Ataköy'de sahil, otel ve AVM yapılabilmesi için 600 metre dolduruluyor!

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715
Ataköy'de sahil, otel ve AVM yapılabilmesi için 600 metre dolduruluyor!

Ataköy Turizm Kompleksi olarak bilinen proje içinde için deniz sahilden itibaren 600 metre doldurulacak
page_atakoyde-sahil-otel-ve-avm-yapilabilmesi-icin-600-metre-dolduruluyor_522203285.jpg


Ataköy Turizm Kompleksi olarak bilinen proje denizde hayata geçti. Denize ulaşamamaktan ve kıyının kamuya kapatılmasından şikayet eden Ataköylüler artık denizi uzaktan seyredecekler. Mega yat limanı için deniz doldurulmaya başlandı. Ataköy sahil kıyıdan itibaren 600 metre doldurulacak.

Ömer Erbil'in Radikal'de yer alan haberine göre, Ataköy Turizm Kompleksi olarak bilinen proje içinde Galleria Alışveriş Merkezi, Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, Ataköy Marina Hotel, Ataköy Marina ve Ataköy Marina Park yer alıyor. Bunun ön tarafına da deniz doldurularak büyük bir kruvaziyer gemilerin de yanaşabileceği Mega Yat limanı inşaatına başlandı.

Ataköy Turizm Kompleksi, halen Türkiye denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden Şadan Kalkavan, Fuat Miras, Gündüz Kaptanoğlu, Eşref Cerrahoğlu ve Metin Kalkavan tarafından kurulan Dati-Denizciler Ataköy Turizm ve İnşaat A.Ş. tarafından yönetiliyor. Üst kullanım hakkı Dati Holding’de olan arazinin sahibi ise TOKİ. 2005 yılında 200 milyon dolara özelleştirmeden 49 yıllığına satın alındı. Burada 144 bin metrekarelik Hazine mülkü, 10 bin 241 metrekarelik DATİ’nin mülkü var. Ayrıca 378 bin metrekarelik megayat limanı projesi gerçekleştirilebilecek bir alan var. Toplam 670 bin metrekareyi buluyor.

Ataköy Turizm Kompleksi projesi içinde neler var. Mega Yat limanı, turistik oteller, rezidanslar ve yeni AVM’ler yapılacak. Galeria, İstanbul Göz hastanesi, benzin istasyonu, Sheraton tarihe karışacak. Deniz 600 metreye kadar doldurulacak. Ataköy’deki diğer izin verilen inşaatlarda olduğu gibi yükseklik 70 metre olacak. Böylelikle sahil ile Ataköy evleri arası tamamen kapanacak.

Şimdiye kadar bu proje için açılmış bilinen bir dava bulunmuyor.

http://t24.com.tr/haber/atakoyde-sahil-otel-ve-avm-yapilabilmesi-icin-600-metre-dolduruluyor,281807
 
Doldursunlar doldursunlar, İstanbul'da olması beklenen ve yüksek ihtimalle olacak olan 7,5-8 şiddetindeki deprem ve sonrasında yaşanacak tsunamiyle sulara gömüldüğünde fıtrat deriz:KK14:
inan direkt bu aklıma geldi. kartal sahilinide doldurdular. geçenlerde yanından geçerken aynını dedim arkadaşıma.
 
inan direkt bu aklıma geldi. kartal sahilinide doldurdular. geçenlerde yanından geçerken aynını dedim arkadaşıma.
istanbul marina diye her gün trafikte takılıyoruz o kısımda lanet gelsin diyorum sövüyorum harfiyat kamyonlarına da bıktım yolu da keçi patikası kadar bıraktılar her geçişte otobüs kaza yapacak diye düşünüyorum :/
 
inan direkt bu aklıma geldi. kartal sahilinide doldurdular. geçenlerde yanından geçerken aynını dedim arkadaşıma.
Maalesef biz yakın geçmişte yaşadıklarımızdan ders almıyoruz, 17 Ağustos depreminde sahiller ne oldu unutuldu sanırım, denize karışan enkazlar ve o enkazlardan çıkarılamayan insanları unuttuk, Allah kendi yarattığı taşı toprağı hallaç pamuğuna çeviriyor da, kulun doldurduğu sahili mi yerle bir etmeye gücü yetmeyecek?
Hala yapılaşalımda nasıl olursa olsun deyip işin ticaretindeler, insan canı kıymetli değil çok yazık
.
1500'lü yıllarda yaşanan İstanbul depremini araştırın, küçük kıyamet diye anılan bir depremdir, taş yapıtlar bile enkaz olmuş, tsunami olmuş, deprem uzmanları da o depreme dayanarak tsunami olacağını ve bir felaket yaşanağını söylüyor zaten lakin biz uzmanlardan daha iyi bilirim demeyi severiz.
İnadına bina, inadına yapılaşma, peki öyle olsun bakalım.
 
Maalesef biz yakın geçmişte yaşadıklarımızdan ders almıyoruz, 17 Ağustos depreminde sahiller ne oldu unutuldu sanırım, denize karışan enkazlar ve o enkazlardan çıkarılamayan insanları unuttuk, Allah kendi yarattığı taşı toprağı hallaç pamuğuna çeviriyor da, kulun doldurduğu sahili mi yerle bir etmeye gücü yetmeyecek?
Hala yapılaşalımda nasıl olursa olsun deyip işin ticaretindeler, insan canı kıymetli değil çok yazık
.
1500'lü yıllarda yaşanan İstanbul depremini araştırın, küçük kıyamet diye anılan bir depremdir, taş yapıtlar bile enkaz olmuş, tsunami olmuş, deprem uzmanları da o depreme dayanarak tsunami olacağını ve bir felaket yaşanağını söylüyor zaten lakin biz uzmanlardan daha iyi bilirim demeyi severiz.
İnadına bina, inadına yapılaşma, peki öyle olsun bakalım.

Ben de benzer düşüncelerdeydim ve inşaat mühendisi arkadaşlara bunların hala ne akla hizmet sahil doldurma yaptıklarını sordum. Aslında belli teknikler dahilinde sahil doldurularak da sağlam, depreme dayanıklı binalar yapılabiliyormuş, kazıklar kullanılıyormuş. Detaylarını tam bilemiyorum tabii ama eğer lüks yapılar yapılacaksa depreme dayanıklı yapılıyordur diye tahmin ediyorum.
 
Ben de benzer düşüncelerdeydim ve inşaat mühendisi arkadaşlara bunların hala ne akla hizmet sahil doldurma yaptıklarını sordum. Aslında belli teknikler dahilinde sahil doldurularak da sağlam, depreme dayanıklı binalar yapılabiliyormuş, kazıklar kullanılıyormuş. Detaylarını tam bilemiyorum tabii ama eğer lüks yapılar yapılacaksa depreme dayanıklı yapılıyordur diye tahmin ediyorum.

Ama işte o teknikler kullanılıyor mu? Hadi kullanılıyor diyelim, olabilecek büyük depremde tsunami gerçeğini ne yapacağız? Tsunami şiddetine göre sahilden km.lerce ötesi bile etkilenebilir, ki 1500'lü yıllarda yaşanan ve küçük kıyamet hatta eski dille yazayım kıyamet-i suğra denen İstanbul depreminde tsunami şehrin surlarını, Galata ve birçok yeri aşmış, buralara yakın evler sulara gömülmüş, toprak yarılıp su ve kum fışkırmış, Marmara iç deniz olabilir lakin yaşanacak tsunaminin hasarı bir Myanmar kadar olabilir zira olası büyük depremin merkez üssü Marmara denizinin ta kendisi olacak, 1500'lü yıllarda bile binlerce insan ölmüş, bin küsür bina tamamen yıkılmışsa 2014 İstanbul'unu düşünmek bile istemiyorum doğrusu.
Bizim binaya değil, olası doğal afetlerde insanların kaçabilecekleri alanlara ihtiyacımız var, tarihte yaşanan İstanbul depremlerinde şehir bu kadar yapıya sahip değilken bile epey hasar görmüş, 20 milyon insan ve milyonlarca binanın düşünülmeden yapıldığı şehir bugün çok daha büyük bir tehlike altında, keza yaşayanlarda.
 
Ama işte o teknikler kullanılıyor mu? Hadi kullanılıyor diyelim, olabilecek büyük depremde tsunami gerçeğini ne yapacağız? Tsunami şiddetine göre sahilden km.lerce ötesi bile etkilenebilir, ki 1500'lü yıllarda yaşanan ve küçük kıyamet hatta eski dille yazayım kıyamet-i suğra denen İstanbul depreminde tsunami şehrin surlarını, Galata ve birçok yeri aşmış, buralara yakın evler sulara gömülmüş, toprak yarılıp su ve kum fışkırmış, Marmara iç deniz olabilir lakin yaşanacak tsunaminin hasarı bir Myanmar kadar olabilir zira olası büyük depremin merkez üssü Marmara denizinin ta kendisi olacak, 1500'lü yıllarda bile binlerce insan ölmüş, bin küsür bina tamamen yıkılmışsa 2014 İstanbul'unu düşünmek bile istemiyorum doğrusu.
Bizim binaya değil, olası doğal afetlerde insanların kaçabilecekleri alanlara ihtiyacımız var, tarihte yaşanan İstanbul depremlerinde şehir bu kadar yapıya sahip değilken bile epey hasar görmüş, 20 milyon insan ve milyonlarca binanın düşünülmeden yapıldığı şehir bugün çok daha büyük bir tehlike altında, keza yaşayanlarda.

Toplanacak alanlara avm yapıldığı için deprem olduğu zaman kaos kaçınılmaz olacak. Şurada detaylıca depremi, deprem sırasında yapılması gerekenleri ve sonrasında olabilecekleri anlatmış, derleme bir yazı uzun ama okunmaya değer.

https://eksisozluk.com/entry/44885300
 
Toplanacak alanlara avm yapıldığı için deprem olduğu zaman kaos kaçınılmaz olacak. Şurada detaylıca depremi, deprem sırasında yapılması gerekenleri ve sonrasında olabilecekleri anlatmış, derleme bir yazı uzun ama okunmaya değer.

https://eksisozluk.com/entry/44885300
Teşekkür ederim, sakin bir zamanda mutlaka okurum yazıyı, kızdığım nokta düşünmeden ve planlanmadan yapılaşma anlayışı.
Şehrin sorunlarıyla ilgili ne zaman birşeyler söylesem muhalefet olmak için yazdığımı zannedenler oluyor, halbuki burda mesele ne yazık ki gerçekten şehirde artık nefes alınacak yer kalmaması ve 30-40 yıllık süreçte çarpık kentleşme sıkıntısı ve bu sıkıntının ısrarla devam ettirilmesi.

İstanbul'da halkın bir doğal afette toplanacağı alanlar kalmadı, bırakılmadı, ki zaten deprem gibi afetlerde insanlar ne yapacağını bilmiyor, korku ve panik yüzünden epeyce zarar göreceğiz maalesef:KK43: birde toplanacak yerimiz olmayınca daha da fena bir hal alacak durum:KK43:

Örneğin bir deprem olmuşsa ve biz bu depremde enkaz altında kalmamayı başarmışsak binadaysak binanın en üst katına, dışardaysak bulunduğumuz yerdeki en yüksek noktaya doğru kaçmalıyız, sahiller ve çukurda kalan alanlar herzaman daha risklidir.
Yeterince bilinçlendiriliyor muyuz? Hayır.
Yaşadıklarımızdan ders alıyor muyuz? Hayır.
Umalımda onca uzmanın, insanın öngördüğü felaket yaşanmasın veya en az hasarla atlatalım çünkü büyük bir deprem olursa koca şehrin yarısı hasar görür, can kaybımız çok olur:KK43:
 
Bunların icraatları sayesinde,beklenen Büyük İstanbul Depremi çok daha heyecanlı geçecek:KK59:
 
Yüzbinlerce insan ölünce akıllanacağımızı bilsem endişe etmem. Olası bir depremde camilerde kader konusu işlenir olur biter.
Hiç akıllanmayacak bir ülkenin vatandaşı olmak. :KK43:
 
Teşekkür ederim, sakin bir zamanda mutlaka okurum yazıyı, kızdığım nokta düşünmeden ve planlanmadan yapılaşma anlayışı.
Şehrin sorunlarıyla ilgili ne zaman birşeyler söylesem muhalefet olmak için yazdığımı zannedenler oluyor, halbuki burda mesele ne yazık ki gerçekten şehirde artık nefes alınacak yer kalmaması ve 30-40 yıllık süreçte çarpık kentleşme sıkıntısı ve bu sıkıntının ısrarla devam ettirilmesi.

İstanbul'da halkın bir doğal afette toplanacağı alanlar kalmadı, bırakılmadı, ki zaten deprem gibi afetlerde insanlar ne yapacağını bilmiyor, korku ve panik yüzünden epeyce zarar göreceğiz maalesef:KK43: birde toplanacak yerimiz olmayınca daha da fena bir hal alacak durum:KK43:

Örneğin bir deprem olmuşsa ve biz bu depremde enkaz altında kalmamayı başarmışsak binadaysak binanın en üst katına, dışardaysak bulunduğumuz yerdeki en yüksek noktaya doğru kaçmalıyız, sahiller ve çukurda kalan alanlar herzaman daha risklidir.
Yeterince bilinçlendiriliyor muyuz? Hayır.
Yaşadıklarımızdan ders alıyor muyuz? Hayır.
Umalımda onca uzmanın, insanın öngördüğü felaket yaşanmasın veya en az hasarla atlatalım çünkü büyük bir deprem olursa koca şehrin yarısı hasar görür, can kaybımız çok olur:KK43:

Paylaştığım linkin sonlarına doğru deprem anı, depremden birkaç dakika sonra, birkaç gün sonra, birkaç ay sonra ve birkaç yıl sonra neler olabileceğini anlatan bir bölüm var. Olası senaryoya göre durum o kadar vahim ki ülke olarak bir daha kendimize gelebilmemiz zor gözüküyor :KK43:

İstanbul 99 depremine kadar ikinci derece deprem kuşağı olarak geçiyordu. Birinci derece deprem kuşağındaki bölgelere bile sağlam bina yapmayan, demirden, çimentodan çalan müteahhitler ikinci dereceden bölge olarak ilan edilen yerlerde nasıl malzeme kullanmıştır tahmin edebiliyorum. Eski binaların çok büyük bir kısmı 7 ve üzeri depremi kaldıracak vaziyette değil. Bu gerçek bilindiği halde 99'dan beri 15-16 yıldır hiçbir önlem alınmadı. Kentsel dönüşüm içine rant girmeseydi buna geç kalmış bir çözüm olabilirdi belki.

Ben kentsel dönüşüme de güvenmiyorum açıkçası, 99'dan sonra yapılan binaların deprem yönetmeliğine uygun yapıldığına da. Bir denetim firması ile anlaşıyorsun ve seni denetlemeleri için onlara para ödüyorsun. Ne kadar objektif bir değerlendirme yapılabilir ki? Denetlediğin ve belki de ceza keseceğin, inşaatını durduracağın adam senin paranı ödüyor. Sistem saçma bir kere.
 
Duka,
yazıyı okudum, bildiğim gerçekleri bilimsel dille okuyunca daha çok ürperiyorum, 39 Erzincan depreminin nasıl bir yıkım olduğunu rahmetli dedemden biliyorum, kendisi Erzincan'lıydı, tek kızkardeşini, kucağında bebeğiyle o depremde kaybetmiş, detayını yazmamayım çünkü ürpertici.
67 Adapazarı depremini de ailemin anlatımından biliyorum, ailem İstanbul'da hissetmiş ve o depremde İstanbul'daki bazı binalar çatlamış.

99 zaten hepimizin malumu.
İstanbul'daki 99 depremi öncesi yapılan binaların çoğu kötü, deprem sonrası yapılanlara da kullanılan malzemelere güvenebilsekte zeminlerinden dolayı yüzde yüz güvenemeyiz çünkü belki duymuşsunuzdur, 99 depreminde Yalova'da yıkılan çoğu bina Atatürk'ün zamanında buralar yerleşim yeri olmasın elma bahçesi olsun dediği yerler.

İstanbul'un Anadolu yakasında birçok sahil doldurma, bazı semtlerin zemini kumlu, yumuşak.
Avrupa Yakası'nda da durum benzer ve maalesef binalar:KK43: şimdilerde yapılan çoğu bina en azı 10, abartılı 40-50 katlı.
Yine diyorum ki yaşadığımız afetlerden ders almıyoruz, 99 depreminde ayakta kalan binaların büyük çoğunluğu 2 katın üstünde olmayanlar, İstanbul'da yeni yapılan binalardan kaç tanesi 2 katlı?

Denetim firmalarından işini hakkıyla yapanı da vardır lakin benim çevremde inşaat bölgesi pekte sıkı denetim yapılıyor diyemem.

Kentsel dönüşüm vallahi geçenlerde bir haber okudum, bende haberin yalancısıyım, hangi şehirdi hatırlamıyorum ama Doğu'da bir ilimizdi, depremde evini kaybedenlere ev yapılıyor, evler 2012 teslim edilmiş, geçen 2 yıl içersinde o binaların balkonları bile ayrılmaya başlamış, şimdi hal böyle olunca binalar ne kadar dayanıklı kestirmek güç.

Rahmetli deprem dedenin sözü hep aklımdadır, deprem öldürmez, binalar öldürür derdi, binalarımızın eskisine ya da yenisine güvenemiyoruz ne acı.
Hadi bunlar devlet denetimi kısmı, birde maalesef halk olarak bizde bilinçsiziz gerçekten, ev alırken zemin, bina hakkında bilgi edinmiyoruz, güzel mi güzel deyip alıveriyoruz, sonradan deprem etüdü yapıldığında bina sağlam çıkmazsa satılık ilanını yapıştırıp satarkende evden memnunum ama küçük geliyor bahanesiyle kurtulmaya bakıyoruz yani diyeceğim o ki bana birşey olmasında gerisi önemli değil düşüncesindeyiz, oysa o binayı yapan, denetleyen kadar bizlerde oluşabilecek zararlardan sorumluyuz.

Tepeden tırnağa hepimizin bilinçlenmesi, sorumluluk sahibi olması gerekir, yazması yazana hak vermesi iyi de keşke birde gerçekten sorumluluk sahibi olsak.

 
X