- 1 Kasım 2007
- 767
- 127
- 39
Alınganım çünkü hamileyim
Bir çok film ve hamilelikle ilgili anlatılan öykülerde, bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki mutluluk, ışık ve o hissin,“anlatılamaz” olduğu vurgulanır. O andaki ilk hisler; anne adayı için oldukça karışık, şaşırtıcı, heyecan verici olsa da, doğumla sona eren hamilelik süreci de bir o kadar karmaşık ve yorucu olabilir. Her anne adayının, hamilelik dönemini, hem fiziksel hem ruhsal açıdan farklı geçirdiğini söyleyen Uzman Psikolog Seçil Akaygün Cüntay: “Bu dönemde hemen hemen tüm anne adaylarının yaşadığı ortak durum, ruh hallerindeki iniş çıkışlardır.” diyor ve bize konu hakkında önemli bilgiler veriyor.
Artık hamilesiniz
Hamileliğiniz eğer planlıysa ve eşinizle birlikte verdiğiniz bir kararın sonucu ise, hamile olduğunuzu öğrendiğiniz ilk anda, gerçekten çok heyecan verici bir tecrübeye adım attığınızı düşünürsünüz. Bu haberi eşiniz, aileniz, sevdiklerinizle paylaşmak, yaşadığınız mutluluğu arttırsa da, bir süre sonra kafanızda birçok senaryo ile baş başa kalabilirsiniz.
Planlı olmayan, istenmeyen hamileliklerde ise durum sizin için daha zordur; çünkü böyle hamileliklerde, anne adayının hamile olduğunu öğrenmesinin ardından bir bebeğe sahip olacağı, anne olacağı konusunda duyulan endişeler, eşler arası ilişkileri bozarak, anne adayının ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Fiziksel ve hormonal değişiklikler, kendi görüntünüze ait yenilikler, iş ve kariyerinizdeki değişiklikler, evliliğinizdeki kadın-erkek rollerinin yanına anne-baba rollerinin de eklenmesi, keyifli ve sağlıklı geçen hamilelik döneminde bile sizin zorlanmanıza sebep olabilir.
Anne rolü ile tanışmanız
Hamilelik dönemindeki değişiklikler, hayatınızda ilk olarak rollerin değişmesi ile başlar. Haberin öğrenildiği ilk andan itibaren “anne” ve “baba” rolleri ile tanışırsınız. Dolaylı olarak, tüm akrabalar, “teyze”, “dayı” gibi yeni sıfatlar kazanırken, anneanne, babaanne ve dedeler için de çok heyecanlı bir dönem başlar. Tüm bu rol değişiklikleri, her aile sistemini etkiler. Sadece anneye ait gibi görünen hamilelik süreci, daha en başından annenin yakınındaki herkesi, bu 9 aya ortak eder.
Bedeninizin değişimi
Hamile kaldıktan sonra kilo almaya ve vücut formunuzda değişimler meydana gelmeye başlar. Bedeninizde şişkinlik, su toplanması gibi yeni ve alışılması güç durumlar oluşabilir. İnceliğin ve kusursuz güzelliğin dayatıldığı günümüz dünyasında, hamileliğin doğal sürecine ait bu değişimler, bedeniniz hakkındaki imajınızı zedeleyebilir. Aldığınız kiloları verememek, “eskisi gibi olamamak”, hamilelikte ve sonrasında oldukça kaygılanmanıza neden olabilir.
Hormonlarınızın etkisi
Hamileliğiniz süresince hormonlarınızda da değişimler meydana gelir. Her dönemde farklı durumların işaretçisi olarak gözlenen hormonal değişiklikler, hamileliğiniz boyunca hem fiziksel hem ruhsal açıdan birçok değişikliğe sebep olur. Bu hormonlar sayesinde bebeğinizi her geçen gün daha çok sahiplenirsiniz ve koruyucu güdülerinizin de arttığını hissedersiniz.
Ben de mi değişiyorum?
Tüm bu değişen etkenlerin sonucunda, ruh halinizde de değişimler gözlenebilir; sık sık alınganlık sergileyip, iniş çıkışlar yaşayabilirsiniz. Bir an gülüp eğlenirken, çok kısa bir an sonra, gözyaşlarına boğulup ağlamaya başlayabilirsiniz. Bu durumda esas zorlu süreç, içinde bulunduğunuz ruh halini anlayıp, onunla baş etmektir. Hamileliğin 6 ile 10. haftalarında daha sık gözlenen ruh değişiklikleri, doğumun yaklaştığı son 4 haftaya kadar durgunluk gösterir. Son 4 haftalık dönemde ise tekrar artış gözlenebilir. Hamilelik sürecindeki bu değişimler, 5 nedenden kaynaklanır. Bunlar;
Stres etkenleri
Evliliğinizde, kişisel yaşamınızda, iş hayatınızda yaşadığınız sıkıntılar veya üzücü olaylar, stresinizin düzeyinin artmasına, çıkan problemlerle baş ederken zorlanmanıza sebep olur. Bütün bu faktörler, kendinizi yüklü, güvensiz, çaresiz hissetmenizi sağlar ve bu noktadan sonra, zorluklar, üstünüze çığ gibi büyüyerek gelmeye başlar. Tüm bu duygularla baş etmek zorunda kaldığınızda, duygularınızı yönetmekte zorlanabilirsiniz.
Kurulan senaryolar
Her anne adayı, bebeği hakkında hayaller, senaryolar kurar. Hamilelik sürecinin kendisi, bebeğin doğumu, bebeğin sağlığı, emzirebilme durumu gibi birçok konu, anne adayı için hem merak hem de kaygı uyandırır. Bu senaryolar, zaman zaman endişe duymanıza ve bebeği kaybetme korkularına varan ruhsal problemler yaşamanıza neden olabilir. Daha önce, bebek kaybı gibi olumsuz yönde yaşadığınız bir tecrübeniz varsa, onu hatırlamanız, endişelerinizin tetiklenmesini sağlar.
Yetersizlik hissi
Hamilelik döneminde, üstünüze ağır görevler bindiğini, bebeğinize yeterli olamayacağınızı düşünürsünüz. “İyi bir anne” olabilmeyi, ona her şeyin en doğrusunu öğretebilmeyi arzu edersiniz ancak bu zorlu süreçte, hamileliğinizin kısıtlayıcı durumları, sizde yetersizlik hissi uyandırabilir; sosyal hayatınız kısıtlanır, önceden yaptığınız işleri yapamaz hale gelir ve kendinizi zaman zaman mutsuz hissedersiniz. Böyle bir durumda, çevreden gelen eleştirilere veya uyarılara karşı aşırı duyarlı hale gelir, her şeyi büyütüp kendinize dert edinirsiniz. Bütün bunların sonucunda; hem çevrenizle hem de eşinizle olan ilişkilerinizi zorlayabilirsiniz.
Fiziksel kaygılar
Hamilelik, kadınlığınızın en iyi temsil edildiği dönem olmakla birlikte, doğal bir süreç olarak, fiziksel görünümünüzü de bozar. Bu da, aynalara küsmenize, eski halinizi git gide daha çok özlemenize neden olabilir. Büyüyen karnınız, şişen vücudunuz, sürekli sizi rahatsız eder. Önceden giydiğiniz kıyafetlerinize bakıp, asla eskisi gibi olmayacağınızı düşünür, çaresizliğe kapılırsınız. Bunun sonucunda; kadın kimliğinizi geri plana iterek, kendinizi yetersiz hissedebilirsiniz.
Sürekli yorgunluk
Bedeninizin tüm fizyolojik yapısı, bu dönemde değişir. Hamileliğiniz süresince meydana gelen yorgunluk, halsizlik hissi, uyuma ihtiyacı, hareketlerin yavaşlaması gibi durumlar, ruh sağlığınızı olumsuz yönde etkileyerek sosyal ortamlardan uzaklaşmanıza neden olabilir. Bu da, ister istemez hayatınızda değişimlere yol açacaktır. Günlük, rutin işleri bile yapamaz hale gelmeniz, sizi üzmemeli ve bunun geçici bir süre olduğunu unutmamalısınız. Bu etkenlerin yanı sıra, hamileliğe ne kadar hazır olduğunuz, hamilelik sonrası yaşam planlarınız, ekonomik durumunuz ve önemli olaylar da, ruh halinizde değişikliklere sebep olabilir.
Eşlerin anne adaylarına destek olması önemlidir
Hamilelik; hem fiziksel değişimlerin, hem de psiko-sosyal uyumun farklılaştığı bir dönemdir. Bu zaman diliminde yalnız anne adayları değil, babalar, hatta birinci dereceden yakınlar da süreçten etkilenirler. Hamilelik süresince ruh halinde değişiklikler meydana gelen, alınganlık gösteren, an an farklı duyguları tecrübe eden anne adayları için en önemli 3 adım;
Ruh halinizi kabul edin
Öncelikle bu ruh halini hemen hemen her anne adayının yaşadığını unutmayın. Sadece kendiniz yaşıyormuş gibi düşünürseniz hem yalnız hissedersiniz hem de sorunlar, içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu durumları, hamileliğin başka bir yanı olarak görmeyi başarabilirseniz, yaşadığınız ruh değişimlerinde kendinize karşı daha anlayışlı olursunuz.
Eşinizle iletişiminizi doğru kurun
Eşinizle olan iletişiminizin güçlü yanlarını, hangi olay ve durumlarda sıkıntı yaşadığınızı çözmeye çalışırsanız, birbirinizle olan iletişiminiz hem daha açık olur ve hem de destek mekanizmanız çalışır. Bu da, hamilelik sürecinizin kolay ve huzurlu geçmesine yardımcı olur.
Anne adaylarından destek alın
Benzer sıkıntılar yaşayan diğer anne adayları ile bir araya gelebilirsiniz. Bu şekilde, hem kendinizi daha anlaşılır hissedersiniz hem de bu dönemde başkalarına fikir ve yardım önererek, aslında kendinize yardım etmiş olursunuz. Unutmayın anlattıkça, paylaştıkça yükünüz azalacak ve kendinizi kuş gibi hafif hissedeceksiniz.
Eşinize düşen görevler
Eşiniz, değişen ruh haliniz karşısında, size karşı sabırlı olmalıdır. Duygularınızı önemseyip, bu süreci beraber atlatmak için çaba göstermesi gerekir. Size, “Abartıyorsun!” gibi ifadelerde bulunup, sıkıntınızı görmezden gelirse, psikolojinizi olumsuz etkileyebilir. Bu durumda, sıkıntınızın ne olduğunu anlamaya, size yardımcı olmaya çalışması, ikiniz içinde faydalı olacaktır. Şimdi size bazı tavsiyelerimiz olacak;
• Eşinizle birlikte yürüyüşe çıkın; fiziksel egzersizlere birlikte çıkmanız, paylaşımlarınızı arttırır. Böylece kendi yaşadığınız değişimlere, eşiniz de ortak olur.
• Eşiniz, size destek olurken, hamilelik öncesindeki durumunuzdan örnekler vermemeli, “Eskiden böyle değildin sen.” gibi söylemlerde bulunmamalı, “Ne var bunda bu kadar ağlayacak?” gibi yargılamalardan kaçınmalıdır.
• Eşinizle iletişiminizi kuvvetli tutmalısınız. Sergilediğiniz alınganlık, sinirlilik, tahammülsüzlük gibi durumlarda eşiniz yanınızda olursa, hamilelik sürecinizin keyifli yanlarını daha çok paylaşırsınız.
• Bu dönemde, beraber ortak hobiler edinin. Sevdiğiniz, eğlenceli alanlarla uğraşmanız; keyifli zamanlar geçirmenize ve ruh halinizdeki değişimleri tolere etmenize yardımcı olacaktır.
• Yoga, meditasyon gibi hem bedeninizi hem de zihninizi rahatlatan aktivitelere katılın.
• Gündüzleri kısa uykulara yatın. Bu, gün boyu sizi daha dinç kılar.
• Eğer eşiniz “Neden bu kadar alıngansın?” diyorsa, sizi anlaması için ona bilgilendirici kitaplar okuyabilirsiniz.
Ne zaman uzmana danışmalısınız?
Yaşadığınız ruh değişimleri, içe kapanma, ağlama krizleri, iştah ve uykuda belirgin, uzun süren ve doktorun uyardığı değişimler, eşinizle aranızdaki gerginlik ve sıkıntının artması gibi durumlarda, bir uzmandan yardım almanız gerekebilir. Ruh sağlığınız hem sizin hem de doğacak bebeğinizin sağlığını etkileyeceğinden, bir uzmandan yardım almanız hem size yol gösterici olur hem de hamilelik ve doğum sonrası sürecinizin, iyi geçmesine imkan sağlar.
Bir çok film ve hamilelikle ilgili anlatılan öykülerde, bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki mutluluk, ışık ve o hissin,“anlatılamaz” olduğu vurgulanır. O andaki ilk hisler; anne adayı için oldukça karışık, şaşırtıcı, heyecan verici olsa da, doğumla sona eren hamilelik süreci de bir o kadar karmaşık ve yorucu olabilir. Her anne adayının, hamilelik dönemini, hem fiziksel hem ruhsal açıdan farklı geçirdiğini söyleyen Uzman Psikolog Seçil Akaygün Cüntay: “Bu dönemde hemen hemen tüm anne adaylarının yaşadığı ortak durum, ruh hallerindeki iniş çıkışlardır.” diyor ve bize konu hakkında önemli bilgiler veriyor.
Artık hamilesiniz
Hamileliğiniz eğer planlıysa ve eşinizle birlikte verdiğiniz bir kararın sonucu ise, hamile olduğunuzu öğrendiğiniz ilk anda, gerçekten çok heyecan verici bir tecrübeye adım attığınızı düşünürsünüz. Bu haberi eşiniz, aileniz, sevdiklerinizle paylaşmak, yaşadığınız mutluluğu arttırsa da, bir süre sonra kafanızda birçok senaryo ile baş başa kalabilirsiniz.
Planlı olmayan, istenmeyen hamileliklerde ise durum sizin için daha zordur; çünkü böyle hamileliklerde, anne adayının hamile olduğunu öğrenmesinin ardından bir bebeğe sahip olacağı, anne olacağı konusunda duyulan endişeler, eşler arası ilişkileri bozarak, anne adayının ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Fiziksel ve hormonal değişiklikler, kendi görüntünüze ait yenilikler, iş ve kariyerinizdeki değişiklikler, evliliğinizdeki kadın-erkek rollerinin yanına anne-baba rollerinin de eklenmesi, keyifli ve sağlıklı geçen hamilelik döneminde bile sizin zorlanmanıza sebep olabilir.
Anne rolü ile tanışmanız
Hamilelik dönemindeki değişiklikler, hayatınızda ilk olarak rollerin değişmesi ile başlar. Haberin öğrenildiği ilk andan itibaren “anne” ve “baba” rolleri ile tanışırsınız. Dolaylı olarak, tüm akrabalar, “teyze”, “dayı” gibi yeni sıfatlar kazanırken, anneanne, babaanne ve dedeler için de çok heyecanlı bir dönem başlar. Tüm bu rol değişiklikleri, her aile sistemini etkiler. Sadece anneye ait gibi görünen hamilelik süreci, daha en başından annenin yakınındaki herkesi, bu 9 aya ortak eder.
Bedeninizin değişimi
Hamile kaldıktan sonra kilo almaya ve vücut formunuzda değişimler meydana gelmeye başlar. Bedeninizde şişkinlik, su toplanması gibi yeni ve alışılması güç durumlar oluşabilir. İnceliğin ve kusursuz güzelliğin dayatıldığı günümüz dünyasında, hamileliğin doğal sürecine ait bu değişimler, bedeniniz hakkındaki imajınızı zedeleyebilir. Aldığınız kiloları verememek, “eskisi gibi olamamak”, hamilelikte ve sonrasında oldukça kaygılanmanıza neden olabilir.
Hormonlarınızın etkisi
Hamileliğiniz süresince hormonlarınızda da değişimler meydana gelir. Her dönemde farklı durumların işaretçisi olarak gözlenen hormonal değişiklikler, hamileliğiniz boyunca hem fiziksel hem ruhsal açıdan birçok değişikliğe sebep olur. Bu hormonlar sayesinde bebeğinizi her geçen gün daha çok sahiplenirsiniz ve koruyucu güdülerinizin de arttığını hissedersiniz.
Ben de mi değişiyorum?
Tüm bu değişen etkenlerin sonucunda, ruh halinizde de değişimler gözlenebilir; sık sık alınganlık sergileyip, iniş çıkışlar yaşayabilirsiniz. Bir an gülüp eğlenirken, çok kısa bir an sonra, gözyaşlarına boğulup ağlamaya başlayabilirsiniz. Bu durumda esas zorlu süreç, içinde bulunduğunuz ruh halini anlayıp, onunla baş etmektir. Hamileliğin 6 ile 10. haftalarında daha sık gözlenen ruh değişiklikleri, doğumun yaklaştığı son 4 haftaya kadar durgunluk gösterir. Son 4 haftalık dönemde ise tekrar artış gözlenebilir. Hamilelik sürecindeki bu değişimler, 5 nedenden kaynaklanır. Bunlar;
Stres etkenleri
Evliliğinizde, kişisel yaşamınızda, iş hayatınızda yaşadığınız sıkıntılar veya üzücü olaylar, stresinizin düzeyinin artmasına, çıkan problemlerle baş ederken zorlanmanıza sebep olur. Bütün bu faktörler, kendinizi yüklü, güvensiz, çaresiz hissetmenizi sağlar ve bu noktadan sonra, zorluklar, üstünüze çığ gibi büyüyerek gelmeye başlar. Tüm bu duygularla baş etmek zorunda kaldığınızda, duygularınızı yönetmekte zorlanabilirsiniz.
Kurulan senaryolar
Her anne adayı, bebeği hakkında hayaller, senaryolar kurar. Hamilelik sürecinin kendisi, bebeğin doğumu, bebeğin sağlığı, emzirebilme durumu gibi birçok konu, anne adayı için hem merak hem de kaygı uyandırır. Bu senaryolar, zaman zaman endişe duymanıza ve bebeği kaybetme korkularına varan ruhsal problemler yaşamanıza neden olabilir. Daha önce, bebek kaybı gibi olumsuz yönde yaşadığınız bir tecrübeniz varsa, onu hatırlamanız, endişelerinizin tetiklenmesini sağlar.
Yetersizlik hissi
Hamilelik döneminde, üstünüze ağır görevler bindiğini, bebeğinize yeterli olamayacağınızı düşünürsünüz. “İyi bir anne” olabilmeyi, ona her şeyin en doğrusunu öğretebilmeyi arzu edersiniz ancak bu zorlu süreçte, hamileliğinizin kısıtlayıcı durumları, sizde yetersizlik hissi uyandırabilir; sosyal hayatınız kısıtlanır, önceden yaptığınız işleri yapamaz hale gelir ve kendinizi zaman zaman mutsuz hissedersiniz. Böyle bir durumda, çevreden gelen eleştirilere veya uyarılara karşı aşırı duyarlı hale gelir, her şeyi büyütüp kendinize dert edinirsiniz. Bütün bunların sonucunda; hem çevrenizle hem de eşinizle olan ilişkilerinizi zorlayabilirsiniz.
Fiziksel kaygılar
Hamilelik, kadınlığınızın en iyi temsil edildiği dönem olmakla birlikte, doğal bir süreç olarak, fiziksel görünümünüzü de bozar. Bu da, aynalara küsmenize, eski halinizi git gide daha çok özlemenize neden olabilir. Büyüyen karnınız, şişen vücudunuz, sürekli sizi rahatsız eder. Önceden giydiğiniz kıyafetlerinize bakıp, asla eskisi gibi olmayacağınızı düşünür, çaresizliğe kapılırsınız. Bunun sonucunda; kadın kimliğinizi geri plana iterek, kendinizi yetersiz hissedebilirsiniz.
Sürekli yorgunluk
Bedeninizin tüm fizyolojik yapısı, bu dönemde değişir. Hamileliğiniz süresince meydana gelen yorgunluk, halsizlik hissi, uyuma ihtiyacı, hareketlerin yavaşlaması gibi durumlar, ruh sağlığınızı olumsuz yönde etkileyerek sosyal ortamlardan uzaklaşmanıza neden olabilir. Bu da, ister istemez hayatınızda değişimlere yol açacaktır. Günlük, rutin işleri bile yapamaz hale gelmeniz, sizi üzmemeli ve bunun geçici bir süre olduğunu unutmamalısınız. Bu etkenlerin yanı sıra, hamileliğe ne kadar hazır olduğunuz, hamilelik sonrası yaşam planlarınız, ekonomik durumunuz ve önemli olaylar da, ruh halinizde değişikliklere sebep olabilir.
Eşlerin anne adaylarına destek olması önemlidir
Hamilelik; hem fiziksel değişimlerin, hem de psiko-sosyal uyumun farklılaştığı bir dönemdir. Bu zaman diliminde yalnız anne adayları değil, babalar, hatta birinci dereceden yakınlar da süreçten etkilenirler. Hamilelik süresince ruh halinde değişiklikler meydana gelen, alınganlık gösteren, an an farklı duyguları tecrübe eden anne adayları için en önemli 3 adım;
Ruh halinizi kabul edin
Öncelikle bu ruh halini hemen hemen her anne adayının yaşadığını unutmayın. Sadece kendiniz yaşıyormuş gibi düşünürseniz hem yalnız hissedersiniz hem de sorunlar, içinden çıkılmaz bir hal alır. Bu durumları, hamileliğin başka bir yanı olarak görmeyi başarabilirseniz, yaşadığınız ruh değişimlerinde kendinize karşı daha anlayışlı olursunuz.
Eşinizle iletişiminizi doğru kurun
Eşinizle olan iletişiminizin güçlü yanlarını, hangi olay ve durumlarda sıkıntı yaşadığınızı çözmeye çalışırsanız, birbirinizle olan iletişiminiz hem daha açık olur ve hem de destek mekanizmanız çalışır. Bu da, hamilelik sürecinizin kolay ve huzurlu geçmesine yardımcı olur.
Anne adaylarından destek alın
Benzer sıkıntılar yaşayan diğer anne adayları ile bir araya gelebilirsiniz. Bu şekilde, hem kendinizi daha anlaşılır hissedersiniz hem de bu dönemde başkalarına fikir ve yardım önererek, aslında kendinize yardım etmiş olursunuz. Unutmayın anlattıkça, paylaştıkça yükünüz azalacak ve kendinizi kuş gibi hafif hissedeceksiniz.
Eşinize düşen görevler
Eşiniz, değişen ruh haliniz karşısında, size karşı sabırlı olmalıdır. Duygularınızı önemseyip, bu süreci beraber atlatmak için çaba göstermesi gerekir. Size, “Abartıyorsun!” gibi ifadelerde bulunup, sıkıntınızı görmezden gelirse, psikolojinizi olumsuz etkileyebilir. Bu durumda, sıkıntınızın ne olduğunu anlamaya, size yardımcı olmaya çalışması, ikiniz içinde faydalı olacaktır. Şimdi size bazı tavsiyelerimiz olacak;
• Eşinizle birlikte yürüyüşe çıkın; fiziksel egzersizlere birlikte çıkmanız, paylaşımlarınızı arttırır. Böylece kendi yaşadığınız değişimlere, eşiniz de ortak olur.
• Eşiniz, size destek olurken, hamilelik öncesindeki durumunuzdan örnekler vermemeli, “Eskiden böyle değildin sen.” gibi söylemlerde bulunmamalı, “Ne var bunda bu kadar ağlayacak?” gibi yargılamalardan kaçınmalıdır.
• Eşinizle iletişiminizi kuvvetli tutmalısınız. Sergilediğiniz alınganlık, sinirlilik, tahammülsüzlük gibi durumlarda eşiniz yanınızda olursa, hamilelik sürecinizin keyifli yanlarını daha çok paylaşırsınız.
• Bu dönemde, beraber ortak hobiler edinin. Sevdiğiniz, eğlenceli alanlarla uğraşmanız; keyifli zamanlar geçirmenize ve ruh halinizdeki değişimleri tolere etmenize yardımcı olacaktır.
• Yoga, meditasyon gibi hem bedeninizi hem de zihninizi rahatlatan aktivitelere katılın.
• Gündüzleri kısa uykulara yatın. Bu, gün boyu sizi daha dinç kılar.
• Eğer eşiniz “Neden bu kadar alıngansın?” diyorsa, sizi anlaması için ona bilgilendirici kitaplar okuyabilirsiniz.
Ne zaman uzmana danışmalısınız?
Yaşadığınız ruh değişimleri, içe kapanma, ağlama krizleri, iştah ve uykuda belirgin, uzun süren ve doktorun uyardığı değişimler, eşinizle aranızdaki gerginlik ve sıkıntının artması gibi durumlarda, bir uzmandan yardım almanız gerekebilir. Ruh sağlığınız hem sizin hem de doğacak bebeğinizin sağlığını etkileyeceğinden, bir uzmandan yardım almanız hem size yol gösterici olur hem de hamilelik ve doğum sonrası sürecinizin, iyi geçmesine imkan sağlar.