E
EU1
Ziyaretçi
-
- Konu Sahibi EU1
- #1
"Güvendiğim ortamda mutlu sona ulaştım!"
"Ben 42 yaşındayım. Yıllarca, bu yolda koşturan pek çok çift gibi ben de, kocamla birlikte bebek özlemiyle yanıp tutuştum. Neyse ki, geç de olsa sonunda başardım. Evlendiğimde Mardin'deydim. İlk bir yıl içinde çocuğumuz olsun diye doktora gittik. İki yıl uğraştık. Bir türlü neden olmadığı anlaşılamadı. Bu arada Ankara'ya taşındık. Ankara'da da çok gittik, geldik doktorlara. Nedeni bilinmeyen infertilite (kısırlık) denildi. Rahim filmleri, laparoskopi vs. 2 kere aşılama yapıldı. Sonra tüp bebek için tedavi süreci başladı, ama yumurta takibi yapılamadığı için tedavi iptal edildi. Bütün bunlar yormuştu bizi. Sonra eşimin işi nedeniyle İsviçre'ye gittik. 2 yıl kaldık. Bu süreç içinde orada da tüp bebek denedik, olmadı. Mikroenjeksiyon denemesine başladık, maalesef yumurta takibinde yumurtalar kaçırıldığı için yine program iptal edildi. Her defasında yaşanan hayal kırıklıkları ve başarısız denemeler özellikle beni çok yordu. Bir müddet ara verdik. Hatta "artık bu sayfayı kapatalım" dedik. Tabii bebek sahibi olma istediği maalesef hiç sonlanmıyor. Ufacık bir ümit de olsa, yaşınız 40'ı da geçse, hatta menopozdasınız deseler de her türlü yeni gelişme gözlerinizi parlatıyor ve "Acaba bu sefer olur mu?" ümidiyle yola çıkıyorsunuz. Şanssızlıklar bizi çok yıprattı, çok yorulduk. "Herhalde var bir hayır, Allah da çocuk sahibi olmamızı istemiyor herhalde" diye düşündük .
"YÜZDE 10 ŞANSLA YOLA ÇIKTIK"
Sonra İzmit'e taşındık. Bu arada bir arkadaşım Bahçeci Kliniği'nde bebek sahibi olmuştu. Onunla konuşunca, eşime tekrar denemek istediğimi söyledim. Uzun bir aradan sonra 2004 Eylül'ünde "son kez" deneme niyetiyle Bahçeci Kliniği'ne başvurduk. Dediğim gibi yaşınız ne kadar ilerlerse ilerlesin bebek sahibi olabilmek için bir ümit yetiyor. Prof. Dr. Mustafa Bahçeci "Yaşınızdan dolayı yüzde 10 şansınız var!" dedi. Önce moralim çok bozuldu, "vazgeçsem mi?" dedim. Sonra da "Yüzde 10'da olsa şansım var, yüzde 60 şansı olanın da olmayabiliyor. Son kez denemek istedim. "Allah belki bu kez kısmet eder" dedim. Denedik ve ilk denemede gebe kaldım. İşte bu mucizeydi! Tek yumurta ikiziydi. Bebeğin birinde gelişme görülmedi. Tek yumurta ikizi olduğu için birini sonlandıramıyorlardı. Çok riskli bir gebelik geçiriyordum. Perinatoloji konusunda ekibin uzmanı olan Op. Dr. Esra Aksoy Jozwiak, "20 yıl sonda elde edilen bu gebeliği devam ettirmemiz lazım. Bebeğin biri gelişimini devam ettirmiyor ama biz sonlandıramayız. Bu işlem lazerle ve sadece Paris'te, bir de Londra'da yapılıyor" dedi. Beni neredeyse gün gün takip ediyordu. Hep korku, hep heyecan. Bağlantılar kuruldu ve biz Paris'e gittik. İşlem yapıldı ve İstanbul'da döndük. Erken doğum riskiyle 40 gün Alman Hastanesi'nde gözetim altında tutuldum. 34. haftanın içinde bebeğim dünyaya geldi. Planladığımızdan bir hafta önce geldi. Yine sürpriz, yine şaşkınlık. 9 Mayıs'ta oğlum doğdu. 2 kilo 350 gram doğdu. O kadar çok sıkıntı çektik, heyecan yaşadık ki.
"MUTLULUĞUMUZ KATLANDI"
Çok gittik geldik ve sonunda başardık. Ben ekibe çok inandım, psikolojik olarak çok güvendim. Özellikle Eylül'den beri inanılmaz bir tempo yaşadık. O kadar yoğun ve hızlı bir süreçti ki. Müthiş bir heyecandı. Sanki hayatımızdaki tek olay buydu. Gerçekten de, bu dönemde hayatımızın tek gerçeği bu olmuştu! Kadın olarak bu duygu bambaşka bir şey. Eşim beni sonuna kadar destekledi, hep yanımdaydı. Bu isteği anlamak için anne olmak da gerekmiyor. Anne olmak isteği yetiyor! Ben çiçeği burnunda baba Vedat Ahraz. 46 yaşında baba oldum. Yorulan hep eşim oldu. Her defasında onun bu kadar yıpranması ve üzülmesi ben üzüyordu. O istediği için bu kadar peşinde koştuk. Ama değdi!.. Bahçeci ekibi bizi mutlu etti. Bu mutluluğun bedeli ödenemez. Bize de herkese tavsiye etmek ve mutluluğumuzu paylaşmak düşüyor. Bütün bebek isteyen çiftlere öncelikle şans diliyor ve bu kadar azimli olmalarını tavsiye ediyorum. Oğlumuz Samet Can, o kadar uzun ve zorlu bir yoldan geldik ki. O yüzden çok çok kıymetli bizim için. Mutluyuz, çok mutlu!
Asuman-Vedat Ahraz
© 2005 İstanbul, Tüm hakları Bahçeci Klinik'e aittir.
"Ben 42 yaşındayım. Yıllarca, bu yolda koşturan pek çok çift gibi ben de, kocamla birlikte bebek özlemiyle yanıp tutuştum. Neyse ki, geç de olsa sonunda başardım. Evlendiğimde Mardin'deydim. İlk bir yıl içinde çocuğumuz olsun diye doktora gittik. İki yıl uğraştık. Bir türlü neden olmadığı anlaşılamadı. Bu arada Ankara'ya taşındık. Ankara'da da çok gittik, geldik doktorlara. Nedeni bilinmeyen infertilite (kısırlık) denildi. Rahim filmleri, laparoskopi vs. 2 kere aşılama yapıldı. Sonra tüp bebek için tedavi süreci başladı, ama yumurta takibi yapılamadığı için tedavi iptal edildi. Bütün bunlar yormuştu bizi. Sonra eşimin işi nedeniyle İsviçre'ye gittik. 2 yıl kaldık. Bu süreç içinde orada da tüp bebek denedik, olmadı. Mikroenjeksiyon denemesine başladık, maalesef yumurta takibinde yumurtalar kaçırıldığı için yine program iptal edildi. Her defasında yaşanan hayal kırıklıkları ve başarısız denemeler özellikle beni çok yordu. Bir müddet ara verdik. Hatta "artık bu sayfayı kapatalım" dedik. Tabii bebek sahibi olma istediği maalesef hiç sonlanmıyor. Ufacık bir ümit de olsa, yaşınız 40'ı da geçse, hatta menopozdasınız deseler de her türlü yeni gelişme gözlerinizi parlatıyor ve "Acaba bu sefer olur mu?" ümidiyle yola çıkıyorsunuz. Şanssızlıklar bizi çok yıprattı, çok yorulduk. "Herhalde var bir hayır, Allah da çocuk sahibi olmamızı istemiyor herhalde" diye düşündük .
"YÜZDE 10 ŞANSLA YOLA ÇIKTIK"
Sonra İzmit'e taşındık. Bu arada bir arkadaşım Bahçeci Kliniği'nde bebek sahibi olmuştu. Onunla konuşunca, eşime tekrar denemek istediğimi söyledim. Uzun bir aradan sonra 2004 Eylül'ünde "son kez" deneme niyetiyle Bahçeci Kliniği'ne başvurduk. Dediğim gibi yaşınız ne kadar ilerlerse ilerlesin bebek sahibi olabilmek için bir ümit yetiyor. Prof. Dr. Mustafa Bahçeci "Yaşınızdan dolayı yüzde 10 şansınız var!" dedi. Önce moralim çok bozuldu, "vazgeçsem mi?" dedim. Sonra da "Yüzde 10'da olsa şansım var, yüzde 60 şansı olanın da olmayabiliyor. Son kez denemek istedim. "Allah belki bu kez kısmet eder" dedim. Denedik ve ilk denemede gebe kaldım. İşte bu mucizeydi! Tek yumurta ikiziydi. Bebeğin birinde gelişme görülmedi. Tek yumurta ikizi olduğu için birini sonlandıramıyorlardı. Çok riskli bir gebelik geçiriyordum. Perinatoloji konusunda ekibin uzmanı olan Op. Dr. Esra Aksoy Jozwiak, "20 yıl sonda elde edilen bu gebeliği devam ettirmemiz lazım. Bebeğin biri gelişimini devam ettirmiyor ama biz sonlandıramayız. Bu işlem lazerle ve sadece Paris'te, bir de Londra'da yapılıyor" dedi. Beni neredeyse gün gün takip ediyordu. Hep korku, hep heyecan. Bağlantılar kuruldu ve biz Paris'e gittik. İşlem yapıldı ve İstanbul'da döndük. Erken doğum riskiyle 40 gün Alman Hastanesi'nde gözetim altında tutuldum. 34. haftanın içinde bebeğim dünyaya geldi. Planladığımızdan bir hafta önce geldi. Yine sürpriz, yine şaşkınlık. 9 Mayıs'ta oğlum doğdu. 2 kilo 350 gram doğdu. O kadar çok sıkıntı çektik, heyecan yaşadık ki.
"MUTLULUĞUMUZ KATLANDI"
Çok gittik geldik ve sonunda başardık. Ben ekibe çok inandım, psikolojik olarak çok güvendim. Özellikle Eylül'den beri inanılmaz bir tempo yaşadık. O kadar yoğun ve hızlı bir süreçti ki. Müthiş bir heyecandı. Sanki hayatımızdaki tek olay buydu. Gerçekten de, bu dönemde hayatımızın tek gerçeği bu olmuştu! Kadın olarak bu duygu bambaşka bir şey. Eşim beni sonuna kadar destekledi, hep yanımdaydı. Bu isteği anlamak için anne olmak da gerekmiyor. Anne olmak isteği yetiyor! Ben çiçeği burnunda baba Vedat Ahraz. 46 yaşında baba oldum. Yorulan hep eşim oldu. Her defasında onun bu kadar yıpranması ve üzülmesi ben üzüyordu. O istediği için bu kadar peşinde koştuk. Ama değdi!.. Bahçeci ekibi bizi mutlu etti. Bu mutluluğun bedeli ödenemez. Bize de herkese tavsiye etmek ve mutluluğumuzu paylaşmak düşüyor. Bütün bebek isteyen çiftlere öncelikle şans diliyor ve bu kadar azimli olmalarını tavsiye ediyorum. Oğlumuz Samet Can, o kadar uzun ve zorlu bir yoldan geldik ki. O yüzden çok çok kıymetli bizim için. Mutluyuz, çok mutlu!
Asuman-Vedat Ahraz
© 2005 İstanbul, Tüm hakları Bahçeci Klinik'e aittir.