Anthony Burgess (25 Şubat, 1917 - 22 Kasım, 1993) İngiliz romancı ve eleştirmen. Özellikle Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) isimli eseriyle ünlüdür.
Asıl adı John Burgess Wilson olan yazar 1917'de İngiltere'de doğdu. Manchester Üniversitesi'nde İngiliz edebiyatı ve sesbilim öğrenimi gördü. Otuz yaşlarına kadar en büyük arzusu besteci olmaktı. Bir senfoni dahil, çok sayıda müzik eseri besteledi.
1940-46 arasında İngiliz ordusunda yer aldı, 1946-50 yılları arasında Birmingham Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.
1954'ten 1959'a kadar Malaya ve Borneo'da Eğitim Bakanlığı görevlisi olarak çalıştı. 41 yaşında İngiltere'ye döndüğünde beyninde bir tümör olduğunu ve bir yıl içinde öleceğini öğrendi. Burgess o bir yıl içinde beş roman birden yazdı. Kendisine yanlış teşhis konulmuş olduğu anlaşıldıktan sonra da aynı hızla yazmayı sürdürdü.
Aralarında Otomatik Portakal (Bilgi, 1996) adıyla Türkçe'ye çevrilmiş A Clockwork Orange, Nothing Like The Sun ve The Malayan Trilogy'nin de bulunduğu 16 roman, beş eleştiri kitabı, çeşitli senaryoları ve çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Romancılığının yanı sıra gazetecilik, eleştirmenlik ve dilbilim çalışmaları da olan Burgess, çağdaş İngiliz edebiyatının en verimli yazarlarından biridir. Türkçe'de ayrıca Piyanoçalanlar (YKY, 1996) adlı kitabının yanı sıra Altıkırkbeş tarafından yayımlanan Gizli Hava Müzesi (1995) adlı derlemede de bir öyküsü bulunmaktadır. Otomotik Portakal en tanınmış eseridir. 1971 yılında Ünlü yönetmen Stanley Kubrick tarafından filme de çekildi.
"Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum"
Anthony Burgess
Hikayesi bence en ilginç olan yazarlardan biri Burgess.
5 romanı kendisi öldükten sonra karısının geçimini sağlayabilmek için yazıyor.İlk duyduğumda çok etkilenmiştim.
Herşeyin bir nedeni var galiba,o teşhis konmasaydı şimdi belki de Clockwork Orange gibi kült bir eser olmayacaktı.
Tesadüfün böyle güzelia.s