Allerjik Hastalıklar Bilgi Ve Paylaşım Alanı

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.024
602.886
43
allerjik-atopik-hastaliklar.jpg

Allerji nedir?

Allerji; genetik yatkınlığı olan bazı kişilerde allerjen olarak adlandırılan normalde zararsız olan madde ya da maddelere karşı vücudun aşırı derecede ve zararlı bir savunma tepkisi göstermesidir. Dünyada her 5 kişiden birinin yaşamları sırasında allerjik problemler yaşadığı bilinmektedir. Son yıllarda allerjik hastalıkların sıklığında giderek artış olduğu gözlenmektedir. Ülkemiz nüfusunun %25-30’unun allerjik hastalıklardan bir veya daha fazlasından etkilendiği bildirilmektedir.

Allerjen olarak adlandırılan vücudu duyarlaştırcı yani hassas hale getirenbu maddeler inhale edilerek solunum yoluyla, besinler ve ilaçlar şeklinde ağızdan yutularak, deri veya mukozadan temas ya da enjeksiyon yoluyla vücuda girebilir. Organizmaya bu şekilde giren allerjen, normal kişilerde IgG antikorlarının sentezlenmesiyle koruyucu tipte immün cevaba neden olur iken allerjiye eğilimli kişilerde bir dizi reaksiyon sonrası spesifik immünoglobülin E antikorlarını sentezlemesi için bazı kan hücrelerini uyarır. Oluşan IgE antikorları kişiyi bu allerjene karşı duyarlı hale getirir. Bu allerjen ile daha sonraki karşılaşmada, mast hücrelerine tutunmuş olan IgE antikorları allerjene bağlanır ve hücre aktivasyonu tetiklenerek histamin ve diğer bazı güçlü kimyasal mediatörlerin salınımıyla tipik allerjik semptomlara yol açar. Normal bir reaksiyon immünite yani bağışıklık gelişmesi şeklindedir. Bağışıklık sistemi yabancı maddelerin invazyonu ya da agresyonuna karşı bizi savunma görevini üstlenmiştir. Bu oldukça karmaşık bir süreçtir. Temel görevi antikorlar denilen ve antijeni nötralize eden maddelerin yapımıdır. Ancak bazen bağışıklık sistemi kendi kontrolünü kaybeder ve tehdit ya da tehlike oluşturmayan sorumlu bazı maddelere karşı aşırı tepki vermeye başlar. Sonuçta organizmaya zararlı olan bu reaksiyona hipersensitivite “aşırı duyarlılık” ya da “allerji” denilmektedir. Bu sadece bir reaksiyon yani tepki değildir. Çünkü çeşitli yollarla, vücudun farklı organlarında ve değişen şiddet derecelerinde ortaya çıkabilir. Bu reaksiyondan sorumlu olan antijene ise “allerjen” adı verilir.


Küpe, kemer tokası, jeans düğmeleri gibi metal nesnelerin allerjen bünyelerle direk temasından kaçınılmalıdır.
Allerjik Hastalıkları Yakından Tanıyalım ..
Vücudumuzda kanda bulunan İmmunglobin adı verilen savunma maddelerinin, vücuttaki yabancı maddeleri tanıyarak, onların zararlı etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik görevleri vardır.

Allerjik kişilerde bu maddelerin yabancı maddelere verdiği cevap çok aşırı olmakta ve vücudun kendine zarar vermektedir.

Atopik hastalıklar irsi olmakla birlikte, çevresel faktörlerin, enfeksiyonların, fiziksel ve ruhsal streslerin hastalığın ortaya çıkmasında etkisi olmaktadır.Çevre kirliliği arttıkça allerjik hastalıkların sıklığı da artmaktadır.


Atopik yâ da allerjik hastalıkların en bilinenleri astım, saman nezlesi ve ekzemadır.

Çocukluk yıllarında genellikle süte karşı atopik ekzema ortaya çıkar, gençlik yıllarında polen aIlerjisinden kaynaklanan saman nezlesi ortaya çıkar ve yetişkinlik de ise, ekzema ve bronşiyal astım olarak ortaya çıkar.

Vücudun hangi allerjenlere karşı (ev tozu, evlerde genelde döşeme ve sık kullandığımız eşyaların tozu ile karışmış akarcıklar, kedi tüyü, özellikle çayır polenleri gibi) ani reaksiyon verdiği, deri içine veya deri altına uygulanan birtakım testler sonucu anlaşılır.

Çocuklarda bu maddelere karşı duyarlılığı azaltıcı önlemler alınabilir. Yetişkinlikte ise, bünye bu maddelerden uzak tutulmaya çalışılır.

Allerjik hastalıklar allerjenle temasta bulunan vücut bölgesinde kendini belli eder, Örneğin allerjen madde deri ile temas ederse, deride ekzema (Atopik Ekzema) ve kızarık ve kabarcıklar (Urtikaryal) ortaya çıkar, Allerjen madde göz ile temas ederse, göz akı iltihabı (Allerjik konjüktivit) oluşur. Ve yine allerjen madde akciğerle karşılaşırsa, astım (Astım Bronşiyal) ortaya çıkar.

Yani bu vücut bölgelerindeki hücreler aynı allerjenlerle karşılaştıklarında aynı reaksiyonu vererek, değişik hastalıklara neden olmaktadırlar.

Atopik bünyelere, yüksek hayat standartı olan toplumlar-da ve yerlerde daha sık rastlanmaktadır. Yani şehirlerde kırsai bölgeye göre, daha fazla görülmektedir.

Allerjik durum oluşmasına neden olabilecek faktörler;
1 – Oda sıcaklığı ve ateş basması: Sıcaklık sinir uçlarını uyarır, terleme ve kaşıntıya neden olur. Bu yüzden mümkünse çok sıcak ortamlardan kaçınılmalıdır. Özellikle çocukların sağlıklı giysiler ile daha serin oda sıcaklıklarında bulundurulmaları gerekir. Bu tür önlemler, genetik olarak ortaya çıkabilecek allerjik duruma karşı uygulanmalıdır,

Aşırı sıcak banyolar, sıcak tutan kalın giysiler, ruhsal stresler ve aşırı sıcak ortamlar sıcak basmasına neden olur. Yaşanan ortamların yeterince taze hava almasına özen gösterilmelidir.

2 – Havanın nem oranı: Zâten kuru olan allerjik bünyeler için ortamın nem oranını % 40 ile % 65 arasında tutmak gereklidir, Elektrikli hava nemlendiricileri, açık havada yürüyüş yapmak yararlı olur.

3 – Hava kirliliği ve polen oluşması: Eksoz gazları, endüstri artıkları, sigara dumanı, koku maddeleri, yağlar, v.s nedeniyle allerjik durum; astım krizleri halinde kendini gösterir, zaman zaman ekzema oluşması da söz konusu olabilir. Özellikle polen uçuştuğu mevsimlerde allerjik durumların arttığı gözlenir,

4 – Giyim ve yıkanma: Hayvansal malzemeden (yün, ipek, deri, kürk gibi) yapılmış olan giysi veya yatak takımlarının kullanılması özellikle allerjik bünyeli kişiler için oldukça sakıncalıdır.

Angora veya tiftik kazaklar, suni malzemelerden yapılmış elbiseler, gömlekler ve çorapların kullanılması sürtünme yoluyla travmaya yolaçabileceğinden, tavsiye edilmez.

Pamuklu giysiler ve nevresimler tavsiye edilir, Giysiler her zaman temiz, rahat ve hava alabilir olmalıdır. Sıcak tutan ve terleten giysiler tercih edilmemeli ve terlemekten kaçınılmalıdır.

Çamaşırları yıkarken, soldurucu ve yumuşatıcı maddeler kullanılmamalı ve çamaşırlar iki kez durulanmalıdır, böylece içinde kalan yabancı maddeler uzaklaştırılmış olur.

5 – Hayvanlarla temas: Tüylü hayvanlardan (kedi, köpek, tavşan gibi), deniz domuzlarından ve sıçanlardan kesinlikle uzak durmak gereklidir. Hayvan yemleri, kuru otlar, at tüyü gibi uyanlar direk allerjik olarak etkiler.

Anne ve babalar, allerjik bünyeli çocuk ya da gençleri, özellikle hayvan sahibi olmak isteyenleri konu hakkında bilgilendirmeli ve sakıncalarım anlatmalıdırlar.

6 – Ev tozları ve ev tozu akarları: Evde özellikle yün halılar, perdeler ve örtüler toz tutucudurlar.

Milberkot adındaki allerjen madde özellikle dağılan yiyeceklerde, yüksek oda sıcaklığında ve azalan oda neminde artar.

Ev tozu paraziti ise, tüy yastıklarda, süngerlerde ve soba ile ısıtılan çok sıcak evlerde daha çok bulunur.

Ev tozu allerjisi olduğu bilinen durumlarda kuş tüyü yorgan ya da yastıkların kullanılması sakıncalıdır. Ev tozu allerjisine karşı, oda sıcaklığını azaltmak, odayı nemlendirmek, havalandırmak tavsiye edilir. Ayrıca mümkünse, evden birkaç gün uzaklaşlarak, eczaneden alınan ve akarcıkları öldüren ilaçlarla ev temizlenmelıdir.

Bunlara ek olarak ıslak çalışan elektrik süpürgeleri ve nemli toz filtreleri tavsiye edilir.

7 – Bitkilerle temas: Çayırlar ve ağaçlar (armut, ceviz, kayın, gibi), ev ve bahçe bitkilerindeki bitki tozlan ile temas sıklıkla allerjik durumlara yol açabilir.

8 – Diyet: Allerjik bünyeli kişilerin çeşitli allerji testlerinden geçip, duyarlı oldukları besin maddelerine göre diyet uygulamaları gerekmektedir.

Allerjik reaksiyon göstereceklerini bildikleri yiyecekler dışında herşeyî yiyebilirler. Ancak buna rağmen, aşırı reaksiyonlardan kaçınmak için, içinde boya maddesi, katkı maddesi bulunmayan yiyecekleri tercih etmeli ve ona göre bir yeme alışkanlığı edinmelidirler.

Acı baharatlar kahve, kota ve meşrubatlar, narenciye ürünleri ve onların meyve suları veya C vitamini içeren türleri, kabuktu deniz ürünleri, domates, ceviz, çilek, konserve çeşitleri, çikolata ve içinde koruyucu katkı madde-si bulunan diğer tüm besinlerin çok az miktarlarda, hatta mümkünse hiç alınmaması tavsiye edilir.

Bebeklerin yaklaşık 6 ay anne sütü ile beslenmeleri, ancak allerjik bünyeli annelerin süt verdikleri zaman boyunca potansiyel allerjenlerden kaçınmaları gerekir.

9 – Vücut bakımı: Vücut temizliği ve bakımı allerjik hastalarda tedavi tedbirlerinin en önemli kısmını oluşturmaktadır.

10 – Kozmetikler, takılar, v.s: Yüze sürülen makyaj malzemeleri, gündüz ve gece kremleri, maskeler, beyazlatıcı maddeler, alkolik yüz sıvıları, temizleyici sütler, parfümler, saç spreyleri, saç boyalan, traş köpükleri, losyonları allerjen etkiye sahip olup, doktor tarafından hastanın ne kadar kullanabileceği tespit edilmelidir,

Deodorant ve saç spreyleri başta olmak üzere, özellikle gençlere kozmetik ürünlerini çok az miktarlarda kullanmaları tavsiye edilir,


Allerjik hastalık Belirtileri ;
Kaşıntı, darbeye maruz kalan yerlerde (diz, dirsekler, v.s.) ekzema benzeri lekelerin kalması, uçuk gibi hastalıkların sık görülmesi, katlanmış göz kapakları, alın kısmında saçların kafayı bir şapka gibi örtmesi, dudak kenarlarının kuruması ve çok sık yara olması, deri üstünün sert bir cisimle çizilmesi durumunda beyaz bir İzin ortaya çıkması, ellerde kabuklanma ve çizgilenmenin çok görüldüğü bir cilt hastalığının (İktiyosis hastalığı) ortaya çıkması gibi belirtiler atopik bünyenin habercisidirler.

Allerjik hastalık Tedavisi ;
Kesin bir tedavi olmadığı için, kaşıntıyı önlemek, cilt değişikliklerini tedavi etmek gibi belirtileri ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavinin yansıra; olası allerjik durumları uzaklaştırarak koruyucu önlemler almak gerekir.
 
Merhaba arkadaşlar, eşim toksik hepatit nedeniyle yaklaşık 4 ay steroid tedavisi aldı, değerleri normale döndü.Yaklaşık 3 ay boyunca karaciğer enzimleri normal sınırlarda devam etti.Eşim 20 gün boyunca hemen hemen hergün yarım saat koşu yaptı ve tahlil verdik.ALT değeri 132 olmuştu, ast 72 olmuştu, şimdi dinleniyor, tekrar tahlil vericez, Sizlerden böyle bir durumla karşılaşan var mı acaba, umarım eşimin karaciğeri düzelir....
 
X