AKP'li Dudu Özkal'dan çocuk istismarı yorumu: Herkes çocuğuna sahip olabilseydi bu sapkınlıklar yaşa

Öyle. Benim genç kızlığımdan itibaren ne arkadaşlarıma ne flörtlerime karıştı ailem. Elbette, kurallarımız vardı, sınırlarımız vardı. Ama yasakla günahla değil, doğruyla, güvenliyle öğrettiler bana.
İlk gerçek sevgilim olduğunda 16 yaşındaydım, annem çağırdı, ağırladı, tanıştı. O benim için yasak olduğu için cazip olmaktan çıkmıştı mesela. Ben annemle de babamla da hep sevgililerimi, arkadaşlarımı rahatça konuştum. Biz de hep tek bir şey vardı "sorumluluklarını bil, taşıyamayacağın bir şey yapma." Bu kadar. Taşıyamayacağım şeyin ne olacağı tamamen benim kararımdı.
Hiç başı boş değildim ama hep serbesttim.
Ve hep canımdan öte arkadaşlarım oldu, kız ya da erkek.
Bir öğretmenimiz vardı, lisedeydim. Yobazın sözlük anlamıydı kadın. İki de erkek arkadaşım vardı, arka sıralarda otururlardı, onların arasına otururdum bazı derslerde. Ve bunu anneme söylemiş. Kızınız erkeklerin arasına oturuyor diye. Annem de dersi aksatıyor, size saygısızlık yapıyor mu? diye sormuş. Yok hayır, çok iyi bir öğrenci ama iki erkeğin arasına oturuyor. Demiş.
Annem de kalaylamış tabii, ben çocuğuma arkadaşlık kavramını öğrettim.Arkadaşın kızı erkeği olmaz diye öğrettim. Size bir terbiyesizliği yoksa, arkadaşlarının cinsiyeti sizi ilgilendirmez diye. O dönem çok korkmuştum dersten kalıcam sanmıştım
Ama genel olarak toplumda arkadaşlık kavramı cinsiyet üzerine kurulu. Ben sevgilisini kendi arkadaşlarıyla, kızlarla, tanıştırmayan kadın tanıyorum. Neymiş, aklına karpuz kabuğu düşmesinmiş.
Sen bu kadar mı basitsin. Sen her gördüğün erkeğe "yazıyor musun?" da sevgiline bunu yakıştırıyorsun ve nasıl dönüp arkadaşım dediğin o kadınlara gülebiliyorsun, sonra.
Bunlar hep birbirinden farklı gibi görünüyor ama bence hepsinin ucu bir şekilde bağlı
.
 

dün "Love, Rosie" filmini izledim, İngilterede çekiliyor.
çok çok çok değişik geldi aile yapısı,
gerçekten kız çocuklarına hiç baskı yok, ben öyle bir dünyayı hayal bile edemiyorum şahsen, o yüzden film bana bildiğin fantastik geldi.
baskılara karşıyım ama o kadar baskıcı bir şekilde büyütüldük ki, kızıma veya oğluma bu kadar serbesti tanıyabileceğimden emin değilim...
 
Yani serbestiden ne anladığına bağlı. Örneğin ben ailece görüştüğümüz arkadaşlarım dışında kimsede yatılı kalamazdım. Ama sebebini bilirdim de. Bana her şey anlatılırdı. Anlayabileceğim şekilde.
Konsere de giderim, eğlenmeye de çıkardım ama kesin bir kuralımız vardı, yalanım yakalanırsa bir daha asla.
Çocuğum olursa umarım ailemin beni yetiştirdiği şekilde yetiştirmeyi başarabilirim.
 

zaten sorun orada, benim serbestiden anladığım mesela rosie'ye göre evden kaçıp intihar etme sebebi bile olabilir :)

neyse izlesene filmi romantik seversen.

hem esas oğlan da baya baya iyi
 
zaten sorun orada, benim serbestiden anladığım mesela rosie'ye göre evden kaçıp intihar etme sebebi bile olabilir :)

neyse izlesene filmi romantik seversen.

hem esas oğlan da baya baya iyi
Dur bi yarın bakayım filme
Ahahaha hadi ya o kadar mı "serbesti"
 
yani, kendimi geliştiriyorum ama.
belki benimkiler ergenliğe eriştiklerinde biraz daha olumlu olabilirim.

allahtan ilk doğanım erkek, şahsen bazı şeyleri direk eşime yıkmayı planlıyorum, o karar versin
Süper çözüm Bence bebeleri toptan erkeklere itelemeliyiz
 
yani, kendimi geliştiriyorum ama.
belki benimkiler ergenliğe eriştiklerinde biraz daha olumlu olabilirim.

allahtan ilk doğanım erkek, şahsen bazı şeyleri direk eşime yıkmayı planlıyorum, o karar versin
goha, ben serbest bir babanın, ayıp günah, kız kısmı böyle konuşmaz, bunları yapmaz diyen bir annenin kızıyım, serbestlikler vardı ama görülmez duvarlarla örülmüş sınırlarda vardı, haliyle büyüdüğümde bende görülmez duvarları olan biriydim, çocuk olunca tüm sınırlarını, müsade etmem dediğin konuları bile yeniden gözden geçirmeye başlıyorsun.

Ben kendimi öyle bir aştım ki sende aşarsın
 
Ben de "serbest" büyüdüm, hala "serbest" yaşıyorum.

Gece arkadaşlarımla çıkarım, eve geç saatlerde gelirim mesela. Ama annem (babamdaysam da babam) nerede, kimlerle olduğumu bilir, onlara bilgi vermeden başka mekana geçmem, yanımda da kim var dersem o vardır. Facebookta, instagramda her şeyim annemlere açıktır. Nerelerde olduğumu görürler.
Kızlı erkekli babama gidip tatil de yaptık, yakın erkek arkadaşlarım evimde de kalır. Hatta öyle ki eğer akşam bana gelecekse "alkol alınca araba kullanmayayım, sende kalırım" diye benden teklif beklemeyecek yakınlıkta arkadaşlarım var, çünkü yakın arkadaşım. Bir erkekle bir kadın aynı çatı altında yalnız kalınca birbirinin üstünü parçalamıyor.

İnsanlara bu çok serbest, başıboş gibi geliyor ama tam aksine aslında. Bak benim annemin fiilen tanımadığı çok az arkadaşım vardır, fiilen tanımadıklarını bile ismen mutlaka bilir. Nerede, kimleyim bilir. Hayatımda gizli saklı hiçbir şeyim yok.
Annem, babam, dayım... Hepsi facebooktan her şeyimi görür. Bizde en önemli şey güvendir. Annem babam bana güvenir. Ben arkadaşlarımla gittiğim bazı barlara annemle de giderim mesela, ya da babama gittiğimizde bize "şuralara gidin" diye babam mekan önerir. Ve bilirler gittiğim yerin de, beraber gittiğim insanların da düzgün olduğunu. Abuk sabuk şeyler yapmayacağımı, zil zurna sarhoş olmayacağımı.

Ha böyle olunca ne oluyor? Bir şeyi yapmamamı, bir yere gitmememi veya biriyle görüşmememi isteyip açıkladıklarında ben de onlara güvenip yapmıyorum. Çünkü biliyorum ki bir şeyi istemiyorlarsa gerçekten sebepleri vardır.

Benim kadar "serbest" bir ailesi olmayan kaç kişinin her şeyini ailesi bu şeffaflıkta biliyor acaba?
 

Aile içi bu şeffaflık ve sürekli diyalog içinde olmak en sağlıklısı bence, anne baba şununla görüşme dediğinde evlat ebeveynlerinin haklı gerekçeleri olduğunu biliyor, karşılıklı bir güven oluşuyor çünkü yıllar içinde.

Ailelerinizi tebrik ediyorum helal olsun, maalesef günümüzde her aile bu dengeyi kuramıyor, çocuklar çoğu şeyi ailelerinden saklıyor, gizli kapaklı yapıyor, bir yanılgıya düştüklerinde hatalarını telafi için yeni hatalar yapıp iyice çıkmaza giriyorlar ne yazık ki

Anne-babalar evlatları için tabularını yıkmak zorunda.
 

aynen, şu dediğinize o kadar çok şahit oluyoruz ki, sadece 3. sayfa haberlerine bakmaya gerek yok.

bdv tam olarak bunlarla dolu bir yer.

en büyük korkum benim de, tabuları yıkmak gerektiğine yürekten katılıyorum, bu devirde onu yapma bunu yapma diyerek çocuk büyütülmez.
 
+1
Bir serbest de benim. Çocukluğum belli bir döneme kadar şımarık geçti desem yeridir.
Sonra bir duraklama dönemi oldu, çünkü kardeşim doğdu. Sonra bir dönem annemin zor kişiliği ile savaştım
Onu giyme, bunu giyme, onu yapamazsın demedi gerçi hiç. Aktivitelere katılmamı desteklerdi hep, gelip en ön sıradan izlerdi bile. Sadece ders çalış diye baskı yapardı.
Sonra kendisi bir aydınlanma yaşadı. Ben 20 yaşına bastığımda oldu galiba, sen her şeyi başarırsın, ben sana karışmıyorum artık dedi. O gün bugündür de karışmaz. Eve 12'de de girdim, hatta hiç gelmediğim de oldu. Ama hepsinde annemin nerede olduğum ve kimle olduğumdan haberi vardı. Yalan söylemem o konularda ben.
Erkek arkadaş mevzularında da aynı şekilde. Hatta geçen sordu, kızım bir sorun mu var niye sevgilin falan yok dedi
Ben güven verdim, o da güvendi kısacası. Ama kökten böyle değildi. Son 3 senedir ilişkimiz böyle.
Ayrıca çalışan bir annenin kızıyım ben, istesem haber vermeden lise dönemlerinde falan nerelere gidebilirdim. Çünkü beni evde bekleyen kimse yoktu hala yok.
 
bu hanım ablayı takibe aldım,bakalım ne kadar yükselecek
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…