Az, öz oku, çok çalış

derman

Gökkuşağı istiyorsan ;yağmura katlanmalisin.
Kayıtlı Üye
18 Ekim 2007
5.017
1.607
Az, öz oku, çok çalış

Temmuz, Ağustos ayları tercih ayları... Lise, üniversite veya mezun olunmuşsa yüksek lisansa, işe başlamak için yaşamın ennnn kritik seçimlerinin yapıldığı buram buram sıkıntı, kararsızlık kokan dönemler. Ebeveynler de gençler de ‘acabalar, ya şöyle, ya böyle olursalarla’ dolu günler, geceler yaşıyor, yaz sıcaklarının üstüne bir de gelecek kaygısıyla terliyorlar...

Herkese yaşamlarını en olumlu şekilde etkileyecek kararları vermelerini diliyor, rahat olun diyorum...

İçinizden; ‘söylemesi kolay, tavsiyenin bini, bir para! Veya buna benzer cümleler geçtiğinden de eminim. Söylemim değişmeyecek... Lütfen rahattt olunnn!

Bu cümlenin nedeni çok basit, tamamen beyin denen bilgi işlem ünitesinin çalışmasıyla ilgili. Beynimiz, ard arda, sistemsiz, endişe kaygı, korku sinyalleriyle dolduğunda doğru komutlar üretemiyor. Adeta kilitleniyor, loop’a giriyor. Nasıl telaşla, aceleyle üst üste komut tuşlarına basıp, “Mouse”muzu peş peşe tıkladığımızda “PC”miz, “lap top”umuz kilitlenirse, beynimize de aynısı oluyor. Sağlıklı düşünemiyoruz, hatlar, komutlar, reaksiyonlar karışıyor. “Error” veriyoruz! Olumlu, yapıcı, çeşitli, bol alternatif, fikir geliştiremiyoruz. Bu ruh hali daha çok felaket senaryoları doğurur, hata yapma olasılığımızı arttırır. Yararlı, kontrollü stres, yoğunlaşmak, düşünmek iyidir, bizi odaklar ancak bunu kaygıyla değil, sakin, sistemli, kontrollü bir çaba haline çevirebilirsek...

Onun için, özellikle böyle önemli kararlar öncesinde birinci kural; sakin “cool” olmak ve ezbere söylemlere kulakları tıkamak... Ancak bu şekilde bir sürü lafın, tavsiyenin arasından olumlu, yararlı olanlarını seçebiliriz. Hiç bir şey hayatın sonu değil! Kayıp, kaçtı sandığımız şey belki de yaşamın en önemli fırsatlarından birine sapmamıza neden oluyor! Daha doğrusu bunu o hale getirmek kendi elimizde... Olaya böyle bakıp, bize bunu gösterebilecek kişilerle ve ortamlarda olmalıyız... Dikkatimizi böyle düşünmeye vermeliyiz.

İstediğiniz yere başlayamıyorsunuz; ona en yakın olanını zorlayın.

Hiç bir yeri kazanamadınız; hemen çalışmaya başlayın, okusaydınız uzmanlaşmak istediğiniz alanda iş olanaklarını zorlayın. Hangi seviyeden olursa olsun, başlayın!

İstemediğiniz bir okula, işe yere başlamak zorundasınız. Ne yapacaksınız?
Neyi okuyacak, nerede çalışacaksanız; onun içinde istediğiniz alanda uzmanlaşacağınız kesişme, örtüşme noktalarını bulun ve bu kombinasyon için odaklanın. Her alan ve her iş birbiriyle ilintilidir. Önemli olan sektörel ilginizin, sevginizi, tutkunuzu gerçekleştirebileceğiniz karışımı bulmanız. Her sektörün pazarlamacıya, insan kaynaklarına, avukata, mühendise, satıcıya, finansçıya, muhasebeciye, araştırmacıya ihtiyacı var. Otomotivde mi, sağlıkta mı, tekstilde mi, elektronikte mi, sigortacılıkta mı, ilaçta mı, eğitimde mi, moda da mı, iletişimde mi, medyada mı? Hangi sektörde çalışmak istiyorsunuz? Bunu bulun, bu çok önemli.

Diyelim elektronik mühendisi olmak istiyordunuz, puanınız halkla ilişkilere, işletmeye ya da başka bir bölüme yetti, veya oraya girmek zorunda kaldınız. O zaman elektronik sektöründe Halkla İlişkiler uzmanı olmak üzere hedeflenirseniz, eğitiminiz boyunca bir elektronik firmasında staj yapar, bu alana yoğunlaşırsanız. Beki mühendis olarak değil ama halka ilişkilerci olarak sevdiğiniz alanda çalışırsınız, büyük ihtimalle de çok başarılı olursunuz.

Gelelim sadede; esas önemli olan istediğiniz, sevdiğiniz, yetkin, tutkun olduğuz alanda ÇALIŞMAK. Disiplinle, coşkuyla, kararlı çalışmak. Onun için okula, okumaya çok fazla anlam yüklemeyin. En öncelikli şey; istediğiniz alanı, sektör bulmanız. Akademik kariyer yapmayacaksanız mümkün olan en kısa zamanda eğitiminizi tamamlayın ve iş hayatına atlayın. Adeta öğrenciliği iş edinip, profesyonel öğrenci gibi o okuldan öbürüne, o sertifika programından diğerine gitmek ve çoğu zaman amaçsızca vakit geçirmek yerine; uzmanlaşıp, uzun yıllarınızı verebileceğiniz ve ‘sizin mesleğiniz’ diyeceğiniz şeyi bulun, yaratın. Artık iş, işte öğreniliyor. Akademik eğitim, her yerden, istediğiniz kadar ve istediğiniz yaşta edinilebiliyor. Bu olanaklar her geçen gün artıyor...

Az ve öz okuyun, mutlaka İngilizce öğrenin ve en erken zamanda ve çok çalışmaya hemen başlayın! Rakipleriniz ne için okula gittiğini bile bilmeden zaman tüketiyorken, siz deneyim biriktirmeye başlamış olursunuz…




Ufuk Tarhan
 
kesinlikle katılıyorum, ünlü bir düşünürün bir sözü vardı hiç unutmam. '' eğer sevdiğiniz işi yaparsanız ömrünüz boyunca hiç çalışmamış olursunuz.'' gerçektende öyle önümüze ne kadar engelde çıksa önemli olan engelleri aşıp,istediğimiz işe kavuşabilmektir. neden bazı insanlar 50 lerine gelince yorgunluktan bitap düşüp emekli olmanın yollarını ararken kimileri 90larına kadar sahnede kalabiliyo. kesinlikle işlerini severek yaptıkları için.