‘Tamam gelirim bir ara’ dedi. Bir ay sonra telefon etti. En stresli günümde. ikinci üniversite için kayıt yaptırıyordum saatlerce beklediğim kuyruktayken aramıştı. Adresi sormuştu, yeni olduğum için tam bilmiyordum yolu tarif etmeyi eve gidince ararım dediydim sanırım. Belki yarın işim çıkmazsa gelirim demişti. Telaşla, yorgunlukla ne konuştum hatırlamıyorum. Eve döndüğümde eşimle tartışmıştık o gün söyleyemedim ertesi günü akşam söyledim o da ararım dedi unuttu gitti. Aslında ben babam arar diye bekledim hani işim çıkmazsa demişti ya. Birkaç gün sonra araya bayram girdi annemin yanına gidecektik günler önce planlamıştık onun için bayramdan sonra gelir diye dönüşte aradım. Gelmeyecek misin baba dedim. Vazgeçtim dedi. Evet babam küsmüştü. Meğer babam eşimin aramasını beklemiş ve gelecekmiş. Onu istemedğimizi düşündü. Ne söylediysem inanmadı bana. Annemi seçtiğimi düşündü. Aylarca konuşmadı. Aradığımda soğuk soğuk konuştu sitem etti. Benimde duygularım var yeni gelindim ve eşimle ister sitemez anlaşmaya çalışıyorduk. Onun sitemlerini kaldıramadım ve ona bir mail yazdım. Açıklama yapmak için doğrusu ben de biraz sitem etmiştim. Hepten küstü bana da.. Aylar sonra halam araya girdi konuştuk ama mırın kırın derler ya öyle. Bana inandıgından değil de mecburiyetten konuştu sanki. Hep bizim aramamızı bekliyordu... Hiç o aramadı.
Bir yıllık evliydim bir ameliyat geçirdim eşim aradı haber etti. Daha sonra yine aradı hatta daha narkozun etkisindeyken babamla konuşmuşum hatırlamıyorum. Eller geldi babam gelmedi yanıma. Ben yine de ona kızmadım ara ara telefon ettim. O durup durup bize öfkeleniyordu.. Ne desek ters anlıyordu.. Telefon etmeye korkuyordum… İyice arayı açmıştım… Zaten yurt dışına gitmişti.
Bu yıl ablamın eşinin yardımıyla ablamla beraber babamla Ramazan Bayramında yüzyüze görüştük. Detayını yazmayacağım ama gördüğümde nasıl sarıldım bilemezsiniz. yarım saat kadar oturduk. gitti sonra. Eve geldiğimde aradım bir iki defa. o hiç aramadı sormadı beni, bizi..
Beş ay önce annemle boşandılar. Bu süre zarfında hiç aramadım. En son dede olacağını haber vermek için geçen ay aradım telefonu kapalıydı mesaj attım konuşmak istediğimi anlatan. Ama bana dönmedi.
Artık pes ettim. Neden hep bizden bekliyor? Bizim ondan beklemeye hakkımız yok mu? Ne yapayım sizce diye sormayacağım. Herkesin karekteri farklıdır zira. Eminim aranızdan
- Ben olsam babama hesap sorardım, neden bıraktın diye
- Saçmalıyorsun, adam sizi istemiyor zorlamanın alemi yok
- Baban haklı düpe düz anneni tutmuşsunuz
Gibi ithamlar da gelecektir. Haklısınız ben de bunları ve daha fazlasını kendime söylüyorum. Babaya hak iddia edilmez diyerek babamın bizi unutuşlarını unutmaya çalışıyorum. Ondan aramaya, görüşmeye çalışıyorum ama olmuyor tek taraflı olmuyor.
Sizlerle dertleşmek istedim sadece. Babasızlık çok zor hele yaşarken kaybetmek… Babalarınızın kıymetini bilin sarılın babalarınızın boynuna sıkı sıkı.. Bırakmayın, bırakmasın…