• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Asıl hesaplaşma seçim sonrasında....

cilgin_anne_

elalemin delisi:)
Kayıtlı Üye
31 Ocak 2014
3.305
344
88
Asıl hesaplaşma seçim sonrasında

Türkiye'de yer yerinden oynuyor!

Bir cunta, hükümeti devirmeye çalışıyor. On binlere insanın en mahrem sırları bir yerlere servis ediliyor. Korku ve şantajla insanlar ve ülke kontrol altına alınıyor. İçerideki örgüt yapısı ile yabancı istihbarat servisleri Türkiye'nin burnunu sürtmeye, diz çöktürmeye çalışıyor.

Türkiye buna rağmen diz çökmüyor. Meydanlardan güçlü ses veriyor. Çokuluslu operasyona meydan okurken ülkesine de sahip çıkıyor, 'oyunu gördük' mesajı veriyor.

Ergenekon kapsamında içeri atılanlar tahliye ediliyor. Yargıdan ziyade tasfiye amaçlı operasyonlar yeniden sorgulanıyor. Devlet içinde kadrolaşma amacıyla yapılan operasyonların hikmeti yeni yeni anlaşılıyor. Darbeler ülkesi Türkiye'de, elbette darbe tehdidi hep vardı ve bir çok insan benzer teşebbüsten mahkum edildi. Ancak mahkumiyetlerin bir kısmının gerçekte kadrolaşma amaçlı olduğuna dair kanaatler 17 Aralık sonrası ortaya çıkan resimle oluşabildi.

Yüzlerce yıl hapis cezaları verilenlerin suç işlemekten ziyade malum çevrenin intikam operasyonlarının kurbanı olduğunu yeni yeni anlıyoruz.

BÜYÜK HESAPLAŞMA

Seçim öncesi sert siyasal dil, işte bu yüzden arkasında enkazlar bırakarak güç kazanıyor. Artık tüm çıplaklığı ile bir darbe projesi devleti ve milleti karşısına almış, bir yıkım projesine dönüşmüş durumda. Bunun seçime endeksli bir tansiyon olduğunu, seçim sonrası yumuşayacağını sananlar ciddi yanılgı içerisinde.

Meşru olanla, devlet iktidarını ele geçirmeye çalışan 'tuhaf cephe' arasındaki kavga seçim sonrası belki de Türkiye tarihinin en büyük sorgulamalarından birine dönüşecek. Krizin ilk günlerinde, olayın AK Parti karşıtlığı ile, Erdoğan'la sınırlı gibi görünse de bir süre sonra 'devlet tehdidi' olarak tanımlanacağını ifade etmiştik. İşte o 'tehdit' tanımlaması yapıldı. Durumun devlete, millete, kurumlara meydan okuma olduğu belirginleşti. Cephenin ittifakları, ekonomi, siyasi ve bürokrasi ayağı, içerideki destekçileri, dışarıdaki akıl hocaları büyük oranda netleşti.

İşte bu yüzden asıl hesaplaşma seçim sonrasına ertelendi. Asıl o zaman yer yerinden oynayacak.

İçerideki neocon-darbeci çevre ile ABD içindeki benzer yapılar ve özellikle ABD-İsrail istihbarat ortaklığına dair şok edici dosyalar muhtemelen 30 Mart sonrası ortaya serilecek.

Yıllardır meşru kanalları hiçe sayarak kısa yoldan iş kotarmaya çalışan, içeride ve dışarıda ortakları olan darbeci yapının cemaatle kurduğu ittifakın nasıl sonuçlanacağına dair kanaatleri bu bakış açısıyla kestirmeye çalışmak daha isabetli bir yol olacaktır.

ÖLÜMCÜL JEOPOLİTİK SATRANÇ

Ama içinde bulunduğumuz kavga bununla da sınırlı değil.

Kavganın dış boyutu belki içeridekinden de sert geçiyor. Ülkeler parçalayacak kadar hem de.

Asıl dışarıda yer yerinden oynuyor. Dikkat edin bunlar aynı zaman diliminde oluyor.

Güneyimizde ve kuzeyimizde müthiş bir güç savaşı var. Ölümcül bir jeopolitik satranç izliyoruz. Suriye krizi Ortadoğu'daki güç haritasını tamamen değiştirip parçalarken, Ukrayna krizi Doğu-Batı çatışmasının en sıcak cephelerinden biri haline geldi.

İşte tam bu dönemde, kriz, güçler çatışması güneyimizi ve kuzeyimizi rehin alırken Türkiye içi kavgalara bu kadar gömülmemiz elbette bir rastlantı değil.

Hala ulusal sınırlar içinde yaşadığımızı, hala Türkiye içi iktidar kavgalarını Türkiye ile sınırlı sanan ahmakların bunu anlaması elbette mümkün değil.

Mersin'deki dinleme listesi bile sadece Suriye meselesinin bu çatışmanın neresinde olduğuna dair apaçık örnektir. Suriye'de rejimle mücadele eden ÖSO bir terör örgütü olarak niteleniyor ve ona destek verdiği iddiasıyla Mersin'in önde gelen isimleri takip altına alınıyor?

Kim için? İsrail için mi, neo-conlar için mi, İran ya da Beşşar Esed için mi?

Reyhanlı saldırısından TIR operasyonlarına, dinleme skandalından onlarca uyduruk örgüt şemalarına kadar her şey bir şekilde güneydeki krizle bağlantılı çıkıyor? İçeride bu operasyonu yapanlarla dışarıda operasyon yapanlar arasındaki çatışmada kimler ne tarafa düşüyor dikkat ettiniz mi?

ABD ve Avrupa, Ukrayna'yı müthiş bir krize sürükledi. Özgürlük temalı isyan üzerinden ülkeyi Rusya'nın ellerine teslim etti. Bizim ahmaklar olayın sadece özgürlük meselesi olduğunu sanmaya devam etsin. Zira onlar, Batı'nın isyan ettirip çaresiz bıraktığı toplulukların başına ne geldiğini anlamaktan bile acizler.

YÜZ YILLIK ÖZGÜRLÜK SAVAŞI

Unutmayın, Batı'nın oyun kurma yeteneği erozyona uğramış, zayıflamıştır. ABD ve Avrupa'nın Ukrayna'da da, Suriye'de de kaybetmesi bunun göstergesidir. Onlara güvenip Türkiye'de devleti ve kurumları çalmaya çalışanlar, dış politikayı rehin almak isteyenler, gözlerini kör edip boynunu eğmeye ve burnunu sürtmeye çalışanlar kaybedecektir.

Türkiye'nin nüfuz gücünü başkaları lehine rehin almaya kalkışanlar, bütün bunları masum bir dille kamufle edip, çirkin bir ihalenin ileri cepheleri haline gelenler, taşeronlarla iş yapanların çok kolay taşeron değiştireceğini de bilmeliler.

Türkiye bu sinsi operasyonu farketti, anladı, uyandı.

Kendisi bir meydan okumaya girişti. Bu dar anlamda iktidar/parti meselesi değildir. Bu, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesidir. Yüz yıldır devam eden mücadelesinin en kritik kavşaklarından biridir. Özgürlük yakınlaştıkça savaş daha da şiddetleniyor, şiddetlenecek de.

Merak etmeyin, bu ülke artık taşeronlar üzerinden yönetilemeyecek kadar güçlüdür, yolunu çizmiştir, yönünü belirlemiştir.

Eski alışkanlıklar üzerinden oyun kuranlar kaybeder. Bunlar da kaybedecek. Bu çete de, ittifak da, karanlık ortaklık da kaybedecektir.

Bir daha ayağa kalkamayacak şekilde hem de...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Asıl hesaplaşma seçim sonrasında

Türkiye'de yer yerinden oynuyor!

Bir cunta, hükümeti devirmeye çalışıyor. On binlere insanın en mahrem sırları bir yerlere servis ediliyor. Korku ve şantajla insanlar ve ülke kontrol altına alınıyor. İçerideki örgüt yapısı ile yabancı istihbarat servisleri Türkiye'nin burnunu sürtmeye, diz çöktürmeye çalışıyor.

Türkiye buna rağmen diz çökmüyor. Meydanlardan güçlü ses veriyor. Çokuluslu operasyona meydan okurken ülkesine de sahip çıkıyor, 'oyunu gördük' mesajı veriyor.

Ergenekon kapsamında içeri atılanlar tahliye ediliyor. Yargıdan ziyade tasfiye amaçlı operasyonlar yeniden sorgulanıyor. Devlet içinde kadrolaşma amacıyla yapılan operasyonların hikmeti yeni yeni anlaşılıyor. Darbeler ülkesi Türkiye'de, elbette darbe tehdidi hep vardı ve bir çok insan benzer teşebbüsten mahkum edildi. Ancak mahkumiyetlerin bir kısmının gerçekte kadrolaşma amaçlı olduğuna dair kanaatler 17 Aralık sonrası ortaya çıkan resimle oluşabildi.

Yüzlerce yıl hapis cezaları verilenlerin suç işlemekten ziyade malum çevrenin intikam operasyonlarının kurbanı olduğunu yeni yeni anlıyoruz.

BÜYÜK HESAPLAŞMA

Seçim öncesi sert siyasal dil, işte bu yüzden arkasında enkazlar bırakarak güç kazanıyor. Artık tüm çıplaklığı ile bir darbe projesi devleti ve milleti karşısına almış, bir yıkım projesine dönüşmüş durumda. Bunun seçime endeksli bir tansiyon olduğunu, seçim sonrası yumuşayacağını sananlar ciddi yanılgı içerisinde.

Meşru olanla, devlet iktidarını ele geçirmeye çalışan 'tuhaf cephe' arasındaki kavga seçim sonrası belki de Türkiye tarihinin en büyük sorgulamalarından birine dönüşecek. Krizin ilk günlerinde, olayın AK Parti karşıtlığı ile, Erdoğan'la sınırlı gibi görünse de bir süre sonra 'devlet tehdidi' olarak tanımlanacağını ifade etmiştik. İşte o 'tehdit' tanımlaması yapıldı. Durumun devlete, millete, kurumlara meydan okuma olduğu belirginleşti. Cephenin ittifakları, ekonomi, siyasi ve bürokrasi ayağı, içerideki destekçileri, dışarıdaki akıl hocaları büyük oranda netleşti.

İşte bu yüzden asıl hesaplaşma seçim sonrasına ertelendi. Asıl o zaman yer yerinden oynayacak.

İçerideki neocon-darbeci çevre ile ABD içindeki benzer yapılar ve özellikle ABD-İsrail istihbarat ortaklığına dair şok edici dosyalar muhtemelen 30 Mart sonrası ortaya serilecek.

Yıllardır meşru kanalları hiçe sayarak kısa yoldan iş kotarmaya çalışan, içeride ve dışarıda ortakları olan darbeci yapının cemaatle kurduğu ittifakın nasıl sonuçlanacağına dair kanaatleri bu bakış açısıyla kestirmeye çalışmak daha isabetli bir yol olacaktır.

ÖLÜMCÜL JEOPOLİTİK SATRANÇ

Ama içinde bulunduğumuz kavga bununla da sınırlı değil.

Kavganın dış boyutu belki içeridekinden de sert geçiyor. Ülkeler parçalayacak kadar hem de.

Asıl dışarıda yer yerinden oynuyor. Dikkat edin bunlar aynı zaman diliminde oluyor.

Güneyimizde ve kuzeyimizde müthiş bir güç savaşı var. Ölümcül bir jeopolitik satranç izliyoruz. Suriye krizi Ortadoğu'daki güç haritasını tamamen değiştirip parçalarken, Ukrayna krizi Doğu-Batı çatışmasının en sıcak cephelerinden biri haline geldi.

İşte tam bu dönemde, kriz, güçler çatışması güneyimizi ve kuzeyimizi rehin alırken Türkiye içi kavgalara bu kadar gömülmemiz elbette bir rastlantı değil.

Hala ulusal sınırlar içinde yaşadığımızı, hala Türkiye içi iktidar kavgalarını Türkiye ile sınırlı sanan ahmakların bunu anlaması elbette mümkün değil.

Mersin'deki dinleme listesi bile sadece Suriye meselesinin bu çatışmanın neresinde olduğuna dair apaçık örnektir. Suriye'de rejimle mücadele eden ÖSO bir terör örgütü olarak niteleniyor ve ona destek verdiği iddiasıyla Mersin'in önde gelen isimleri takip altına alınıyor?

Kim için? İsrail için mi, neo-conlar için mi, İran ya da Beşşar Esed için mi?

Reyhanlı saldırısından TIR operasyonlarına, dinleme skandalından onlarca uyduruk örgüt şemalarına kadar her şey bir şekilde güneydeki krizle bağlantılı çıkıyor? İçeride bu operasyonu yapanlarla dışarıda operasyon yapanlar arasındaki çatışmada kimler ne tarafa düşüyor dikkat ettiniz mi?

ABD ve Avrupa, Ukrayna'yı müthiş bir krize sürükledi. Özgürlük temalı isyan üzerinden ülkeyi Rusya'nın ellerine teslim etti. Bizim ahmaklar olayın sadece özgürlük meselesi olduğunu sanmaya devam etsin. Zira onlar, Batı'nın isyan ettirip çaresiz bıraktığı toplulukların başına ne geldiğini anlamaktan bile acizler.

YÜZ YILLIK ÖZGÜRLÜK SAVAŞI

Unutmayın, Batı'nın oyun kurma yeteneği erozyona uğramış, zayıflamıştır. ABD ve Avrupa'nın Ukrayna'da da, Suriye'de de kaybetmesi bunun göstergesidir. Onlara güvenip Türkiye'de devleti ve kurumları çalmaya çalışanlar, dış politikayı rehin almak isteyenler, gözlerini kör edip boynunu eğmeye ve burnunu sürtmeye çalışanlar kaybedecektir.

Türkiye'nin nüfuz gücünü başkaları lehine rehin almaya kalkışanlar, bütün bunları masum bir dille kamufle edip, çirkin bir ihalenin ileri cepheleri haline gelenler, taşeronlarla iş yapanların çok kolay taşeron değiştireceğini de bilmeliler.

Türkiye bu sinsi operasyonu farketti, anladı, uyandı.

Kendisi bir meydan okumaya girişti. Bu dar anlamda iktidar/parti meselesi değildir. Bu, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesidir. Yüz yıldır devam eden mücadelesinin en kritik kavşaklarından biridir. Özgürlük yakınlaştıkça savaş daha da şiddetleniyor, şiddetlenecek de.

Merak etmeyin, bu ülke artık taşeronlar üzerinden yönetilemeyecek kadar güçlüdür, yolunu çizmiştir, yönünü belirlemiştir.

Eski alışkanlıklar üzerinden oyun kuranlar kaybeder. Bunlar da kaybedecek. Bu çete de, ittifak da, karanlık ortaklık da kaybedecektir.

Bir daha ayağa kalkamayacak şekilde hem de...
İBRAHİM KARAGÜL.
 
yazıyı okumaya başladım devam edeceğim, şimdi bitirmeden yorum yapacağım ama söylemeden geçemedim " MAHREM SIR" hangi mahrem (!) sır ?????? ya da şöyle sorayım her gizlenen şey mahrem midir???


bu arada yeniden yazsanız da içerik silmek forum kurallarına aykırıdır...
 
yazıyı okumaya başladım devam edeceğim, şimdi bitirmeden yorum yapacağım ama söylemeden geçemedim " MAHREM SIR" hangi mahrem (!) sır ?????? ya da şöyle sorayım her gizlenen şey mahrem midir???


bu arada yeniden yazsanız da içerik silmek forum kurallarına aykırıdır...

evet kibliyorum
 
yazıyı okumaya başladım devam edeceğim, şimdi bitirmeden yorum yapacağım ama söylemeden geçemedim " MAHREM SIR" hangi mahrem (!) sır ?????? ya da şöyle sorayım her gizlenen şey mahrem midir???


bu arada yeniden yazsanız da içerik silmek forum kurallarına aykırıdır...
içerik silmedim ,kopyalayamadım ,altında alıntı yazmıyordu ben de tekrardan kopyaladım alıntı gözüksün diye ..bir şey sildiğim yok
 
içerik silmedim ,kopyalayamadım ,altında alıntı yazmıyordu ben de tekrardan kopyaladım alıntı gözüksün diye ..bir şey sildiğim yok

Alıntılamada sorun yaşadığınızda lütfen silmeyin, silmek yasaktır, onun yerine bizlere mesaj gönderip konunun orjinal metnini yollayın, biz düzeltelim veya konuyu kapatalım, yeniden açın.
 
Hesaplaşma ? Ne talihsiz bir kelime.:ssz:

Daha kötü günler kapıda demek.

Evet ne acı bu ülkenin başbakanı kendi oy vermeyecekleri, bu hakkını kullanan ötekileştirdiği insanları aleni tehdit ediyor yani hani o seçim öncesi dediği ben bana oy vermeyenlerinde başbakanıyım sözleri şimdi benim yüzde ellim gerisi beni bağlamaz ölsünbeter olsun onlar. Bunlar daha iyi günlerimiz seçimler bitsin daha neler olacak ama gün gelip bu ülkeyle bu adamın işi bittiğinde alacağını aldığında o zaman göreceğiz şimdi gözünü herşeye kapatıp koruyanları. Bu ülkede yol, köprü, trenler yapmak yani zaten görevi olan şeyleri yapmak ölen insanlara canlara sessiz kalmaya yetiyor bu memlekette zaten Erdoğan yokken müslüman değildik biz ineğe tapıyorduk ya haşa o geldi müslümanlığı öğretti ya bize dinimizi yaşıyoruz diyorlar. Ailemizde hiç başı örtülü yoktu herkes hakaret ediyordu onlara zulm ediyordu ötekileştiriyırdu meydanlarda başı kapalılara laf edilip düşman ediliyor gaz sıkılıp öldürülüyordu ya anneannemin teyzemin başörtüsü üzerinden siyaset yapılıyor oysa din kimsenin siyaset malzemesi olamaz Allah ile kul arasındadır günahkarsam hesabım Allah'a kula kul olmak için gelmedik dünyaya yeter artık.
 
Evet ne acı bu ülkenin başbakanı kendi oy vermeyecekleri, bu hakkını kullanan ötekileştirdiği insanları aleni tehdit ediyor yani hani o seçim öncesi dediği ben bana oy vermeyenlerinde başbakanıyım sözleri şimdi benim yüzde ellim gerisi beni bağlamaz ölsünbeter olsun onlar. Bunlar daha iyi günlerimiz seçimler bitsin daha neler olacak ama gün gelip bu ülkeyle bu adamın işi bittiğinde alacağını aldığında o zaman göreceğiz şimdi gözünü herşeye kapatıp koruyanları. Bu ülkede yol, köprü, trenler yapmak yani zaten görevi olan şeyleri yapmak ölen insanlara canlara sessiz kalmaya yetiyor bu memlekette zaten Erdoğan yokken müslüman değildik biz ineğe tapıyorduk ya haşa o geldi müslümanlığı öğretti ya bize dinimizi yaşıyoruz diyorlar. Ailemizde hiç başı örtülü yoktu herkes hakaret ediyordu onlara zulm ediyordu ötekileştiriyırdu meydanlarda başı kapalılara laf edilip düşman ediliyor gaz sıkılıp öldürülüyordu ya anneannemin teyzemin başörtüsü üzerinden siyaset yapılıyor oysa din kimsenin siyaset malzemesi olamaz Allah ile kul arasındadır günahkarsam hesabım Allah'a kula kul olmak için gelmedik dünyaya yeter artık.

Ben geleceğim için de gelecek nesiller için de korkuyorum.Her yönden...Sokakta canıma,malıma,ırzıma kast eden adama ben biber gazı sıksam,suçlu benim o adam değil...Evime giren hırsıza şiddet uygulasam yine suçlu benim.Adam girmiş evime,canıma,malıma,ırzıma kast edecek ben buyur kardeş diyeceğim...Katiller aramızda kol geziyor. Bunlar gerçekten iyi günler daha.:31:

Dünden beri ciddi ciddi ölmek istiyorum.
 
[QUOTEHala ulusal sınırlar içinde yaşadığımızı, hala Türkiye içi iktidar kavgalarını Türkiye ile sınırlı sanan ahmakların bunu anlaması elbette mümkün değil.][/QUOTE]

Ahmak mı demiş? kime demiş ? ben anlamadım

Hitlerin kavgam kitabında anlatılan müthiş bir taktik var.Halkı yanına çekmek savaşı haklı göstermek için devamlı komplo teorisi
üretmek.İnsanları dış güçler bizi ele geçirecekler diye korkutmak.Olmayan düşmanı yaratmak.
Bu politikayı yıllarca Türkiyede Kominizm
gelecek diye halkı korkutarak uyguladılar.Sonra darbe yapılacak diye yapılmayan, olmayan darbenin suçundan
sahte cd lerle,asker kaçağı işlemediği, suç kalmayan gizli tanıklarla deniz kuv.kom. ne kadar komutan subay varsa hapse attılar.
Bu ülkede savaş tatbikatı yaptıracak komutan bırakmadılar.O zaman bu komplo teorilerinden hiç kimse bahsetmiyordu.

Yüzlerce yıl hapis cezaları verilenlerin suç işlemekten ziyade malum çevrenin intikam operasyonlarının kurbanı olduğunu yeni yeni anlıyoruz. Günaydın canım hayırlı uyanmaların olsun inş'Allah.


Düne kadar AB nin kapısındaydılar bizide alın diye.Abd ile müttefik ülke kankaydılar.Şimdi Eset dedikleri o zaman Esad kardeşleriydi.
Komplocu, kasetçi paralel devlet dedikleriniz sizin büyük üstadınızdı efendimiz diyip okyanus ötesine selamlar gönderirdiniz.

Şimdi insanlar isyan ediyorsa sebebini dışarda değil içerde arayın ve çözmeye çalışın ortamı germeyin yatıştırın.Çare
bulun yangına körükle gitmeyin.

Sanki dış güçler dedi gece protestocu gençlerin çadırlarını yakın,Yürüyüş yapan insanlara tomayla,biber gazıyla saldırın.
Sakat bırakın,öldürün diye.
İnsanların hassasiyeleri olduğu konularda kararlar alın Atatürke hakaret edin,T.C. yi tabelalardan kaldırın daha bir sürü
hergün yazılan tartışılan bilinen şeyler.
Hakkında yolsuzluk iddiaları var. Mantıklı açıklaman yok.

Sonuç halk bıktı, insanlar mutsuz,kırgın sadece %40'ın başbakanı var.Ben ne dersem o diyen
sözünün üstüne söz söyletmeyen,kimseyi dinlemeyen kibirine yenik düşmüş,birleştirici değil
ayrıştıran biri var.Bu durumu düzeltebilirse düzeltsin dış güçlerin oyununa biz değil hükümet gelmesin.


Not. yazım konu sahibine değil yazara ve yandaş basında çok sık rastladığımız bu dışgüçlerin komplosu söyleminedir.
 
Ben geleceğim için de gelecek nesiller için de korkuyorum.Her yönden...Sokakta canıma,malıma,ırzıma kast eden adama ben biber gazı sıksam,suçlu benim o adam değil...Evime giren hırsıza şiddet uygulasam yine suçlu benim.Adam girmiş evime,canıma,malıma,ırzıma kast edecek ben buyur kardeş diyeceğim...Katiller aramızda kol geziyor. Bunlar gerçekten iyi günler daha.:31:

Dünden beri ciddi ciddi ölmek istiyorum.

Bu ülkede hırsızı bile öldürme yetkin yok ki yasalarda da var bu ancak mahrem alanın olan yatak odasına girerse öyle bir hakkın varmış. Benim canıma malıma zarar verebilecek bir insanı bile öldürme yetkimiz yokken ki olamaz zaten adalet var, mahkeme var, 15 yaşında bir çocuk elinde taş var diye ölümü hakkedebiliyor. O kadar çocuk isteyen, tedaviler gören ben artık düşünüyorum bu ülkeye çocuk getirmek doğru bir şey mi diye. Biri gider biri gelir diyorum korkuyorum. Alıp başımı başka ülkelere gitmek herşeyden uzaklaşmak çünkü aynı dili konuşmuyoruz artık, aynı değerler etrafında toplanamamıyoruz aynı ülkede yabancıyız birbirimize kin nefret doluyuz. Ama kaçmakla bitecek mi hayır yine haber duyduğumuzda içimiz yanacak yine kahrolacağız bu hiç bitmeyecek tam tersine kalmak yaşamak inadına savunmak gerekiyor. Zaten istedikleri yıldırmak değil mi. Ama korkuyorum işte seçimlerden sonra daha da olacaklardan ve başbakanı diliyle kendi vatandaşımız konu açıyor bu daha iyi günleriniz, asıl seçimden sonra göreceksiniz diyor sanki başka ülkenin insanında söz ediyor, sanki can düşmanından söz ediyor. Yazık çok yazık.. :5:
 
Bu ülkede hırsızı bile öldürme yetkin yok ki yasalarda da var bu ancak mahrem alanın olan yatak odasına girerse öyle bir hakkın varmış. Benim canıma malıma zarar verebilecek bir insanı bile öldürme yetkimiz yokken ki olamaz zaten adalet var, 5:

ben de bunu anlamıyorum
hadi ben yatak odasında değil su içmeye kalkarken gördüm o zaman nolucak
bana saldırsa koridorda ben mi suçluyum
çok saçma değil mi
 
ben de bunu anlamıyorum
hadi ben yatak odasında değil su içmeye kalkarken gördüm o zaman nolucak
bana saldırsa koridorda ben mi suçluyum
çok saçma değil mi

Yok işte aynı yasa elinde taş olan ve zaten karşında gaz fişeğiyle tüm teçhizatıyle duran polise hiçbir zarar vermeyeceği ortadayken ölen çocuğa hakettin diyebiliyor ama alenen canıma malıma zarar vermeye giren belki de beni öldürecek olan savunmasıız olduğum halde bir şey yapamayacak olduğum halde hırsızı değil beni suçluyor. Allah kimseyi katil yapmasın yaşatmasın ama bu ülkede adalet sadece kadın ismi.
 
Bu ülkede hırsızı bile öldürme yetkin yok ki yasalarda da var bu ancak mahrem alanın olan yatak odasına girerse öyle bir hakkın varmış. Benim canıma malıma zarar verebilecek bir insanı bile öldürme yetkimiz yokken ki olamaz zaten adalet var, mahkeme var, 15 yaşında bir çocuk elinde taş var diye ölümü hakkedebiliyor. O kadar çocuk isteyen, tedaviler gören ben artık düşünüyorum bu ülkeye çocuk getirmek doğru bir şey mi diye. Biri gider biri gelir diyorum korkuyorum. Alıp başımı başka ülkelere gitmek herşeyden uzaklaşmak çünkü aynı dili konuşmuyoruz artık, aynı değerler etrafında toplanamamıyoruz aynı ülkede yabancıyız birbirimize kin nefret doluyuz. Ama kaçmakla bitecek mi hayır yine haber duyduğumuzda içimiz yanacak yine kahrolacağız bu hiç bitmeyecek tam tersine kalmak yaşamak inadına savunmak gerekiyor. Zaten istedikleri yıldırmak değil mi. Ama korkuyorum işte seçimlerden sonra daha da olacaklardan ve başbakanı diliyle kendi vatandaşımız konu açıyor bu daha iyi günleriniz, asıl seçimden sonra göreceksiniz diyor sanki başka ülkenin insanında söz ediyor, sanki can düşmanından söz ediyor. Yazık çok yazık.. :5:

Alıp başımı ben de gitmek istiyorum artık,arkama bakmadan. Çünkü hiç bölünmemiştik bu kadar.Bazen düşünüyorum,bir savaş olsa acaba eskiden olduğu gibi herkes birbirine yardım eder mi,varlığıyla yokluğuyla omuz omuza verir mi ? İçim hayır diyor.:50: Öyle bir duruma gelindi ki,farklıysan dışlanmalısın,ölmelisin. Seçimlerden sonra ne olacağını kestiremiyorum bile bu seçimde.Genel seçimlere de 1 yıl var,o zamana ne sular akar bu köprünün altından...Asıl bomba bence oradan sonra.
 
Alıp başımı ben de gitmek istiyorum artık,arkama bakmadan. Çünkü hiç bölünmemiştik bu kadar.Bazen düşünüyorum,bir savaş olsa acaba eskiden olduğu gibi herkes birbirine yardım eder mi,varlığıyla yokluğuyla omuz omuza verir mi ? İçim hayır diyor.:50: Öyle bir duruma gelindi ki,farklıysan dışlanmalısın,ölmelisin. Seçimlerden sonra ne olacağını kestiremiyorum bile bu seçimde.Genel seçimlere de 1 yıl var,o zamana ne sular akar bu köprünün altından...Asıl bomba bence oradan sonra.

Savaş mı ben onu hiç düşünemiyorum inanın başbakan karşı tarafı tutacaksınız onlar haklı dese, gözü kapalı başbakanın her dediğine inananlar ülkesini kurtarmayı bırakır onların safına geçip kendi vatandaşını öldürür. Başbakanı yedirmeyiz diyen bir topluluk var karşımızda ama durup düşünüp ya bu insanlar ne anlatıyor bir dinleyelim haklı olabilirler mi diyen yok ezbere konuşmalar, oradan buradan kopya şeyler. Maalesef üllemizde menfaatler herşeyin üzerinde insan canının bile. İstemiyoruz yol, köprü, hızlı trenler herşey parayla yerine gelir hatta biz toplayalım aramızda verelim kırılan dökülen herşeyin parasını ama Başbakanda bize ölen 8 gencimizi polisimizi geri versin. Parayla yerine konabilecek şeylerle, ne yapsak geri döndüremeyeceğimiz şeyleri aynı kefeye koyanların vicdanları nerede merak ediyorum.
 
Savaş mı ben onu hiç düşünemiyorum inanın başbakan karşı tarafı tutacaksınız onlar haklı dese, gözü kapalı başbakanın her dediğine inananlar ülkesini kurtarmayı bırakır onların safına geçip kendi vatandaşını öldürür. Başbakanı yedirmeyiz diyen bir topluluk var karşımızda ama durup düşünüp ya bu insanlar ne anlatıyor bir dinleyelim haklı olabilirler mi diyen yok ezbere konuşmalar, oradan buradan kopya şeyler. Maalesef üllemizde menfaatler herşeyin üzerinde insan canının bile. İstemiyoruz yol, köprü, hızlı trenler herşey parayla yerine gelir hatta biz toplayalım aramızda verelim kırılan dökülen herşeyin parasını ama Başbakanda bize ölen 8 gencimizi polisimizi geri versin. Parayla yerine konabilecek şeylerle, ne yapsak geri döndüremeyeceğimiz şeyleri aynı kefeye koyanların vicdanları nerede merak ediyorum.

Evet,kardeşi kardeşe kırdırma planı gayet güzel işliyor.Hiçbir zaman bu kadar planlı,programlı,başarılı olmamıştı.İnsan canının zerre kadar değeri yok artık dejavu,ölen öldüğüyle kalıyor.Şehidi de,kadını da,çocuğu da....
 
Halk tv hacklendi!!!:9:


www.halkhaber.tv

$hack.jpg
 
Back