Merhaba herkese. Günlerdir içimi yakan, yüz yüze birilerine anlatmaya utandığım bir sorunum var. On sekiz yaşımdayım, şuana kadar hiçbir erkeğe saplantılı olmadım. Uzaktan hayranlıkla geçti lise hayatım. Ama bir gün, sıradan bi kafede hayallerimin, canlanmasını istediğim anime, kitap vs. karakterlerinin birleşiminden oluşmuş birini gördüm. Adını Meriç olduğunu zar zor kulak misafiri olarak öğrendim. O kafede grubuyla şarkı söylüyormuş. Arkadaşlarımı zorla o kafeye getirir ve hep gizlice onu izledim. Bu iş o kadar ilerledi ki baş kahramanın o olduğu hikayeler yazdım. Hikayelerimin süper kahramanı oldu. Sonra aklıma "ya onu bir daha göremezsem" şeyi geldi. Ne işime yarardı hikayelerim o zaman? Onca kağıdı toplayıp çantama tıkıştırdım. Cumartesi günü ilk defa tek başıma gittim o kafeye. Konseri bittiğinde onu çıkışa kadar takip ettim. Lakin bir şey olmadı. Akşşam vakitleri olduğundan pek bilmediğim yerlere girmek istemedim ve kafeden çıktım. Umutsuzlukla kaldırımda taksi beklerken ara sokakların birinden onun sesini duydum. Telefonunun ekranı parlyordu. Son şansım diye düşündüm. Taksiyi boş verip yanına gittim. Bana bakmadı bile. Ardından kağıtları ona uzattım. Son anda beni fark etti. Telefonunu indirdi ve gözlerimin içine baktı. Bir şey demeden kağıtları aldı ve okumaya başladı. Utancımdan ölmek üzereyken kolumu tuttu. Bunlar ne diye sorduğunda gözlerim doldu. Sert bir dille söylemişti bunu. seni unutmak için bahenelerim diye mırıldnadım. O kadar heyeanlıydım ki kalbimin sesini bu kadar yüksek duymak beni ürkütmüştü. Beni bıraktı ve kağıtları alıp yürümeye başladı. Bende geri dönüp taksi beklemeye başladm. Şimdi ne yapacağım peki? O kafeye gitmeye devam edersem utancımdan ona bakamam bile. Ama ona bakmamak da beni delirtiyor.
Onu kaybetmek istemiyorum ama. Yıllar sonra buna izin veremem. Lütfen bir şeyler söyleyin.
Onu kaybetmek istemiyorum ama. Yıllar sonra buna izin veremem. Lütfen bir şeyler söyleyin.