Merhaba,
Cevapların hepsini okuyamadım ancak "mecburen baktırıyorum" gibi bir cümle dikkatimi çekti.
Burada kurduğunuz cümle eğer "mecburen bakıyor" olsaydı, gönülsüzlüğü konusunda bir parça merhamet hissettiğinizi anlayacaktım. Baktırıyorum kelimesi biraz zorla oluyor.. Neyse kelimelere takılmayalım diyeceğim ama aslında birbirimiz hakkında fikir edinebildiğimiz tek şey kurulan kelimeler burada.. bir nev'i üslub.
Annenize gücenmeyin, olabildiğince arkanızda durmuş zaten. Fazlası için zorlamak, zaten zedelenmiş ilişkinize daha çok zarar verir ki, bu zamanlar ailemizle en kıymetli zamanlarımız. Şükür hala varlar, arkamızdalar.. Bazen tepe, bazen dağ.. Bu yaşa getirdiler bizi türlü çilelerle..
Ben serbest çalışan bir anneyim. Çocuğa bakmak konusunda büyük avantaj sahibiyim bu açıdan ama yine de yazıyorum. Zira dezavantajları da var bu durumun. Üç senedir yalnızca üç saat uyumak gibi geceleri.. Bu yüzden hem çalışan anne olmanın ne olduğunu hem de çalışırken bir çocuğun tam sorumluluğunu almanın ne demek olduğunu iyi biliyorum. Oğlum büyüdüğü için ihtiyaçları artmaya ve çeşitlilik göstermeye başladı. Ben şahsen üç yaş itibariyle evde bakıcı kullanmaya başlayacağım. Size de tavsiye ederim. Güven probleminiz varsa, ki bu konuda size hak veririm, bakıcıyı yarı zamanlı tutabilirsiniz gün içerisinde ve annenizin evinde, annenize yardımcı olarak bakabilir. Zaman içerisinde tanıdıkça ve çocuklar derdini anlatabilecek aşamaya gelince, kendi evinizde tam zamanlıya da çevirebilirsiniz.
Uzun yazdım, kusura bakmayın.. Bazı anneler daha farklı öncelikleri olduğu için, daha fazla adayabiliyor kendini.. Bazı anneler ise artık kalan zamanını daha kaliteli değerlendirmek isteyebiliyor. İkisini birbirinden farklı kılan karakter yalnızca, sevgi değil.. Belki gerçekten bunaltıcı bir hayatı oldu.. İçinde ne yaşadığını bilemeyiz.. Kırılmayın ona.. Bir sürü çözüm var.. Ona kırılmak yerine farklı alternatiflerle hayatınızı kolaylaştırmaya bakın..