Almanya "Soykırım" Dedi

GGsah

Üye
Kayıtlı Üye
23 Mayıs 2016
677
903
'Soykırım tasarısı' Almanya Parlamentosu'nda kabul edildi

1915 olaylarını 'soykırım' olarak niteleyen tasarı Almanya Federal Meclisi'nde kabul edildi. Türkiye'nin sert tepki gösterdiği tasarının oylamasında 1 çekimser, 1 hayır oyu çıktı.



Alman Federal Meclisi, 1915-1916 yıllarındaki Ermeni tehcir ve olaylarını 'soykırım' olarak nitelendiren karar tasarısını bugün oyladı. 'Soykırım tasarısı' parlamentoda oy çokluğuyla kabul edildi. Oylamada sadece 1 Hayır ve 1 Çekimser oyu çıktı.

İktidardaki Hıristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller'in birlikte hazırladığı karar tasarısı, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımladı. Tasarının görüşmeleri yaklaşık 1 saat sürdü.

'OKUL KİTAPLARINDA YER ALACAK'
"Soykırım" iddialarının okul müfredatına dahil edilmesi, tarih derslerinde okutulması isteniyor.


ALMAN İMPARATORLUĞU DA SORUMLU TUTULUYOR

Parlamentoda oylanan taslak metnin başlığının yanında iki ayrı yerde de "soykırım" kelimesine yer verilildi. Metinde yaşananlardan dönemin Alman İmparatorluğu da sorumlu tutuldu. Taslak metinde ayrıca, Alman hükümetine Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi için çaba göstermesi çağrısı da yer aldı.

Almanya Başbakanı Angele Merkel'in Hristiyan Birlik partileri CDU/CSU ile iktidar ortağı SPD'nin meclis gruplarından yapılan açıklamada, oylamada milletvekillerinden önemli bir fire beklenmediği belirtilmişti.


MERKEL OYLAMAYA KATILMADI

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Başbakan yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise programları nedeniyle oylamaya katılmadı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Martin Schaefer ise Federal Meclis'te alınacak kararın Türkiye ile ilişkilerde kalıcı bir hasar yaratmayacağını umduğunu söyledi. Schaefer, "İlişkiler kolay kolay bozulamayacak kadar çok yönlü" dedi.

http://www.mynet.com/haber/dunya/soykirim-tasarisi-almanya-parlamentosunda-kabul-edildi-2480252-1


 
Savaş esnasında Osmanlı arkasından bi milyon fırıldak döndüren Ermeniler soykırıma uğradı ama İngilizler Hintlilere, ABD'liler Kızılderililere, Fransızlar Cezayirlilere, Sırplar Boşnaklara, Bulgarlar Türklere sevgi gösterisinde bulundu dimi ya di mi ya?

İşte şu saydığım milletler bir Ermeni lobisi olamadı ya ona yanarım. Kaldı ki bu insanlar Fransa, İngiltere, ABD, Sırplar, Bulgarlar tarafından bariz şekilde soykırıma maruz kaldılar öyle savaş ortamında ihanet de yok hatta yaptıkları ihanet sonucu göç ettirilirlerken Türk köylerine yaka yaka, Türkleri öldüre öldüre giden Ermeniler gibi kıyım da yapmadılar ama negzel, biz barbar onlar medeni Avrupa ve medeni ABD, hak gözetenler. Kendilerine gelince haklarını iyi gözetirler ama müslümana, doğu ülkelerine gelince iyi gözettikleri tek şey çıkarları..

Lanet olsun emperyalizmin dayatmalarına, lanet olsun dünyadaki en büyük soykırımcı adamın doğduğu toprakların bize yakıştırdığı şu sıfata. Kendileri keyfi insan öldürürken susanların, iş çevirici Ermenileri böyle kollaması midemi bulandırıyor...
 
Ya ne olacadı demek istiyorum... Aslında en acı olanda soykrımın kitabını yazmış adamlarim bizi soykırımcı ilan etmesi ... Hani her fırsatta yahudilere laf çakanlar var ya onlara sesleneyim bu sonucun biride amerikadan gelecek ama orda dötümüzü yahudi lobisi koruyor .. ha tabi van münit den sonra biraz tavır aldılar ama hadi neyse... Haa bide amaaan ne olacak ederlerse etsin çokta tın diyenlerde çıkar şimdi ama kazın ayağı öyle değil malesef
 
+1
Nazizmin de kimin topraklarında ortaya çıktığı malum.
 
Ermeni Belgeleriyle Soykırım Yalanı: Ovanes Kaçaznuni’nin İtirafları


Kaçaznuni Kimdir?

Ovanes Kaçaznuni (Hovannez Katchaznouni), 1918 yılı Temmuz ayında kurulan Ermenistan devletinin ilk başbakanıdır. Taşnak Hükümetinin 1919 yılı Ağustos ayına kadar 13 ay yönetmiştir. Taşnaksutyun Partisi’nin kurucularındandır ve önemli lideridir. Ermenistan’ın ve Taşnak Partisi’nin en yetkilisidir.

1867 yılında Gürcistan’a bağlı Ahıska bölgesinde doğdu. Mimarlık eğitimi aldıktan sonar Bakû’de mimar olarak çalıştı. Taşnak örgütüne orada katıldı. 1917’de Ermeni Ulusal Konseyi üyesi oldu. 1918’e kadar Kafkasya parlamentosunda (Seym) Taşnak temsilcisi olarak bulundu. Trabzon ve Batum’da Türklerle yapılan barış görüşmelerinde Ermeni heyeti içinde yer aldı. Kafkasya devleti parçalanınca, 1918 Temmuz’unda bağımsız Ermenistan’ın ilk başbakanı oldu. 1919 Ağustos’una kadar bu görevde kaldı. 1920 yılında Ermenistan’da Bolşevik iktidarının kurulmasının ardından tutuklandı. 1921 yılında Bolşevik yönetimine karşı yapılan karşıdevrime! ayaklanmanın bastırılmasından sonra ülkeyi terk etti. Yıllar sonar Sovyet Ermenistanı’na geri döndü ve 1938 yılında ölene kadar mimar olarak çalıştı.

Kaçaznuni’nin raporu

Ovanes Kaçaznuni’nin 1923 yılında Bükreş’te yapılan Ermeni meselesi ile ilgili Taşnak Partisi toplantısında sunduğu rapor gerçekleri bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.
Kaçaznuni’nin Osmanlı döneminde yaşananları anlattığı kendi imzasını taşıyan rapor aslında bir itirafnamedir. Kaçaznuni, hemen o yıl raporunu kitap olarak yayımlatır. Koyduğu başlık, yine intihar önerisini vurgulamaktadır: “Taşnaksutyun’un Artık Yapacağı Bir Şey Yok.”

Ermenice basılan kitap, dört yıl sonra, 1927 yılında Rusçaya çevrilerek Tiflis’le “ibreti âlem”olması amacıyla 2 bin adet basıldı. Kitabın İngilizce basımı ise, 1955 yılında, “The Armenian Revolutionary Federation (Dashnaksoution) Has Nothing To Do Any More” başlığıyla “Armenian Information Service” (Ermeni İstihbarat Servisi) tarafından New York’ta yayımlandı. Ancak bu İngilizce yayın, kitabın bütününü içermiyor. İlk Ermeni başbakanının bu tarihî raporu Ermenistan’da yasaklanmıştır. Yayınların Avrupa’daki kütüphanelerden Taşnaklar tarafından toplatıldığı da biliniyor. Kitabın çeşitli dillerden yayımlanan basımları, Avrupa kütüphanelerinden toplatılmıştır. Rapor, sonraları İstanbul Üniversitesi Araştırma Görevlisi Sayın Mehmet PERİNÇEK tarafından Moskova’daki Lenin Kütüphanesi’nde Rusça olarak bulundu ve Türkolog Arif ACAROĞLU tarafından Türkçe’ye çevrildi.

Kaynak Yayınları’ndan, 2006 yılında, “Taşnak Partisi’nin Yapacağı Birşey Yok” (1923 Parti Konferansı’na Rapor) başlığıyla yayınlanan kitapta yazılanlar Ermeni kıyımı iddiaları bağlamında bir belge durumunda…

Yıllarca sözde soykırıma uğradıklarını iddia eden ve dünya kamuoyunu baskı altına almaya çalışan Ermenilerin bütün tezlerini çürüten ilk başbakanları, 128 sayfalık raporunda şu çarpıcı ifadelere veriyor:

Askeri operasyonlara katıldık

“1914 Sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya’da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı… ve sadece birkaç hafta içerisinde Ermeni devrimci Taşnaksutyun Partisi (EDDP) hem bu birliklerin oluşturulmasına hem de bunların Türkiye’ye karşı gerçekleştirdikleri askeri operasyonlara aktif biçimde katıldı….”

Aklımız dumanlanmıştı

“Biz, kayıtsız şartsız Rusya’ya yönelmiş durumdaydık. Herhangi bir gerekçe yokken, zafer havasına kapılmıştık. Sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında, çar hükümetinin Ermenistan’ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik…

Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin boş sözlerine büyük önem vererek ve kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.”

Türkler doğru yaptı

“1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tabi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır .(…) bu yöntem en kesin ve en uygun yöntemdi. Kızgınlık ve korku içinde bulunan bizler, “suçlu” arıyorduk ve bu suçluyu hemen “Rus” hükümeti ve onun kalleşçe politikaları olarak belirledik.

Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus hükümetine karşı dünkü inancımızı ne denli körü körüne ve temelsiz idiyse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal bir parti (Taşnaksutyun) olarak biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini ve onların gerektiğinde bizim cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unutmuştuk.”

Gerçekleri göremedik

“Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan’ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.”

Olayların sebebi biziz

“Kötü kaderden şikayet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun partisi de bundan kaçamamıştır. (…) sanki uzak görüşlü olmamamız bir kahramanlıktı çünkü isteyen herkes, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar, Gürcüler, Bolşevikler tek kelimeyle bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti, oysa bizler safça bu savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık. “

Barış teklifini reddettik

“1914-1918 yılında emperyalistlere karşı savaşlarında bozguna uğrayan Türkler, dinlenerek iki yıl içerisinde yeniden canlandılar. Yeni genç ve yurtsever duygularla hareket eden bir nesil ortaya çıkarak, Anadolu’da kendi ordusunu yeniden organize etmeye başlamıştı. Türkiye’de milli bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı.

Onlar Küçük Asya’da istikballerini hiç olmazsa bir şekilde temin edebilmek için Sevr Anlaşması’na askeri güçle karşı koymak zorundaydılar. Bizim bu dönemde barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı.

Çok geçmeden sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler bizimle bir araya gelmeyi ve görüşmelere başlamayı teklif ettiler. Biz ise onların bu teklifini geri çevirdik. Bu büyük bir hataydı. Bu, görüşmelerin kesinlikle başarıyla sonuçlanacağı anlamına gelmezdi ama bu görüşmelerde barışçı bir sonuca ulaşma ihtimâli vardı.”

Türkler’e karşı ayaklandık ve savaştık

“Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz, Türkler’in düşmanı olan itilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye’den “denizden denize Ermenistan” talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hakimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika’ya resmi çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türkler’le savaştık, öldük ve öldürdük. Artık, Türkler’e ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?”

İsyanımızın temelinde Büyük Ermenistan vardı

“Türkiye’nin yedi ili, Kilikya’da dört sancak ve Karadeniz’den Akdeniz’e Karabağ dağlarından Arap çöllerine uzanan “Büyük Ermenistan” tasarlanmakta ve talep edilmekteydi. Bu emperyalist hayal nasıl gerçekleşebilirdi?”

Hiçbir zaman devlet olamadık

“Adil olursak; yönetmek demek öngörmek demekse, biz kesinlikle öngörü yeteneği olmayan, işe yaramaz Taşnak yöneticileriydik. Başlıca zaafımız bu noktadaydı. Dahası, faaliyetlerimizin amacını belirli ve net biçimde anlamış değildik; rehber bir ilkemiz ve sürekli uygulanabilen tutarlı bir sistemimiz yoktu. Sanki istemeden, tesadüfi koşulların etkisi altında tereddütle hareket ediyor, kafamızı duvara çarpıyor ve ayaklarımızın altındaki zemini körler gibi denemeye kalkıyorduk. İmkanlarımızın sınırlarını bilmiyor ve çoğu zaman bunları abartıyorduk. Engellerin çağını anlamıyor, karşıt güçlerden nefret ediyorduk. Devlet ile partiyi ayıramıyor ve parti ideolojisini devlet işlerine karıştırıyorduk. Bizler devlet adamları değildik”

Türkiye Ermenistanı diye bir şey yok

“Şimdi neyimiz var? Aras ile Sevan arasında küçücük ve sözde bağımsız, gerçekte ise canlanmakta olan Rusya İmparatorluğu’nun özerk bir kenar bölgesi durumundayız. Türkiye Ermenistanı diye bir şey yok; bu konu Lozan’da defnedilmiştir. Büyük Avrupa devletleri bizi defnettiler.”

Teröre yöneldik

“Kişilere karşı suikastlar planlayarak ve gerçekleştirerek, bir zamanlar Yıldız köşkünde yaptığımız gibi yapabilir bu kez başkalarını bombalayabiliriz. Ama niçin? Biz Türkiye’de gürültü çıkarttığımızda bu gürültü sayesinde büyük devletlerin dikkatini Ermeni konusuna çekeceğimizi ve onları bizim lehimize aracı olmaya zorlayacağımızı sandık. Şimdi ise böyle bir aracılığın kaç para ettiğini artık biliyoruz.”

Geçmişin kalıntısı Taşnak partisi, artık son bulmalıdır: ben intihar öneriyorum

Parti artık yenilmiş ve otoritesini kaybetmiştir; ülkeden kovulmuş ve geri dönemez kolonilerin ise yapabileceği bir iş yok. Bir parti, “Madem yaşıyorum öyleyse kendime nasıl olursa olsun bir iş uydurmalıyım” diyemez.“Madem yaşıyorum”,”öyleyse” tarzında bir yaklaşım mantıksal olarak yanlıştır. Cümleyi bunun tersi yönde kurmamız gerekir:Madem ki yapacak bir işim kalmamış, yaşamam gerekmez!” Evet ben intihar öneriyorum! Taşnak Partisi geçmişin bir kalıntısıdır, gereksiz bir organdır ve vücudun bu organa artık ihtiyacı kalmamıştır, şimdilerde bir koloni (diaspora) partisidir.

Taşnak partisi, barışa engeldir

“Yalnız bir konuda ısrar ediyorum. Bir gün gelir de Türkler’le anlaşmak ihtiyacı doğarsa; sahneye başka bir anlayışa, başka bir psikolojiye sahip, en önemlisi de başka bir mazisi olan ya da olmayan insanların çıkması gerekir. Ve bu noktada Taşnaksutyun, değil yardım etmek, tersine engel olur.”

http://1905.az/tr/ermeni-belgeleriyle-soykirim-yalani-ovanes-kacaznuninin-itiraflari/


Sitede bulunan diğer yazılar. Bunlara benzer birçok yazı da var konuların altında. Birileri gelip de Ermeni bakan gibi müttefikiniz kabul etti siz hala yalanlıyorsunuz demesin diye ekliyorum.
http://1905.az/tr/ermeni-resmi-belgelerinde-ermeni-mezalimi/

http://1905.az/tr/tehcir-karari-sozde-soykirim-iddialari-ve-gercekler/
 
Valla soykırım falan bilmem de Vanlı biri olarak Ermenilerden nasıl çekmişiz yıllarca dinledim dedelerimden. Zeve şehitliği de var, sanırım henüz çocukken şahit olduğu vahşeti hatırlayan biri tarafından bulunmuştu yıllar önce. Hamile kadınların karnını yarıp hem çocuğu hem anneyi kesen biçen de varmış, erkekleri bir yere toplayıp karılarına kızlarına toplu tecavüz eden de varmış. Hatta arkadaşımın babası anlatmıştı henüz çocukken o, babası Ermeni baskınının yapılacağını duyunca kendi kızlarını öldürmüş tecavüze uğramasınlar diye. Ölen kadınların yanlarına da çocuklarının yüzlerine kan sürüp hareketsiz kalmalarını söylemişler, büyük abileri daha sonra Ruslar tarafından esir alınmış domuz çobanlığı yaptırılmış yıllarca esir hayatı sürmüş.
Umarım linki verebilmişimdir bir sürü tanık var anlatan o dönemleri
 
Dünyanın en büyük soykırımlarına imza atanların buna soykırım demesi ne kadar saçma.
Bizzat o dönemde yazılmış gerçek kitaplar var ,ermenilerin çoluk çocuk herkesi katletmeye çalıştığı,silah depoladığı .
Asıl şaşırtıcı olan da Türk asıllı 12 vekilin biri hariç hepsinin evet oyu vermesi
 
Almanyadan değilde Fransadan beklerdim. Soykırımın tarihini yazan bir ülkenin bizlerin sözde soykırım yaptığını kabul etmeside ziyadesiyle ironik.
Bizimkiler vize de vize salarız Suriyelileri diyince hemen karşı atak geldi. Hey yavrum hey. Bizim böyük devlet böyüklerimiz ne yapacaklar bakalım.
 
Hocalı katliamını soykırım olarak kabul etmemişti Türkiye şimdi zoruna gitmesin kimsenin. Sen dostun Azerbaycanı desteklemezsen senin de arkandan böyle iş çevirir dostun Almanya
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…