• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

AKP Mitinginde "Hırsız Var" Pankartı Açan Genç...

nobody

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
15 Mart 2013
3.140
132
0
Antalya
AKP'nin Osmaniye mitinginde, elindeki 'Hırsız Var' pankartını açan bir kişi sivil giyimli kişiler tarafından darp edildi.
Erdoğan sahnede konuşurken elindeki pankartı kaldıran kişiye, önce çevredekiler müdahale etti. Eylemci, çevredeki sivil giyimli kişilerin müdahalesiyle pankartı indirmek durumunda kaldı. Ardından çevredeki sivil giyimli birkaç kişinin tartakladığı eylemci, apar topar miting alanından çıkarıldı. Miting alanından hızla uzaklaştırılan eylemci, gözaltına alındı.


http://video.sozcu.com.tr/izle/x1efr8c/


Not: Hatırlayanlar olur belki Galielio, dünyanın döndüğünü söylediği için kilise tarafından idama mahkum edilmişti. İşte bu gençte "hırsız var" demenin suç olduğu ortamda korkusuzca "hırsız var" demiştir.... Dönemin bence Galileo'sudur :)
 
Denizli Barosu’na kayıtlı avukat Uğur Şimşek, önceki gün miting için Denizli’ye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Valiliğe geçtiği sırada ayakabı kutulu protestoda bulunması nedeniyle polislerin bürosunu basılarak gözaltına alındığını belirterek “Başbakan hakkında ve korumaları hakkında benim konut dokunulmazlığım ihlalden, ruh sağlığımın bozulmasından kendilerinden şikayetçi olacağım” dedi.

“YAZACAK SUÇ BULAMADILAR”
Siren seslerinin duyduktan sonra “Bu ülkede teröristlerin bile hakkı olduğunu düşünerekn kendimde bir tepkide bulunmak İstedim” diyen Şimşek, “Aklıma ayakkabı kutusu geldi. Büroda ayakkabı kutusu var mı diye baktım. Daha sonra bir tane ayakkabı kutusu elime geldi. Ayakkabı kutusunu alıp salladım, gösterdim. Kaldırımda kimse olmayınca kaldırama salladım. Sonra kar maskeli bir tane nişancı döndü bana ‘seni gördüm’ dedi. Ben de bozkurt işareti yaptım” diye konuştu.


BAŞBAKAN VE KORUMALARI HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM
“Neticede bu bir suç ise eğer ki böyle bir suç yok” diyen Şimşek şöyle devam etti:
“Suç ise eğer çekmeye razıyım. Ondan sonra aşağıdan güm güm diye sesler gelmeye başladı. Ben kapının önüne çıktım. Kapının önünde beklemeye başladım. Kapının önünde beklerken birden iri yarı üç beş kişi kapının önünde belirdiler. Ben hemen kapıyı ittirmeye kalktım. Çünkü normal şartlarda mücadele edeceğim tipler değil, konuşabileceğim insanlar da değil. Kapıyı ittirmeye kalkınca kapıyı zorladılar ve zorla ittirerek içeri girmeye kalktılar. Karga tulumba kollarımdan girip nereye götürüyorlardı bilmiyorum. Emniyete yada karakola götürür gibi bir halleri yoktu. Öyle birşey olsa gel kardeşim emniyette ifadeni ver deseler ben şundan, bundan karakolda ifadeden korkacak adam değilim. Neticede kendimde hukukçuyum, avukatım zaten. Giderim ifademi veririm paşalar gibi gezerim. Öyle bir halleri yoktu zaten. Eşim ve çocuğum da var zaten burada. Eşim fenalık geçirdi burada yere düştü. Sonrasında arkadaşlardan yetişenler oldu. Daha sonda bekçi ve avukat arkadaşımız o esnada geldi. Denizli’nin kendi emniyet asayiş ekibi geldi. Onlar geldikten sonra bunlar olayın büyüyeceğini anlayınca dışarı çekildiler. Denizli emniyetindeki arkadaşlarda sağ olsun benim kendi ülkücü dostlarım olsun, avukat arkadaşlarım olsun hepsinden Allah razı olsun. Kendileri geldiler beni sakinleştirdiler, karakola götürdüler daha sonrasında. İfademizi verdik. Başbakan hakkında ve korumaları hakkında benim konut dokunulmazlığım ihlalden, ruh sağlığımın bozulmasından kendilerinden şikayetçi olacağımı bildirdim.”


KARAKOLDA YAZACAK SUÇ BULAMADILAR
Götürüldüğü karakolda kendisiyle Terörle Mücadele ekiplerinin ilgilendiğini söyleyen Şimşek, “Bu memlekette her türlü terör yapılırken tek suçumuz vatanı sevmek iken benimle ilgilenenler Terörle Mücadele ekipleri oldu. Orada polisler yazarlarken yazacak suç bulamadılar. Dediler ki protesto yapmak yazalım protesto yapmak diye bir suç yok, çıkmıyor. Dedim ki ‘vatanı sevmek yazın’ dedim. ‘Eğer vatanı sevmek diye bir şuç varsa vatanı sevmek yazın’ dedim. Biz bu memlekette üç beş kuruşun peşine düşmedik, kimse için kimsenin peşinden koşmadık. Yaptığımız sadece burada Başbakan’a gül atmak yerine ayakkabı kutusu göstermek oldu. Başka hiçbir şey değil” dedi.


KUTU KARAKOLDA
Pencereden sallayıp daha sonra kaldırıma attığı ayakkabı kutusunun daha sonra karakola götürüldüğünü ifade eden Şimşek, “Suç eşyası olduğu için el koydular, daha sonra herhalde bize iade ederler onu” diye konuştu.


“HAKKIMIZI SAVUNMAKTAN EĞER ACİZ İSEK EĞER BİZ BU AVUKATLIĞI BOŞUNA YAPIYORUZ DEMEKTİR”
Bu memlekette herkese açılım yapıldığını belirten Şimşek şöyle devam etti:
“Biz bu memlekette göreve başlarken kimsemiz yoktu sağımızda solumuzda. Hiç bir kimsenin çıkarına yada üç beş kuruş gelecek diye yanına gidip hizmet etmedik, kimseye de sığınmadık, kendi rızkımızın peşinde koştuk. Tek gayemizde; ailemize, vatanımıza, milletimize hizmet etmekti, hala da öyle. Bu memlekette herkese açılım yapıldı. Teröristine bile haklar verildi. Biz şurada kendi hakkımızı savunmaktan eğer aciz isek eğer; biz bu avukatlığı boşuna yapıyoruz demektir. Eğer ki Türk milliyetçiliği de ayaklar altına alındıysa yapacak başka bir şey kalmamış demektir. Bizim sadece burada yaptığımız bir tepki ortaya koymaktı. Başbakan eğer bunu kaldıramayacak kadar aciz bir duruma düştüyse ne demokrasiden bahsedile bilinir ne insan haklarından bahsedile bilinir ne de hukuktan bahsedile bilinir. Memleketin gelmiş olduğu durum bu dur. Ama elbette ki yüksekte yer tutanlar alçakta yer tutanlar kadar emniyette değillerdi. Onlara o vekaleti verenler yine Türk milletidir, gerektiği zamanda o vekaleti almasını bilecektir. Bizim amacımız asla siyaset yapmak değil. Biz sadece vatanı sevdik, milleti sevdik o ay yıldıza gönül verdik. Başka hiçbir şeye değil.”


BARO BAŞKANI İLHAN: POLİS ORAYA GİREMEZ
Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan ise avukat bürolarının yasal güvence altında olduğunu belirtip, polisin elini kolunu sallaya sallaya giremeyeceğini, arama yapamayacağını söyledi. İlhan, “Bir avukatın bürosuna polis ancak baro temsilcisi ve Cumhuriyet Savcısı nezaretinde girebilir ve arama yapabilir. Bunun dışındaki her durum hukuksuzdur. Olayı haber alır almaz, bir baro temsilcisini büroya gönderdik. Ardından karakoldaki işlemlerin takibini yaptık. Ancak bir avukatın ifadesini sadece Cumhuriyet Savcısı alabileceği için ifade vermedik. Sürecin bundan sonra da takipçisi olacağız” dedi.
DHA


http://sozcu.com.tr/2014/gunun-icinden/sen-misin-ayakkabi-gosteren-465079/
 
hırsız var yazmış masumane :ssz: neden üstlerine almışlar ki.. isim de yazmıyor ki :27::27:

bence bir komplo :ssz::ssz::ssz:
 
Parti mitinglerinde muhalif düşüncelerin sloganları , pankartları üst üste gelmeye başladı . Umarım zincirleme devamı gelmez .

Sarıgül mitinginde yuhalama , Erdoğan mitinginde pankart ... Ha benim pollyanna anlayışıma göre mitinglere tarafın kadar karşı tarafında gelebilmeli , zaten seni seçeceği belli adamların meydanlarda toplanması sadece gövde gösterisi , desteklemeyen de gitsin bence .

Ama siyasi ortam çok gergin , biri gidip yuhluyor , itilip kakılıyor , diğeri gidip pankart açıyor tartaklanıyor .

Çünkü orada konuşan kişiye siyasi lider olarak değil , hayran hayran izleyen kitle var , Şükrü Saraçoğlunda şampiyon Galatasaray pankartı açmak gibi :52:
 
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın Osmaniye’deki mitinginde açtığı ’Hırsız var’ pankartı sonrası gözaltına alınıp salıverilen 35 yaşındaki İbrahim Alıcı, başbakanın korumaları tarafından dövüldüğünü öne sürdü. Vücudundaki morlukları gösteren Alıcı, "Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler" dedi.

Dün Devlet Bahçeli Bulvarı’ndaki Başbakan Erdoğan’ın mitingine üzerinde ’Dikkat. İtinayla yürütme yapılır’ yazan ve ampul bulunan tişörtle giden eski uzman çavuş İbrahim Alıcı, Başbakan Erdoğan konuşmaya başladıktan sonra yanında getirdiği ’Hırsız var’ yazılı pankartı açtı. Partililer tarafından tartaklanan Alıcı, polis tarafından gözaltına alındı.

SUÇU, KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET

Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde kamu görevlisine hakaret suçundan ifadesi alınan Alıcı, daha sonra cumhuriyet savcısının talimatıyla tutuksuz yargılanmak üzere dün saat 23.30’da serbest bırakıldı.

’BAŞBAKAN’A GÖTÜRÜLMEYİ İSTEDİM’

2000 yılında Siirt’te muvazzaf jandarma uzman çavuş olarak görev yaptığını ve 2003 yılında da ’Yetersizlikten’ dolayı görevine son verildiğini belirten Alıcı şunları söyledi:

"10 yıl önce evlendim ve 1’i kız 2 çocuğum var. Geçimsizlikten dolayı 2013’te eşimden ayrıldım. Yıllardır taksicilik, güvenlik, garsonluk gibi günübirlik işlerde çalışarak geçimini sağlamaya çalıştım ve son 2 yıldır da işsizim. Başbakanımıza defalarca ulaşmaya çalıştım. Başbakanımızın korumaları aracılığıyla ona ulaşıp ’iş imkanı bulurum’ diye bunu yaptım. Korumaların beni başbakanın yanına götüreceğini düşünerek bu eylemi yaptım ama emniyete götürüldüm. Maalesef amacıma ulaşamadım."


EMNİYETTE KAFAMA SİLAH DAYADILAR

Amacını emniyetteki ifadesinde de söylediğini belirten Alıcı, emniyette götürülmeden önce kendisinin Başbakan Erdoğan’ın konuştuğu platformun arkasında bulunan bir minibüse bindirildiğini söyledi. Vücudundaki morlukları göstererek başbakanın korumalarının kendisini dövdüğünü iddia eden Alıcı, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Olaydan sonra başbakanlık koruma polisleri tarafından darba ve işkenceye maruz kaldım. Pankart açtıktan sonra alandaki iki kişiden yumruk yedim. Bunlar zaten kamera kayıtlarında mevcuttur. Beni başbakanımızın konuştuğu platformun arka tarafındaki minibüse bindirdiler. Üç dört tane başbakanlık koruma polisleri de binip elimi arkadan kelepçeleyip yaklaşık 45 dakika, bir saat kadar copla dövdüler. Darp raporlarımız mevcuttur. Hastaneden darp raporu aldık ama hastane polisi ’Raporu savcılıktan alırsın’ diyerek bana vermedi. Başbakanlık koruma müdürü emniyete geldi, ’Kesinlikle şikayetçi olmayacaksın, sonun iyi olmaz’ diye tehditte bulundu. Ben de davacı olacağımı belirttim. Kafama silah dayayıp, silahın horozunu çekip çekip bıraktılar. Heyecan yarattılar. Cop hiç durmadı baldırlarıma kollarıma vurdular, açık ve seçik bir şekilde işkence gördüm. Bunlardan şikayetçi olacağım. Bunlara yetki verilmese böyle bir şey yapmazlardı."
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25937471.asp
 
Back