Güneş Anadolu'yu severdi.
Suyun, toprağın ve gökyüzünün tüm bereketi bu ülkenindi.
Toprak Anadolu'yu severdi.
Dünya'nın bütün buğdayı, baharatı,üzümü, narı bu ülkenindi.
Sular Anadolu'yu severdi.
Dereler, tepeler, yıldızlar ve bütün güzel masallar bu ülkenindi.
Anadolu sessiz ve büyük ovaların güneşli ülkesiydi.
Esen ılık rüzgarlar, çok eski zamanların güzel şarkılarını söyler,
Tarlaların arasında kıvrılarak akan dereler bu seslere eşlik ederdi.
Anadolu birbirine benzemeyen, ama birlikte yaşayan insanların ülkesiydi
Bu bereketli toprakların çağrısına uyup dört bir yandan gelmişlerdi.
Getirdikleriyle bulduklarını harmanlanmış, bambaşka olmuşlardı.
Toprak onları bir kılmış, çalışanlara dilediğince vermişti.
Anadolu'da doğan çocukların şanslı olduğuna inanılırdı.
Bu güzel ülkenin insanları yürekle aklı birlikte kullanmasını bilirlerdi.
Kimi gezer seyreder, düşünür. Kimi efsane yaratırdı.
Kimi büyük şehirler kurar, kimi dağları ve nehirleri yönetirdi.
Kimi geçilmez kayalara köprüler kurar, kimi heykeller yontardı.
Kimi renkli çömlekler yapar, kimi tanrıların dilinde konuşabilirdi.
Günün birinde kara bulutlar geldi bu güzel ülkeye.
Düşürdü insanları birbirine ölesiye.
Birbirine düşman kesildi, kardeşler, komşular.
Yurtlarından oldular bazı insanlar.
Toprak küstü...
Su küstü...
Güneş küstü Anadolu'ya.
Kara bulutların arkasına saklandı,
Bir gün yeniden ışımak umudyla...
Suyun, toprağın ve gökyüzünün tüm bereketi bu ülkenindi.
Toprak Anadolu'yu severdi.
Dünya'nın bütün buğdayı, baharatı,üzümü, narı bu ülkenindi.
Sular Anadolu'yu severdi.
Dereler, tepeler, yıldızlar ve bütün güzel masallar bu ülkenindi.
Anadolu sessiz ve büyük ovaların güneşli ülkesiydi.
Esen ılık rüzgarlar, çok eski zamanların güzel şarkılarını söyler,
Tarlaların arasında kıvrılarak akan dereler bu seslere eşlik ederdi.
Anadolu birbirine benzemeyen, ama birlikte yaşayan insanların ülkesiydi
Bu bereketli toprakların çağrısına uyup dört bir yandan gelmişlerdi.
Getirdikleriyle bulduklarını harmanlanmış, bambaşka olmuşlardı.
Toprak onları bir kılmış, çalışanlara dilediğince vermişti.
Anadolu'da doğan çocukların şanslı olduğuna inanılırdı.
Bu güzel ülkenin insanları yürekle aklı birlikte kullanmasını bilirlerdi.
Kimi gezer seyreder, düşünür. Kimi efsane yaratırdı.
Kimi büyük şehirler kurar, kimi dağları ve nehirleri yönetirdi.
Kimi geçilmez kayalara köprüler kurar, kimi heykeller yontardı.
Kimi renkli çömlekler yapar, kimi tanrıların dilinde konuşabilirdi.
Günün birinde kara bulutlar geldi bu güzel ülkeye.
Düşürdü insanları birbirine ölesiye.
Birbirine düşman kesildi, kardeşler, komşular.
Yurtlarından oldular bazı insanlar.
Toprak küstü...
Su küstü...
Güneş küstü Anadolu'ya.
Kara bulutların arkasına saklandı,
Bir gün yeniden ışımak umudyla...