• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Anadolu İmecesi / Ceyhun Atıf Kansu

berta

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
29 Ocak 2008
31
0
86
İstanbul
Anadolu İmecesi



İlk buyruğum şu olacak:

«Durgun yaşayışından halk

Uyanmalı, birden bire kalkmalı

Bir köprüdür bu savaş:

Ölümle hayat arasında

Geçemezsek yok bilin

Evlerinizi, köylerinizi, çarşılarınızı Mutluluk, nisan ekimi, alışveriş

Sevişmek buğday yatağı gecelerde

Yok çalışmak ekeneklerde insanca,

Ve bilin ulusça adınız yok.»

İlk buyruğum şu olacak:

«Neyiniz varsa ortaya koymak

Ben ilkönce canımı koyuyorum

Yaşamaya borcum

Ve üflüyorum vatandaşlık alevini

Zor yanan ilkönce

Yüzyıllar söndürmüşse

El birliğiyle yakılacak.

Ve başlayan vatandaş savaşıdır

Dağı delip düze çıkaracağım sizi

Verirseniz, mallarınızdan, canlarınızdan

Kurtarıp yurt sevgi !...»

Veriyoruz Paşam, ben Nevşehir köylerinden

Gelme bir çarığım, giysin beni piyade

O giydikçe ısınır toprak, ayaklarım üşümez

Al benim son çarığımı. .

Ben Mucur'lu bir çorabım beni kızlar ördü

Dut ağaçları altında, kırmızı dut yiyerek

Kırmızıdır nakışı!

Arasına. bahçelerden bir gül koydum

Giysin beni topçu neferi

Kış gelende ayakları donmasın

Güllerine kuytu bahçelerimizin

Aman paşam bir şey olmasın

Çıkardın gömleğimi veriyorum

Kılıç çalsın giyende süvariler

Yaz sıcağında ağustos güneşinin ellerinden

Terlerini alsın.

Biz küçük dükkancıları kasabaların

Tezgahlarımızda yünlü, tiftik, pamuklu

Patiskalar gıcır gıcır ak

Hepsi buyruğunda olacak.

Aksaray'dan ben semerci İbrahim Kolanlar ve yem torbaları

Bir de ışı! ışıl nallar benden

Ben yaşlıyım... artık ata binemem:

Donatarak şahbaz atı

Ben olayım önde giden

Yirmi bir yaş mızrağında

Süvari alayının.

Biz Niğde ovasının. buğdayları

Biz, esintili arpa tarlası Sungurlu' da

Biz, Havza değirmenlerinin unu

Biz, Çankırı'nın bulguru

Biz nohut, biz mercimek

Bekliyoruz kara\'anaya girecek

Yaralı ellerinde bir tahta kaşık

Siperlerde askerler yiyecek.

Şekerimiz bir topak, veriyoruz

Yemeyiveririz.

Tuzumuz bir tutam, veriyoruz,



Tuz ekmeyiz, aşımıza.

Bir avuç pirincimiz, veriyoruz

Saklamış düğüne

Davarların sütüne,

Yaylayı katan yağ

Çorbalarımızda az,

Veriyoruz, veriyoruz:

Asker çorbasız olmaz

Zor bulduk gazımız az

Geceleri o dağlık tepelik haritalara

Lambasız bakılmaz.

Veriyoruz gaz yağını.

Ve yoksul gecelerin mumlarını

Dikiyoruz istasyonları

Askerler geçip gidecek trenlerde

Demiryolları ışıksız olmaz.

Tüfekler, filintalar, mavzerler

Baba yadigarı tabanca

İşte hepsi ortada

Üst üste atıyoruz

Bir mermidir bu toprak kavgasında

Boşaltmayı düşünürdük

Namlusundan çekip aldık

Veriyoruz ordumuza.

Biz Amasya çarşısının demircileri

Biz Kastamonu’lu yaşlı hızarcılar

Dökümcüler sanatı babadan öğrenmiş

Biz çeliği düzleyenler, tesviyeci

Kılıçlara su verenler Tanrı aşkına

Gülle döken toplara dağ başlarında

Biz dikenler tüfeklerin kayışını

Bizler Geyveli üç kardeş, saraçlar

Bizler Bursalı arabacı esnafı,

Tekerleri mavi otla boyayanlar

Koşu tuttu mu arabalar Orhan Gazi yollarında

Kız seyrine dalar gibi keyfedenler.

Biz ustalar, biz kalfalar, biz çıraklar

Hepimiz hazırız paşam selam olsun

Erzurum çarşısı, Kayseri çarşısı, Maraş çarşısı

Çekiç seslerinden inler karşısı

Başlar demiri, köseleyi eğitmeye ellerimiz

Biz biliriz yaşamanın kadrini insanca

Var olmayı vatanca dokumayı biliriz:

Namuslu ellerimizle…



Ceyhun Atuf KANSU
 
Back