- 24 Haziran 2013
- 3.034
- 4.655
Asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması halinde istihdam maliyetinin artacağını vurgulayan işverenler, SGK primi ve vergide indirim, hatta asgari ücretin kaldırılmasını talep ediyor. İşverenlere göre aksi takdirde kayıtdışı çalışma ve işsizlik artar
Ak Parti’nin seçim öncesi vaatleri arasında yer alan, asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması vaadi, iş dünyasında olumlu karşılansa da işveren üzerinde oluşabilecek ‘yüklerin’ hafifletilmesi talepleri gelmeye başladı. Özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, asgari ücretin artışından kaynaklanan yüklerin bir kısmının geçici olarak devlet tarafından paylaşılabileceği, ancak genel anlamda yükün özel sektörde olacağını ifade etmesi, işveren çevresinde ‘huzursuzluk’ yarattı. Şimşek’in, “Bazı sektörler için ilave teşvikler gelebilir” yorumu üzerine ticaret ve sanayi odaları, dernekler, sektörlerin önde gelen isimleri talep ve önerilerini iletmeye başladı. Öneriler arasında SGK ve vergi indirimlerinden, asgari ücretin tamamen kaldırılarak bölgesel düzenlenmesine hatta turizm işçileri için mevsimsel belirlenmesine kadar pek çok değerlendirme yer alıyor.
‘437 lira ek maliyet’
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması çalışmalarını desteklediklerini, ancak oluşacak ilave kazanç piyasaya tekrar dönene kadar, asgari ücretteki SGK primi işveren payında 3 puanlık bir indirim yapılmasını istedi. Asgari ücretin net 1300 liraya yükseltilmesinin işverene kişi başı aylık 437 lira ilave maliyeti olacağını belirten Çağlar, “Asgari ücretteki bu artışın özel sektöre toplam 16 milyar lira yıllık ek maliyeti olacağını tahmin ediyoruz. Tabii asgari ücret artınca, şirket içinde diğer çalışanlar da ücretlerine artış isteyecek. Zincirleme artışların getireceği yük çok fazla. Asgari ücrette elbette artış yapılsın. Ancak bu paranın harcama şeklinde piyasaya dönmesi bir süre alacaktır. Bu nedenlerle hükümetimizden bir destek beklentimiz var. Borcunu düzenli ödeyen mükellef için SGK primi işveren payı şu anda yüzde 15.5 oranında. Bu oran üzerinde 3 puanlık bir indirim sağlanması büyük katkı olur” dedi.
İşçinin eline ayda 1.000 lira geçiyor
‘Her söz üç ay içinde yerine getirilecek’
TRT Haber’in dünkü canlı yayınında soruları yanıtlayan Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, seçim beyannamesinde verdikleri her sözü en az üç ay içinde yerine getireceklerini söyledi. Davutoğlu, “Asgari ücret, öğrenci burslarında, polis-asker maaşlarında artış, çiftçilere kaynak gibi sözler kısa sürede yapılacak. İşveren ve işçi kesimlerini bugün biraraya getireceğim, hükümet programlarını onları dinleyerek hazırlayacağız” dedi.
‘Kayıt dışına itebilir’
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, SGK indirimiyle, oluşacak ‘külfetin’ düzenlenebileceğini dile getirdi. “Çark durursa işveren işçi çıkarabilir” uyarısında bulunan Kopuz, gıda sektöründe uzun zamandır çözmeye çalıştıkları kayıtdışı ve merdiven altı üretimin daha da artabileceğini ifade etti. Kopuz, “İşveren yaşarsa bu istihdamı üretebilir. Çok fazla yüklenilirse nasıl dayanacak. Bir teraziye külfet gelirken bir yandan da denge gelsin. İlk etapta SGK indirimi olur, daha sonra yeni bir değerlendirme yapılır. Sistem kayıt dışına kaçmamalı. Bu fiyat gelirse buna da yol açabilir. Merdiven altı üretimle mücadele ediyoruz bu onu daha da ileri atabilir” dedi.
‘Her şehre farklı ücret uygulansın’
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi, asgari ücret artışının işverene yeni yükler getireceğini ve bunun mümkün olduğu kadar hafifletilmesi gerektiğini söyledi. Bunun çözülememesi durumunda dünya rekabet koşulları içinde yatırımcıyı kaçırabileceklerini vurgulayan Tanrıverdi, asgari ücretin kaldırılması ya da il il yapılandırılması önerilerinde bulundu. Tanrıverdi, “Asgari ücreti konuşuyorsak, o halde pek çok şey üzerinde düşünebiliriz. Mesela asgari ücretin kaldırılması, ya da il durumuna göre kurullar kurulup asgari ücretin o şehre göre belirlenmesi sağlanabilir. Bir rekabet piyasası içindeyiz. Hangi il daha rekabetçi olursa yatırımlar oraya gider. Bizim için emek yoğun sektörlerde maliyet çok önemli. Bu kadar ekonominin, istihdamın, dünyanın daraldığı bir ortamda rekabetçilik şartlarımızı kaybetmememiz lazım” diye konuştu. İTO’nun önerisini ise ‘geçici çözümlerle planlama yapılamaz’ diye yorumlayan Tanrıverdi, “Hükümete güveniyoruz, önümüzde çok başarılı olabileceğimiz bir beş yıl var, ufak hesaplarla bu beş yılın harcanmaması lazım” dedi.
‘İşsizliğe sebep olur’
Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Ahmet Sayar, asgari ücretin ‘en azından’ açlık sınırına yaklaştırılmasını desteklediklerini, tamamen işverene yüklenerek bunun sağlanmasının zor olduğunu söyledi. Devletin vergi avantajları sunması gerektiğini belirten Sayar, “Bugün Türkiye’de asgari ücretli olarak çalışanların tamamı özel sektörde çalışanlar. Dolayısıyla bunu tamamen işverene yüklemek haksızlık olur. Şu anda işveren prim desteği oranında bir indirim olabilir, mesela yüzde 3 veya makul öneriler. Aynı zamanda biz gelir vergisinin de asgari geçim indiriminden sonraki kısmının da alınmamasını istiyoruz. Bölgede işverenlerin olanakları çok iyi değil. Tamamen yüklenilirse kayıtdışı çalışmaları artırıp, işsizliğe sebep olabilir” diye konuştu.
‘Vergiler mevsimsel olarak ayarlansın’
Turizmde işverenlerin sıkıntısını çözmek için asgari ücretin ‘mevsimsel’ düşünülmesi gerektiğini anlatan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, çalışılmayan dönemde işçi çıkarılması yerine vergi yapılandırılmasıyla sorunlarını aşabileceklerini söyledi. Ulusoy, “Doğu Anadolu’da kış sporları yapılan yer kışın açık yazın kapalı. Mevsimsel olarak SGK yükü azaltılmalı. Düşünün ki Uludağ’da 8 ay boş otel, işçi çıkarıyorsun. Çalışılmayan dönemde bu uygulamanın yapılması durumunda 1300 lira bandı destekleyebileceğimiz bir seviyededir” dedi.
‘SGK zor durumda bırakılmamalı’
Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, maliyetlerin eşit yansıtılmamasının üreticiyi zor durumda bırakacağını dile getirdi. “Bu iş yapılacaksa devletin yardımı olmalı” yorumunu yapan Menevşe, “Bütün fedakarlığı tek taraf yapmamalı. SGK da zor durumda bırakılmamalı. Dönüp Türkiye’ye mal olabilir. Geçmişte örnekleri yaşandı. SGK’nın pozisyonuna zarar verebilir” diye konuştu.
‘Asgari geçim seviyesi olarak belirlensin’
Konutder Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, inşaat sektöründe asgari ücretle çalışan kesimin çok az olduğunu ancak asgari ücretteki artışın diğer çalışanların ücretlerinin yükselmesi beklentisiyle sonuçlanacağını ifade etti. Asgari ücretten vergi alınmasının doğru olmadığını vurgulayan Çelik, asgari ücretin, ‘asgari geçim seviyesi’ olarak belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Çelik, “1300 lira dar gelirli, asgari ücretle geçinen için iyi bir öneri ama eleştirdiğim nokta bu ücretliden alınan vergi. Sosyal devlet modelini uygulamanın en iyi yolu asgari ücreti vergiden arındırmak. Ancak şu anki durumla artış gerçekleşecekse yükü iş dünyasının omuzlarına bırakmak zararlı olur. Küçük işletme için ciddi bir istihdam kaybı yaşanır” dedi.
‘Yıllara yayılırsa etkisini azaltabiliriz’
Son yıllarda istihdamın arttığı önemli sektör haline gelen çağrı merkezleri de asgari ücret konusunda endişeli. Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, sektörün yüzde 90’ını temsil ettiklerini anlatırken, 83 bin çalışan sayısına ulaştıklarını aktardı. Maliyetlerinin yüzde 70’inin insan kaynağı olduğunu belirten Tarakçı, “Sadece en alt kademedeki elemana değil, kademeli olarak diğer pozisyonlara da zam yapılması gerekecek. Ortalama kar marjı yüzde 8. Bu ortamda sektörün yaşaması zorlaşıyor. Şirket kapamaları kaçınılmaz olur, ciddi istihdam kaybı yaşanır, 50’nin üzerinde ilde çağrı merkezi var, kayıp buralarda da yaşanacak. Vergilerin teşvik edilmesi gerekir. Artış yapılmasın demiyoruz. Birkaç yıla yayılması belki etkiyi azaltır” diye konuştu.
http://www.milliyet.com.tr/asgari-ucrette-isci-artis-isveren/ekonomi/detay/2146036/default.htm
Ak Parti’nin seçim öncesi vaatleri arasında yer alan, asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması vaadi, iş dünyasında olumlu karşılansa da işveren üzerinde oluşabilecek ‘yüklerin’ hafifletilmesi talepleri gelmeye başladı. Özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, asgari ücretin artışından kaynaklanan yüklerin bir kısmının geçici olarak devlet tarafından paylaşılabileceği, ancak genel anlamda yükün özel sektörde olacağını ifade etmesi, işveren çevresinde ‘huzursuzluk’ yarattı. Şimşek’in, “Bazı sektörler için ilave teşvikler gelebilir” yorumu üzerine ticaret ve sanayi odaları, dernekler, sektörlerin önde gelen isimleri talep ve önerilerini iletmeye başladı. Öneriler arasında SGK ve vergi indirimlerinden, asgari ücretin tamamen kaldırılarak bölgesel düzenlenmesine hatta turizm işçileri için mevsimsel belirlenmesine kadar pek çok değerlendirme yer alıyor.
‘437 lira ek maliyet’
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması çalışmalarını desteklediklerini, ancak oluşacak ilave kazanç piyasaya tekrar dönene kadar, asgari ücretteki SGK primi işveren payında 3 puanlık bir indirim yapılmasını istedi. Asgari ücretin net 1300 liraya yükseltilmesinin işverene kişi başı aylık 437 lira ilave maliyeti olacağını belirten Çağlar, “Asgari ücretteki bu artışın özel sektöre toplam 16 milyar lira yıllık ek maliyeti olacağını tahmin ediyoruz. Tabii asgari ücret artınca, şirket içinde diğer çalışanlar da ücretlerine artış isteyecek. Zincirleme artışların getireceği yük çok fazla. Asgari ücrette elbette artış yapılsın. Ancak bu paranın harcama şeklinde piyasaya dönmesi bir süre alacaktır. Bu nedenlerle hükümetimizden bir destek beklentimiz var. Borcunu düzenli ödeyen mükellef için SGK primi işveren payı şu anda yüzde 15.5 oranında. Bu oran üzerinde 3 puanlık bir indirim sağlanması büyük katkı olur” dedi.
İşçinin eline ayda 1.000 lira geçiyor
‘Her söz üç ay içinde yerine getirilecek’
TRT Haber’in dünkü canlı yayınında soruları yanıtlayan Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, seçim beyannamesinde verdikleri her sözü en az üç ay içinde yerine getireceklerini söyledi. Davutoğlu, “Asgari ücret, öğrenci burslarında, polis-asker maaşlarında artış, çiftçilere kaynak gibi sözler kısa sürede yapılacak. İşveren ve işçi kesimlerini bugün biraraya getireceğim, hükümet programlarını onları dinleyerek hazırlayacağız” dedi.
‘Kayıt dışına itebilir’
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, SGK indirimiyle, oluşacak ‘külfetin’ düzenlenebileceğini dile getirdi. “Çark durursa işveren işçi çıkarabilir” uyarısında bulunan Kopuz, gıda sektöründe uzun zamandır çözmeye çalıştıkları kayıtdışı ve merdiven altı üretimin daha da artabileceğini ifade etti. Kopuz, “İşveren yaşarsa bu istihdamı üretebilir. Çok fazla yüklenilirse nasıl dayanacak. Bir teraziye külfet gelirken bir yandan da denge gelsin. İlk etapta SGK indirimi olur, daha sonra yeni bir değerlendirme yapılır. Sistem kayıt dışına kaçmamalı. Bu fiyat gelirse buna da yol açabilir. Merdiven altı üretimle mücadele ediyoruz bu onu daha da ileri atabilir” dedi.
‘Her şehre farklı ücret uygulansın’
İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi, asgari ücret artışının işverene yeni yükler getireceğini ve bunun mümkün olduğu kadar hafifletilmesi gerektiğini söyledi. Bunun çözülememesi durumunda dünya rekabet koşulları içinde yatırımcıyı kaçırabileceklerini vurgulayan Tanrıverdi, asgari ücretin kaldırılması ya da il il yapılandırılması önerilerinde bulundu. Tanrıverdi, “Asgari ücreti konuşuyorsak, o halde pek çok şey üzerinde düşünebiliriz. Mesela asgari ücretin kaldırılması, ya da il durumuna göre kurullar kurulup asgari ücretin o şehre göre belirlenmesi sağlanabilir. Bir rekabet piyasası içindeyiz. Hangi il daha rekabetçi olursa yatırımlar oraya gider. Bizim için emek yoğun sektörlerde maliyet çok önemli. Bu kadar ekonominin, istihdamın, dünyanın daraldığı bir ortamda rekabetçilik şartlarımızı kaybetmememiz lazım” diye konuştu. İTO’nun önerisini ise ‘geçici çözümlerle planlama yapılamaz’ diye yorumlayan Tanrıverdi, “Hükümete güveniyoruz, önümüzde çok başarılı olabileceğimiz bir beş yıl var, ufak hesaplarla bu beş yılın harcanmaması lazım” dedi.
‘İşsizliğe sebep olur’
Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Ahmet Sayar, asgari ücretin ‘en azından’ açlık sınırına yaklaştırılmasını desteklediklerini, tamamen işverene yüklenerek bunun sağlanmasının zor olduğunu söyledi. Devletin vergi avantajları sunması gerektiğini belirten Sayar, “Bugün Türkiye’de asgari ücretli olarak çalışanların tamamı özel sektörde çalışanlar. Dolayısıyla bunu tamamen işverene yüklemek haksızlık olur. Şu anda işveren prim desteği oranında bir indirim olabilir, mesela yüzde 3 veya makul öneriler. Aynı zamanda biz gelir vergisinin de asgari geçim indiriminden sonraki kısmının da alınmamasını istiyoruz. Bölgede işverenlerin olanakları çok iyi değil. Tamamen yüklenilirse kayıtdışı çalışmaları artırıp, işsizliğe sebep olabilir” diye konuştu.
‘Vergiler mevsimsel olarak ayarlansın’
Turizmde işverenlerin sıkıntısını çözmek için asgari ücretin ‘mevsimsel’ düşünülmesi gerektiğini anlatan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy, çalışılmayan dönemde işçi çıkarılması yerine vergi yapılandırılmasıyla sorunlarını aşabileceklerini söyledi. Ulusoy, “Doğu Anadolu’da kış sporları yapılan yer kışın açık yazın kapalı. Mevsimsel olarak SGK yükü azaltılmalı. Düşünün ki Uludağ’da 8 ay boş otel, işçi çıkarıyorsun. Çalışılmayan dönemde bu uygulamanın yapılması durumunda 1300 lira bandı destekleyebileceğimiz bir seviyededir” dedi.
‘SGK zor durumda bırakılmamalı’
Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe, maliyetlerin eşit yansıtılmamasının üreticiyi zor durumda bırakacağını dile getirdi. “Bu iş yapılacaksa devletin yardımı olmalı” yorumunu yapan Menevşe, “Bütün fedakarlığı tek taraf yapmamalı. SGK da zor durumda bırakılmamalı. Dönüp Türkiye’ye mal olabilir. Geçmişte örnekleri yaşandı. SGK’nın pozisyonuna zarar verebilir” diye konuştu.
‘Asgari geçim seviyesi olarak belirlensin’
Konutder Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, inşaat sektöründe asgari ücretle çalışan kesimin çok az olduğunu ancak asgari ücretteki artışın diğer çalışanların ücretlerinin yükselmesi beklentisiyle sonuçlanacağını ifade etti. Asgari ücretten vergi alınmasının doğru olmadığını vurgulayan Çelik, asgari ücretin, ‘asgari geçim seviyesi’ olarak belirlenmesi gerektiğini dile getirdi. Çelik, “1300 lira dar gelirli, asgari ücretle geçinen için iyi bir öneri ama eleştirdiğim nokta bu ücretliden alınan vergi. Sosyal devlet modelini uygulamanın en iyi yolu asgari ücreti vergiden arındırmak. Ancak şu anki durumla artış gerçekleşecekse yükü iş dünyasının omuzlarına bırakmak zararlı olur. Küçük işletme için ciddi bir istihdam kaybı yaşanır” dedi.
‘Yıllara yayılırsa etkisini azaltabiliriz’
Son yıllarda istihdamın arttığı önemli sektör haline gelen çağrı merkezleri de asgari ücret konusunda endişeli. Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, sektörün yüzde 90’ını temsil ettiklerini anlatırken, 83 bin çalışan sayısına ulaştıklarını aktardı. Maliyetlerinin yüzde 70’inin insan kaynağı olduğunu belirten Tarakçı, “Sadece en alt kademedeki elemana değil, kademeli olarak diğer pozisyonlara da zam yapılması gerekecek. Ortalama kar marjı yüzde 8. Bu ortamda sektörün yaşaması zorlaşıyor. Şirket kapamaları kaçınılmaz olur, ciddi istihdam kaybı yaşanır, 50’nin üzerinde ilde çağrı merkezi var, kayıp buralarda da yaşanacak. Vergilerin teşvik edilmesi gerekir. Artış yapılmasın demiyoruz. Birkaç yıla yayılması belki etkiyi azaltır” diye konuştu.
http://www.milliyet.com.tr/asgari-ucrette-isci-artis-isveren/ekonomi/detay/2146036/default.htm