Bir kelebek, aşk kelebeği, kime, ya da neye konardı? Kriterleri ne? Güzel çiçekleri mi tercih ediyor konmak kolay ve çekici diye, peki ya güzel olmayanlar ya da kokusuz olanlar? Dikenliler? Diğer çiçeklerin hiç mi şansı yok?
Bir kelebek, aşk kelebeği, bunu düşünecek bir zekaya sahip midir acaba? ya da mini minnacıcık beyniyle nasıl bir tercihde bulunurdu? Hep canlı renklere, tatlı kokulara, güzel seslere doğru mu süzülürdü? ya da şeytanın dürttüğü, kırmızının kıpkızıl, yeşilin yemyeşil olduğu, tek düze notaların bulunduğu, mesela sadece “sol” sesinin çalındığı bir konçertoya doğru mu uçardı? Güneşli, masmavi gökyüzündeki beyaz bulutlar yerine, ceviz büyüklüğünde doluların yağdığı, kapkara fırtına bulutlarının çöreklendiği toprakları mı tercih ederdi? Yalnız ve kurumuş ağaçlardan oluşan ormanlar, kelebeği hak etmiyor mu? Kriterleri ne? Kelebek, aşk kelebeği, buralara uçmaz mı?
Uçar, uçar her halde neden uçmasın ki? Lanet kelebek kanatlarını çırpabiliyorsa istediği her yere uçar, peki neden bana doğru, benim istediğim yere uçmuyor? çıldırmamak işten bile değil. Ot, evet ilk tercihi ot kelebeğin bu kesin. Ne kadar zorlasam da birinci tercihi ben değilim. “Gel” diyorum “cici kelebek gel” uç bakiim yanıma, yanbaşıma, ı-ıh inat bu ya gelmiyor karata. Kelebekçe de bilmiyorum ki çağırayım “gel bici bici” tepki yok, “gel buraya keb keb” , “ gel güzelim keleb keleb” , ”gel bakiim eb eb” nafile, tepki sıfır.
Ama, yıldıramazsın beni aşk kelebeği, sana sesleniyorum, ölmek var dönmek yok, al işte kollarımı açtım bekliyorum, gel kon bana, bak, mis gibi, bok kokuyorum.
Bir kelebek, aşk kelebeği, bunu düşünecek bir zekaya sahip midir acaba? ya da mini minnacıcık beyniyle nasıl bir tercihde bulunurdu? Hep canlı renklere, tatlı kokulara, güzel seslere doğru mu süzülürdü? ya da şeytanın dürttüğü, kırmızının kıpkızıl, yeşilin yemyeşil olduğu, tek düze notaların bulunduğu, mesela sadece “sol” sesinin çalındığı bir konçertoya doğru mu uçardı? Güneşli, masmavi gökyüzündeki beyaz bulutlar yerine, ceviz büyüklüğünde doluların yağdığı, kapkara fırtına bulutlarının çöreklendiği toprakları mı tercih ederdi? Yalnız ve kurumuş ağaçlardan oluşan ormanlar, kelebeği hak etmiyor mu? Kriterleri ne? Kelebek, aşk kelebeği, buralara uçmaz mı?
Uçar, uçar her halde neden uçmasın ki? Lanet kelebek kanatlarını çırpabiliyorsa istediği her yere uçar, peki neden bana doğru, benim istediğim yere uçmuyor? çıldırmamak işten bile değil. Ot, evet ilk tercihi ot kelebeğin bu kesin. Ne kadar zorlasam da birinci tercihi ben değilim. “Gel” diyorum “cici kelebek gel” uç bakiim yanıma, yanbaşıma, ı-ıh inat bu ya gelmiyor karata. Kelebekçe de bilmiyorum ki çağırayım “gel bici bici” tepki yok, “gel buraya keb keb” , “ gel güzelim keleb keleb” , ”gel bakiim eb eb” nafile, tepki sıfır.
Ama, yıldıramazsın beni aşk kelebeği, sana sesleniyorum, ölmek var dönmek yok, al işte kollarımı açtım bekliyorum, gel kon bana, bak, mis gibi, bok kokuyorum.