Akademik kariyer derdim

Konu sahibi arkadasim başlangıç maasini onemsedigin icin boyle bir arayışa yoneldigini anladim yorumlardan. Ozel sektorde calismadim, ama bildigim kadariyla ilerledikce maddi getirisi artiyor. Bizde umvanini yukseltmek icin oyle boyle degil bildigin hayatini koyuyorsun ortaya ama maksimum 300 lira oynuyor. Yani demem o ki aclik icinde degiliz cok sukur ama asla para icin yapilacak is değildir. Bilim aski icin yapilacaksa keyif verir. Otesi zulumdur.
 
iş bankasında düz memurlar brüt 1500 mü alıyorlar. nettir bence o ya. çok düşükmüş. şaşırdım. düz memurlar kimlerden oluyor. iş bankasında çalışan tanıdıklarım var da hiç bilmiyordum maaşlarını merak ettim.:KK22:
Düz memur derken hem yıl olarak kıdemsiz olup hem herhangi bir tazminat almayanları kastettim ben. Demin ablamla konuştuk konuyu görünce bu rakamları verdi. Net 1000 civarı alıyorlar ikramiyesiz dedi ama işte tazminatlarla yükseltme şansları var.
 
Konu sahibi arkadasim başlangıç maasini onemsedigin icin boyle bir arayışa yoneldigini anladim yorumlardan. Ozel sektorde calismadim, ama bildigim kadariyla ilerledikce maddi getirisi artiyor. Bizde umvanini yukseltmek icin oyle boyle degil bildigin hayatini koyuyorsun ortaya ama maksimum 300 lira oynuyor. Yani demem o ki aclik icinde degiliz cok sukur ama asla para icin yapilacak is değildir. Bilim aski icin yapilacaksa keyif verir. Otesi zulumdur.
Maaştan dolayı değil tamamen merak ve fikir alma amacıyla açtım konuyu. En düşük maaş bile işsizlikten iyidir bence.
 
bakin yanlis anlamayin ama akademisyeni öğrenciler liseden kalan kafayla ogretmen gibi görür. Bazen benim ogrencilerim de bizim tatilimiz olmadığını duyunca afalliyorlar.ama gercek bu. Sadece 20 gun yaz doneminde yillik izin var. Kisin ben nikah iznimi bile kullanamadim islerden dolayi. Ha bu demek degil ki tum mesaiyi okulda geciriyorum. Yine bazen ogrenci bizi okulda gormeyince oh ne kiyak is diye icinden gecirirken biz ya calistaya girevlendirilmis, ya alan araştırmasına cikmis, ya nitel gorusme icin zorla buldugumuz orneklemlerinden pesinde kosuyoruzdur. Ha her meslekte oldugu gibu bizin meslekte de vardir hileye basvuranlar, isten kaytaranlar. Ama bunlarin sistem icinde uzun sure tutunmasi mumkun degil. Ornegin ben haftanin belli gunleri okula gitmiyorum, ama evde de yatmiyorum. Ilceleri tek tek kendi param ve imkanimla gezip tezim icin mulakat yapip halki bilinclendiriyorum. Eve gece dondugum hatta eli bos dondugum bile oluyor. Akademisyenseniz, isiniz hayatiniz, hayatiniz isinizdir. Zannediyorum sadece ders programini takip edip isi biten, yazin tatil yapanlar okutmanlardur sadece. Onlar da kisisine gire degisir.
 
ben de size bir şey sorabilir miyim? şimdi araştırma gör.liği için üniversiteler sıralama yaparken yds puanını, ales puanını, ortalamayı ve bilim sınavı puanını dikkate alıyorlar ya. bu bilim sınavı tam nasıl oluyor?

mülakat demişsiniz ya? bazı üniversiteler mülakat mı yapıyorlar? benim bildiğim bazıları normal kağıt kalem sınav yapıyorlar da acaba sonrasında mülakat da yapıyorlar mıdır?
canim bana sormadin ama cevaplayayim. Bilim sinavi denilen sey iste o kagit kalemle yapilan sinavdir. Mulakat yasal degil. En fazla tanisma havasinda bir mulakat olabilir, size akademik sorular da sorulabilir ama aslalon sinav kagidinizdir, tabi ben olmasi gerekeni anlatiyorum. Yoksa sizi begenmedilerse kagidinizin iyiligi de yetmiyor bazen. Neyse dedigim gibi hukuksal olan ve olmasi gerekenden bahsetmeye devam edersek oncelikle alesin yuzde 60 i, yds nin yuzde 40 alinarak basvuranlar arasindan ilk 10 kisi bilim sinavina girmeye hak kazanir. Sonrasinda da ortalamalar tekrar sınavla birlikte hesaplanir. Onlarin da oranlari farkli farkli her tur alim icin.
 
Ogretim uyesiyim. Akademik kariyer yapmak istiyorsaniz oncelikle akademik calismalardan hoslanmaniz ve surekli kendinizi gelistirmeniz gerekli. Yilda 2-3 ay tatiliniz yok, bu yanlis. Oncelikle nasil bir is istiyorsunuz ona karar verin. Akademik kariyer icin yuksek lisans ve doktora yapmalisiniz. Canta tasima olayini yasamadim, kimseye de cantami tasitmadim, boyle bir seye de sahit olmadim. Oncelikle yuksek lisans yapmalisiniz. Yuksek lisansinizi yaparken arastirma gorevlisi de olmak isterseniz bunun icin sinava girmeniz gerekir. Eger kendi imkanlarinizla yuksek lisans yapmak istiyorsaniz o da olur. Sonra doktora yapiyorsunuz. Doktoradan sonra postdoc da yapabilirsiniz ya da kadro bulabilirseniz yrd. Doc. Olarak goreve baslayabilirsiniz.
yahut oyp ye de basvurabilirsiniz master yaparken.
Hic kadro bulamazsaniz disardan docentlik sinavini verip docent olduktan sonra kadro ararsiniz.
Akademik kariyer demek sadece ders vermek degildir. Bir akademisyen hem derslere girer hem de kendi calismalarini surdurur. Cunku yayin yapmak zorundadir. Disardan gorundugu gibi degildir. Ayrica her sene yilda bir kac defa performans degerlendirilmesi yapilir. Kac yayin cikardiginiza bakilir. Kongre ve seminerlere katilip yaptiginiz calismalari sunmaniz da gerekir. Disardan gorundugu gibi degildir. iyi bir akademisten olmak istiyorsaniz ve de mesleginizi seviyorsaniz ozverili olmalisiniz. Hatta cogu zaman evde de calisir akademisyenler. cunku surekli yayin cikarmak icin yenilikleri takip etmek zorundadir. Yayin cikarabilmek icin de okudugu makaleyi anlayabilmek ve makale yazabilmek icin yabanci dil sarttir.
Kisacasi akademisyenlik bilim ve ilime bir sey katabilmek icin yapilir. Duz memurluktan cok cok farklidir. Gercekten bilim insani olmak isteyen birinin yapabilicegi bir istir.
 
bakin yanlis anlamayin ama akademisyeni öğrenciler liseden kalan kafayla ogretmen gibi görür. Bazen benim ogrencilerim de bizim tatilimiz olmadığını duyunca afalliyorlar.ama gercek bu. Sadece 20 gun yaz doneminde yillik izin var. Kisin ben nikah iznimi bile kullanamadim islerden dolayi. Ha bu demek degil ki tum mesaiyi okulda geciriyorum. Yine bazen ogrenci bizi okulda gormeyince oh ne kiyak is diye icinden gecirirken biz ya calistaya girevlendirilmis, ya alan araştırmasına cikmis, ya nitel gorusme icin zorla buldugumuz orneklemlerinden pesinde kosuyoruzdur. Ha her meslekte oldugu gibu bizin meslekte de vardir hileye basvuranlar, isten kaytaranlar. Ama bunlarin sistem icinde uzun sure tutunmasi mumkun degil. Ornegin ben haftanin belli gunleri okula gitmiyorum, ama evde de yatmiyorum. Ilceleri tek tek kendi param ve imkanimla gezip tezim icin mulakat yapip halki bilinclendiriyorum. Eve gece dondugum hatta eli bos dondugum bile oluyor. Akademisyenseniz, isiniz hayatiniz, hayatiniz isinizdir. Zannediyorum sadece ders programini takip edip isi biten, yazin tatil yapanlar okutmanlardur sadece. Onlar da kisisine gire degisir.
Kışın izinden bahsetmedim zaten ama yazın bizim bölümde yaz okulu dersi verenler hariç hoca moca olmaz daha nasıl anlatayım size bilemedim ki...Akademisyen değilim ama 10 yıldır aynı ünide,aynı bölümde,aynı hocalarla yüksek eğitimimi sürdürüyorum,her hoca belli günlerde belli saatlerde okulda olur onun dışında hiçbirinin tozunu bulamazsın.Arada bir seminer-sempozyum vs çalışmaları yaparlar,bazılarının da danışmanlık işleri filan olur başka da birşey yapmazlar.Sizin ünide sizin bölümde öyleymiş bizimki de böyle ne yapalım yani?
 
Ogretim uyesiyim. Akademik kariyer yapmak istiyorsaniz oncelikle akademik calismalardan hoslanmaniz ve surekli kendinizi gelistirmeniz gerekli. Yilda 2-3 ay tatiliniz yok, bu yanlis. Oncelikle nasil bir is istiyorsunuz ona karar verin. Akademik kariyer icin yuksek lisans ve doktora yapmalisiniz. Canta tasima olayini yasamadim, kimseye de cantami tasitmadim, boyle bir seye de sahit olmadim. Oncelikle yuksek lisans yapmalisiniz. Yuksek lisansinizi yaparken arastirma gorevlisi de olmak isterseniz bunun icin sinava girmeniz gerekir. Eger kendi imkanlarinizla yuksek lisans yapmak istiyorsaniz o da olur. Sonra doktora yapiyorsunuz. Doktoradan sonra postdoc da yapabilirsiniz ya da kadro bulabilirseniz yrd. Doc. Olarak goreve baslayabilirsiniz.
yahut oyp ye de basvurabilirsiniz master yaparken.
Hic kadro bulamazsaniz disardan docentlik sinavini verip docent olduktan sonra kadro ararsiniz.
Akademik kariyer demek sadece ders vermek degildir. Bir akademisyen hem derslere girer hem de kendi calismalarini surdurur. Cunku yayin yapmak zorundadir. Disardan gorundugu gibi degildir. Ayrica her sene yilda bir kac defa performans degerlendirilmesi yapilir. Kac yayin cikardiginiza bakilir. Kongre ve seminerlere katilip yaptiginiz calismalari sunmaniz da gerekir. Disardan gorundugu gibi degildir. iyi bir akademisten olmak istiyorsaniz ve de mesleginizi seviyorsaniz ozverili olmalisiniz. Hatta cogu zaman evde de calisir akademisyenler. cunku surekli yayin cikarmak icin yenilikleri takip etmek zorundadir. Yayin cikarabilmek icin de okudugu makaleyi anlayabilmek ve makale yazabilmek icin yabanci dil sarttir.
Kisacasi akademisyenlik bilim ve ilime bir sey katabilmek icin yapilir. Duz memurluktan cok cok farklidir. Gercekten bilim insani olmak isteyen birinin yapabilicegi bir istir.
malesef meslegimiz uzaktan cok yanlis anlaşılıyor. Saniyorlar ki kodroyu aldik, derse girdik olay bitti... az once esimin is yerinin iftari vardi mesela. Herkes ayni seyi soyledi. Ogrenciler de gitti yatis başlamıştır gozun aydin diye. Anlamiyorum yasamadan nasil yorum yapabiliyorlar. Sanki lise burasi, tek derdimiz öğrenci. Ben arastirma görevlisi yim. Ogrenciler benim isimin anca yüzde 30 unu olusturabilir. Ki o da mesaimin cogunu bitirdigi icin ben calismalarimi evde geceleri ya da yazin yapmak zorundayim. Yaz doneminde yayin icin, proje icin cabalamazsam onumuzdeki sene isten atilmayacagimi bile bilemem. Davulun sesi uzaktan hos geliyor... pisman miyim? Degilim. Isimi seviyorum, ogrenmeye, uretmeye, topluma ve insanliga deger katmaya asigim çünkü.
 
malesef meslegimiz uzaktan cok yanlis anlaşılıyor. Saniyorlar ki kodroyu aldik, derse girdik olay bitti... az once esimin is yerinin iftari vardi mesela. Herkes ayni seyi soyledi. Ogrenciler de gitti yatis başlamıştır gozun aydin diye. Anlamiyorum yasamadan nasil yorum yapabiliyorlar. Sanki lise burasi, tek derdimiz öğrenci. Ben arastirma görevlisi yim. Ogrenciler benim isimin anca yüzde 30 unu olusturabilir. Ki o da mesaimin cogunu bitirdigi icin ben calismalarimi evde geceleri ya da yazin yapmak zorundayim. Yaz doneminde yayin icin, proje icin cabalamazsam onumuzdeki sene isten atilmayacagimi bile bilemem. Davulun sesi uzaktan hos geliyor... pisman miyim? Degilim. Isimi seviyorum, ogrenmeye, uretmeye, topluma ve insanliga deger katmaya asigim çünkü.
Ogrenciler dersleri bitince giderler. Onlar bizim geceleri yaptigimiz calismalari gormedikleri icin sanirim boyle dusunuluyor. Aslinda gercekleri en iyi bir ogrenci doktora yaptiginda anlar. Tam olarak o zaman akademisyenligin ne oldugunu anlar. Yuksek lisansta ogrenci o kadar olayin icinde degildir cunku.
 
Kışın izinden bahsetmedim zaten ama yazın bizim bölümde yaz okulu dersi verenler hariç hoca moca olmaz daha nasıl anlatayım size bilemedim ki...Akademisyen değilim ama 10 yıldır aynı ünide,aynı bölümde,aynı hocalarla yüksek eğitimimi sürdürüyorum,her hoca belli günlerde belli saatlerde okulda olur onun dışında hiçbirinin tozunu bulamazsın.Arada bir seminer-sempozyum vs çalışmaları yaparlar,bazılarının da danışmanlık işleri filan olur başka da birşey yapmazlar.Sizin ünide sizin bölümde öyleymiş bizimki de böyle ne yapalım yani?
Bazi hocalarinizi bolumde gormemeniz onlarin calismadigi anlamina gelmez. Bizler bazen gorevlendirme aliriz. Calismalarimizi baska universitelerde de yapariz. Bu nedenle mesela 3 ay gorevlendirme alip baska bir universitede calismalarimizi devam ettiririz. Ornegin kendi yaptigim cslismalardan bahsediyim: bir bilesik sentezleyip o bilesigin o hastaliga iyi geldigini anlamam icin uygulamam gerekir. Bu bir ekip calismasidir. Bir kac universiteden konularinda uzman ogretim uyeleriyle once bir proje yazilir. Proje onaylanirsa o ekiple beraber calismalar baslar. Ekibin koordinasyonu da onemlidir. Bir taraftan da ders vermelerimiz devam eder. Calismalarimiz icin de bazen gorevlendirme iriz. Bu demek degildir ki evde yatiyoruz. Yurt disindaki universtilerde de calismalar yapariz. Sanirim disardan yanlis gozlemlemissiniz.
 
Bazi hocalarinizi bolumde gormemeniz onlarin calismadigi anlamina gelmez. Bizler bazen gorevlendirme aliriz. Calismalarimizi baska universitelerde de yapariz. Bu nedenle mesela 3 ay gorevlendirme alip baska bir universitede calismalarimizi devam ettiririz. Ornegin kendi yaptigim cslismalardan bahsediyim: bir bilesik sentezleyip o bilesigin o hastaliga iyi geldigini anlamam icin uygulamam gerekir. Bu bir ekip calismasidir. Bir kac universiteden konularinda uzman ogretim uyeleriyle once bir proje yazilir. Proje onaylanirsa o ekiple beraber calismalar baslar. Ekibin koordinasyonu da onemlidir. Bir taraftan da ders vermelerimiz devam eder. Calismalarimiz icin de bazen gorevlendirme iriz. Bu demek degildir ki evde yatiyoruz. Yurt disindaki universtilerde de calismalar yapariz. Sanirim disardan yanlis gozlemlemissiniz.
Yoo gayet iyi gözlemliyorum,okul harici bazısı dışarıda kendi bürosunda oluyor mesela,bazısı okuldan araştırma alanı için aldığı ödenekle Avrupa'nın katedrallerini filan geziyor,öyle sizin dediğiniz gibi gece yarılarına kadar çalışma yapanı ben daha görmedim.Yaparlarsa da o zaman genelde teslimlere sıkıştıkları zaman oluyor.
 
Çok teşekkür ederim, sanırım ilk etapta düşündüğüm şey para faktörü. Ben birazcık ne iş olsa yaparım kafasında bi insanım aslında, detaya inmek gerekirse orta veya ortanın üstü, düzenli bir geliri olsun herkes ister ama yükselmek de önemli. Yani ben mezun olunca özel sektörde yükselme imkanımın olduğu bir işe girersem mesela yükselmek için elimden geleni yaparım, tabi yeni mezun insana ilk etapta verilen maaşlar çok düşük, nasıl desem; benim öyle ütopik düşüncelerim yok, çevremde çok fazla görüyorum işte 4 sene okudum, 1000 tl'ye mi çalışacağım ben diyenleri. Şartlar böyle maalesef.

üzülerek söylüyorum ama önceliğiniz ekonomik durumsa akademisyenlikte hayalkırıklığına uğrayabilirsiniz.
tabii ki ülke şartlarına göre asistan maaşları şu an gayet iyi. bir de akademik teşvik meselesi var yaptığınız yayınlara göre maaşa ekleme vs...
kırıcı olmayı hiç istemem ama ben mi mesleğime çok anlam yüklüyorum bilmiyorum, maaş bordrosu ve mesai rahatlığı açısından konuya yaklaşmak bana hiç etik gelmiyor. amaç dışı geliyor.
amaç, bilime insanlığa hizmet edecek ürünler ortaya koymak mesleki eğitim vermek bakmayın böyle yönetmelik cümleleri gibi durduğuna, ciddi vicdani sorumluluktur bunlar
ha yaparsınız Türkiye'de bir çok akademisyenin yaptığı gibi oradan buradan kopyala yapıştırla makale yaz, öğrencileri çalıştır üstüne kon, ders programı yaparken takvimi karşına al resmi tatil günlerine ücret kesilmesin diye ders denk getirme, sok asistanları derse keyfine bak yaptırt okut sınavları... ama nerede kaldı vicdan?

bakın bunları söylememdeki maksat şu: elbette ki siz bu işin hakkını vererek yapanlardan olmak istiyorsunuz, şüphesiz böyle yolları tercih edecek bir insan değilsiniz amenna ama bu işin bazı zamanlar öyle yükleri var ki, ekonomik getiri ve mesai rahatlığı yeterli bir motivasyon olamaz
gerçekten çok sevmelisiniz bu işi, aklınıza sürekli üretecek birşeyler gelmeli, benim gibi sosyal bilimciyseniz çevrenizdeki her soruna çözüm önerisi getirecek akademik çalışma fikirleri üretmelisiniz. emek verdiğiniz bir çalışmada gerçekten bilime insanlığa bir fayda sağlayacak bir sonuç bulduğunuzda kalbiniz deli gibi çarpmalı.
motivasyonunuz bunlar olmazsa gerçekten işiniz zor :KK43: :KK43:

üniversiteye girdiğimden beri akademisyen olma tutkum vardı ve bu amacımın idealist dayanakları vardı. mezun olduktan iki sene sonra üniversiteye girdim. şu an asistanlığımın son demlerinde bir doktorum.
öyle bir iş ki bu, "sabah gideyim işimi bitirip eve döneyim ayaklarımı uzatıp tv izleyeyim" deme şansınız yok.
tabii ki harıl harıl makale yazmaktan bahsetmiyorum ama (ilk iki seneyi saymıyorum) tam beş yıl boyunca doktora tezimi düşünmediğim bir gün olmadı, son iki yıl boyunca tezime çalışmadığım bir tek gün olmadı ve tez bitimine son bir iki ay kalana kadar bir gece bile tam uyku uyumadım. (hiç uyunmadan geçirilen vampir geceler de cabası)
belki bahsettiğim bu takvimin sonlara doğru sıkıştırılmışlığı benim suçumdur ama doktora yapan arkadaşlar siz söyleyin, gerçekten psikolojiniz allak bullak olmadı mı? hayatınızın düzeni birbirine girmedi mi?
bu noktada akademisyenlik bana göre kafada bitmeyen mesai ve özveri demektir.
evet mesaim çok rahat, kaç gündür uğramıyorum okula. ama yeri geldi gece onbirlere kadar toplantı günde 7 tane sınav yaptım.
girmesi de çalışması da zor. arık ales ve yds puanları uçuyor not ortalaması da çok yüksek olmalı
akademisyenliğin en büyük gerçeği şu, eğer hakkını vererek saygın bir bilim adamı olmak istiyorsanız yükü ve sorumluluğu çok ağır ve bunu sadece sevgi ve tutkuyla tolere edebilirsiniz.

not: asistanın çanta taşıyıcısı olarak görülmesine ithafen: danışman hocaya ve kuruma göre değişir, 8 yıllık asistanlığımda ağa da bendim paşa da :KK53: danışman hocam başka fakültedendi ve sanırım bir iki kere ona özet çevirdim (rica minnet isterdi) bir de birlikte birkaç makale yazdık. kurumumda da asistan dostu hocalar sayesinde istemediğim hiçbir işi yapmadım. buna rağmen bürokratik şikayetim de çoktur da girmeyelim o mevzulara :rolleyes:
 
canim bana sormadin ama cevaplayayim. Bilim sinavi denilen sey iste o kagit kalemle yapilan sinavdir. Mulakat yasal degil. En fazla tanisma havasinda bir mulakat olabilir, size akademik sorular da sorulabilir ama aslalon sinav kagidinizdir, tabi ben olmasi gerekeni anlatiyorum. Yoksa sizi begenmedilerse kagidinizin iyiligi de yetmiyor bazen. Neyse dedigim gibi hukuksal olan ve olmasi gerekenden bahsetmeye devam edersek oncelikle alesin yuzde 60 i, yds nin yuzde 40 alinarak basvuranlar arasindan ilk 10 kisi bilim sinavina girmeye hak kazanir. Sonrasinda da ortalamalar tekrar sınavla birlikte hesaplanir. Onlarin da oranlari farkli farkli her tur alim icin.
ben de size bir şey sorabilir miyim? şimdi araştırma gör.liği için üniversiteler sıralama yaparken yds puanını, ales puanını, ortalamayı ve bilim sınavı puanını dikkate alıyorlar ya. bu bilim sınavı tam nasıl oluyor?

mülakat demişsiniz ya? bazı üniversiteler mülakat mı yapıyorlar? benim bildiğim bazıları normal kağıt kalem sınav yapıyorlar da acaba sonrasında mülakat da yapıyorlar mıdır?

Diger arkadasin yazdiklarinin hepsine katilmakla beraber benim universitemde puanlamaya katilmasa da bilim sinavi ile beraber bir gorusme gerceklestiriliyor. Ona disaridan mulakat diyoruz.

Bilim sinavi o ana kadar egitimini aldiginiz konularla ilgili sorular sorularak gerceklestiriliyor. Genelde temel seyleri, can alici noktalari bilmeniz gerekiyor. Hani genelde hocalar ders anlatirken bu soru docentlik sinavinda bile cikar, hafife almayin derler ya iste o konunun karsiniza cikma olasiligi cok yuksektir. Ama hic akliniza gelmeyecek bir soruyla da karsilasabilirsiniz. Agirligi en fazla olan ALES, 4 sene once boyle degildi ama su an ucmus durumda puanlar. Ortalamanizin da yuksek olmasi gerekiyor ki ben 3' un altina sans vermiyorum. YDS de ayni sekilde yuksek olmasi gerekiyor. Cunku bilim sinavina girmeye hak kazanmaniz bile cok zor artik kadro acilmiyor dogru duzgun acilcasa 98 ALES, 95 YDS ile acikta kalan adam geliyor onunuze geciyor.

Bu isin burokratik boyutu asil tavsiyeme gelirsek; danisman hocanizla aranizi iyi tutun. Malesef herkes onceligi kendi ogrencisine veriyor. Ben yuksek lisans yapmadim, lisans sonrasi butunlesik doktoraya basladim cunku puanlarim yeterliydi ve lisans doneminden beri ayni hocayla calisiyorum. Kadro acilinca da teklif hocamdan geldi.
 
Ayrica gercekten o universite hangisiymis cok merak ettim. Bu kadar rahat bir yer hic duymamistim. Ben temel bilimlerdeyim, dogum yapana kadar gunde en az 10 saat calisiyordum laboratuvarda. Biz hep deriz gununuzu siz belirlemezsiniz, deneylerinizin zamani belirler diye. Benim o laboratuvardan saat 23.00de ciktigimi 15.00te dersi bitip giden ogrenci gormez tabii ki. Ayrica gorevlendirmeler oluyor, kongreler oluyor. Mesela biz ekipce her sene 2 hafta ABD' ye gidiyoruz kongreye, benim icinde bulundugum uluslararasi program ise her sene farkli ulkede toplanmayi gerektiriyor, suresi degisiyor. Gidip o ulkedeki universitede bench work yapmam gerekiyorsa 3 ay bile kaldigim oldu. Evet iste bu surelerde universitede gozukmuyorum diye calismadigim anlamina mi geliyor? Disaridan konusmasi oyle rahat ki. Eve 16.00de de gelseniz tamamen rahat olamiyorsunuz cunku mutlaka yetistirmeniz gereken bir raporunuz, ertesi gune hazirlamaniz gereken bir slaytiniz, yazmaniz gereken bir makaleniz oluyor. Ozellikle benim alanimda surekli yayinlari takip etmek ve ozgun yayin cikarmak cok onemli, rekabet cok fazla. Sizin haril haril yazdiginiz bir calismayi dunyanin herhangi yerinden biri cikartabilir, bir sabah uyandiginizda kotu surprizle karsilasabilirsiniz. Yani surekli isinizi dusunmek, hayatinizi adamak zorundasiniz. O yuzden cay icip lak lak ediyorlar, erkenden cikiyorlar demek haksizlik gibi geliyor bana.
 
zamanında köklü bir üniversitede okudum, derslerim de çok iyiydi. fakat geceli gündüzlü çalışmak ve kendini bilime adamak gibi ideallerim olmadığı için akademisyenlik peşinde koşmadım. kendini iyi tanıman gerek bunun için. alanınla ilgili çalışmalar yapmaktan eyif alman, çoğu zaman özel hayatından feragat etmen gerekecek. belki şu anda gençken bu çok önemli değilmiş gibi geliyor ama ilerde evlilik hayatıyla birlikte yürütmek pek kolay olmayabiliyor. akademisyenler iyi paralar kazanabilirler ancak kendşlerini devamlı yenileyen, konferanslara katılan, sunumlar yapan, çalışmalar yayınlayan kişiler bunu yapabiliyor. açıkçası kendimi iyi tanıman önemli bu noktada. ben bu tempoyu kaldıramayacağım için devlette öğretmen olmaya karar verdim.
 
Diger arkadasin yazdiklarinin hepsine katilmakla beraber benim universitemde puanlamaya katilmasa da bilim sinavi ile beraber bir gorusme gerceklestiriliyor. Ona disaridan mulakat diyoruz.

Bilim sinavi o ana kadar egitimini aldiginiz konularla ilgili sorular sorularak gerceklestiriliyor. Genelde temel seyleri, can alici noktalari bilmeniz gerekiyor. Hani genelde hocalar ders anlatirken bu soru docentlik sinavinda bile cikar, hafife almayin derler ya iste o konunun karsiniza cikma olasiligi cok yuksektir. Ama hic akliniza gelmeyecek bir soruyla da karsilasabilirsiniz. Agirligi en fazla olan ALES, 4 sene once boyle degildi ama su an ucmus durumda puanlar. Ortalamanizin da yuksek olmasi gerekiyor ki ben 3' un altina sans vermiyorum. YDS de ayni sekilde yuksek olmasi gerekiyor. Cunku bilim sinavina girmeye hak kazanmaniz bile cok zor artik kadro acilmiyor dogru duzgun acilcasa 98 ALES, 95 YDS ile acikta kalan adam geliyor onunuze geciyor.

Bu isin burokratik boyutu asil tavsiyeme gelirsek; danisman hocanizla aranizi iyi tutun. Malesef herkes onceligi kendi ogrencisine veriyor. Ben yuksek lisans yapmadim, lisans sonrasi butunlesik doktoraya basladim cunku puanlarim yeterliydi ve lisans doneminden beri ayni hocayla calisiyorum. Kadro acilinca da teklif hocamdan geldi.

cevaplarınız için teşekkürler. ben aslında akademik kariyer yapmaktan ziyade özel sektörde arge mühendisi olarak çalışmayı istiyorum. şuanda da yüksek lisans yapıyorum zaten. arge mühendisliği için de yüksek lisans doktora oldukça önemli. ancak henüz derslerim bitmedi. dersler de yoğun olduğu için ve devam zorunluluğu olduğu için özel sektörde görüşmelerde bunu çok sorguluyorlar. tabi yüksek lisansı destekleyen firmalar da var ancak onlarla da bir türlü kendi alanımla alakalı bir pozisyon için görüşemedim. o yüzden belki yüksek lisans bitene kadar araştırma görevlisi olarak çalışabilirim diye düşündüm. zaten ortalamam falan yüksektir.

akademisyenlik güzel bir meslek ama ben kendimi hocalık yapmaya falan çok uygun bulmuyorum. size de akademik kariyerinizde başarılar dilerim.
 
Bir akademisyen olarak cevap veriyorum. Haftanın bir iki günü giderim yazın 2-3ay tatil var diye umut etmeyiniz. Mesai saati uygulaması sıkı olan yazın sadece yıllık izninizle tatil yapabildiğiniz kurumlar var. Ayrıca akademisyenlik fedakarlık isteyen severek yapılabilecek sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken araştırma hevesiyle yapılabilecek bir meslek. Devlet memuriyeti olarak düşünmemek gerekir.
hay ağzın bal yesin artık öyle değil o işler çünkü İTÜ de olan asistan skandalından sonra rektörler azrail gibi asistanların tepesinde ayrıca sizin hocanızın düşmanlarının sınavlarda size saldırması ve sizin bu saldırılardan sağ kalma becerinize göre mezun olursunuz... yani o kadar kolay işler değil onlar. hatta baktı ki hocanız tavsatıyorsunuz, sizden iyileri her zaman var, attırıverir sizi olmamış şey değil beni danışmanlıktan çıkart der sizinle ilgilenmez referans vermez doktorayı masterı uzattırır, projeye adınızı yazmaz baktı çok sıkıldı başka asistanın altına verir sizi yapacak mobbing mobbing çok, kendi adıma leke geleceğine, düşmanlarıma rezil olacağıma diye bir bakmışsınız harcanıvermişsiniz... Totonuz yiyecekse gidin derim ben sevilmeden hayatta katlanılmaz aç bi ilaç...
 
X