kendi adıma, ilişkim adına yanıt vereyim... aşk hastalıktır.
uzunn zamandır beraber olmana rağmen hala onu gördüğünde ellerinin titremesi, onun kalbinin hızlı atmasıdır mesela.
en sert kavgayı ederken bile bi yerini çarptığında, ne bileyim canı yandığında her şeyi unutup "kıyamam" deyip onu öpmektir, acısını geçirmek istemektir. kavgayı, öfkeyi unutmaktır.
o varken hiç ölmem gibi hissetmektir. kimse sizi aşamazmış gibi sanki.
o yokken ölürüm gibi hissetmektir ama ölmek isteyince ölemediğini keşfetmektir.
o varken uyuşturucu alıyor gibi olmaktır, o yokken de tam tersi; kıvranmaktır. bağımlılıktır.
bir kez beni sevdiğini göreyim diye ağlamaktır, yerlerde yatmaktır.
onun için dünyayı yakabileceğini düşünmektir, belki yapabilirsin de sahiden; o gücü de veriyor aşk.
onun sana dünyadaki en güzel şey gibi gelmesidir. bana dünyanın en yakışıklı adamı gelir, diğer insanlara sorarım bazen; sıradan derler.
onun hiçbir şeyinden tiksinmemektir, yeri geldiğinde annesi yeri geldiğinde çocuğu olabilmektir.
ondan bahsederken gözlerinin parlamasıdır, ondan bahsederken bile kanının hızlı akmasıdır.
ondan bir mesaj geldiğinde bırak mesajı çağrı atsa, dumanla haber gönderse o an dünyanın durmasıdır.
o yokken de dünyanın durmasıdır.
reaksiyonlarının birbirine karışmasıdır.
ona en kızdığın anlarda bile ona sığınmak istemektir.
bunları anlatırken bile zihninin içinden "ama dudakları çok güzel ya, ama saçları çok tatlı ya" gibi alakasız ama alakalı düşünceler geçmesidir.
yazarken ara sıra durup onu düşünüp mutlu olmak ya da üzülmektir.
o yokken hayat kalitenin düşmesidir.
o varken genç, taze bir insan olmandır.
en elde ettiğini hissettiğin anda bile yanında melekler gibi uyuyorken ona bakıp "allahım bu adam beni çok sevsin" diye dua etmektir.
hayattaki tek dileğinin o olmasıdır.
hem yarabandıdır hem yara.
kısacası, hastalıktır.