- Konu Sahibi ProfDrBulentTiras
Erkeklerde kısırlık sebepleri arasında en önemli yeri sperm kalitesi ve sayısı ile ilgili sorunlar almaktadır. Zira sperm sayısı ve kalitesi gebelik elde etmek için yetersizse doğal yolla gebelik elde etmek mümkün olmayabiliyor ya da zor olabiliyor. Sperm sayısı az ya da sperm kalitesi düşük olduğunda üremeye yardımcı yöntemler kullanılarak başarılı bir gebelik elde edebilmek, sağlıklı bir doğum yapabilmek mümkün olabiliyor. Bazı erkeklerde ise menide hiç sperm olmaması sorunu, yani tıp dilindeki adıyla azospermi görülmektedir. İşte bu tür bir vakada doğal yolla gebelik elde etmek imkansızken, son yıllarda gelişen tedavi yöntemleri ile üremeye yardımcı tedavi yöntemleri kullanılarak azospermi sorunu olan erkekler de baba olabiliyor.
Azospermi, tüm erkeklerde yaklaşık % 1 oranında görülürken, kısır erkekler arasında bu oran % 10 - 15’lere çıkmaktadır. Fakat tüm tıbbi gelişmelere rağmen azospermi tedavisinde % 100 başarı elde edilmesi söz konusu olamamıştır.
Oligospermi ve azospermi arasındaki fark nedir?
Erkeğin menisinde çok az sayıda sperm bulunması durumu oligospermi olarak adlandırılırken, menide hiç sperm olmaması durumu ise azospermi şeklinde adlandırılır. Bu bağlamda oligospermi durumunda doğal yolla gebelik elde edebilmek zor da olsa mümkünken, tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtaya sperm nakletmek, tıbbi yollarla yumurtayı döllemek şeklinde gebelik elde etmek mümkün olabilir. Ancak azospermi vakalarında menide hiç sperm bulunmadığından çözüm daha zor olmakla birlikte imkansız değildir. Uzmanlar, kısırlık sorunlarının yaklaşık % 15’inin azospermi sorunundan kaynaklandığını belirtmekteler.
Azospermi tanısı nasıl konur?
Bir erkeğe azospermi tanısı konması için genellikle erkeğin baba olmama, yani kısırlık şüphesi ile doktora başvurması gerekiyor. Sonrasında yapılan birkaç tetkik ve muayenenin ardından doktor azospermiden şüphe edebilir. Bu tür bir durumda erkekten alınan en az iki meninin ayrı mikroskobik incelemesi yapılması gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü bir erkeğe azospermi tanısının konabilmesi için en az 2 kez meninin mikroskobik incelenmesi kriterini getirmiştir. Azospermide sorun çoğunlukla sperm kanalları açık olmasına rağmen testislerde olgun sperm üretiminin gerçekleşmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sorun erkeğin testis iç dokusundaki kusurlardan kaynaklanabileceği gibi, sperm hücresi üretiminden sorumlu olan hormonların salgılanmasını sağlayan hipofiz bezindeki sorunlardan da kaynaklanabiliyor.
Azospermi türleri nelerdir?
Azospermi sorununun iki türü vardır. Bunlardan biri tıkanıklığa bağlı olan azospermi, diğeri ise tıkanıklığa bağlı olmayan azospermidir. Kanallardaki tıkanıklığa bağlı olan azospermide, testislerde sperm hücresi bulunsa bile, kanallarda ya da testislerdeki tıkanıklıklardan dolayı spermler dışarıya ulaşamaz. Erkeğin yaşamış olduğu genital enfeksiyonlar veya doğuştan gelen sperm kanallarının eksikliği gibi sorunlar bu duruma yol açabiliyor. Diğer azospermi türü olan tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi ise alınan menide hiç sperm bulunmaması ya da çok az sayıda sperm üretilmesi sorunudur. Azospermi hastalarının yaklaşık % 65’i bu grupta yer alır. Erkeğin yaşadığı genetik ve hormonsal bozukluklar, testislerin doğuştan yukarıda olması ve radyasyona maruz kalma gibi sorunlara bağlı olarak bu tür azospermi oluşabilir.
Azospermi neden olur?
Azospermi hastalığı genellikle doğuştan gelen sorunlardan kaynaklı olmakla birlikte, sağlıklı bireylerde daha sonradan yaşanan sorunlardan dolayı da görülebilir. Bu bağlamda; erkeğin yaşının ileri olması, sağlıksız beslenme, olumsuz çevre koşulları, hormonsal sorunlar azospermiye sebep olabilir.
Azospermi hangi belirtiler gösterir?
Azospermi kişide herhangi bir şikayete ya da gözle görülür bir soruna sebep olmadığı için semen analizi yapılmadan azospermiyi fark etmek mümkün olmaz. Ancak bazı uzmanlara göre; meninin sarımsı, yeşilimsi, hatta kırmızımsı bir renk alması veya meninin normalden çok daha sıvı veya daha koyu olması ya da menide alışılmışın dışında bir koku olması durumunda azospermiden şüphe etmek mümkün olabilir.
Azospermide nasıl sperm elde edilir?
Azospermi sorunu yaşayan erkeklerin büyük bir bölümünde aslında olgun sperm üretimi olmasına rağmen, bu spermler kanallar yardımıyla dışarı atılamıyor. Azospermi tanısı konulan erkeklere öncelikle fiziki muayene ve laboratuvar tetkikleri yapılıyor. Sperm taşıyıcı kanallar olan vas deferens kanallarının var olduğu fiziki muayene ile gösterilir. Aynı bağlamda bu kanalların gelişimi böbrek gelişimiyle ilgili olduğundan teşhis etmek için böbrekler de kontrol edilir. Bunların yanında kistik fibröz hastalarında da bu kanalların oluşamayabiliyor. Bu şekilde azospermi hastalarında; PESA, TESA ve TESE yöntemleri ile sperm elde edilebiliyor.
Erkeğin testislerinin normalden küçük olması da azospermiye sebep olabiliyor. Bu tür bir durumda fiziki muayene yapılarak hormonsal yapının kontrol edilmesi öncelikli olarak gerekir. Aynı zamanda bu sorun kromozom kusurlarıyla birlikte görülebildiği için hastaya genetik araştırma yapmak da faydalı olur. Kişinin ailesinde, yakın akrabalarında bu sorunun var olup olmadığına ve hormonsal düzene bakılmalır.
Erkeğin hipotalamus ve hipofiz bezlerinde var olan kusurlar ve bu bezlerde tümör oluşumu da azospermiye neden olabilir. Eğer erkeğin sperm kanalları ve testis büyüklüğü normal ise meni ve FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) miktarının ölçülmesi gerekir. FSH, hipofiz bezi tarafından üretilen ve sperm gelişimini sağlayan uyarıcı bir hormondur ve FSH miktarı normalin 2 katı olarak tespit edilirse azosperminin kaynağının sperm üretimi olduğu düşünülür. Böyle bir durumda ise azospermi tanısı koyabilmek için biyopsi yapılması gerekir.
Azospermi nasıl tedavi edilir?
Tedavi için öncelikle hastanın azospermi olup olmadığı ve azosperminin derecesi tespit edilir. Bunun için spermiogram yapılır. Erkeğin menisine 2 hafta ara ile bakılır ve hiç sperm hücresi görülemezse azospermi tanısı konulur. Bunun ardından ön üroloji ve kromozom değerlendirmesi yapılması gerekir. Zira azospermik olguların % 10-12’sinde yapısal veya sayısal kromozomal problemler bulunur. Azospermi tanısı konan hastalarda biyopsi yöntemlerinden en başarılı olan mikroskobik TESE yöntemine başvurulur.
Mikroskobik TESE yöntemi, yumurtalık dokusunu mikroskop altında incelemesidir. Bu tarama sonrasında yumurtalık dokusunda sperm bulunabilecek bölgelerden alınan dokularda sperm aranır ve çoğunlukla sperm bulunabilir. Ancak sperm bulunamazsa alınan doku örnekleri patolojik tanıya gönderilir. Patoloji sonucuna göre hastaya tedavi uygulanır ve yeniden mikroskobik TESE işlemi uygulanır. Mikroskobik TESE ile testislerden elde edilen sperm hücresiyle, mikroenjeksiyon yapılır ve gebelik gerçekleşebilir.
Azospermi, tüm erkeklerde yaklaşık % 1 oranında görülürken, kısır erkekler arasında bu oran % 10 - 15’lere çıkmaktadır. Fakat tüm tıbbi gelişmelere rağmen azospermi tedavisinde % 100 başarı elde edilmesi söz konusu olamamıştır.
Oligospermi ve azospermi arasındaki fark nedir?
Erkeğin menisinde çok az sayıda sperm bulunması durumu oligospermi olarak adlandırılırken, menide hiç sperm olmaması durumu ise azospermi şeklinde adlandırılır. Bu bağlamda oligospermi durumunda doğal yolla gebelik elde edebilmek zor da olsa mümkünken, tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtaya sperm nakletmek, tıbbi yollarla yumurtayı döllemek şeklinde gebelik elde etmek mümkün olabilir. Ancak azospermi vakalarında menide hiç sperm bulunmadığından çözüm daha zor olmakla birlikte imkansız değildir. Uzmanlar, kısırlık sorunlarının yaklaşık % 15’inin azospermi sorunundan kaynaklandığını belirtmekteler.
Azospermi tanısı nasıl konur?
Bir erkeğe azospermi tanısı konması için genellikle erkeğin baba olmama, yani kısırlık şüphesi ile doktora başvurması gerekiyor. Sonrasında yapılan birkaç tetkik ve muayenenin ardından doktor azospermiden şüphe edebilir. Bu tür bir durumda erkekten alınan en az iki meninin ayrı mikroskobik incelemesi yapılması gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü bir erkeğe azospermi tanısının konabilmesi için en az 2 kez meninin mikroskobik incelenmesi kriterini getirmiştir. Azospermide sorun çoğunlukla sperm kanalları açık olmasına rağmen testislerde olgun sperm üretiminin gerçekleşmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sorun erkeğin testis iç dokusundaki kusurlardan kaynaklanabileceği gibi, sperm hücresi üretiminden sorumlu olan hormonların salgılanmasını sağlayan hipofiz bezindeki sorunlardan da kaynaklanabiliyor.
Azospermi türleri nelerdir?
Azospermi sorununun iki türü vardır. Bunlardan biri tıkanıklığa bağlı olan azospermi, diğeri ise tıkanıklığa bağlı olmayan azospermidir. Kanallardaki tıkanıklığa bağlı olan azospermide, testislerde sperm hücresi bulunsa bile, kanallarda ya da testislerdeki tıkanıklıklardan dolayı spermler dışarıya ulaşamaz. Erkeğin yaşamış olduğu genital enfeksiyonlar veya doğuştan gelen sperm kanallarının eksikliği gibi sorunlar bu duruma yol açabiliyor. Diğer azospermi türü olan tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi ise alınan menide hiç sperm bulunmaması ya da çok az sayıda sperm üretilmesi sorunudur. Azospermi hastalarının yaklaşık % 65’i bu grupta yer alır. Erkeğin yaşadığı genetik ve hormonsal bozukluklar, testislerin doğuştan yukarıda olması ve radyasyona maruz kalma gibi sorunlara bağlı olarak bu tür azospermi oluşabilir.
Azospermi neden olur?
Azospermi hastalığı genellikle doğuştan gelen sorunlardan kaynaklı olmakla birlikte, sağlıklı bireylerde daha sonradan yaşanan sorunlardan dolayı da görülebilir. Bu bağlamda; erkeğin yaşının ileri olması, sağlıksız beslenme, olumsuz çevre koşulları, hormonsal sorunlar azospermiye sebep olabilir.
- Erkeğin yaşının ileri olması
- Beslenme bozuklukları
- Olumsuz çevre koşulları
- Hormonsal bozukluklar
Azospermi hangi belirtiler gösterir?
Azospermi kişide herhangi bir şikayete ya da gözle görülür bir soruna sebep olmadığı için semen analizi yapılmadan azospermiyi fark etmek mümkün olmaz. Ancak bazı uzmanlara göre; meninin sarımsı, yeşilimsi, hatta kırmızımsı bir renk alması veya meninin normalden çok daha sıvı veya daha koyu olması ya da menide alışılmışın dışında bir koku olması durumunda azospermiden şüphe etmek mümkün olabilir.
Azospermide nasıl sperm elde edilir?
Azospermi sorunu yaşayan erkeklerin büyük bir bölümünde aslında olgun sperm üretimi olmasına rağmen, bu spermler kanallar yardımıyla dışarı atılamıyor. Azospermi tanısı konulan erkeklere öncelikle fiziki muayene ve laboratuvar tetkikleri yapılıyor. Sperm taşıyıcı kanallar olan vas deferens kanallarının var olduğu fiziki muayene ile gösterilir. Aynı bağlamda bu kanalların gelişimi böbrek gelişimiyle ilgili olduğundan teşhis etmek için böbrekler de kontrol edilir. Bunların yanında kistik fibröz hastalarında da bu kanalların oluşamayabiliyor. Bu şekilde azospermi hastalarında; PESA, TESA ve TESE yöntemleri ile sperm elde edilebiliyor.
Erkeğin testislerinin normalden küçük olması da azospermiye sebep olabiliyor. Bu tür bir durumda fiziki muayene yapılarak hormonsal yapının kontrol edilmesi öncelikli olarak gerekir. Aynı zamanda bu sorun kromozom kusurlarıyla birlikte görülebildiği için hastaya genetik araştırma yapmak da faydalı olur. Kişinin ailesinde, yakın akrabalarında bu sorunun var olup olmadığına ve hormonsal düzene bakılmalır.
Erkeğin hipotalamus ve hipofiz bezlerinde var olan kusurlar ve bu bezlerde tümör oluşumu da azospermiye neden olabilir. Eğer erkeğin sperm kanalları ve testis büyüklüğü normal ise meni ve FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) miktarının ölçülmesi gerekir. FSH, hipofiz bezi tarafından üretilen ve sperm gelişimini sağlayan uyarıcı bir hormondur ve FSH miktarı normalin 2 katı olarak tespit edilirse azosperminin kaynağının sperm üretimi olduğu düşünülür. Böyle bir durumda ise azospermi tanısı koyabilmek için biyopsi yapılması gerekir.
Azospermi nasıl tedavi edilir?
Tedavi için öncelikle hastanın azospermi olup olmadığı ve azosperminin derecesi tespit edilir. Bunun için spermiogram yapılır. Erkeğin menisine 2 hafta ara ile bakılır ve hiç sperm hücresi görülemezse azospermi tanısı konulur. Bunun ardından ön üroloji ve kromozom değerlendirmesi yapılması gerekir. Zira azospermik olguların % 10-12’sinde yapısal veya sayısal kromozomal problemler bulunur. Azospermi tanısı konan hastalarda biyopsi yöntemlerinden en başarılı olan mikroskobik TESE yöntemine başvurulur.
Mikroskobik TESE yöntemi, yumurtalık dokusunu mikroskop altında incelemesidir. Bu tarama sonrasında yumurtalık dokusunda sperm bulunabilecek bölgelerden alınan dokularda sperm aranır ve çoğunlukla sperm bulunabilir. Ancak sperm bulunamazsa alınan doku örnekleri patolojik tanıya gönderilir. Patoloji sonucuna göre hastaya tedavi uygulanır ve yeniden mikroskobik TESE işlemi uygulanır. Mikroskobik TESE ile testislerden elde edilen sperm hücresiyle, mikroenjeksiyon yapılır ve gebelik gerçekleşebilir.
Son düzenleyen: Moderatör: