Bir Çocuğun Ölümü Üzerine
Masum kurban, yeryüzü yolculuğunda
Hiçbir şey görmedi ilkbahardan başka
Geriye boş bir bulut kaldı ve adı,
Görünmez bir resim, bir hayal, bir anı,
Hoşçakal çocuk, ellerimizden kaydın,
Şimdi dönüşü olmayan bir yoldasın.
Göremeyeceğiz seni yazın artık,
Bayrama döndüğünde hasatta ortalık.
Göremeyeceğiz seni çit önünde,
Çıplak ayaklarınla, çıplak gövdenle.
Seine perileri her yıl taçlandırırken,
Yeşil Lucienne kırlarında gezerken.
Sadık ellerle gözlerinde yol alan
Bu araba, seninle artık kırlardan
Kumsallardan geçemeyecek ne yazık!
Kaygı uyandırmayacak bizde artık,
Bakışın, tatlı dilin, iç çekişlerin.
Kiraz dudaklarınla kekeleyişin
Kulağına fısıldanan sözcükleri,
Sevindiremeyecek artık bizleri.
Annenin şimdiden göz koyduğu o yer
Hepimizin sonu olacak, hoşça kal!
(Çev:Tozan Alkan)
Ben Cılız Bir Çocuktum, O’ysa Büyük ve Güzel
Ben cılız bir çocuktum O’ysa büyük ve güzel
Yanına çağırırdı, yüzünde gülücükler
O dizleri üstünde, benim masum ellerim
Saçlarının üstünde, yüzünün, memesinin
Onun elleriyse bazen şefkatli, sevecen
Küstah ellerimi cezalandırırdı bazen
Aşıklarının yanında otururdum mahcup
Bu soylu güzel beni sevsin isterdim en çok
Ne öpücükler kondururdu yüzüme benim
(O yaşta daha fazla ne isteyebilirdim?)
Beni böyle görünce diyordu ki çobanlar
Senin yüzünden kimler neler kaybetti neler!
(Çev:Tozan Alkan)
Uyuyan Aşk
Orda dinleniyordu aşk, orada
Gül yanaklarında al al bir elma
Gördüm ormanda bir dala asmıştı
Asmıştı yayını ve sadakını
Bir gülün üzerinde uyuyordu.
Ağzı yavaşça aralanıyordu
Bir gülüşe. Ve o kızıl dudaklar
Bal kovanıydı arılar için bal.
(Çev:Tozan Alkan)