ne ben onun hayat tarzını yaşarım ne de o benimkini yaşasın.aşığız veya evlendik diye niye herbirimiz kendimizden vazgeçmek zorunda olalım ki.yada niye onu sevdiğim için ben değişmek yada taviz vermek zorunda oluyorum.aşksa aşkta karşılıklıdır.sırf ben onun istediği biçimde yaşarsam bir süre sonra aşkım zaten bıkkınlığa,nefrete yada şikayete dönüşür.aslında bence bizim en büyük hatamız bu,ilk başlarda sevgiden,kaybetme korkusundan v.s herşeyi onların gönlüne göre yapıyoruz onlarda bunun tadını çıkarıyor.bir erkek olarak genelde annelerinden alışık oldukları hayatı biz birde aşkımızla zenginleştirip sunuyoruz iyice yayılıyorlar.hiçbirinin aklına acaba o ne ister demek gelmiyor.sadece verileni alıp mutlu oluyorlar.diğer taraftan bir süre sonra aklımız başımıza geliyor onların hiç bir şey yapmadıklarını fark edip diş bilemeye kızmaya başlıyoruz.ve bir gün bu böyle olmaz dediğimizde erkekler anlamayıp bize hayretle bakıp ne oldu ki,neymiş o olmayan,gayet güzel yaşıyoruz.senin derdin ne,sana rahat batıyor,ben ne yaptım ki demelerine kızıyoruz.e adam haklı o başından beri aynı ne değiştiki bu şimdi arıza çıkartıyor diyor. erkeklere kızmaya pek hakkımız yok.hata hemde en başından bizde kızlar.biz hala annelerimizin öğrettiği gibi o erkek ona uymak zorundayım dersek.bu hayatın ortak olduğunu aynı onun gibi bizimde isteklerimiz olduğunu anlatmazsak,anlatamazsak onlar sadece işlerine gelen kısmı anlamaya devam edecekler bence.bunlar benim düşüncelerim uzun oldu kusura bakmayın .mutlu kalın