Aşk...
Öyle olmalı ki...
Gülümsetebilmeli seni, çekip gittiğinde.
Acılara değil, yaşanmış o çok özel anlara teslim olmalı insan gidişinin ardından. Gözlerde bir ışık olarak kalabilmeli. Ve dudaklarda hafif bir tebessüm...
"Çok güzeldi, yaşadım, yaşadık", diyebilmeli.
Hiç beklemediğin anda geliveren, ve ergeç gideceğini bildiğin bu harika yaşanmışlık pişmanlık olmamalı anılarında.
Sen bir yer de, ve O çok yakınında ama uzaklarda olsa bile, ve sen asla bir daha onu göremeyeceğini, gözüne bir muzip, bir öyle... romantik bakamayacağını bile bile... kalbin bir buruk ama değişik bir sevinçle atabilmeli.
Bir kuşun kanat çırpışında heyecanlandırabilmeli seni, bir daha birlikte hiç bir kuşun kanadını göremeyeceğin sevgili. Birlikte belki bir çiçek koklama vaktinin bile olmadığı, ama dünyanın tüm çiçek kokularını sana duyumsatan sevgili...
Gittiğine yanmamalı, gelişine sevinmelisin aslında.
Sana yaşattığı her an'a ve yaşadığın her hızlı kalp atışına minnetar kalmalısın.
"Şimdi nerede, kiminle?" soruları yerine, "Şimdi mutlu olmalı..." diyebilmelisin ve asla kıskanmamalısın mutluluğunu.
Hoş bir tebessüm olarak kalmalı dudaklarında...
Güzel di... düşüncende, O'nun da "güzeldi" dediğini duymalısın...
Aşk böyle olmalı...
Çünkü yaşadığın aşk'tı...
Ve aşk sonu olmayan bir sonsuzsa... anımsadığında, "Güzel di..." dedirtebiliyorsa...
Sana yaşattığı her an'a ve yaşadığın her hızlı kalp atışına minnetar kalmalısın.
"Şimdi nerede, kiminle?" soruları yerine, "Şimdi mutlu olmalı..." diyebilmelisin ve asla kıskanmamalısın mutluluğunu.
Ve aşk... ansızın... her an heryerde...