MERKEZ
Artvin, Doğu Karadeniz Bölgesinin en doğu kesiminde bulunan bir sınır ilimizdir. Bütün suları Çoruh ile veya kıyıda ki dereciklerle Karadeniz'e karışan Artvin İlinin, Kuzeyi Karadeniz, kuzeydoğusu Türkiye - Gürcistan sınırı, doğusu ve güneydoğusu Ardahan, Güneyi Erzurum ve Batısı Rize ile çevrilidir.
Öteden beri Türk boylarının yerleşim yeri olarak gördüğümüz bölgede hayat, çok eski çağlara dayanır. Coğrafi durum gereği akınların gelip geçtiği, dolayısıyla sık sık savaşların patlak verdiği ve el değiştirdiği bir yöredir.
Bölgemizin tarih öncesi yaşayışı henüz tam olarak araştırılmış olmamakla beraber, eski yerleşme yerlerindeki kalıntılardan,mezarlar-dan, temel açma, yol yapımı gibi nedenlerle yapılan kazılarda çıkan tarihi eşyalardan, buraların çok eskiden beri yerleşim yeri olduğu ve madenlerin işletildiği anlaşılmaktadır.
1930 yılında Artvin'de ve Şavşat'ın Meşeli Köyünde, 1955 yılında Yusufeli'nin Demirköy Köyü'nde bulunan bakır baltaların. M.Ö. 4000 - 3000, tunç olanların ise M.Ö . 3000 - 2000 yıllarına ait olduğu uzmanlarca saptanmıştır. Bunlar, Hurriler çağından kalma eserlerdir.
HURRİLER - URARTULAR
Hurriler, Asyanîk denilen kavimlerden olup dilleri Türkçe gibi bitişkendir. Uygar bir kavim ve yuvarlak kafalı oldukları biliniyor. Bunların Doğu Anadolu ve Azerbaycan bölgelerine de yerleştikleri gibi, Çoruh boyuna da yerleştikleri anlaşılmıştır.
Asıl Artvin bölgesinin, yeni orta ve aşağı Çoruh boylarının tarihte ilk defa tanınması Asurluların en güçlü komşusu ve düşmanlan olan, M.Ö. 831 yılında Tuşyap (Van) Şehrini baş-kent edinen Hurriler soyundan "Khaldi li de" denilen Urartular çağında olmuştur. Urartular, büyük ve güçlü bir împaratorluk kurmuş, komşu hükümetleri kendilerine tabi kılmışlardır.
Urartular; Pasinler, Kars ve Göle kesimlerini içine alan güçlü Diau - Ekhi - Hi (Diau - Hanedanı - Yurdu) Kralı Utupurşi'yi yenmişler ve itaatleri altına almışlardır. 0 sırada Çoruh bölgesinin ve Artvin ili kesimi ile Oltu - Narman - Tortum- îspir bölgelerinin hakimi Khulkhi Krallığı, doğu ve güney komşusu olan Diau - Ekhi - Hi kralının yardım isteğini yerine getirmedi. Komşusunun zayıfdüşüp ezilmesini istiyordu. Daha sonraArtvin - Çoruh bölgesindeki Khulkhi Krallığını, o zaman Urartu Kralı olan II. Şarduri'nin (M.Ö. 753) yenerek bu toprakları ele geçirdiğini, II. Şarduri'nin Van kalesindeki 30 tondan büyük taşlara yazdırdığı yıllıkta belirtmektedir.
İSKİTLER (SAKALAR):
Kimmer akınlarının ardından bölgeye M.Ö.VII. yüzyılda Saka/İskit Türk boyları yerleşmişlerdir.M.Ö. 150'de Sakalar, Horasan'daki Taok kolunun Pam (Bayındur) boyundan Aksalılar idaresinde (Eski Oğuzlar) İran üzerinden Çoruh boylarına yayıldılar. Dede Korkut Destanlarındaki kahramanların adları, şimdi bile kullanılmakta, yer adları da bunun canlı kanıtı olarak diğer tarihi yapıtlarla beraber göze çarpmaktadır.
ARSAKLILAR:
75 Yıllarında Taok Bölgesinde Arsaklı Başbuğu Sembat, Kafkaslar güneyine akın eden Hun ve Peçenek kollarını yendi.182 - 186 yıllan arasında Kafkaslar Kuzeyinden gelen Akıncı Hazarlar ve Barseller (Borçalı Terekemeleri), Kalarcete yayılıp bölgeyi işgal ettiler.305 - 310 yılları arasında Horasan'dan gelme Arsaklı Anak Oğlu Aziz Greguvar (Dede Korkut)'un eliyle resmen Hıristiyanlığı benimseyen ve Şaman dinini bırakan, Küçük Arsaklı Ülkesindeki İlbeyliklerden birisi olan İnak ve Atlı Başbuğu Bagarat hanedanı malikanesi Tayk (Tav-Eli) Eyaleti de İsa dinine girdi.
Bu eyaletin kuzey kesiminde Borçka, Livana (Yusufeli - Artvin) Acara (Maçahel - Acara), Şavşat, Tahoskar / Tavuskar (Şenkaya - Oltu -Ardanuç) diye alınılan yerler bulunmaktaydı. 379'da Küçük Arsaklı Ülkesi doğu ve batı olarak ikiye ayrılmış, iki genç kardeş arasında bölüşülerek, Tayk bölgesi batıya hükmeden ve Erzincan'da oturan Küçük Val - Arsak'a düş-müştü. Onun ölümünden sonra burası İstanbul'a bağlanarak Roma himayesine girdi.
Tayk Eyaleti içinde yaşayan Klarçlar ile Tukharlar, Roma'dan yardım isteyerek İran himayesindeki İber Kralına karşı mücadeleye giriştiler.
Küçük Arsaklı ülkesinin doğusu Perslerin hakimiyetine geçince, Tayk bölgesinde Kartli'ye bağlandı.
BİZANSLILAR:
Daha sonraları Bizans imparatoru Jüstinyen'in İran ile "Ebedi Barış" yapması üzerine eski Arsaklıların batı kesimi olan Erzurum ve Çoruh bölgesi, Bizans idaresine geçti.
ARTVİN'DE İLK BAGRATLI HAKİMİYETİ:
575 yılında îranllılar, Eleşkirt - Pasin üzerinden Bizansa saldırırken, Bizans împaratoru II. Jüs-tinyen Türk bölgesine, eski Oğuzlann başveziri ve Irak'ların soyundan Bagatlı Guaram'ı İlbeyi tayin etti. Bir süre sonra Hazarlar, Kur, Asar ve Çoruh bölgelerini işgal ettiler. Fakat daha sonraları Bizanslılar yine bölgede egemenliklerini sürdürdüler.
İSLAM AKINLARI:
Hz. Ömer 636 Kadisiye ve Nihavend savaşlarında, îran Şahin - Şahı III. Yedgerd'i yenmiş ve İran ülkesi İslamların eline kolaylıkla geçmiştir.
654 tarihinde Suriye ve Irak savaşlarını yüz akı ile kazanan Emir Habib Bin Maslama, Er-zurum yaylasında Bizans ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Çoruh boyları da kapılarını İslam ordularına kendiliğinden açmışlardır.Müslümanların barış yolu ile aldıkları şehirler arasında başta Artvin olmak üzere Şavşat ve Ardanuç da vardı. İlk İslam istilasından yedi yıl sonra Artvin ve çevresi Bizanslıların eline geçti.VIII. yüzyılın ikinci yarısında Hazar Türkleri, Kür ve Aras boylarına yayıldılar.Bu sırada Artvin Bölgesi de Hazarlara tabi olup Araplara karşı korundular.Hazarlara karşı başarılı bir sefer düzenleyen Emevi Halifesi Hışam'ın yeğeni II. Mervan, Hazar Seferlerinden dönerken İspir bölgesine kadar Çoruh boyunu da tekrar itaati altına aldı. Bu sırada Bagatlı Adamase Bey, Kılarçet - Şavşat - Acara bölgelerinin İlbeyi olarak Emeviler'e tabî oldu.Bir süre sonra Hazarlar, Kafkasları aşarak Kür - Aras - Çoruh boylann Abbasiler'den aldılar.
ARDANUÇ BAGRATLILARI:
ahan-Arsiyan-Şavşat-Tayk ve Acara bölgelerinden İlbeyi olan Bagratlı Adamase (764-786), Hazarlı himayesine girdi. 786 yılında Harun Reşid, Tiflis'te İslam Emirliği'ni kurdurarak Ardahan Ahiska ve Tayk bölgeleri, Bağdat halifeliğine bağlı bulunan bu Tiflis-Arap Emirliği'ne tabi oldu. Tayk - Ardahan İlbeyi Bagratlı Adamame'nin oğlu Aşut Bey (787-826), Araplar'ın Tiflis emirliği hizmetinde bulunup, onlara yararlı olmuştur. Aşut'un oğlu I. Bagrat (826-876) ile kardeşleri Ardanuç'ta oturmuşlardır. Bunlar Şavşat ve Kılarçet bölgelerinin İlbeyleri olmuşlardır. Ardanuç - Ardahan Bölgeleri Bagratlıların Bağdat'a bağlı bir krallığı olmuştur. Bu yıllar arasında Şavşat'ta şimdiki Cevizli (Tibet) Köyü'ndeki ünlü kiliseyi yaptıran Aşut'tur.Bu kilisede, eski Oğuz geleneğinin ömeği olan bir ak-koç başının heykeli kilise damının güney yönünde görülür. Bagratlılar II. yüzyılın ilk çeyreğinde Bizansla tekrar mücadeleye girmiştir. 1002 yılmda yapılan bir savaşta üstün gelen Bizans, bazı toprakları ülkesine katmış, Tav-Eli (Ardanuç, Şavşat, Artvin, Yusufeli, Borçka, Oltu) Bagratlı Kralı Gürgen'e kalmıştır. Başkent yine Ardanuç'tur.
SELÇUKLULAR:
Selçuklular'ın Anadolu'ya yaptıkları akınların arkası kesilmiyordu. 1054 yılında Tuğrul Bey, Bizans'ın Malazgirt Kalesini kuşatırken, ordusunun diğer kollarını da, Bayburt, Barkar Dağları ile Orta Çoruh boylarına kadar Bagatlı ülkesini vurup yağmalıyordu. 1064 yılı Haziranında Bizanslılardan Ani'yi, Bagratlılardan Çıldır'ı fetheden Selçuklu Sultanı Alpaslan tarafından cezalandırılmış, aynı yıl Ardahan'ı, ertesi yıl da Ardanuç, Artvin, Borçka, Oltu, Tortum, Yusufeli'ni ülkesine katmıştır. Alpaslan 1071 yılında Malazgirt Zaferinden sonra yeniden almış olduğu yerleri emrindeki beyliklere paylaştırmıştır. Çoruh Bölgesi de Erzurum Emiri Ebul Kasım'a verildi. Alpaslan ile IV. Bagrat'ın 1072 yılında ölmeleri üzerine, Gürcistan Kralı Giorgi yine Bi-zans'ın yardımı ve kışkırtması ile Çoruh boyunu ele geçirdi. 1081 yılmda Selçuk'lu hükümdan Melikşah, Emir Ahmet kumandasında bir ordu gönderdi. Bu ordu Kral Giorgi'yi yenerek Erzurum ve Çoruh bölgesini tekrar Türkler'in hakimiyeti-ne aldı. Ebul-Kasım'ın torunu Saltuk'tan ötürü Kars, Erzurum, Ardahan, Bayburt havzasını içine alan îmaret'e bundan sonra Saltukoğlulları Emirliği adı verildi. Anadolu'nun Moğollar tarafından istilası üzerine Artvin, Moğol hakimiyetine girdi. Artvin ve çevresi daha sonra sırasıyla, Timur, Kara-koyunlu ve Akkoyunlu Devletleri'nin hakimi-yetine geçti. Akkoyunlu Devleti'nin yıkılması üzerine de Azerbaycan Emiri Elvent Bey'in emrine girdi. Safevi hükümdarı Şah îsmail 1502 yılında, Elvent Bey'i yenince Akkoyunlu ülkesiyle birlikte Artvin'de Safevilerin eline geçti.
OSMANLI HAKİMİYETİNE GEÇİŞ:
Fatih Sultan Mehmet, Trabzon Rum-Pontus Krallığı nı ortadan kaldırdıktan sonra, o sırada Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Şavşat-Borçka Bölgeleri; başkentleri Ardanuç Kale olan, Çıldır Atabeyleri'nin bir kolu elinde bulunuyordu. Atabeylerin bu koluna bağlı bulunan Şavşat-İmerhev ve Acara-Macahel kesimi beyleri, kendi istekleriyle îslamlığı kabul ederek Ardanuç Atabeyi nden ayrılıp, Osmanlı Devleti ne bağlandılar.Daha sonra Şehzade Yavuz Selim'in Trabzon Valiliği sırasında Artvin beyleri onun ayağına kadar giderek kendilerinin de korunmalarını dilemişlerdir. Bunun üzerine Yavuz, bir sefer yaparak Artvin'le Ardanuç'un bazı yerlerini de Osmanlı topraklarına katmış, çevre beylerine de ayrı beylik vermiştir. 0 sırada Ardanuç Atabeyi, Mirza Çabuk Bey'di. Yavuz Trabzon'dan ayrıldıktan sonra Artvin'le Ardanuç'un bazı yerleri tekrar Atabey Mirza Çabuk'a bağlanmıştır. Çaldıran Seferinin zaferle sonuçlanmasından sonra 1536'da Erzurum Beylerbeyi Mehmet Han, Yusufeli kesimine, Pert-Eğrek ve çevresindeki kaleleri üzerine ilk Osmanlı akınını yapmış,Atabeylerin kale muhafızlarını itaati altına almıştı. Fakat Kanuni Sultan Süleyman, İran üzerine yaptığı seferler sırasında Ardanuç Kalesi'nden son atabey olan Keyhusrev Bey, İran tarafını tutarak Osmanlılara karşı gelince, Kanuni II. vezir Karacaahmet Paşa'yı 1549 yılında sefere göndermiş; Ahmet Paşa'da Erzurum'dan kalkıp askerleriyle Tortum kalelerini almıştır. Böylece bu sefer sonunda ilk Osmanlı Livana (Pert-Eğrek) Sancağı kurularak bu yerler resmen Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Ardanuç Kalesi'nin savaşta fethedilmesi üzerine o yıl Osmanlıların ilk Ardanuç Sancağı kurulmuş oldu. Erzurum Beylerbeyi Lala Mustafa Paşa bir müddet sonra Artvin'in de içinde bulunduğu ve merkezi Ahıska olan geniş Çıldır Eyaleti örgütünü kurdu. Artvin - Yusufeli - Ardanuç - Şavşat bölgeleri bu sancağa bağlı iken; Borçka, Hopa, Arhavi Bölgeleri de Trabzon eyaletine bağlı, Batum Sancağı içinde bulunmuştur. Eyaletler yerine 1865 yılında vilayet örgütleri kabul edilince Artvin 1877-1878 Osmanlı -Rus Savaşı sonuna kadar Livana Kazasının Merkezi olarak kalmıştır.
KIRIM SAVAŞINDA ARTVİN:
Osmanlı-Rusya arasında 1853-1856 Savaşı başlayınca Kars'ta ki çarpışmalara 600 Livanalı gönüllü katılmıştır. Başçılığını Livana Sancak Beyi Ali Bey yapmıştır. 29 Eylül 1855 günü bu Türk - Rus savaşı, "Büyük Kars Zaferi" ile kazanılmıştır.
1877 - 1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI:
1877 yılında Ruslar Kars'a dördüncü defa saldırdılar. Ahmet Paşa kumandasında ki Türk ordusuna altı ay içerisinde dört meydan savaşında yenildiler. Fakat kışın yaklaşması üzerine orduyu terhise başlayan Ahmet Muhtar Paşa 15 Ekim 1877'de Alaca Dağda bozuldu.Bir ay ağır toplarla dövülen Kars 18 Kasım 1877 günü düşünce Ruslar şehirde üç gün yağma yaptılar. 3 Mart 1878 Ayastafanos (Yeşilköy) Anlaşması'nın 19. Maddesi ve daha sonra imzalanan Berlin Kongresi'nin 58. maddesi gereğince Kars, Ardahan, Oltu ve Batum - Artvin ile birlikte savaş tazminatı yerine Çarlığa bırakıldı. Üç yılda bu bölgede yüz yirmi bin Türk halkı yeni sınırın içerisine göçmüşlerdir. 1880'de Kars'a gelen Osmanlı Şehbender'i Mehmet Asım'ın arzuları ile bu göçlerin önü alınabildi.1877-1917 yılları arası kırk yıllık Çarlık idaresinde,Ardanuç Sancağı ikiye bölündü. Birkaç camiî ve mescit yanındaki küçük medreselerin dışında, Türk rüştiye mektepleri kapatılmış, anayurtla her türlü haberleşme irtibatı kesilmişti. Bölgede uygulanan "Ruslaştırma" siyasetine yerli halk kanmamış yeniden anavatana kavuşma umudunu hiçbir zaman kaybetmemişlerdir.
ARTVİN'İN KURTULUŞU:
10Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması, durumu aleyhimize kötüleştirdi. Çünkü bölgede Ermenistan Devleti kurulması öngörülüyor ve bu devletin sınırlarının tespiti de Amerika Başkanı Wilson'a bırakıyorlardı. Ermeni savaşı sonunda Kars kurtarılıp, Şark Cephesi Kumandanlığı kurulduktan sonra eski 15. Kolorduyu zafere ulaştıran Kazım Karabekir Paşa artık cephenin kumandanı olarak karargahı ile Kars'ta bulunmaktaydı. Cephe kumandanlığı bundan sonra 3 sancaktan oluşup, Gürcü işgalinde kalan Ardahan ve Batum'u da kurtarma faaliyetine girişmiştir. İngilizler'de Türkler'in bu başarılanndan sonra "Ermenistan hayalinden" vazgeçmiş görünüyorlardı. Fakat Gürcüler'i desteklemeye devam ediyorlardı. Kazım Karabekir Paşa Artvin-Ardahan çevrelerini "Sulh yolu ile ele geçirme zamanı geldiğini" Ankara Hükümetine rapor ediyordu. Ankara hükümeti, meclise yaptığı teklifle ilgili olarak tam yetki alıp Gürcü işgalinde bulunan yerlerin boşaltılmasını bir nota ile Gürcistan Hükümeti'ne bildirirken, bir yandan da Şark Cephesi Kumandanlığı'na bu yerlerin silah kuvveti ile de olsa işgal edilmesini emrediyordu. Son hükümet ültimatomunun süresi 22 Şubat 1921 gece yarısı sona eriyordu. Gürcistan Hükümeti, hükümetimizin belirttiği saatte işgal yerlerini boşaltarak askerlerini geri çekmişlerdir. Resmi askeri birliklerimiz 6 Mart 1921 akşamı Artvin'e ulaşmışlar. 7 Mart 1921 günü de fiilen kurtuluş tahakkuk etmiştir.