"AK Parti seçim rekoru kırabilir"

Lutfen, magdur edebiyatinda onlar bir dunya markasi...
O oylar artar, ben eminim...
Insanlar destek neymis gorsunler yedirmeyiz aslanimi kaplanimi diye oy verir, bazisi gunah der, biri meyve veren der, parti panik olur, iki kati calisir, bazilari demek adam da cevher var bak nasil bulasiyorlar der, der de der...
O oylar artar...
 
insanların iradi olarak oy vermesinden ziyade huzur evlerinden oy kullanacak durumda olmayan insanların otobuslerle tasındıgını ve nereye oy vereceklerini bakıcılarının soyledigini secim sandıgında calısan biri aktarmıstı fakat hicbir sey olmadı ustu kapatıldı.

yurt dısından gelenlere hava alanında da oy kullandırtılıyor ve bavullarda vs zorluk cıkmaması icin herkes aynı partiye gidiyormus, alamancı diye tabir ettigimiz bircok kisi tanyorum farklı ulkelerde ve hepsi aynı seyi soyluyor, bizim icin cok farketmiyordu o yuzden onu tercih ettik...

bunlara baglı olarak her oy artısı ikitdarlıgını saglamlastırdıgında daha farklı yontemlere basvurmalarıyla artar mı artar... bir arkadas sureye ornegini vermis aynen oyle.

bunun yanısıra ne kadar çalsalar da, köylünün mahsulu artık para etmese de toprak yardımları vs. ile partiyi destekliyorlar. eskiden mahsulden daha fazla kar ediyordu fakat direkt nakit parayı gordukleri icin bunun devamı gelsin, mahsul de elbet para eder diyorlar.
karadenizde fındık yuzunden yolları kestiler... sonra para yardımı yapılınca hoop oylar yine aynı partiye.

geliri olmayan pek cok insan belediyelerden maddi yardım alması vs yine bu iktidar doneminde arttı dolayısıyla oy vermelerini dogal karsılıyorum ben, insanların onceligi gecim sıkıntısı açlık... yarını nasıl cıkaracagını dusunen bir aileyi turkiyenin gelecegini dusunmuyor diye elestiremem. bu duzenin pervasızlıgını ahlaksızlıgını yorulmadan usanmadan anlatmak lazım.

ankarada tekel iscilerinden biliyorum hepsi akpliydi ama herkes ekmek derdinde, ne zaman ki bunun icin yola cıktılar sonra da faşizmin sert yuzuyle karsılastılar nice solculara taş cıkaran bir irade gosterdiler aylarca. gezi parkından ziyade bu iktidar donemindeki ilk occupy eylemi oydu.

su an turbandan oy toplama devrinin hem cemaat zıtlasması hem de egitimin ve kamunun önündeki engelleri 12yıldan sonra açma kararı nedeniyle oylarının artmak yerine ortak amaca ulasıldıgı icin diger sag partilere kayma korkusu var ve simdi "dinsizlere karsı birleselim" cagrısı yapılıyor. ve bu kisiler terorist denilirse oy verirler mi verirler...
maalesef her iktidar bir iç düsman gosteriyor ve bundan besleniyor. bir o kadar da cumhuriyetcilerin turbanlı insanların inanc ozgurluklerine karsı akplisin diye damgalayarak saldıran bir uslupla konusması da kutuplasmayı arttırıyor.

tepki bir avuç hırsıza gosterilmekle sınırlanmadıgı surece bu ahlaksızlıklarına ragmen insanlar aynı partiyi destekleyerek siz de zamanında calmıstınız zaten diyecekler... ve simdi kendi musluman burjuvalarını ortaya cıkarmısken ve bunlara bazısının isvereni bazısının komsusu dahilken neden paradan vazgecsinler? ustelik paranın el degistirmesinden baska bir sonuc olmayacagını dusunurken partili olmasalar dahi oylarını geri cekmezler.
 
Son düzenleme:
Bu arada hizmet dört bir koldan köylerde geziyor.Köylerde çalışan hizmetteki öğretmenler,doktorlar ev zıyaretlerı yapıyorlar rutın olarak.Neler olup bıttıgını,tvlrde gösterilmeyenleri,yapılan yolsuzlukları anlatıyorlar ses kayıtlarına kadar.Fişlendik ama olsun diyorlar.Oy oranını etkılesın etkılemesın kımin yaptıgı da önemli değil ama kaç secımdır ıktıdarın parayla erzakla yaptıgına su anda karsı bır atakta hizmet.
 
Ben de oyların artacağını düşünmüyorum. Hükümet hakkında tarafsız olan, hükümetin bazı yaptıklarına ılımlı yaklaşan kesimden dahi çok kopmalar var. Zaten olmazsa insanlar iyice koyuna bağlamış demektir. Son bir yıl içinde neredeyse skandalsız 1 gün oldu mu???
 
Oy'larla oynanmayacağına inansam, programın menşeinin İsrail olduğunu bilmesem... Mümkün değil derdim de olur olur bu hükümetle her şey olur.
 
Bu kadar polyananin yasadigi bu memlekette, eger secim rekoru kirmazsa sasarim...
 
seçimin sonucu az çok belli çok oy kaybedeceklerini sanmıyorum bi miktar geriler ama yine iktidarda kalacak bence

ilk sayfaya yazdığımda oy kaybedecekler diye düşünmüştüm ama çevremdekilerle konuştuktan sonra bunu gözlemledim bi kısım başbakanı çok seviyo çok güveniyo
bi kısımda rahatsız şuanki durumdan ama diğer partilere de oy vermem diyolar
yani fikirleri değişmemiş son olaylarda hatta bazıları iyice bağlanmış

ama belediye seçimlerinde durum farklı olabilir özellikle büyük şehirlerde merak ediyorum
ve sabahları fox haberi izliyorum şehir şehir dolaşıp nabız tutuyolar ve akpnin önceden aldığı şehirlerde yine ona vericez yanıtı geliyo genelde
diğer partileri için de aynı durum
yani yine çoğunluk önceden tuttuğu partiye verecek sanırım
 
Son düzenleme:
Bu topikte uyarımı yapayım, bir daha uyarının "u" su olmaz, siyasilere hakaret, seçmenlere koyun, makarnacı, kömürcü, putperest, tapıyor vs gibi sözler sarf etmeye devam edilirse, Atatürk'e en ufak çirkin bir laf zikredilirse, polemiğe girilirse, neyi niye söylediğinize bakmadan gerekeni yaparız.

Yeter artık sizlerin başka sözü yok mu? Dön dolaş aynı sözleri zikredip durmayın.
 
Müzisyen ve ses teknisyeni Attila Özdemiroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’ın arasında geçtiği iddia edilen diyaloglara dair son kayıtlarda, ne dublaj, ne montaj ne de bilgisayar marifetiyle türetilmiş herhangi bir kelime bulunduğunu söylüyor.

Özdemiroğlu, son haftalarda sanal ortama sızdırılan telefon kayıtlarının ilk örnekleri ortalığa dökülmeye başladığında, Bülent Arınç’ın bir yorumu üzerine, mevzu mesleğini birebir alakadar ettiği için, tabiri caizse bir “Yok artık!” tweet’i attı: “Bülent Arınç, AloFatih kayıtlarıyla ilgili ‘Bunlar montaj; artık deniz sesinden insan sesi bile yapılabiliyor’ diyordu. ‘White Noise’ dediğimiz elektronik gürültüden filtre, belirli devrelerden, envelope generator dediğimiz devrelerden dalga sesi yapmak mümkündür ama dalga sesinden insan sesi yapılamaz. Hele deniz sesinden hiç yapılamaz. Bunu böyle yazınca ve karşılığında saldırılar gelince ben de ister istemez teknik bilgimi dökmeye başladım.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen diyalogların yer aldığı telefon kaydındaki seslerin dublaj olması mümkün mü?
Dublaj, kayıtlara dair en kolay iddia edilecek şeydir ama aksi de anında ispatlanabilir. Taklit yapan, çok çok da benzeten insanlarımız var ama teknik bir analizle doğrusu anında ortaya çıkar. İnsan sesi üniktir. Ses bir kimliktir; bankaların güvenlik sistemlerinde bile kullanılıyor. Bu, ses tanımlamanın algoritmalarıyla ilgili teknik, derin bir meseledir. Dünyadaki yedi milyar insanın her birinin sesi, birbirinden ayrıştırılabilir durumda. Ve bu konuda başarı şansı da minimum yüzde 97.

Konuşmaların, anlamı saptırma amacıyla montajlanmış olabilme ihtimali nedir?
Beş ayrı konuşmanın bileşiminden oluşmuştur o kayıt, konuşmaların arasında dört tane de montaj noktası vardır. Bakın orası doğru. Bir tek de orası doğru. Haricinde montaj olma ihtimali, teknikman en kolay tespit edilebilir şey. Montajı ispatlayabilecek birçok parametre var, en temellerini sayayım size: Birincisi mikrofon ya da hat değişti mi; çünkü o durumda karakter de değişir. İkincisi, bulunduğunuz oda değişti mi, yani akustik ortam değişti mi; çünkü konuşmanın atmosferi başka bir boyuta sıçrar. Üçüncüsü, bulunduğunuz ortamdaki ambiant noise dediğimiz, çevre gürültüleri değişti mi. Bunlara baktıktan sonra da hala şüphemiz varsa, wave form dediğimiz, dalga biçimini bilgisayarlarımızda açarız ve şüphelendiğimiz alanları detaylı olarak inceleriz; bir dalga bozulması, bir dalga farklılaşması, sıçraması var mı diye... Daha birçok açıdan da incelenebilir ama bu üçü bile yeterlidir.

UZMANLAR HEMFİKİR: MONTAJ DEĞİL
Bilgisayar marifetiyle yoktan kelimelerin üretilip konuşmaya eklendiği iddiası doğru olabilir mi? Yoktan bir kelime nasıl var edilir?
Edilemez. Var edilirse, robotik bir kelime olur. İmkansız. Çünkü ses, konuşma dediğimiz, feci komplike bilgiler içeriyor. Ciğer yapınızdan başlar, ağız boşluğunuzun, dişlerinizin biçiminden, ses tellerinizden, burun boşluğunuzdan, bebekken nasıl ağladığınıza kadar birçok fizyolojik özellik bir yana, hangi ortamda büyüdünüz, kelimeleri nasıl vurguluyorsunuz, telaffuzunuz, aksanınız benzeri, türlü uzmanlık alanlarını da alakadar eden boyutları vardır. Elektronik taramayla forensic uzmanlarının bilgilerini birleştirdiğiniz zaman bunların ortaya çıkmamasının imkanı yok. Benim bu kayıtta dublaj ya da montaj olmadığından yana, en ufak bir kuşkum yok.

Nasıl bir inceleme neticesinde böylesine kesin bir kanaate varabildiniz?
Bu son iddia edilen kaydı, hepsine güvendiğim, işinde uzman arkadaşlara gönderdim. Sekiz kişilik bir ekip; herkes işini gücünü bırakıp, bunula uğraştı, kendi incelemesini yaptı; hepsinden de aynı benimki gibi rapor aldım. Forensic, yani adli ses analizi, bambaşka bir iştir. Bu kişilerin üçü forensic uzmanı, adli incelemeye vakıf... Diğerleri ses mühendisi diyebileceğimiz kategorideler. Bir arkadaşımız üç gün boyunca sabahlayarak, başka tarihlerden konuşmalarla kıyaslama suretiyle, 12 kelimeyi deşifre etti, 12’si birden tuttu. Beş ayrı konuşmanın arasındaki dört montaj noktası haricinde, montaj olmadığı konusunda kimsenin en ufak bir şüphesi yok.
Yoktan ses var edilemez. İmkansız. Çünkü ses, konuşma dediğimiz, feci komplike bilgiler içeriyor.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25920397.asp
 
Angry bunlari paylasmaya gerek yok artik.İnsanlar montaj degilse degil kendi sesiysede olsun caldiysa da helal olsun yuzsuzlugune getirdiler isi.millrtin gozunde boyle bile giderimiz var ne ispatlicamda zaten o yuzden montaj degilmis ilyonlari milyarlari cukkalamis pek onemli degil.
 
seçmen umursamıyo zaten daha da sahipleniyo şaşırtıcı bi şekilde

bu arada sibel edmond un yazısını okuyun bence
oldukça ilgimi çekti
 
Son düzenleme:
Oyları rekor kırmayacak ama artma ihtimali var .
Hakeza haktan hukuktan dem vurup da ,sadece ve sadece hükümetin yaptıklarını gören ,bu ülkeyi hükümet gelmeden önceki rezil hale düşürenleri es geçip ,darbecilere ,devletin verdiği makam mevkileri kişisel hırslarına ve illegal yoldan devleti ele geçirmeye adamış insanları savunan zihniyete karşı elbet oy verilecek ,oyları artacak .
Hakeza 28 Şubat daha unutulmadı ,yaşıyor
 

28 Şubat artık ordunun postmodern darbesi ile değil, yolsuzluk ve hırsızların serbest bırakıldığı gün olarak hatırlanacak.
 
Sagcısıyla solcusuyla turkuyle kurduyle hepimiz bu toprağın cocuklarıyız. Hakkımızda Hayırlısı olsun. 30marta az kaldı.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…