Ayak Sağlığımız Çok Önemli!

1BukeT

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
21 Eylül 2006
1.453
28
Vücudumuzun yükünü çeken ayaklarımızın kıymeti ancak ciddi rahatsızlık geçirince anlaşılır. Ayağını tanımak isteyenler, bu haberle ‘ilk adımı’ atabilir.


Günde kaç saat ayakta kaldığınızı, ne kadar yol yürüdüğünüzü, ayak bileklerinizde ağrı acı olduğunda ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Peki ya ayaklarınızın kıymetini? Tüm bu soruların cevaplarını İstanbul Ayak ve Ayak Bileği Merkezi’nden öğrenmek mümkün. Ayak sağlığı hizmetlerini aynı mekânda buluşturmak amacıyla açılan merkezde podiatrist (ayak sağlığı uzmanı) ve ortopedi uzmanları birlikte çalışıyor. Burada ayak rahatsızlığınızın sebebini öğrenebilir; size özel tasarlanmış tabanlığınızı yaptırabilir; hem nasır, tırnak batması, ayak yarası gibi podiatrik konularda yardım alabilir hem de tabanlığınızla kullanabileceğiniz ayakkabınızı satın alabilirsiniz.

Merkezi farklı kılan unsurlardan biri de ortopedik sorunu olan hastalar için yapılan özel tabanlıklar. Son teknoloji ürünü makinelerle hastaların ayak izleri tespit ediliyor. Sonra ayakta dururken, adım atarken hasta hakkındaki bilgiler bilgisayar ortamına aktarılıyor ve bir ‘ayak haritası’ çıkarılıyor. Bilgisayar programı mevcut bilgiler doğrultusunda ‘size özel’ bir ayak tabanı dizayn ediyor. Özel tabanlık, ayak haritanıza bağlı kalarak el değmeden makineler tarafından hazırlanıyor. Kullanılan malzeme ve ölçüm cihazlarının son teknolojiye sahip olması; ayak tabanlıklarının milimi milimine ayağınızdaki basınç noktalarına ‘uygun’ olması anlamına geliyor. 1-2 gün içinde de yeni tabanlıklarınız size teslim ediliyor.

ÇOCUĞA ‘DOĞRU AYAKKABI’ GİYDİRİN

Müdür Özgül İşgör, ameliyat öncesi ya da ameliyat sonrası uygun ayakkabı ve tabanlık kullanımının çok önemli olduğunu söylüyor. Podiatri bölümünde tırnak kesme, nasır temizleme gibi işlemlerin yapıldığını hatırlatarak, tabanlığın kişiye uygulanması, doğru ayakkabı seçimi gibi konularda da yardımcı olduklarını söylüyor. Türkiye’de, ortopedik ve podiatrik hizmetler ayrı ayrı verilse de aslında birbirini tamamlayan alanlar olduğunu belirten İşgör, “Doktorlar, podiatrik işlemlerle alakalı hastalarla diyalog kuramıyor. Aynı şekilde podiatri uzmanı da doktorla. Ortopedi uzmanı bir reçete yazıyor; ama bu reçetenin sonucunda nasıl bir hizmet alındığını, tabanlığın kalitesini bilmiyor. Burada tüm hizmetler birbiriyle bağlantılı olarak aynı ortamda veriliyor.” diyor. Merkezin müdavimleri basma kusurlu çocuklar, spor yaralanması geçirenler, romatizma hastaları, ayağında nasır çıkanlar, 45-50 yaşından sonra tabanları çöken kadınlar ve ayak yarası olan şeker hastaları şeklinde sıralanıyor şimdilik.

“Ayak ve ayak bileğini küçümsememek gerekiyor. Bu başlığın altını dolduracak çok fazla hastalık var.” diyen Ortopedi Uzmanı Dr. Selim Muğrabi, gelen her ortopedik vakaya bakabileceklerini belirtse de ayak ve ayak bileği rahatsızlıklarının tedavisine yoğunlaşmak istediklerini vurguluyor. Çocuk Ortopedi Uzmanı Dr. Semih Ayanoğlu’na göre Türk toplumu ayaklarına yeteri kadar özen göstermiyor. Oysa bir diyabet hastası, ayağında oluşabilecek yaraları önleyebilir. Sadece ayak izinin alınıp aşınma noktalarının tespit edilmesi ve uygun tabanlık kullanması yeterli.

Söz ‘ihmal’den açılmışken, merkezde yetişkin hastalarla ilgilenen Selim Muğrabi, ‘ciddi sorun’ olarak değerlendirdiği 45-50 yaş grubu hanımlarda ‘sonradan’ görülen taban çökmesi hastalığına değiniyor: “Hastanın ayak kavisini destekleyen bir adalesi var. Bu adale çalışmayınca ayaktaki kavis çöküyor ve hastanın basma kusurları yaşamasına, ayakta duramamasına, uzun yol yürüyememesine, ayak ve bacak ağrıları çekmesine sebep oluyor. Vereceğimiz basit bir tabanlıkla bunu önlüyoruz.” Dr. Muğrabi, hastaların adaleleri fonksiyon dışı kalıp kopunca tedaviye gelmelerinden şikâyetçi. Çünkü bu aşamada ameliyattan başka ellerinden gelen bir şey kalmıyor.

Merkeze getirilen çocuk hastalarda düztabanlık, tırnak batması, 8 yaşına kadar kalça gelişimine bağlı olarak ortaya çıkan içe basma ve doğar doğmaz kendini belli eden ve ‘çarpık ayak’ diye adlandırılan şekil bozukluğu sıklıkla görülüyor. Dr. Semih Ayanoğlu, gelişme çağındaki çocuklara ‘doğru ayakkabı’ giydirilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekiyor: “Büyüyünce de giyer diyerek 2-3 numara büyük alınan ayakkabı, küçük ayakkabı kadar zarar verir, basma problemlerine sebep olur. Hatta düzgün basabilen bir çocuk yamuk basmaya başlayabilir. Ayakkabı bağcıklı, geniş kavuklu, doğal deriden yapılmış olmalı.”

AYAĞIN DÜŞMANI: YÜKSEK TOPUK, SİVRİ BURUN

Ayak ve Ayak Bileği Merkezi’nin baş müşterileri hanımlar. Gelen 10 hastanın 9’unun hanım olduğu söyleniyor. Tabii spor yaralanmaları hariç. Hanım müşterilerin çokluğu, teoride genetiğe bağlansa da pratikte tek suçlu sivri uçlu, yüksek ince topuklu ve dar ayakkabılar. Kurulan mantık da aslında etkileyici: İnsan vücudunda hayali bir çizgi var; kalça, diz kapağı, ayak bileği ve ayaktan geçen... Fakat bu çizgi kadınlarda yüzde 30-35 oranında bozuk. Çünkü topuklu ayakkabılar vücut yükünün belli bir kısmını aşağı veriyor ve en büyük ağırlığı taşımak ayaklara kalıyor. Hızla deforme başlıyor. Bunun daha ayrıntılı açıklaması şöyle: Ayak küçüldükçe basınç artıyor; basınç artınca topuk fazla yük alıyor. Sivri uçlu olunca da ayak ön tarafa doğru kayıp uç kısma yük bindiriyor. Birinci ve beşinci parmakta sıkışmalar ve beraberinde tırnak batması görülebiliyor. Hasta yükü iyi taşıyamadığı için diz problemleri de çıkıyor zamanla. Hasılı doktorlar ince, yüksek kopuklu, sivri burunlu ayakkabıların insan anatomisine hiç mi hiç uygun olmadığını bir kez daha vurguluyor.

Ayak anatomisine uygun olmayan ayakkabılar diz ve kalça ağrısının yanı sıra sırt ve boyun ağrısına da sebep oluyor. Doktorlar bel, sırt ağrısı yaşadığı için gitmediği doktor kalmayan hastaların çoğu kez doğru tabanlıkla sağlıklarına kavuştuğunu anlatıyor. Bu bilgiler size ‘topuksuz ayakkabı kullanın’ sonucunu da çıkarmasın sakın. Sıfır topuk giyildiğinde de ayak problemleri artıyor. Çünkü vücut ağırlığı orantılı dağılmak yerine ayak topuğuna iniyor.

Bu arada, giydiğinizin çorabın da çok önemli olduğunu duymuş muydunuz? Özellikle kış aylarında hanımların sıklıkla giydiği likralı pamuk çoraplar, dikkat edilmezse ayakkabı içindeki parmakları üst üste bindirip tırnak batmasına sebep olabiliyor. Dolayısıyla hangi çeşit çorap giyerseniz giyin, parmak aralarını elinizle ayırıp parmaklarınızın çorap içinde büzüşmesini önlemeniz gerekiyor.

Ayak Merkezi’nde 9 puntoluk ayakkabı ve kare topuğun sağlık açısından yararlı olduğunu öğrenince “Acaba başka doğru bildiğimiz yanlışlar var mı?” diye soruyoruz. Semih Bey sözü alıyor: “Ortopedik tabanlık ve ortopedik ayakkabı kavramlarını düzeltmemiz lazım. Ortopedik taban vardır ve bir rahatsızlık sebebiyle kişiye özel yapılıp kullanılır. Onun dışında iyi-kötü ayakkabı vardır. Ortopedik ayakkabı kavramı bir pazarlama stratejisidir. Mesela; çocukların ayak ve kemikler arasındaki kaslarının gelişmesi için sert değil yumuşak ve esnek ayakkabılar tercih edilmeli. Baba-oğul, anne-kız aynı ayakkabıyı giyme modası var ve 10-11 aylıkken bebeklere ayakkabı alınıyor. Oysa 18 aya kadar ayakkabı değil, son derece yumuşak patikler giydirilmeli.”

NASIRINIZLA BİRLİKTE AYAĞINIZA KIYMAYIN

Bazılarımız bilse de, bir başka ‘sözde doğru’muz ise tırnak kesiş biçimiyle alakalı. Podiatristlere göre, ayak tırnakları kesinlikle düz kesilmeli. Özgül İşgör, “Kadınların estetik kaygılarla ayak tırnaklarının yanlarını yuvarlatmak gibi bir hastalığı var.” diyor. Oysa yuvarlak kesim, tırnak kanallarının içe dönmesine sebep oluyor.

Bir de sürekli tekrarlanan tırnak dönmesi vakaları var. Bunun için merkezdeki podiatrisler tırnak batma sebebini “Taban düşüklüğünden mi? Çarpmadan mı? Genetik mi?” gibi sorularla bulmaya çalışıyor. Bambaşka bir hastalık da çıkabiliyor gerçi. Mesela uzun süre geçmeyen tırnak-nasır problemlerinin altından şeker hastalığı çıkarken tekrarlanan tırnak batmasının sebebi olarak da sedef hastalığı gösteriliyor.

Nasır temizlenmesi hakkında da yanlış bilgilerimiz varmış meğer. Genelde insanlar banyo yaptıktan sonra suda yumuşayan nasırını temizlemeye çalışır. Oysa bu yöntem onun azalacağı yere artmasını sağlıyormuş. Sebebi; kalınlaşan fazla doku (nasır) ile koruyucu doku beraber yumuşuyor; temizlerken nerede durulacağı bilinmediği için o esnada koruyucu doku da alınabiliyor. Vücut da ‘koruyucu dokumu kaybettim’ diye daha fazla doku üretmeye başlıyor. Dolayısıyla nasır temizlendikçe kendini daha da güçlenerek yeniliyor. Yani topuk törpüleme, nasır temizleme gibi işlemleri banyodan sonra değil, önce yapmak gerekiyor.

Hasılı, birçoğumuz ayağımızı yorganınıza göre uzatmayı biliyoruz; ama ayağımızın kıymetini bilmiyoruz. Ayağı umursamayan ‘akılsız başın’ cezasını ayaklar çekmiyor sadece… Bu yüzünden meydana gelen ‘sürpriz’ hastalıklar yorganımızı daha da küçültebiliyor!...
 
Vücut yüzeyinde dermatofitler denilen, cildin üst tabakası, tırnak ve saç gibi yerlerde üreyen, küf benzeri mantarlarla infeksiyon olmasıdır. Geçiş genelde insandan insana veya hayvandan insana olabilir.

Nedeni
Mantar infeksiyonu her yaşta olabilir. Tinea capitis ( saç mantarı ), tinea cruris ( kasık mantarı ) ve tinea pedis ( ayak mantarı ), tinea barba ( sakal ), tinea unguim ( tırnak ) özel mantar infeksiyonlarıdır.

Şikayetler
Etkilenen bölgede kaşıntı, cilt lezyonları ve kızarıklık, halkasal şekilli lezyonlar, koyu veya açık renkli değişik alanlar gibi belirti ve şikayetlere neden olabilirler.

Tanı ve tedavi
Tanı esas olarak cildin görünümüne göre konur. Bazı mantarlar özel bir mavi ışıkla karanlık odada incelenirse floresan verirler. Kesin tanı mikroskopla alınan parçaların incelenmesi ile konur. Ciltten alınan kazıntı ayrıca laboratuara gönderilerek kültürde üremesi değerlendirilebilir. Tedavide kişisel bakım çok önemlidir. Deri temiz ve kuru tutulmalıdır. Ciddi ve uzun süreli infeksiyonlarda hekime başvurulmalıdır. Hekim sizin için ağızdan kullanılan veya cilde sürülen ilaçlar önerebilecektir. Tedavi edilmediği zaman üzerinde bakterilerin üremesi ile ikincil bakteriyel infeksiyonlar olabilir.

Önlem
Genel olarak iyi temizlik şartları infeksiyonu önlemeye yardımcıdır. Mantarlar bulaşıcı olduğu için elbise, saç fırçası veya kişisel kullanılan gereçler risk grubunda olan veya mantar geçiren insanlarla paylaşılmamalıdır.
 
ya arkadaşlar delirecem yaa hiç başıma gelmemişti bu sene ayak kokusu ile uğraşıyorum... temiz tutuyorum ayaklarımı ama yine de banamısın demiyor delirecem yaaa:KK43: ev terliğim nedeni olabilir mi diye düşünmeye başladım değiştirecem.. tamam dışarıda ayak kapalı kalıyor ondan diye düşünüyorum ama evde de aynı durum offfff:KK43: tahminler öneriler bekliyorum ....
 
narkokis mantar olabilir doktora git şu yaz günlerinde olabilecek birşey.ayağını ıslak tutmamaya çalış banyodan sonra ayaklarını saç kurutma makinasıyla kurutki nemli kalıp kokmasın.büyük ihtimal mantar vardır doktor bakınca hemen anlar bence çok ilerlemeden bence dr a git derim
 
Yıkamazsa insan eli bile kokar ama ayak kokusunun sebebi daha çok kapalı kaldığı için,giyilen çorap,terlik,ve mantar gibi sebeplerden de oluşabilir.Günümüzde ayaklar için kullanılan çok güzel ürünler var onları denesen belki çözüm olabilir.
 
Giydigin terlik ayagini terletiyorsa , teride emiyorsa o koku yapiyordur... deri olmasina dikkat et ayakkabi veya terligin...
 
ayni problem benim oglumda da var kendisi 14 yasinda,
ayak pudrasi kullaniyor ve ayakkabilari icinde eczaneden özel bir sprey aldik ama o kadar cok bi faydasini gördügümüzü söyleyemem maalesef..

doktorlara da götürdüm, temizlik ve pudra tavsiye ettiler,hafif bi düzelme oldu sadece o kadar
 
evet bir ara bnm başımada aynı şey geldi terliği attım çöpe meerse ondna akaynaklanıyormuş kimse bnm kadar iyi bakamaz ayaklarına hani şu anlamda o kadar dikkat etmem v eo kadar bakım yapmama ragmen terlikleri giyince kokuyordu attım kurtuldummmmmmm şükürler olsun geçmişolsun canım
 
eczanelerde bunun için bi krem var ben kullandım ama etkisi üç ay sürüyor.yazın sorun yok açık ayakkabı kullanıyoruz ama kış için mutlaka al onlardan.ilacı yedirmeden ayağına sürüyosun bir çorabı var onu giyiyorsun ama 24 saat o çorabı ayağından çıkarmaman gerekiyor.valla işe yarıyo geçici bir süre içinde olsa.sana tavsiyem kışın kullanman
 
merhaba 2 yıl önce bende bu sorunu yaşadım eczaneden antiseptikli pudra aldım kullandım kısa süreli çözüm oldu çok terleyen biride değilim üstelik sonra ne yapabilirim diye kendi kendime çareler aradım artık böyle bir sorunum yok çok şükür basit bir uygulama çözdü sorunumu leğen veya kovaya ayaklarını kapatacak kadar ılık su koy içini iki avuç tuz ince değil kalın tuz bekleyebildiğin kadar beklet sonra iyice kurula fırsat buldukça yap bunu birsüre sonra ayak kokusu diye birşey kalmıyor
 
ayaklar için pedi tak tı sanırım(deo tak serisinden) krem oldukça işe yarıyordu. ayrıca ayakkabılar için eskiden sadece gima larda bulabiliyordum taco diye bir ayakkabı spreyi vardı,çok dayanıyor,mis gibi kokuyor ayakkabılar, ve terliklerin dışı-içi farklı maddeden olduğunda,teri emip zamanla iğrenç kokuları yayabiliyor.
 
arkadaşlar ben yaklaşık son 2 senedir ator kullandım...arasıra bıraktığım da oldu..
şimdi gittiğim başka bir doktor bana ilacı tekrar bıraktırdı...
ama bu ilacı her bırakışımda olduğu gibi bıraktıktan 3-4 gün sonra
yine vucudumda yoğun bir uyuşma hissediyorum...karıncalanma gibi değil..resmen uyuşma ve hissizlik ve ağırlaşma ve uyku basması....tıpkı vucuduma narkoz salınmış gibi...
zaten bu ilacın yan etkilerine de maruz kaldım..kas sertleşmesi ve uykusuzluk gibi...

ve bu histen ancak terleyerek kurtulabiliyorum ve anca terleyince doğru dürüst uyuyabiliyorum fakat bu geçici bir çözüm oluyor...
bu ilacı kullanıp da bırakan ve böyle olan varmı aranızda....
doktora da gidince bunu bildirecem ama size de sormak istedim..

sanırım ilaç vucudumda birikim yaptı ve içimde zehir birikti diye düşünüyorum..vucut onu atmaya çalışıyor sanırım..
terlemek dışında ne yapabilirim doktora gidene kadar..

bir de günde 8 bardak su içmeme ve diyetisyen kontrolunde diyet yapmama rağmen idrar azlığı var..o da sanırım bu ilacın yan etkisi olan uykusuzluğun sonucu galiba...
bırakılmış olan bir ilacın etkisi hala içilmediği halde bu kadar uzun sürer mi acaba..
yaklaşık 10 gündür ator almıyorum....
iyi uyuyamayınca böbrekler de görevini yapmıyor galiba...ve anca çareyi terlemekte buluyorum
 
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Memişoğlu, ayak hastalıkları arasında ilk sırada yer alan nasıra karşı makasla kesme gibi bilinçsizce yapılan uygulamaların, sorunu daha da kronik hale getirebileceğini bildirdi..
Prof. Dr. Memişoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, nasırı yakmak ve makasla kesmek gibi yöntemlerin kesinlikle uygulanmaması gerektiğini bildirdi. Nasırın vücudun korunma mekanizması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Memişoğlu, ''Ayakta sürtünme veya basıncın olduğu mesajını verir. Böyle bir savunma mekanizması olmasa vücudumuz delik deşik olurdu'' dedi. Prof. Dr. Memişoğlu, kalem bile elde fazla tutulduğu zaman parmak içinin sertleştiğini, deri renginin koyulaştığını, ayak için de aynı durumun söz konusu olduğunu, özellikle sert derili, sivri burunlu, dar ve yüksek ökçeli ayakkabıların nasıra yol açtığını ifade etti.

Nasırda en uygun tedavinin, uygun ayakkabı giymek olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Memişoğlu, oluştuğunda ise önce derinin ilaçla yumuşatılıp daha sonra ''ponza taşı'' diye tabir edilen ayak taşıyla törpülenmesinin uygun olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Memişoğlu, bu tedavinin ardından yine ayağa sıkıntı veren ayakkabılar giyilmeye devam ederse nasırın tekrar oluşacağının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Memişoğlu, ayrıca ayaklarında yapısal bozukluklar olanların nasır oluşumuna yol açacak etkenlere karşı daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade etti.

AYAK SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER

Prof. Dr. Memişoğlu, hava sıcaklıklarının da hissedilmeye başladığı şu günlerde, ayak sağlığı için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
''Yazın sıcak günlerinde ayaklarınızı gün boyu ayakkabılara kapatmayın. Çünkü sıcak ve ter nedeniyle ayakkabının içi bakteriler için ideal ortam oluşturur. Her fırsatta ayaklarınızı havalandırın ve deri bantlı sandaletleri tercih edin, sentetik olmayan, ama teri emen doğal malzemelerden yapılmış çoraplar giyin.

Yüksek ince topuklu ayakkabılardan kaçının. Bu tür ayakkabılar uzun süre giyildiğinde dengede durmak için bedeni öne eğilmeye zorlar. Topuklu ayakkabılar ise mümkün olduğunca geniş tabanlı olmalı, topuk yüksekliği de en fazla 5 santimetreyi geçmemeli. Ayakkabılarınız sivri burunlu olursa parmaklarınız uca doğru toplanarak üst üste binecektir. Bu da zamanla parmakların doğal duruşunu etkiler. Yaz süresince yüzme havuzları mantar enfeksiyonu açısından ayaklar için sakıncalı olabilir. Yüzme havuzlarını seçerken dikkatli olun. Ayaklarınızı pudralamak için talk pudrası yerine özel pudraları ve terlemeyi önleyici spreylerini tercih edin.
Ayakta oluşan deri ülserlerinin oluşumunda en çok rastlanan sebeplerden biri yeni ayakkabı giyiminden kaynaklanıyor. Yeni ayakkabınızı yaklarınızın en şiş halindeyken öğleyin satın alın.''
 
ayak sağlığını hiçkimse önemsemiyor.ben öyleydim.şimdilerde topuk dikeni ile uğraşıyorum.öyle yada böyle doğru ayakkabı seçimi şart arkadaşlar.inanınki ayaktaki ağrılar çok zor oluyor.yaşam kalitesini düşürüyor.
 
Bacağınızda özellikle ayak bileklerinizde şişme varsa, kalbiniz tehlikede. Haftada 1 saat koşmak, kalp krizi riskini azaltıyor.



İLK SIRADA
24 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyle bugün tüm dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenirken, Sağlık Bakanlığı'ndan açıklama geldi. Türkiye'de yılda 130 bin koroner kalp hastasının hayatını kaybettiğini belirten bakanlık, tüm ölümlerin ilk sırasında kalpdamar hastalıklarının yer aldığına dikkat çekti ve vatandaşları uyardı:

AMAN DİKKAT
"BACAKLARINDA özellikle de ayak bileklerinde şişme olanlar, kalp sorunu yaşıyor olabilir. Az harekete rağmen nefes darlığı çeken, çabuk yorulan, soğuk terleme ve çarpıntı şikayetleri olanlar, mutlaka doktora başvurmalı." Uzmanlar, haftada 1 saat koşmanın bile, kalp hastalığı riskini yüzde 42 azalttığını söylüyor.


Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü doktorları ayak mantarları ile ilgili sorularımızı yanıtladı. İşte ayak mantarının nedenleri ve tedavi yöntemleri:

Soru: Ayak mantarı nedir?

Mantar denen bir küf çeşidinin sebep olduğu deri rahatsızlığıdır. İnsanların çoğu ömürlerinde bir kez ayak mantarı geçirirler.

Soru: Sebebi nedir?

Ayak mantarına sebep olan mantarlara herkes maruz kalır. Ancak niçin bazı insanlarda geliştiği bilinmemektedir. Yıkama sonrası kurutulmayan ayak, sıkı çorap ve ayakkabılar, ılık iklim nemli bir ortam oluşturarak mantarların çoğalmasını sağlar.

Soru: Bulaşması nasıl olur?

Bulaşma genellikle terlik, çorap, ayakkabı, havlu gibi ortak kullanılan eşyalardan veya banyo, küvet, plaj, hamam ve benzeri ortak zeminlerden olabilir. Genellikle çok bulaşıcı olduğuna inanılır. Ancak aynı evi paylaşan insanlarda bile görülmeyebilir.

Soru: Görüntüsü nasıldır?

Hepsi oldukça kaşıntılıdır.

Soru: Tedavide neler kullanılır?

Krem ve spreyler ile tedavi edilir. Ciddi rahatsızlıklarda ağızdan hap tedavisi yapılır. Bazı vakalar tedaviye direnç gösterebilir.

Soru: Tedavi edilmezse ne olur?

Deri bütünlüğü bozulduğundan diğer mikroplar çatlak ve yarıklardan girerek yılancık denen hastalığa yol açabilirler.

Soru: Niçin tekrarlar?

Tedavi ile döküntü geçse bile mantarlar deride yaşamaya devam eder. Ve uygun şartlarda tekrar hastalığa yol açarlar.

Soru: Tekrarlamaması için alabileceğim tedbirler var mı?

Her gün ayağınızı yıkayın,

Ayağınızı, özellikle ayak parmak aralarınızı sürekli kuru tutun,

Özellikle yazın kapalı ayakkabılar giymeyin,

2-3 çift ayakkabıyı dönüşümlü olarak kullanın, ayakkabı kurumadan tekrar giymeyin,

Pamuklu çoraplar giyin ve günlük olarak değiştirin,

Başkalarının havlu ve ayakkabılarını kullanmayın,

Mümkünse evde çıplak ayakla gezin,

Yazın ayakkabılarınıza mantar önleyici pudralar serpin.
 
Ayak Bakımı SORU :Koyu oje sürmeye bayılıyorum ama
tırnaklarımı lekeliyor. Çözüm nedir?
Süreceğiniz ojenin altına koruyucu şeffaf bir kat oje sürmenizde fayda var. Daha az pigment içeren açık renk ojeler bile tırnak renginizi bozabilir. Bunu yaparak tırnağınızı koruduğunuz gibi ojenizin daha iyi sürülmesini de sağlarsınız.

SORU : Kırılgan tırnakların bir çözümü var mıdır?
Kırılgan veya çatlamış tırnakların tedavisi için günde 1-2 kez kütikül yağıyla tırnaklarınıza masaj yapmayı deneyin. Yağ kolaylıkla emildiğinden çatlaklara nüfuz eder ve cildi de nemlendirir.

SORU : Zor bir günün sonunda ayaklarımı canlandırmak için ne yapmalıyım?

Yorgun ayakların dinlendirilmesi için en kolay yöntem serinletici-naneli bir ayak jeliyle ayaklarınızı ovmak veya bir ayak masaj aleti edinmektir. Masaj aleti sayesinde dolaşım düzeleceğinden genel bir rahatlama da hissedeceksiniz. Bir diğer alternatif iyi bir nemlendirici kremi gün sonunda kullanmak üzere buzdolabında serinletmeniz ve yorgun
ayaklarınıza uygulamanızdır.

SORU : Ayaklarımın altındaki deri çok sert ve yürüyünce ağrı veriyor. Bunun çaresi var mı?
Ayaklar yaz aylarında açık ayakkabılar nedeniyle oluşan dış saldırılara karşı kendilerini oluşturdukları koruma tabakasıyla korur. Kış aylarında çorap ve kapalı ayakkabılar sayesinde bu tabaka yok olur. Ayaklarınızın altındaki sert tabakayı yok etmek için AHA içeren kremler kullanın. Bunlar ölü hücreleri zarar vermeden yok ederler. Topuk törpüsü kullanmayın çünkü ayak kendini bu yönteme karşı korumak için sert bir tabaka oluşturacak ve eskisinden daha sert şekilde yapılanacaktır. Daha yumuşak bir ponza taşı işe yarayabilir.

SORU : Erkeklere oranla kadınlar daha çok ayak problemi yaşar. Neden?
Bunun ana sebebi ayakkabılardır. Çoğu erkeğin yaptığı gibi, her gün kısa topuklu ve geniş bir ayakkabı giymek modaya uymaz! Kadınlar göze hoş görünmek ister ve moda genellikle rahat değildir. Moda uğruna giyilen çoğu ayakkabı ayağın doğru açıda, doğal şekliyle basmasına imkan vermez. Günümüzde kadın ayakkabıları da gittikçe daha rahat ve sağlıklı hale getirilmeye çalışılıyor. Ama sorunların erkeklere oranla fazla olması genellikle güzelliğin rahatlıkla çakışmasından ortaya çıkıyor.

SORU : Doğru ayak bakımı nasıl olmalı?

Sağlıklı ayaklara sahip olmak için öncelikle tırnakların düzenli olarak (tercihen küt) kesilip törpülenmesi gerekir. Törpüleme yapılırken tek yöne doğru yapılması tırnakların çatlamasına mani olacaktır. Tırnakların altı fazla sert olmayan bir tırnak çubuğuyla temizlenmelidir. İyi bir cilt kremi de ayakların nemlenmesini sağlayarak onların canlılığını koruyacaktır. Haftada 1-2 kez kendinize 10 dakikalık ayak banyosu lüksünü tanıyın. Bu seanslar ayaklarınıza olduğu kadar moralinize de iyi gelecektir. Sportif faaliyetlerin çoğu ayaklara yük bindireceğinden nasır ve yaralara yol açabilir. Bunları önlemek için tabanlarınızda anti-perspirant kullanmanız ve ayak bakımınızı aksatmamanız önerilir.
Son olarak: zaman buldukça ayak bileklerinizle iki yana doğru dairesel hareketlerle egzersizler yapın. Gündelik yorgunluklardan ayaklarınızı arındırmanıza faydası olacaktır.


Uygunsuz, dar ve yüksek topuklu ayakkabılar, vücutta şekil bozukluklarına neden oluyor.
Ayrıca, yürüyüş ve vücudun genel biomekaniğinin bozulması sonucu bacaklar ve omurgada da aşınma ve şekil bozuklukları ortaya çıkabiliyor.
Topuk ayaktaki yük ve basınç miktarını artırıyor
5 cm yüksekliğindeki topukta normal yürüyüş bozuluyor. 7.5 cm’lik topuk yüksekliği ayaktaki yük ve basınç miktarını 7 kat artırır. Normal günlük aktivitelerde yüksek topuklu ayakkabı giyenler, gün içinde 6 km’den fazladan yürüyüş yapmış kadar ayaklarına ilave yük bindiriyorlar. Yüksek topuklu ayakkabı, ayaktaki ağrı ve şekil bozukluklarının yanı sıra diz ve bele de zarar veriyor. Denge çabuk bozulduğu için ayakta burkulma riski artıyor ve ayak bileğindeki bağ ve eklemlerde zedelenmelere yol açıyor. İlave olarak bacak arkasındaki kas ve bağların kısalması, bacak ön ve yan bağlar ile kasların gerilmesi ve zorlanmasına neden oluyor.
Yüksek topuklu, dar ayakkabılarla ayakta oluşan ağrı ve şekil bozukluklar
Kallus ve Nasır oluşumu; Ayakkabı ile ayağınız arasındaki sürtünme sonucu derinin sertleşip kalınlaşmasıyla kallus ya da nasır oluşur. Nasır daha çok parmak altında veya parmak aralarında görülür. Yüksek topuklu ayakkabı giymekle ayağın öne doğru kayması veya dar ayakkabının belirli noktalara basınç uygulanması sonucu gelişir.
Tırnak problemleri; Yüksek topuklu ayakkabı giymekle ayağın öne doğru kayması sonucu, ayak parmakları ayakkabının ucuna doğru itilerek parmaklar ve tırnak yataklarına sürekli basınç uygulanarak tırnaklarda şekil bozukluğu, tırnak batması ve mantar oluşumuna neden olur.
Çekiç parmak; Parmaklarınız ayakkabının ucuna doğru itildiğinde parmaklarınız biçimsiz olarak kıvrılır ve parmağın orta eklemi bükülerek oluşan deformite ayakkabının üst kısmına baskı sonucu ağrıya neden olur.
Aşil tendon kısalığı; Sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymekle bacağın arka tarafındaki kasların yeterince açılıp esnemesini önleyerek, kasları topuğa bağlayan tendonun zamanla kısalmasına neden olursunuz. Aşil tendonu normalde topuğun yerden kaldırmaya yarar. Ancak sürekli yüksek topuklu ayakkabı giymekle kullanılmaz hale gelir ve kısalır. Düz ayakkabı giyildiğinde ise gerilir ve ağrıya neden olur.
Ayak bileği incinmeleri; Yüksek topuklu ayakkabı giyenlerde vücudun ağırlık merkezi öne kayar ve insan parmak ucunda yürüyormuş gibi olur. Ağırlığı destekleme alanı daraldığı için de dengenin çabuk bozulması sonucu düşme, ayak burkulması ve ayak bileğinde incinmeler meydana gelebilir.
Bacak ağrısı; Yüksek topuklu ayakkabı zamanla baldır kaslarında kısalmalara neden olur. İlaveten vücut ağırlık merkezinin öne kayması nedeniyle bacak kaslarında aşırı zorlanma ve ağrılar görülebilir.
Diz ağrısı; Yüksek topuklu ayakkabı giymek vücudun ağırlık merkezini öne kaydırarak dize ilave yük bindirir. Bu da dizlerde ağrı ve ileri yaşlarda kireçlenmelere neden olur.
Bel ağrısı; Vücudun ağırlık merkezinin öne kayması belde kavis artışına neden olur. Bu da bel kaslarında aşırı gerginlik ve ağrı yapar.
Yüksek topuklu ayakkabı giyenlerde ağrı ve şekil bozukluğunu azaltmak için yapılması gerekenler
* Yüksek topuklu ayakkabıyı mümkün mertebe az giymeye çalışın.
* Eğer işe giderken giymek zorundaysanız ya da giymek istiyorsanız, yanınızda topuksuz bir ayakkabı götürüp oturduğunuz zaman değiştirin.
* Eğer iş yerinde giymek zorundaysanız o zaman iş yerine gidiş-gelişlerde topuksuz ayakkabı kullanmaya çalışın.
* İş yerindeki molalar esnasında bacak kaslarınızı esnetin.
* Akşamları ayaklarınızı ılık suda 5-10 dakika dinlendirin ve yapabiliyorsanız masaj uygulayın. Bu ayağınızdaki dolaşımın düzenlenmesine yardımcı olacaktır.
* Ayak ,bacak, uyluk ve bel kaslarınıza yönelik esnetme ve germe egzersizleri yapın.
Ayakkabı alırken bunlara dikkat!
* Ayakkabılarınızı akşama doğru alın. Gün boyu ayaklarınıza yük bindiği için akşama doğru ayaklar şişer ve genişler. Böylece akşam alınan ayakkabı rahat ise gün boyu giydiğinizde rahatsız etmez.
* Ayakkabının uzunluğu ve genişliği sizin ayağınızla orantılı olmalıdır. Yaş ilerledikçe ayak tabanında çökme sonucu ayaklar uzar ya da genişler, bu nedenle ayak numaranızı aralıklı olarak kontrol ediniz.
* Ayak numaranıza göre ayakkabı almaktan kaçının. Değişik model ve üreticilerdeki kalıp ve numaralandırma aynı olmayabilir.
* Ayakkabı aynı zamanda ayakta üzerine basarak denenmelidir. Nedeni yük bindiğinde ayak genişler ve uzar.
* Ayakkabı alırken her iki ayakkabı denenmeli, çoğu kişilerde iki ayağın boy ve genişliği aynı olmayabilir.
* Ayak bileği burkulmalarını önlemek için daha geniş ve daha kısa topuklu olanları tercih ediniz. Geniş topuklu olanlar dengeyi daha iyi korurlar. Tercihen ayakkabının topuk yüksekliği 2.5 cm’yi aşmamalıdır.
* Parmaklarınızda şekil bozukluğu olmasın diye sivri burunlu ayakkabılardan kaçının ve ön kısmı geniş olan ayakkabıları tercih edin.
* Ayakkabı seçerken altının şok alıcı ( esneme ) özelliği olmasına dikkat ediniz. Tahta veya benzeri çok kalın ve esnek olmayan ya da çok ince olan ayakkabılar ayak bağ ve eklemlerine aşırı yük bindirerek ağrıya neden olur.
* Ayakkabının iç kısmı çok kaygan ve sert olmamalı ve ayağın doğal yapısına yani ayak kavislerine destek verecek biçimde olmalıdır.
* Ayakkabının üst kısmı ayakkabının içinde parmaklarınızı kıvıracak kadar yüksek ya da esnek olmalıdır.
* Kesinlikle satıcının, ayakkabının açılıp ayağınıza uyacağı sözlerine kanmayın. Düzgün ayakkabıda böyle şey olamaz.
* Ayağınızın hava almasına izin veren materyalleri, örneğin köseleyi tercih edin, naylon vb. ayakkabılardan kaçının. ..
 
X