Son Bir ay içinde bunlar olacak!
Ana Sayfa» ULUSAL
28.02.2014 16:42
Ankaranın öbür yakasındaki fısıltılara göre Mart ayında bunlar olacak:
1) Kaset servisleri aralıksız sürecek. Son Tayyip-Bilal görüşmesinin gerçekliği görüntü ve telefon kayıtları sızdırılarak desteklenecek.
2) Apoya verilen sözleri belgeleyen dinlemeler sızdırılacak.
3) Suriye ve El Kaide konularında vehameti resmeden konuşmalar servis edilecek.
4) 15 Marttan sonra kıyamet kopartacak görüntülü kayıtlar servise konacak ve kamuoyu tepkisi ayyuka çıkacak.
5) İsviçre ve diğer yabancı ülke bankalarında büyük parası olan AKPliler uluslararası medyaya da haber olacak.
6) Tam bu süreçte AKPden kopmalar başlayacak ve merkez sağda yeni oluşum için harekete geçilecek.
7) Kadir Topbaş, Melih Gökçek ve Binali Yıldırımla alakalı dinlemeler sızacak. Keza Yıldırımın oğlu ile alakalı sızmalar olacak.8) Bu süreçte Tayyip Erdoğan da boş durmayacak ve Fethullah Gülen ile F tipi örgüt için dava açtırıp gözaltılar yaptırarak korku salmaya başlayacak.
9) Devletteki kaos iklimi sokağı hareketlendirecek ve kitleler toplumsal feveranı haykıracak.
10) Türkiyede 25 Mart itibarı ile tam anlamı ile kaos hakim olacak ve seçimi erteleme ve iç savaş ihtimali gibi şeyler terennüm edilmeye başlanacak.
11) Apo bu tabloyu fırsat bilip Erdoğandan tehditle yeni yazılı taahhütler talep edecek.
GÜLDEN ŞİKAYET ETMEYE HAKKI OLMAYANLAR?
Vay efendim Abdullah Gül internet yasasını nasıl imzalarmış!
Vay efendim HSYKyı nasıl onaylarmış.
Tekrar edip yazacağım, buna feveran etmeye herkesin hakkı olabilir ama Devlet Bahçelinin olamaz.
Öyle çünkü Abdullah Gül onun sayesinde Cumhurbaşkanıdır.
O Meclise gireceğiz demese Gül aday bile dahi olamayacaktı.
Dolayısı ile bugünkü Türkiye tablosunda Devlet Bahçeli birinci derecede sorumluluk sahibidir.
Sakın böyle yapacağını nereden bilecekti demeyin!
Abdullah Gülün Türklük kavramına meydan okuması 1990lı yıllarda başlamıştı yani kimliği netti!
Sadece Bahçeli değil, Gülü güya demokrat gören ve ona methiyeler düzen sözde liberaller de aynı derecede sorumludurlar.
KERAMET EHLİ TEKNOLOJİ BAKANI!
Teknoloji Bakanı Fikri Işıkın Başbakanımızın oğluyla yaptığı telefon konuşması montajdır. Benim hissim budur demesi yeni bir tartışma başlattı.
Malum teknoloji pozitivizmi, hissetmek ise mistisizmi ifade eder.
Realite bu iken Türkiyedeki tablo trajikomiktir.
Teknoloji bakanlığı hislerinin esiri olan birinin yönetimindedir.
İslami camiada hissetmenin başka açıklamaları da vardır.
Hiç unutmam Enver Ören bir gün bana Benim kalbimden geçen Allahın buyruklarıdır, zira Allah seçilmiş kullarının kalbine yanlış ilham vermez demişti.
Bu beyanı hatırlayarak soralım, Sayın bakan siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
1 MİLYON SURİYELİ NE OLACAK?
İslam dünyasının önderi olacağız denilerek kardeşim dedikleri Beşar Esadı katil ilan ettiler.
Suriye Kerbelaya çevirildi ve onbinlerce müminin kanına girildi.
İlaveten sınırda Suriye Kürdistanı kuruldu.
Yetmedi bir de El Kaide devleti inşa edildi.
Türkiyenin Ortadoğuya kapısı bu şekilde kapatılırken ekonomik kayıp onlarca milyara ulaştı.
Ve bütün bunlara ilaveten Suriyeden kaçan 1 milyon kaçkın ya da mülteci olayı.
Soruyorum ne olacak bu insanlar?
Görünürde bunların dönüşü mümkün görünmüyor... Öyle ise bu ülke mi bakacak bu insanlara?
Yanlış ve rezil Suriye politikası ile bu tabloyu hazırlayanlardan hesap sorulmayacak mı?
Sabahattin Önkibar
Aydınlık
Ana Sayfa» ULUSAL
28.02.2014 16:42
Ankaranın öbür yakasındaki fısıltılara göre Mart ayında bunlar olacak:
1) Kaset servisleri aralıksız sürecek. Son Tayyip-Bilal görüşmesinin gerçekliği görüntü ve telefon kayıtları sızdırılarak desteklenecek.
2) Apoya verilen sözleri belgeleyen dinlemeler sızdırılacak.
3) Suriye ve El Kaide konularında vehameti resmeden konuşmalar servis edilecek.
4) 15 Marttan sonra kıyamet kopartacak görüntülü kayıtlar servise konacak ve kamuoyu tepkisi ayyuka çıkacak.
5) İsviçre ve diğer yabancı ülke bankalarında büyük parası olan AKPliler uluslararası medyaya da haber olacak.
6) Tam bu süreçte AKPden kopmalar başlayacak ve merkez sağda yeni oluşum için harekete geçilecek.
7) Kadir Topbaş, Melih Gökçek ve Binali Yıldırımla alakalı dinlemeler sızacak. Keza Yıldırımın oğlu ile alakalı sızmalar olacak.8) Bu süreçte Tayyip Erdoğan da boş durmayacak ve Fethullah Gülen ile F tipi örgüt için dava açtırıp gözaltılar yaptırarak korku salmaya başlayacak.
9) Devletteki kaos iklimi sokağı hareketlendirecek ve kitleler toplumsal feveranı haykıracak.
10) Türkiyede 25 Mart itibarı ile tam anlamı ile kaos hakim olacak ve seçimi erteleme ve iç savaş ihtimali gibi şeyler terennüm edilmeye başlanacak.
11) Apo bu tabloyu fırsat bilip Erdoğandan tehditle yeni yazılı taahhütler talep edecek.
GÜLDEN ŞİKAYET ETMEYE HAKKI OLMAYANLAR?
Vay efendim Abdullah Gül internet yasasını nasıl imzalarmış!
Vay efendim HSYKyı nasıl onaylarmış.
Tekrar edip yazacağım, buna feveran etmeye herkesin hakkı olabilir ama Devlet Bahçelinin olamaz.
Öyle çünkü Abdullah Gül onun sayesinde Cumhurbaşkanıdır.
O Meclise gireceğiz demese Gül aday bile dahi olamayacaktı.
Dolayısı ile bugünkü Türkiye tablosunda Devlet Bahçeli birinci derecede sorumluluk sahibidir.
Sakın böyle yapacağını nereden bilecekti demeyin!
Abdullah Gülün Türklük kavramına meydan okuması 1990lı yıllarda başlamıştı yani kimliği netti!
Sadece Bahçeli değil, Gülü güya demokrat gören ve ona methiyeler düzen sözde liberaller de aynı derecede sorumludurlar.
KERAMET EHLİ TEKNOLOJİ BAKANI!
Teknoloji Bakanı Fikri Işıkın Başbakanımızın oğluyla yaptığı telefon konuşması montajdır. Benim hissim budur demesi yeni bir tartışma başlattı.
Malum teknoloji pozitivizmi, hissetmek ise mistisizmi ifade eder.
Realite bu iken Türkiyedeki tablo trajikomiktir.
Teknoloji bakanlığı hislerinin esiri olan birinin yönetimindedir.
İslami camiada hissetmenin başka açıklamaları da vardır.
Hiç unutmam Enver Ören bir gün bana Benim kalbimden geçen Allahın buyruklarıdır, zira Allah seçilmiş kullarının kalbine yanlış ilham vermez demişti.
Bu beyanı hatırlayarak soralım, Sayın bakan siz de böyle mi düşünüyorsunuz?
1 MİLYON SURİYELİ NE OLACAK?
İslam dünyasının önderi olacağız denilerek kardeşim dedikleri Beşar Esadı katil ilan ettiler.
Suriye Kerbelaya çevirildi ve onbinlerce müminin kanına girildi.
İlaveten sınırda Suriye Kürdistanı kuruldu.
Yetmedi bir de El Kaide devleti inşa edildi.
Türkiyenin Ortadoğuya kapısı bu şekilde kapatılırken ekonomik kayıp onlarca milyara ulaştı.
Ve bütün bunlara ilaveten Suriyeden kaçan 1 milyon kaçkın ya da mülteci olayı.
Soruyorum ne olacak bu insanlar?
Görünürde bunların dönüşü mümkün görünmüyor... Öyle ise bu ülke mi bakacak bu insanlara?
Yanlış ve rezil Suriye politikası ile bu tabloyu hazırlayanlardan hesap sorulmayacak mı?
Sabahattin Önkibar
Aydınlık