- 12 Temmuz 2006
- 35.047
- 30.491
- 61
Kaleiçi Mahallesi’nde bulunan eski Ankara evleri, sur duvarları ile çevrili dar ve dik bir alanda konumlandıkları için, planları dar alanlardan en çok faydalanmayı gözeterek yapılmış. İki ya da üç katlı olarak ahşap, kerpiç ve tuğladan inşa edilmişler. Arazi yapısının düz olmaması, alt kat planlarının da düzgün olmamasına yol açmış, ama üst katlar cumba tipindeki çıkıntılarla düzgün bir plana kavuşturulmuş.
Alt katlar kışlık olarak, kalın duvarlı ve küçük pencereli yapılmış, üst katlar ise yazlık olarak ince duvarlı ve havadar yapılmış. Geniş saçaklar ve "Cihannüma" denilen yazlık odalar Ankara evlerinin belirleyici özelliklerinden. Ahşap tavan süslemelerinde geometrik kompozisyonlar kullanılmış.
Kaleiçi’nde Boyacızade Konağı’nın sahipleri bu ata yadigarı konağı restore ederek kullanıma açmışlar. Köy ekmeği, mantı ve lezzetli Türk yemekleri, iyi şarapları var. Eski Ankara çevresinde lezzetli Osmanlı yemekleri yiyebileceğiniz tarihi, temiz ve özenli lokantalar var. Denizciler Caddesi’nde Adliye yakınındaki Boğaziçi Lokantası bunlardan. Ulus’tan yeni Ankara’ya doğru yola koyulmadan bir de Akman Bozacısı’na uğrayın. Ulus meydanındaki çarşının avlusundadır ve nefis bozası vardır.
KIZILAY’A DOĞRU
Ulus’u Kızılay’a bağlayan Atatürk Bulvarı boyunca Kızılay’a doğru ilerleyelim. Gençlik Parkı, üzerinde sandalla, su bisikletleriyle gezilebilen büyük havuzu, lunaparkı, restaurant, buz pateni sahası ve havuz kenarı çay bahçeleri ile uzun zaman kent içindeki en önemli eğlence ve dinlenme yeriydi. Yeni açılan Altınpark, Seymenler Parkı gibi parklarla eski önemi azaldıysa da, özellikle büyük lunaparkı küçük, büyük tüm ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Büyük Opera binası, Radyoevi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Zafer Anıtı yol üzerinde önümüze çıkacak tarihi ve anıtsal zenginlikler. Çok eski tarihlere dayanmasa da kentin eski yapısı bütün "imar" heveslerine rağmen oldukça iyi korunabilmiştir.
Yıkımdan kurtulamayan ve alana adını veren Kızılay binasının tarihe karıştığı Kızılay’a geliyoruz. Yol boyu at kestanesi ağaçları ve ağaçların üzerlerini meyveler gibi dolduran kent alışkını serçeler süsler Kızılay’ı. Kızılay, ışıklı vitrinleri, kitapçıları, güzel pastaneleri, sandviççileri ve de özellikle Sakarya Caddesi ile, yeni alışveriş merkezleri açılmadan önceki en önemli çarşısıydı Ankara’nın. Artık yenilerinin yanında sönük kalsa da Gökdelen’in önü de en gözde buluşma yerlerindendi. Gökdelen’deki Set Kafeterya’ya çıkılır lezzetli yemekler yenir, soğuk bira içilirdi. Şimdi yeniden yapılanan Ankara’da Sakarya Caddesi, taşıtlara kapatılarak tam bir keyif alanı haline getirilmiş. Çiçekçiler, balıkçılar (deniz yoktur ama balık hep çok tazedir Ankara’da, Sakarya’da en güzelleri satılır), sandviççiler, dönerciler, biracılar, el işi hediyelik satılan sergiler dizili yol boyu. "Genç kuşaklar son yıllarda Ankara’nın ‘resmi’ havasını değiştirmeye mi başladılar, Başkent bu değişime ayak diremeyecek mi?"sorusu akla geliyor artık. Sakarya’da Körfez gibi, İskele gibi yemeklerinin ve mezelerinin lezzeti, rakılı akşamlarının güzelliği ile ünlü lokantalar da bu caddede yer alıyor.
VE ÇANKAYA...
Büyük Millet Meclisi’ni geçtikten sonra son zamanların yeni alışveriş ve gezinti merkezlerinden biri olan Tunalı Hilmi’ye geliyoruz. Burası modern mağazalar, restaurantlar, pastanelerle dolu uzun bir cadde. Ankara’ya gidip de Tunalı’ya, oradan da Çankaya’ya çıkmadan olmaz. Çankaya’ya çıkmalı ve neredeyse bütün Ankara’nın tepeden görülebildiği, artık seyir terası haline gelmiş yerden gece ışıklarını seyre dalmalı, Atakule bile bu seyir alanının yerini alamadı.
Ankara’da hem eğlenip, hem dinlenip, hem de alışveriş yapabileceğiniz iki büyük iş ve alışveriş merkezi var: Karum ve Atakule. Atakule’de 155 mağaza var, bir de Dreamland eğlence merkezi. 125 metre yüksekliğindeki kuleye dış yüzleri tamamen cam olan asansörle, çevreyi seyrederek çıkabilirsiniz. Turunu 2 saatte tamamlayan kulede, açık seyir terası, restaurant ve cafebar var. Karum da 382 mağazası ile bol seçenekli ve keyifli bir alışveriş olanağı sunuyor müşterilerine.
Buralara kadar çıkmışken Dikmen Vadisi’ne de uğramalı. Vadi, ilk projedeki gibi boydan boya yeşile bürünüp göletlerle donatılmasa da, geniş bir alanı kaplayan parklarla, havuzlarla etrafını çepeçevre kuşatan beton bloklara inat biur ferahlık yarattı. Özellikle yaz geceleri Ankaralılar Dikmen Vadisine akıyor.
Ankara merkezi, çevresini saran bozkırın tersine yeşil bir kent artık. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı da gün geçtikçe artıyor. Çankaya-Dikmen çevresindeki parklar bunun en güzel örnekleri.
Alt katlar kışlık olarak, kalın duvarlı ve küçük pencereli yapılmış, üst katlar ise yazlık olarak ince duvarlı ve havadar yapılmış. Geniş saçaklar ve "Cihannüma" denilen yazlık odalar Ankara evlerinin belirleyici özelliklerinden. Ahşap tavan süslemelerinde geometrik kompozisyonlar kullanılmış.
Kaleiçi’nde Boyacızade Konağı’nın sahipleri bu ata yadigarı konağı restore ederek kullanıma açmışlar. Köy ekmeği, mantı ve lezzetli Türk yemekleri, iyi şarapları var. Eski Ankara çevresinde lezzetli Osmanlı yemekleri yiyebileceğiniz tarihi, temiz ve özenli lokantalar var. Denizciler Caddesi’nde Adliye yakınındaki Boğaziçi Lokantası bunlardan. Ulus’tan yeni Ankara’ya doğru yola koyulmadan bir de Akman Bozacısı’na uğrayın. Ulus meydanındaki çarşının avlusundadır ve nefis bozası vardır.
KIZILAY’A DOĞRU
Ulus’u Kızılay’a bağlayan Atatürk Bulvarı boyunca Kızılay’a doğru ilerleyelim. Gençlik Parkı, üzerinde sandalla, su bisikletleriyle gezilebilen büyük havuzu, lunaparkı, restaurant, buz pateni sahası ve havuz kenarı çay bahçeleri ile uzun zaman kent içindeki en önemli eğlence ve dinlenme yeriydi. Yeni açılan Altınpark, Seymenler Parkı gibi parklarla eski önemi azaldıysa da, özellikle büyük lunaparkı küçük, büyük tüm ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Büyük Opera binası, Radyoevi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Zafer Anıtı yol üzerinde önümüze çıkacak tarihi ve anıtsal zenginlikler. Çok eski tarihlere dayanmasa da kentin eski yapısı bütün "imar" heveslerine rağmen oldukça iyi korunabilmiştir.
Yıkımdan kurtulamayan ve alana adını veren Kızılay binasının tarihe karıştığı Kızılay’a geliyoruz. Yol boyu at kestanesi ağaçları ve ağaçların üzerlerini meyveler gibi dolduran kent alışkını serçeler süsler Kızılay’ı. Kızılay, ışıklı vitrinleri, kitapçıları, güzel pastaneleri, sandviççileri ve de özellikle Sakarya Caddesi ile, yeni alışveriş merkezleri açılmadan önceki en önemli çarşısıydı Ankara’nın. Artık yenilerinin yanında sönük kalsa da Gökdelen’in önü de en gözde buluşma yerlerindendi. Gökdelen’deki Set Kafeterya’ya çıkılır lezzetli yemekler yenir, soğuk bira içilirdi. Şimdi yeniden yapılanan Ankara’da Sakarya Caddesi, taşıtlara kapatılarak tam bir keyif alanı haline getirilmiş. Çiçekçiler, balıkçılar (deniz yoktur ama balık hep çok tazedir Ankara’da, Sakarya’da en güzelleri satılır), sandviççiler, dönerciler, biracılar, el işi hediyelik satılan sergiler dizili yol boyu. "Genç kuşaklar son yıllarda Ankara’nın ‘resmi’ havasını değiştirmeye mi başladılar, Başkent bu değişime ayak diremeyecek mi?"sorusu akla geliyor artık. Sakarya’da Körfez gibi, İskele gibi yemeklerinin ve mezelerinin lezzeti, rakılı akşamlarının güzelliği ile ünlü lokantalar da bu caddede yer alıyor.
VE ÇANKAYA...
Büyük Millet Meclisi’ni geçtikten sonra son zamanların yeni alışveriş ve gezinti merkezlerinden biri olan Tunalı Hilmi’ye geliyoruz. Burası modern mağazalar, restaurantlar, pastanelerle dolu uzun bir cadde. Ankara’ya gidip de Tunalı’ya, oradan da Çankaya’ya çıkmadan olmaz. Çankaya’ya çıkmalı ve neredeyse bütün Ankara’nın tepeden görülebildiği, artık seyir terası haline gelmiş yerden gece ışıklarını seyre dalmalı, Atakule bile bu seyir alanının yerini alamadı.
Ankara’da hem eğlenip, hem dinlenip, hem de alışveriş yapabileceğiniz iki büyük iş ve alışveriş merkezi var: Karum ve Atakule. Atakule’de 155 mağaza var, bir de Dreamland eğlence merkezi. 125 metre yüksekliğindeki kuleye dış yüzleri tamamen cam olan asansörle, çevreyi seyrederek çıkabilirsiniz. Turunu 2 saatte tamamlayan kulede, açık seyir terası, restaurant ve cafebar var. Karum da 382 mağazası ile bol seçenekli ve keyifli bir alışveriş olanağı sunuyor müşterilerine.
Buralara kadar çıkmışken Dikmen Vadisi’ne de uğramalı. Vadi, ilk projedeki gibi boydan boya yeşile bürünüp göletlerle donatılmasa da, geniş bir alanı kaplayan parklarla, havuzlarla etrafını çepeçevre kuşatan beton bloklara inat biur ferahlık yarattı. Özellikle yaz geceleri Ankaralılar Dikmen Vadisine akıyor.
Ankara merkezi, çevresini saran bozkırın tersine yeşil bir kent artık. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı da gün geçtikçe artıyor. Çankaya-Dikmen çevresindeki parklar bunun en güzel örnekleri.