- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.913
- 49
Anaokulu bir çocuğun akademik yolculuğunun ilk adımıdır ve tüm öğrenim hayatının temelini oluşturur. Çocuğunuzun hazır olduğuna karar verdiğiniz anda doğru okulu seçmek gözünüzü korkutan bir süreç gibi gelebilir. Ama ne istediğinizi ve çocuğunuz için neyin iyi olacağını bilirseniz, iş okulları dolaşıp doğru soruları sormaya kalacaktır.
Anaokulu çocuğun okulu sevmeyi öğreneceği ve öğrenmenin keyfine varacağı bir yer olmalıdır. Okula hazırlık için temel bir öğretimin yanı sıra, sosyal becerilerini geliştirecekleri bir ortamdır. Anaokulu öğretmenlerinin okul öncesi çocuk eğitimi konusunda eğitimli ve (ideal olarak en az iki yıl) deneyimli olmasına dikkat edin.
Ve unutmayın ki küreselleşen dünyada, İngilizce hayatın her alanında temel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çocuğunuzun bu dili öğrenmeye mümkün olan en erken yaşta ve ana dili İngilizce olan bir öğretmenle başlaması, onun geleceği için çok önemlidir.
Okula Başlarken
Bu dönemi en zor yaşayacak olanlar şüphesiz yanlarından bir an bile ayıramadıkları minik bebeklerini okula ilk kez gönderecek olan anne-babalardır. Peki bu sancılı dönemi en ağrısız şekilde nasıl atlatabiliriz?
Dikkatli davranın: Yetişkinlerde olduğu gibi, çocukların da yeni bir ortama girerken belli bir kaygı düzeyi yaşaması doğaldır. Ancak okula gideceği için endişe duyan bir çocuğun anne-babasının da kaygılı olması ve istemeden de olsa bunu davranışlarıyla hissettirmesi, çocuğu kaygılarının gerekli olduğuna inandıracaktır. Bu nedenle çocukların, yetişkinlerin sözel olmayan davranışlarını okumakta usta oldukları unutmamalı ve verilen sözsel/davranışsal mesajlara çok dikkat edilmelidir.
Açıklayıcı ve gerçekçi olun: Çocuklar yeni ortamlara girerken kaygı yaşayacağı gibi, uyum yeteneğinin de yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak onun bu uyum yeteneğinin anne-babalar tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Okula başlamadan önce anne-baba tarafından, okul ve okulda yapılacak faaliyetler hakkında bilgi verilmesi, çocukları bu sürece hazırlamaya yardımcı olacaktır. Hatta imkanı olan aileler bu süreci desteklemek için okula ön bir gezi düzenleyebilir, okulda yapılacaklara benzer faaliyetleri evde uygulayabilirler.
Anne-babasından hiç ayrı kalmamış bir çocuğun aniden farklı bir ortamda yalnız kalması, kaygısını yükselteceği için, okula başlamadan önce kısa süreli ayrılıklarla onu okula hazırlamak faydalı olacaktır. (ör. Hafta sonu büyükanne/baba ile kalması gibi).
Söz veriyorsanız yerine getirin: Okul çağı çocuğu için, verilen sözler büyük önem taşır. Örneğin, eğer çocuğunuza okuldan sonra gelip onu alacağınızı söylemişseniz, okul bitiminde onu almak için hazır bulunmanız gerekmektedir. Tutulmayan sözler, çocuklarda büyük bir kaygı yaratır ve bu, çocuğun okula uyumunu zor, hatta imkansız kılar.
Küçük düzenlemeler yapın: Okula başlamadan önce çocuğunuzun günlük yaşamını okul saatlerine göre bir düzene sokmak, hem aileler hem de çocuklar için rahatlatıcı olur. Ayrıca uykusunu alan bir çocuğun, okulda daha aktif ve başarılı olduğu da gözlemlenmiştir.
Kararlı olun: Anne-babaların özellikle okulun ilk döneminde, yoğun bir duygu savaşı haline girmeleri mümkündür. Bu duygusallık anne-babayı verdiği kararları tolere edebilecek, hatta kararlarından vazgeçirebilecek konuma dahi getirebilir. Çocuğunuza okul ve ev arasında seçme şansı verirseniz çok büyük bir olasılıkla evde kalmayı tercih edecektir; veya istediği takdirde okuldan alınacağını bilen bir çocuk, okuldan eve gelebilmek için her şeyi deneyecektir. Ancak şunu da unutmayın ki, okul öncesi eğitime başlayacak olan bir çocuk, henüz kendisi için doğru olanı değerlendirme kapasitesine sahip değildir. Bu nedenle, böylesi önemli kararlar çocuğa bırakılmamalıdır. Anne-babaların kararlı ve soğukkanlı olmaları gereken diğer bir konu ise çocuklarını okula bırakırken yaşayacakları durumlardır. Okula bırakılırken ağlayan, anneden/babadan ayrılmak istemeyen çocuğun, bu durumu en kısa sürede aşması için, vedalaşma süresi kısa tutulmalı ve duygusal sahnelerden kaçınılmalıdır.
İletişim içinde olun: Anne-babalar ve öğretmenler okulun her döneminde karşılıklı iletişim içinde olmalıdırlar. Aile içi bir değişimin (boşanma, anne/babanın yurt dışı yolculuğu vs.) veya çocuk hakkında uykusuzluk, hastalık ve bunun gibi günlük bilgilerin öğretmene verilmesi önemlidir. Durumun farkında olan öğretmen, çocuğun davranışlarını daha yakından inceler, olası davranış değişikliklerini fark eder ve durumun çocuk üzerinde kalıcı bir etki yaratmaması için elinden geleni yapar.
Çocuklarımıza okula başlarken yaşatacağımız uyumlu bir süreç, onların sosyal gelişimini, akademik performansını, davranışlarını ve kendilerine güvenlerini olumlu yönde etkileyecektir. O yüzden pozitif, soğukkanlı, emin ve güçlü olun.
Başarılar
Akd Kids Muğla Anaokulu