Doğu ülkelerinden birinde yüksek bilinç öğretilerinin verildiği ''Zen Dergahı'' nda öğretiye tamamlanmış birine törenle bir kitap armağan edilir.
Kitabı alan kişi, sayfaları açar bakar ve yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle çevresine, gördüğünden ötürü oluşan hayretini yansıtır. Bu töreni izleyen yeni öğrencilerden biri kitabın bu kişide yarattığı şaşkınlıktan ötürü içindekini merak eder.
Ancak, tüm çabalarına karşın kitabın içindekilerini öğrenemez. Öğreti bitmeden, bu kitaba el sürmek olanağı olmadığını kendisine anlatırlar.
Çaresiz dayanmış, öğretileri yutarcasına beynine katmaya, benimsemeye çabalamış dergahın yeni öğrencisi...
Sonuçta beklediği gün gelip çatmış. Mezun olurken tören düzenlenmiş ve kendisine o kitabın bir eşi armağan olarak sunulmuştur.
Yıllardır, törende alacağı kitabın içindekileri merakla bekleyen bu öğrenci kitabı aldığı halde açmıyor her nedense artık içindekileri merak etme gereği duymuyormuş! Çünkü, öğrendiklerinin dışında yer yüzünde önemli hiçbir bilginin olmadığını düşünüyormuş.
Ancak, kitabı ona armağan eden hocası üsteleyince açıp bakmış... bakmış ki ne görsün; kitap, içinde ayna bulunan iki yapraktan ibaret!
Sayfalar arasında yazı yerine aynada kendisini görünce olanı kavramış öğrenci... meğerse, bunca yıldır öğrendiği yalnızca kendisiymiş.
Bu öyküde de anlatıldığı gibi insan bir evrendir, ne varsa kendindedir........
sevgilera.s.