Rüzgar Trübünleri en doğa dostu enerji üretimlerinden biri, tek sıkıntısı da aşırı ses yapması, o nedenle de yerleşim yerinden öteye kurulurlar.
Bahar Yildirim
genelde ağaç olmayan dağlara kurulurlar zaten, rüzgar alan yerler çıplak oluyor genelde.
Keşke nükleer santral yerine rüzgar gülü çiftlikleri kurulsa. Devlet destek de veriyor yenilenebilir ve doğa dostu olduğu için... Enerji firması için sıkıntısı verimleri düşük, bakımı zor olması...
Buna neden karsi cikiliyor? Res'ler dogal, yenilenebilir ve sonsuz enerji kaynagidir.
İnsan sagligi acisindan da sanirim en az hasara neden olan yapilanmalar bunlar.
Bir tek kurulum icin yuksek yerlerin secilmesi gerekiyor ve bu yuzden agaclar kesiliyor.
Bildigim kadariyla bundan ote bir sorunu, yol actigi zarari yok.
Dedikleriniz iyi guzel de birseyin yapilmasi cok daha kiymetli baska seylerin bozulmasi anlamina gelmemeli. Faydadan cok zarar getirmemeli.
Bu alanlar daha dogru durust kazisi bile yapilmamis 1. dereceden arkeolojik sit alani. Nerde kac bin yillik ne antik sehir sakli bilinmiyor, ama oldugu kesinlesmis, koruma altina alinmis yerler.. Oraya kanuni olarak RES yapilabilmesi imkansiz yani.. Oraya is makinalarinin gelisiguzel sokulup yuzlerce cukur kazmasi cinayettir. Bu is ancak zorbalikla, kanunlar, CED hice sayilarak yapilabilir, tabi gene her zamanki gibi.. Ama biz kanunlari yok sayarak, kitabina uydurarak, kimi dogal, kimi tarihi, kimi arkeolojik zenginligi yok ederek is yapilmasina alistirildik, yani cok degerli milli servetlerimizi, bir baska deyisle kendi kendimizi yok etmeye alistirildik, ne de olsa burasi Avrupa, Amerika degil, tarih de Osmanlidan ibaret bize, gerisi onemli degil. Ama boyle olmaz, olmamali, dogru degil..
Iki ay once Amerikada San Fransiscoya gittim, turist olarak.. San Fransisco halkinin birinci gecim kaynagi turizm. Ikiyuz, bilemedin 250 senelik mazisi olan bir sehir, burada tarihi turizm cenneti sayiliyor. Tur otobusu ile sehri geziyoruz, rehber anlatiyor: Iste bu bina 1845te yapilmis, falanca filancaya mekan olmus soyle de onemli bir tarihi bina, su da 1910 da yapilmis boyle de kiymetli bir bina..

Sanki dunya tarihinden bahsedercesine de gururlular..

Amanin dedim, bunlar gelsin de bizim 1478de yapilmis Topkapi sarayimizi gezsinler, MS 562. yilda yapilmis Ayasofyamizi gezsinler.. Hatta onlara "bakin, bu da bizim Izmir'imizin gobeginde MS 2. yuzyildan beri hala bugunlere gelebilmis Agora Antik kentimiz" diyebilmeyi hayal ettim. Antalyada Side tiyatrosu, Phaselis, Izmirde Bergama, Eti harabeleri, Bodrum kalesi.. Hepsi gozumun onunden film seridi gibi gecti. Gelsin de tarih gorsunler dedim..
Yok etmeyelim tarihimizi, yokettirmeyelim, antik sehirlerimizi kiyimdan gecirtmeyelim, kiymet bilelim, koruyalim, cocuklarimiz arkamizdan beddua etmesinler.. Yaziktir..