Kol kırılır yen içinde kalır"dı... "Kan" içen "kızılcık şerbeti içtim" derdi... "Haya" vardı, yokluğu-yoksulluğu anlatmaktan "ar" edilirdi... Evdeki sırlar dışarıya, konuya-komşuya dökülmezdi...
Ya şimdi...
O komşu televizyonu açıyor...
Oturup yan dairesindeki hayatı izliyor...
Ne kadar sır, ne kadar kirli çamaşır varsa hepsine 70 milyonla birlikte tanık oluyor...
Türk ailesi nasıl böyle şov malzemesi haline geldi?
Komşusuna, ailesine bile derdine açmayı "ar" bilen o ailelere ne oldu?
Söyler misiniz bana ne zaman çatladı "ar" damarımız?..
İnsanlar "özel" hayatlarını, aile sırlarını dökmek için yalvar yakar oluyorlar...
Mikrofonu eline geçiren...
Hiç "ar" etmeden, "hayasızca" en mahrem sırlarını ortalığa saçıyor...
Sabah kuşağındaki programlara bir bakın