- 3 Mart 2007
- 1.843
- 84
AFRODİSİAS MÜZESİ
Karaca İlçesi, Aphrodisias Antik Kenti içinde bulunmaktadır. 1979 yılında ziyarete açılan Müzede, sadece Aphrodisias kazılarında elde edilen eserler sergilenmektedir. Eserlerin çoğunluğunu heykeller oluşturmaktadır. Aphrodisias’ta İ.Ö. I. Yüzyıl ile İ.S. 5. yüzyıllar arasında çok nitelikli eser veren bir heykeltıraşlık okulunun varlığı bilinmektedir. Müzede, İ.Ö. 5000’den beri Aphrodisias’ta iskan olduğunu belgeleyen Pekmez tepe ve Akropol tepe buluntuları olan Prehistorik eserler, sikkeler ve heykeller sergilenmektedir.
Ünlü filozof ve devlet adamlarına ait tondo büstlerinin bulunduğu koridorda imparator heykelleri, portre heykeller, portre büstler ve dört mevsimi simgeleyen ünik bir lahitin bulunduğu salona ulaşılır. Ara koridorda ise kentin kurucusu Zoilos’un ana mezarına ait Augustus dönemi kabartmalar görülür. Molpomene salonunda, devlet adamları tragedya peresi Molpomene ve Apollon heykelleri bulunmaktadır. Boksör heykelleri, oturur durumda betinlenmiş sanatçılara ait heykellerin bulunduğu salon ise Odeon salonudur. Köşede ise bitmemiş heykeller bulunmaktadır. Cam vitrinlerde çeşitli dönemlere ait küçük buluntuların sergilendiği koridorda Akhilleus ve Pentasilia heykellerinin ismini verdiği, Diskoforos Genç Herakles ve Çocuk Dionisos’u taşıyan Satir heykellerinin bulunduğu salona geçilir. Ortada kentin ana tanrıçası Aphrodithe’nin kült heykelinin bulunduğu salonda Aphrodithe salonudur. Bu salonda Aphrodithe baş rahibi Diogenes ve karısı Clodia Antonya Tatiana’nın heykelleri, Demos heykeli ve rahip heykelleri yer almaktadır.
Ayrıca, Müze çevresinde Tiberius Portikosundan getirilmiş kabartmalarla bezenmiş frizler ve lahitler sergilenmektedir.
Aphrodisias Örenyeri
Aphrodisias özellikle Roma çağında Aphrodithe tapınımı ile ünlenmiş bayındır bir antik kent, günümüzde ise çok iyi korunmuş anıt yapıları ile Türkiye’nin en önemli Arkeolojik yerlerinden biridir.
Sonraki devirlerde üzerine tiyatro yapılan höyük, M.Ö. 5000’lere kadar giden Prehistorik bir yerleşmedir. M.Ö. 6. yüzyılda Aphrodisias küçük bir köydür. İlk Aphrodithe tapınağı da bu devirde yapılmıştır. Bu görünüm M.Ö. 2. yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiştir. Bu devirde kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşıyordu.
M.Ö.1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus Aphrodisiası kişisel koruması altına aldı. Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki 2 yüzyıl içinde yapıldı. Tiyatro ve Tapınak arasında etrafı sütunlarla çevrili iki meydan planlandı (Tiberius Portikosu ve Agora). Antik dünyanın en iyi korunmuş Stadyumu ise kentin kuzey ucunda yer alıyordu. M.S. 3. yüzyılın sonlarında Aphrodisias Roma İmparatorluğunun Karia Eyaletinin başkenti oldu. M.S. 4 yüzyılın ortalarında da kentin etrafı surla çevrildi. M.S. 6. yüzyıldan itibaren bayındır halini ve önemini kaybetmeye başladı. Aphrodithe Tapınağı kiliseye dönüştürüldü. Küçük bir kasabaya dönen kent 12. yüzyılda tamamen terkedildi.
1961 yılında Newyork Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar günümüzde de sürdürülmektedir.
Karacasu İlçesi, Geyre Köyü
Tel : (0256) 448 80 03-448 80 86
Faks : (0256) 448 82 62
Pazartesi dışında her gün, Pazartesi dışında her gün 08.00-17.00, yazın 08.00-19.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
AYDIN MÜZESİ
Aydın şehrinde müze kurma fikri 1948’lerde ortaya atılır. Ancak daha önce Osman Hamdi Bey’in Müze Müdürlüğü sırasında 1888’lerde Aydın’da bir müze memurunun görev yaptığı bilinmektedir. Aydın Valiliği 29.06.1948 tarih ve 2867 sayılı yazısıyla Müze kurulması talebi ile Maarif (Milli Eğitim) Bakanlığı’na başvurur. Bakanlığın 12.07.1948 tarih ve 1951 sayılı yazısıyla eserlerin toplanmasını ve müze binası için yer gösterilmesini ister. 1950 yılında Öğretmen Hüseyin Hilmi Bayındır ve Sami Ersoy’un tekliflerine bakanlık olumlu cevap vererek eserlerin Erkek Sanat Enstitüsü’nde toplanması için ödenek göndermiş, bu ödenekle eserler toplanmıştır.
Aydın’da ilk müze Aydın Halkevi’nin bir kolu olarak açılmıştır. Bu, Aydın Halkevi Müzesi, Halkevlerinin 08.08.1951 tarih ve 5930 no’lu kanunla kapatılması ile müze de kapatılmıştır. Bundan sonra Aydın’da müze kurma çabaları aralıksız devam etmiştir. Nihayet 16 Şubat 1959 tarihinde Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 730.06.616 sayılı yazıları ile Öğretmen Kemal Moral’ın Müze Memurluğu’na getirilmesiyle Aydın Müzesi Depo Statüsünde kurulmuştur. 1962 tarihinde Zafer İlkokulu’na taşınır. Aydın Müzesi, Genel Müdürlüğün 20.04.1966 tarih ve 261.1.2148 sayılı kararları ile Arkeolog Ahmet İlhan Akşit’in atanmasıyla memurluk seviyesine yükseltilir. 17 Şubat 1969’da Arkeolog Şakire ERKANLI’nın Müze Müdürlüğü’ne atanmasıyla Aydın Müzesi 235 sayılı yazı ile Müdürlüğe yükseltilerek Aydın Müzesi Müdürlüğü ismini alır.1
Bu arada yeni müze binası yapımı için Milli Emlak Müdürlüğü’nden şimdiki binanın arsası tahsis edilerek 1967 yılında inşaata başlanılır. 1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 50.yılı olan 23 Nisan 1973’te özel bir törenle ziyarete açılır. Aydın Müzesi çeşitli tarihlerde tadilat nedeniyle ziyarete kapatılır. En son 1999-2003 yılları arasında tadilat ve yeni teşhir çalışmaları için kapatılmıştır.2 23 Mayıs 2003 tarihinde Müzeler Haftasında Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun ziyaretiyle halkın ziyaretine açılmıştır.3
Aydın Müzesi’nin çekirdeğini Halkevi Müzesi’nin eserleri teşkil etmiştir.4 Bugün, özellikle etnografya seksiyonundaki yöreye özgü etnografik, Arkeoloji seksiyonundaki Tralleis kökenli pişmiş toprak eserleri ve ayrıca Müzenin sorumluluk alanında bulunan sikke defineleriyle haklı bir övünç kaynağıdır. Özellikle Roma devrinde yapılmış olan Roma İmparatorları gümüş sikke koleksiyonu olan Kızıldere Definesi, her müzenin sahip olmak isteyip de sahip olamadığı bir definedir. Kızıldere Definesi (M.S.40-270) yılları arasında görev yapan 29 imparator ve 9 imparatoriçeden oluşmaktadır.5
Aydın Müzesi bugün 40 bine yakın envanterlik esere sahiptir. Geniş bir bahçe içerisinde yer alan müze binasında Aydın İl sınırları içerisinde yer alan Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia, Mastaura vb. antik kentlerden gelen çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmektedir. Bu eserler, heykeller, lahitler, sütun ve sütun başlıkları, altarlar, mezar stelleri, İslâmi mezar taşları, mil taşları, yazıtlı ve kabartmalı stellerle çeşitli mimari parçalar sayılabilir.
Müze Arkeoloji, Nümizmatik (Sikke) ve Etnoğrafya bölümlerinden oluşturulmuştur.
Arkeolojik Eserler Bölümü
Eserler kronolojik bir sıraya göre sergilenmektedir. Prehistorik dönem eserlerinin yanı sıra, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminin en güzel örneklerini görmek mümkündür. Bunlar, el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, ağırşaklar, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlardır.
Hellenistik Dönem Tralleis heykeltraşçılığının en güzel örneklerinden bazıları: Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli, çeşitli heykel ve kabartmalar arkeoloji salonlarını süsler. Tralleis nekropolünde yapılan kurtarma kazılarında elde edilen çok sayıda terrakota, kandil, unguentarium ve oyuncak figürinler özel bir koleksiyon oluşturmaktadır.
Nümizmatik (Sikke) Eserler Bölümü
Grek, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çeşitli dönemlere ait altın, gümüş, bakır ve bronz sikkeler sergilenmektedir.
Etnografik Eserler Bölümü
Bölgenin zengin halk sanat ürünlerinin sergilendiği bölümdür. Halı, kilim, cicim, sumak gibi dokuma örnekleri, efe kıyafetleri, sırmalı simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar, tepelik, kemer, kolye, bilezik, küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar, sigara ağızlıkları, kalyenler, tas, lenger, sahan, ibrik, sefer tası, kazan ve sini gibi bakır mutfak kapları, dibek, kahve değirmeni, kahve soğutacağı, takunya gibi ahşap eserler, kılıç, kama, çakmaklı tüfek, tabanca gibi silahlar sergilenmektedir.
Hasan Efendi Mahallesi, Atatürk Spor Salonu yanı
Tel : (0256) 225 22 59
Faks : (0256) 213 35 91
KUVAYI MİLLİYE MÜZESİ
Sultan Abdülhamid Han tarafından 1906-1909 yıllarında yaptırılan, daha sonra 1919-1979 yılları arasında Çine Askerlik Şubesi olarak hizmet veren bina, Kuva-yı Milliye Müzesi olarak restore edilerek hizmete açıldı.Kurtuluş Savaşı öncesi Aydın'da savaşa katılmak için Muğla'dan Çine'ye gelen vatandaşların da toplanma merkezi olarak bilinen Çine Askerlik Şubesinde, Güney Cephesinin Yunan işgalinden kurtuluşunun planları yapılmıştı.
27 Haziran 2006 da Çine Belediyesi tarafından restorasyonu başlayan ve 6 Haziran 2008 tarihinde tamamlanan Kuva-yı Milliye Müzesi'nin içinde Yörük Ali Efe ve Albay Şefik Aker'in heykelleri bulunuyor. Çine Kuva-yı Milliye Müzesi’nde Kurtuluş Savaşı’nda Kuva-yı Milliye güçlerini anlatan eserlerin yanı sıra etnografik ve arkeolojik eserler de sergileniyor.
Karaca İlçesi, Aphrodisias Antik Kenti içinde bulunmaktadır. 1979 yılında ziyarete açılan Müzede, sadece Aphrodisias kazılarında elde edilen eserler sergilenmektedir. Eserlerin çoğunluğunu heykeller oluşturmaktadır. Aphrodisias’ta İ.Ö. I. Yüzyıl ile İ.S. 5. yüzyıllar arasında çok nitelikli eser veren bir heykeltıraşlık okulunun varlığı bilinmektedir. Müzede, İ.Ö. 5000’den beri Aphrodisias’ta iskan olduğunu belgeleyen Pekmez tepe ve Akropol tepe buluntuları olan Prehistorik eserler, sikkeler ve heykeller sergilenmektedir.
Ünlü filozof ve devlet adamlarına ait tondo büstlerinin bulunduğu koridorda imparator heykelleri, portre heykeller, portre büstler ve dört mevsimi simgeleyen ünik bir lahitin bulunduğu salona ulaşılır. Ara koridorda ise kentin kurucusu Zoilos’un ana mezarına ait Augustus dönemi kabartmalar görülür. Molpomene salonunda, devlet adamları tragedya peresi Molpomene ve Apollon heykelleri bulunmaktadır. Boksör heykelleri, oturur durumda betinlenmiş sanatçılara ait heykellerin bulunduğu salon ise Odeon salonudur. Köşede ise bitmemiş heykeller bulunmaktadır. Cam vitrinlerde çeşitli dönemlere ait küçük buluntuların sergilendiği koridorda Akhilleus ve Pentasilia heykellerinin ismini verdiği, Diskoforos Genç Herakles ve Çocuk Dionisos’u taşıyan Satir heykellerinin bulunduğu salona geçilir. Ortada kentin ana tanrıçası Aphrodithe’nin kült heykelinin bulunduğu salonda Aphrodithe salonudur. Bu salonda Aphrodithe baş rahibi Diogenes ve karısı Clodia Antonya Tatiana’nın heykelleri, Demos heykeli ve rahip heykelleri yer almaktadır.
Ayrıca, Müze çevresinde Tiberius Portikosundan getirilmiş kabartmalarla bezenmiş frizler ve lahitler sergilenmektedir.
Aphrodisias Örenyeri
Aphrodisias özellikle Roma çağında Aphrodithe tapınımı ile ünlenmiş bayındır bir antik kent, günümüzde ise çok iyi korunmuş anıt yapıları ile Türkiye’nin en önemli Arkeolojik yerlerinden biridir.
Sonraki devirlerde üzerine tiyatro yapılan höyük, M.Ö. 5000’lere kadar giden Prehistorik bir yerleşmedir. M.Ö. 6. yüzyılda Aphrodisias küçük bir köydür. İlk Aphrodithe tapınağı da bu devirde yapılmıştır. Bu görünüm M.Ö. 2. yüzyılda ızgara planlı kentin kuruluşu ile değişmiştir. Bu devirde kentte, yaklaşık bir kilometrelik bir alana yayılmış 15000 civarında insan yaşıyordu.
M.Ö.1. yüzyılda Roma İmparatoru Augustus Aphrodisiası kişisel koruması altına aldı. Bugün ayakta kalan anıtlar ondan sonraki 2 yüzyıl içinde yapıldı. Tiyatro ve Tapınak arasında etrafı sütunlarla çevrili iki meydan planlandı (Tiberius Portikosu ve Agora). Antik dünyanın en iyi korunmuş Stadyumu ise kentin kuzey ucunda yer alıyordu. M.S. 3. yüzyılın sonlarında Aphrodisias Roma İmparatorluğunun Karia Eyaletinin başkenti oldu. M.S. 4 yüzyılın ortalarında da kentin etrafı surla çevrildi. M.S. 6. yüzyıldan itibaren bayındır halini ve önemini kaybetmeye başladı. Aphrodithe Tapınağı kiliseye dönüştürüldü. Küçük bir kasabaya dönen kent 12. yüzyılda tamamen terkedildi.
1961 yılında Newyork Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar günümüzde de sürdürülmektedir.
Karacasu İlçesi, Geyre Köyü
Tel : (0256) 448 80 03-448 80 86
Faks : (0256) 448 82 62
Pazartesi dışında her gün, Pazartesi dışında her gün 08.00-17.00, yazın 08.00-19.00 saatlerinde ziyarete açıktır.
AYDIN MÜZESİ
Aydın şehrinde müze kurma fikri 1948’lerde ortaya atılır. Ancak daha önce Osman Hamdi Bey’in Müze Müdürlüğü sırasında 1888’lerde Aydın’da bir müze memurunun görev yaptığı bilinmektedir. Aydın Valiliği 29.06.1948 tarih ve 2867 sayılı yazısıyla Müze kurulması talebi ile Maarif (Milli Eğitim) Bakanlığı’na başvurur. Bakanlığın 12.07.1948 tarih ve 1951 sayılı yazısıyla eserlerin toplanmasını ve müze binası için yer gösterilmesini ister. 1950 yılında Öğretmen Hüseyin Hilmi Bayındır ve Sami Ersoy’un tekliflerine bakanlık olumlu cevap vererek eserlerin Erkek Sanat Enstitüsü’nde toplanması için ödenek göndermiş, bu ödenekle eserler toplanmıştır.
Aydın’da ilk müze Aydın Halkevi’nin bir kolu olarak açılmıştır. Bu, Aydın Halkevi Müzesi, Halkevlerinin 08.08.1951 tarih ve 5930 no’lu kanunla kapatılması ile müze de kapatılmıştır. Bundan sonra Aydın’da müze kurma çabaları aralıksız devam etmiştir. Nihayet 16 Şubat 1959 tarihinde Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 730.06.616 sayılı yazıları ile Öğretmen Kemal Moral’ın Müze Memurluğu’na getirilmesiyle Aydın Müzesi Depo Statüsünde kurulmuştur. 1962 tarihinde Zafer İlkokulu’na taşınır. Aydın Müzesi, Genel Müdürlüğün 20.04.1966 tarih ve 261.1.2148 sayılı kararları ile Arkeolog Ahmet İlhan Akşit’in atanmasıyla memurluk seviyesine yükseltilir. 17 Şubat 1969’da Arkeolog Şakire ERKANLI’nın Müze Müdürlüğü’ne atanmasıyla Aydın Müzesi 235 sayılı yazı ile Müdürlüğe yükseltilerek Aydın Müzesi Müdürlüğü ismini alır.1
Bu arada yeni müze binası yapımı için Milli Emlak Müdürlüğü’nden şimdiki binanın arsası tahsis edilerek 1967 yılında inşaata başlanılır. 1973 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 50.yılı olan 23 Nisan 1973’te özel bir törenle ziyarete açılır. Aydın Müzesi çeşitli tarihlerde tadilat nedeniyle ziyarete kapatılır. En son 1999-2003 yılları arasında tadilat ve yeni teşhir çalışmaları için kapatılmıştır.2 23 Mayıs 2003 tarihinde Müzeler Haftasında Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun ziyaretiyle halkın ziyaretine açılmıştır.3
Aydın Müzesi’nin çekirdeğini Halkevi Müzesi’nin eserleri teşkil etmiştir.4 Bugün, özellikle etnografya seksiyonundaki yöreye özgü etnografik, Arkeoloji seksiyonundaki Tralleis kökenli pişmiş toprak eserleri ve ayrıca Müzenin sorumluluk alanında bulunan sikke defineleriyle haklı bir övünç kaynağıdır. Özellikle Roma devrinde yapılmış olan Roma İmparatorları gümüş sikke koleksiyonu olan Kızıldere Definesi, her müzenin sahip olmak isteyip de sahip olamadığı bir definedir. Kızıldere Definesi (M.S.40-270) yılları arasında görev yapan 29 imparator ve 9 imparatoriçeden oluşmaktadır.5
Aydın Müzesi bugün 40 bine yakın envanterlik esere sahiptir. Geniş bir bahçe içerisinde yer alan müze binasında Aydın İl sınırları içerisinde yer alan Tralleis, Magnesia, Alinda, Alabanda, Nysa, Amyzon, Piginda, Harpasa, Myus, Pygela, Orthosia, Mastaura vb. antik kentlerden gelen çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmektedir. Bu eserler, heykeller, lahitler, sütun ve sütun başlıkları, altarlar, mezar stelleri, İslâmi mezar taşları, mil taşları, yazıtlı ve kabartmalı stellerle çeşitli mimari parçalar sayılabilir.
Müze Arkeoloji, Nümizmatik (Sikke) ve Etnoğrafya bölümlerinden oluşturulmuştur.
Arkeolojik Eserler Bölümü
Eserler kronolojik bir sıraya göre sergilenmektedir. Prehistorik dönem eserlerinin yanı sıra, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminin en güzel örneklerini görmek mümkündür. Bunlar, el baltaları, kesici ve delici aletler, idoller, ağırşaklar, pişmiş toprak seramik örnekleri, kandiller, mask ve heykelcikler, cam objeler, altın, gümüş ve bronzdan yapılmış takılar, tıp aletleri, makyaj malzemeleri ve silahlardır.
Hellenistik Dönem Tralleis heykeltraşçılığının en güzel örneklerinden bazıları: Athena büstü, Nike heykeli, Satyr heykeli, çeşitli heykel ve kabartmalar arkeoloji salonlarını süsler. Tralleis nekropolünde yapılan kurtarma kazılarında elde edilen çok sayıda terrakota, kandil, unguentarium ve oyuncak figürinler özel bir koleksiyon oluşturmaktadır.
Nümizmatik (Sikke) Eserler Bölümü
Grek, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi çeşitli dönemlere ait altın, gümüş, bakır ve bronz sikkeler sergilenmektedir.
Etnografik Eserler Bölümü
Bölgenin zengin halk sanat ürünlerinin sergilendiği bölümdür. Halı, kilim, cicim, sumak gibi dokuma örnekleri, efe kıyafetleri, sırmalı simli kadın kıyafetleri, oyalı yazmalar, tepelik, kemer, kolye, bilezik, küpe ve yüzük gibi gümüş takılar, hamam takımları, el yazması Kuran ve kitaplar, sigara ağızlıkları, kalyenler, tas, lenger, sahan, ibrik, sefer tası, kazan ve sini gibi bakır mutfak kapları, dibek, kahve değirmeni, kahve soğutacağı, takunya gibi ahşap eserler, kılıç, kama, çakmaklı tüfek, tabanca gibi silahlar sergilenmektedir.
Hasan Efendi Mahallesi, Atatürk Spor Salonu yanı
Tel : (0256) 225 22 59
Faks : (0256) 213 35 91
KUVAYI MİLLİYE MÜZESİ
Sultan Abdülhamid Han tarafından 1906-1909 yıllarında yaptırılan, daha sonra 1919-1979 yılları arasında Çine Askerlik Şubesi olarak hizmet veren bina, Kuva-yı Milliye Müzesi olarak restore edilerek hizmete açıldı.Kurtuluş Savaşı öncesi Aydın'da savaşa katılmak için Muğla'dan Çine'ye gelen vatandaşların da toplanma merkezi olarak bilinen Çine Askerlik Şubesinde, Güney Cephesinin Yunan işgalinden kurtuluşunun planları yapılmıştı.
27 Haziran 2006 da Çine Belediyesi tarafından restorasyonu başlayan ve 6 Haziran 2008 tarihinde tamamlanan Kuva-yı Milliye Müzesi'nin içinde Yörük Ali Efe ve Albay Şefik Aker'in heykelleri bulunuyor. Çine Kuva-yı Milliye Müzesi’nde Kurtuluş Savaşı’nda Kuva-yı Milliye güçlerini anlatan eserlerin yanı sıra etnografik ve arkeolojik eserler de sergileniyor.