muzurtilki benim babam 15 senedir aynı kahvede ocakçılık yapıyor, senin mantığına göre benim babamında düzenli bir işi var :) Tabi evvela düzenli işin ne olduğunu bilmek gerekir. Düzenli iş demek hergün düzenli gidilen iş demek değildir. Düzgün iş manasına gelir. Zaten herkesin hergün gittiği, 6 senedir 10 senedir 15 senedir aynı yerde çalıştığı bir işi var zira.. Babalık mevzusuna gelince. Her kariyer sahibi adam elbet iyi bir baba olamaz, ama iş imkanları iyi olmayan bir adam da tam olarak bir babalık yapamaz. Hayat gayesi denen o canavardan az çok haberin vardır sanırım. Benim babam sabah 7 de işe gider gece 3 de gelir. Birde bir saatlik yemeğe gelir, onda da ben okulda olurdum. Bırak babalığı adamın yüzünü göremedim. Hayat gayesinden babalık rolüne fırsatı olmadı. Bu işin maddi boyutu. Eğitim boyutu ise çocuklarının oturup dersleriyle ilgilenebileceği, çocuğunun her türlü kültürel faaliyetinde yanında olabilecek, bilgi birikimini evladına aktarabilecek bir adam hayalimdeki baba. E adam kendinde olmayan şeyi çocuğuna nasıl aktarsın ? Aşk değil, hem aşk hem mantık içeren ilişkiler kalıcı ve verimli olur..demişsiniz ama bu konudaki adam daha önce denizciymiş, şimdi ise 6 yıldır aynı yerde çalışıyor.
6 yıl aynı iş yerinde çalışmak "düzenli bir işi var" anlamına gelmez mi?
ayrıca nedir babalık?
okumuş, kültürlü, iyi eğitimli, iyi bir işe sahip olmakla alakalı olsaydı babalık, babası kariyer sahibi bu kadar çok mutsuz çocuk olmazdı...
evlilik için acelee etmeyin görüşün tanıyın birbirinizi.büyüklerin deneyimlerini göz ardı etmeyinBen diyetisyen olacağım. Maddi açıdan bir sorunumuz olmayacak. O da çalışıyor zaten. Ailem için sorun diplomasının olmaması ve birilerinin yanında çalışıyor olması.
muzurtilki benim babam 15 senedir aynı kahvede ocakçılık yapıyor, senin mantığına göre benim babamında düzenli bir işi var :) Tabi evvela düzenli işin ne olduğunu bilmek gerekir. Düzenli iş demek hergün düzenli gidilen iş demek değildir. Düzgün iş manasına gelir. Zaten herkesin hergün gittiği, 6 senedir 10 senedir 15 senedir aynı yerde çalıştığı bir işi var zira.. Babalık mevzusuna gelince. Her kariyer sahibi adam elbet iyi bir baba olamaz, ama iş imkanları iyi olmayan bir adam da tam olarak bir babalık yapamaz. Hayat gayesi denen o canavardan az çok haberin vardır sanırım. Benim babam sabah 7 de işe gider gece 3 de gelir. Birde bir saatlik yemeğe gelir, onda da ben okulda olurdum. Bırak babalığı adamın yüzünü göremedim. Hayat gayesinden babalık rolüne fırsatı olmadı. Bu işin maddi boyutu. Eğitim boyutu ise çocuklarının oturup dersleriyle ilgilenebileceği, çocuğunun her türlü kültürel faaliyetinde yanında olabilecek, bilgi birikimini evladına aktarabilecek bir adam hayalimdeki baba. E adam kendinde olmayan şeyi çocuğuna nasıl aktarsın ? Aşk değil, hem aşk hem mantık içeren ilişkiler kalıcı ve verimli olur..
Fişlemek ? Yapma lütfen.. Ayrıca böyle birşey yaptıysam konu sahibinin adına, onun meselesine bu derece düşüp başkasının kendi fikirlerine, kendi değerlerine, kendi istek ve felsefelerine abanmayı buna tercih ederim. Hepimizin kendi değer ve yargıları vardır. Sen kendi yargını yazarsın, ben kendi yargımı yazarım sonucuna konu sahibi karar verir. Her düşünceye saygı duyup kabullenmek en güzelidir. Ve en büyük eksikliğimiz.. Hepimiz aynı düşünecek olsak demokrasi kavramı olmazdı değil mi ? İkincisi belli ki hayatı toz pembe görüyorsun, keşke bende görebilsem.. Ama göremiyorum. Aşk ile el ele verip tüm zorlukları yenen ve filmleri konu olan o efsanevi aşklardan gerçek hayatta kaç tane var ? Bir tanesi senin çevrendeymiş şanslısın bende tanık olmak isterdim. Ama ne yazıkki gerçek hayat bu kadar sevgi pıtırcıklığı kaynamıyor. Öyle olsa bdv'de açılan konular %80 azalır, geriye saçını, giyimini, hoşlandığı çocuğa açılamamayı dert eden hatunlar kalırdı. Keşke.. Ama malesef. . Konu sahibinin sevgilisi 2000 TL maaş alıyormuş, süper ! Ama ne şartlarda alıyor ? Sabah işe kaçta gidip kaçta geliyor. Ne kadar yoruluyor ? İşten fırsat bulup ailesine ne kadar zaman ayırabiliyor ? Meslek lisesinden çıkan bir makina teknikeri de 2000 TL maaş alıyor. Ama sabahın köründen gidip geç saatlerde eve yağ pas içinde geliyor. Acil bir durumda iş saatleri dışında da işe gidiyor. Karısıyla aşk içinde vakit geçirirkende, gece uyurkende ansızın işe çağrılabiliyor. Karısını az görüyor, çocuklarına az babalık yapıyor. Aynıı bölümün üniversitesini okumuş mühendis modeli ise masa başında imza atacak kadar yoruluyor, maaşına girmiyorum. Ben genelleme yapmam, çoğunluktan giderim. Evet maddiyat önemli, evet okumuş babalar okumuş babalara göre daha iyi babalık yapıyor, evet düzgün işe sahip olan çiftler daha mutlu oluyor, daha çok görüşüyor, evet üniversite mezunu tipler daha kültürlü oluyor, evet maddiyatı iyi evlilikler daha iyi yürüyor. Hayatın gerçekleri bunlar canım benim, benim suçum yok. Bu fişlemekse fişledim bileyazdıklarının bir kısmına katılıyorum, bir kısmına katılmıyorum
"düzgün iş" derken geliri yüksek iş mi demek istiyorsun? zira buradaki sevgili 6 yıldır aynı yerde çalışıyor ve 2.000 TL maaş alıyor. Haa, 2.000 TL iyi değildir gözünde ona birşey diyemem...
evet üniversite okumamış bir erkek çocuklarının dersine yardım edemez hem fikirim ama ders bilgilerine sahip erkeklerin çoğunun da oturup çocuğunun derslerine yardım etmeye çalıştığı söylenemez
babanı örnek vermişsin
ben de eşimin dayısını örnek vereyim
eşimin dayısı kendi erkek kardeşi okuyabilsin diye lisede okulu bırakmış ve çalışmaya başlamış. o zaman kendi babasının da durumu iyi değil ama el ele vermişler, yıllarca çalışıp durumu düzeltmişler
bu arada evlenmiş, ilk oturduğu evi görsen hayatta oturmam dersin
şimdiki durum ise şu
ben diyen insan kazandığı parayı kazanamaz, 2 oğlu var üniversite mezunu pırıl pırıl çocuklar, hayatımda gördüğüm en iyi en alakalı babalardan biri, pazar günleri asla çalışmaz, çocuklarına eşine zaman ayırır, her konu hakkında konuşabilir, her konuda fikri vardır, çok neşeli bir adamdır
yani gördüğün gibi örnekler çoğaltılabilir
hangi yönden bakarsan o yönden örnekler ön plana çıkartılabilir
ben sadece şunu vurgulamak istedim
bence
herkes aynı değil
ve hiç tanımadan etmeden, bir insanı "genelde böyledir" diye fişlemek doğru değil
Merhaba kızlar. Hemen konuya gireyim. Benim 1 senelik bir ilişkim var. Erkek arkadaşımı daha önceden de tanıyordum fakat 1 senedir birlikteyiz.
Geçen sene sevgilimle ilk birlikte olmaya başladığımızda annemi konudan haberdar etmiştim. Olumsuz yaklaşmakla birlikte net olarak istemiyorum asla olmaz falan demedi. Daha sonra babama da durumu anlattım ciddi olduğumuzu evlenmek istediğimizi söyledim. Babam okulu bahane ederek, diplomamı almadan asla bu konuların açılmasını istemediğini söyledi. Bu arada ben haziranda mezun oluyorum.
Geçen yaz ailemin yanındayken 3 ay boyunca işkence çektim. Sadece tanışmalarını istedim. Babam başta asla olmaz dedi fakat sonra ısrarlarıma, ağlamalarıma dayanamayarak tamam dedi ama bu sefer de işlerinin yoğunluğunu bahane ederek tanışmayı devamlı erteledi. Ve sevgilimle yaş-eğitim olarak uyumsuz olduğumuz için onunla evlenmeme asla olumlu bakmadığını, benim okulu bitirdikten sonra istersem evlenebileceğimi söyledi ama evlenirsem beni görüşmemekle tehdit etti.
Erkek arkadaşım lise terk. Devamlı kitap okuyan çok kültürlü kendini yetiştirmiş biri. Çalışıyor. Aramızda 13 yaş var.
Şimdi biz sevgilimle temmuzda evlenmeyi planlıyoruz. Ailem maddi konularda da devamlı bana baskı yaptığı için sevgilim onlardan hiçbir şey istemiyor eşyalarımızı almaya başladık. Ailemin maddi durumu gayet iyi olmasına rağmen benim ikinci üniversitem olduğu için bugüne kadar bana çok masraf yaptıklarını düşünüyorlar. Devamlı kaç yaşına geldin hala sana para harcıyoruz vs gibi konuşup duruyorlar.
Sevgilim ailem konusunda bugüne kadar hiçbir şey söylemedi. Hatta istememeleri normal ama ben onları ikna ederim diye yaklaştı. Fakat ailem işi devamlı yokuşa sürüyor ve hiç tanımadıkları halde sevgilim hakkında ileri geri konuşuyorlar. Neden okumamış, bu yaşa gelmiş hala bir dikili ağacı yok, işi garanti değil, sen para kazanıp onun hizmetçisi olacaksın vs... daha bir çok hakarete varan cümleler.
Ben ne yapacağımı şaşırdım. Bir taraftan ailemdir onlarsız olmaz diye düşünüyorum ikna etmeye çalışıyorum bir taraftan yaşadığım stres lanet olsun git evlen kimseye de bir şey deme diye düşünmeme neden oluyor. Sevgilim de kendini çok aşağılanmış hissediyor. Onu bu duruma düşürmek istemiyorum. Annem telefonla onu arayıp bir sürü hakaret etmiş ağzını açıp bir şey dememiş erkek arkadaşım.
Nasıl bir yol izlemem lazım. Artık düğün için ciddi hazırlıklara başlamamız lazım. Siz olsanız ne yapardınız fikirlerinize ihtiyacım var.
Fişlemek ? Yapma lütfen.. Ayrıca böyle birşey yaptıysam konu sahibinin adına, onun meselesine bu derece düşüp başkasının kendi fikirlerine, kendi değerlerine, kendi istek ve felsefelerine abanmayı buna tercih ederim. Hepimizin kendi değer ve yargıları vardır. Sen kendi yargını yazarsın, ben kendi yargımı yazarım sonucuna konu sahibi karar verir. Her düşünceye saygı duyup kabullenmek en güzelidir. Ve en büyük eksikliğimiz.. Hepimiz aynı düşünecek olsak demokrasi kavramı olmazdı değil mi ? İkincisi belli ki hayatı toz pembe görüyorsun, keşke bende görebilsem.. Ama göremiyorum. Aşk ile el ele verip tüm zorlukları yenen ve filmleri konu olan o efsanevi aşklardan gerçek hayatta kaç tane var ? Bir tanesi senin çevrendeymiş şanslısın bende tanık olmak isterdim. Ama ne yazıkki gerçek hayat bu kadar sevgi pıtırcıklığı kaynamıyor. Öyle olsa bdv'de açılan konular %80 azalır, geriye saçını, giyimini, hoşlandığı çocuğa açılamamayı dert eden hatunlar kalırdı. Keşke.. Ama malesef. . Konu sahibinin sevgilisi 2000 TL maaş alıyormuş, süper ! Ama ne şartlarda alıyor ? Sabah işe kaçta gidip kaçta geliyor. Ne kadar yoruluyor ? İşten fırsat bulup ailesine ne kadar zaman ayırabiliyor ? Meslek lisesinden çıkan bir makina teknikeri de 2000 TL maaş alıyor. Ama sabahın köründen gidip geç saatlerde eve yağ pas içinde geliyor. Acil bir durumda iş saatleri dışında da işe gidiyor. Karısıyla aşk içinde vakit geçirirkende, gece uyurkende ansızın işe çağrılabiliyor. Karısını az görüyor, çocuklarına az babalık yapıyor. Aynıı bölümün üniversitesini okumuş mühendis modeli ise masa başında imza atacak kadar yoruluyor, maaşına girmiyorum. Ben genelleme yapmam, çoğunluktan giderim. Evet maddiyat önemli, evet okumuş babalar okumuş babalara göre daha iyi babalık yapıyor, evet düzgün işe sahip olan çiftler daha mutlu oluyor, daha çok görüşüyor, evet üniversite mezunu tipler daha kültürlü oluyor, evet maddiyatı iyi evlilikler daha iyi yürüyor. Hayatın gerçekleri bunlar canım benim, benim suçum yok. Bu fişlemekse fişledim bile
Özür dilemek büyük bir erdemdir, ben teşekkür ederim erdemli bir insansın demekki. Sen el ele verince tüm zorlukların aşılabileceği görüşündesin ben aşkın bir süre sonra bitip hayatın gerçeklerinin kalacağı ve davulun bile dengi dengine çalması gerektiği görüşündeyim. Bu yüzden toz pembe gördüğün kanaatine vardım. Bunu kötü birşey gibi algılama. Her insanın yapısıdır. Sadece seni hatalara sürüklememesine dikkat et. Sen üniversite okumuş kızının lise mezunu biriyle evlenmesine izin verirsin demekki, ben razı gelmem. O yüzden ailesine sonsuz hak verdim. Zaten ailesi sendende bendende kızının iyiliğini istiyordur, kızını biz tanımayız ama onlar tanır. Razı gelmiyorlarsa vardır bir bildikleri. Diğer bir yandan hiçbir zaman konuya girip diğer yorumları okumam. Konuda yazdığı kadarını okurum, yazacak yorumum varsa yazar çıkarım. Gözüme çok güzel bir yorum çarparsa ancak o zaman okur beğenirim. O yüzden detayları bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Konuda yazdığı kadarı yeterli. Detayların önemi yok. Ben toplumun genel geçer doğrularını kendi bildiğimce yazdım. Gerisi kendisine kalmış.. Burada kimseyi tanımam etmem, sadece yardımcı olmak istedim. Vereceği kararların sonucu sadece kendisini bağlar, Allah doğrudan şaşırtmasın diyecek başka birşey yok..öncelikle özür dilerim
"fişlemek" senin için yazdığım birşey değildi, bu konuya genel olarak yaptığım bir yorumdu ama senin yorumuna cevap yazarken kullanmakla hata yapmışım, şimdi okuyunca anladım
öte yandan
yazdıklarına çok şey yazabilirim fakat konuyu daha fazla dağıtmak istemiyorum, yalnızca şunu yazmadan geçemeyeceğim
sadece yazdığım 2 paragraf yazıdan "belli ki hayatı toz pembe görüyorsun" şeklinde kesin kanaate nasıl vardın anlayabilmiş değilim. hayatın sevgi pıtırcıklarından kaynaklanmadığının da gayet net farkındayım, bu yaşa gelene kadar da çok şey gördüm. sanıyorum burada da "çoğunluk"tan gidiyorsun!
bu arada, sanırım konuyu parça parça okuyorsun, adam reklamcıymış ve kitap redaksiyonu yapıyormuş.
Slm canım, aslında bence yaşfarkı o kadar da fazla değil, yani sorun olacak kadar değil, çünkü sen ne yapman gerektiğini bilecek yaştasın. Bence sadece yaş farkı var diye inandığın insandan vaz geçme.Evet yaş farkımız fazla ama anlaşabileceğim ve beni çok mutlu eden biri. Sadece yaş farkımız çok diye bunlardan vazgeçmek mantıklı mı?
Merhaba durumunuzu okudum ama size ilk önerim kesinlikle ve kesinlikle ailenizi dinlemeniz.cünkü evlilik öyle üc gün bes günlük bir şey değil.eger evlenirsen ailen istemedigi icin hep bir sorun olacak senin moralin bozulacak evinin huzuru kacacak ve sen mutsuz ololacaksin.ikincisi ise aranuzda yas farkı var.simdi her sey guzel yeni sevgili oldugunuz icin ama ilerde bu durum hep sorun olacak.bi süre sonra fikir ayriliklari baslayacak.ha sevgilin yasi buyuk diye kimseyle evlenemis gibi bi laf etmiyorum ama uzun lafi kisasi davul bile dengi dengine.....Merhaba kızlar. Hemen konuya gireyim. Benim 1 senelik bir ilişkim var. Erkek arkadaşımı daha önceden de tanıyordum fakat 1 senedir birlikteyiz.
Geçen sene sevgilimle ilk birlikte olmaya başladığımızda annemi konudan haberdar etmiştim. Olumsuz yaklaşmakla birlikte net olarak istemiyorum asla olmaz falan demedi. Daha sonra babama da durumu anlattım ciddi olduğumuzu evlenmek istediğimizi söyledim. Babam okulu bahane ederek, diplomamı almadan asla bu konuların açılmasını istemediğini söyledi. Bu arada ben haziranda mezun oluyorum.
Geçen yaz ailemin yanındayken 3 ay boyunca işkence çektim. Sadece tanışmalarını istedim. Babam başta asla olmaz dedi fakat sonra ısrarlarıma, ağlamalarıma dayanamayarak tamam dedi ama bu sefer de işlerinin yoğunluğunu bahane ederek tanışmayı devamlı erteledi. Ve sevgilimle yaş-eğitim olarak uyumsuz olduğumuz için onunla evlenmeme asla olumlu bakmadığını, benim okulu bitirdikten sonra istersem evlenebileceğimi söyledi ama evlenirsem beni görüşmemekle tehdit etti.
Erkek arkadaşım lise terk. Devamlı kitap okuyan çok kültürlü kendini yetiştirmiş biri. Çalışıyor. Aramızda 13 yaş var.
Şimdi biz sevgilimle temmuzda evlenmeyi planlıyoruz. Ailem maddi konularda da devamlı bana baskı yaptığı için sevgilim onlardan hiçbir şey istemiyor eşyalarımızı almaya başladık. Ailemin maddi durumu gayet iyi olmasına rağmen benim ikinci üniversitem olduğu için bugüne kadar bana çok masraf yaptıklarını düşünüyorlar. Devamlı kaç yaşına geldin hala sana para harcıyoruz vs gibi konuşup duruyorlar.
Sevgilim ailem konusunda bugüne kadar hiçbir şey söylemedi. Hatta istememeleri normal ama ben onları ikna ederim diye yaklaştı. Fakat ailem işi devamlı yokuşa sürüyor ve hiç tanımadıkları halde sevgilim hakkında ileri geri konuşuyorlar. Neden okumamış, bu yaşa gelmiş hala bir dikili ağacı yok, işi garanti değil, sen para kazanıp onun hizmetçisi olacaksın vs... daha bir çok hakarete varan cümleler.
Ben ne yapacağımı şaşırdım. Bir taraftan ailemdir onlarsız olmaz diye düşünüyorum ikna etmeye çalışıyorum bir taraftan yaşadığım stres lanet olsun git evlen kimseye de bir şey deme diye düşünmeme neden oluyor. Sevgilim de kendini çok aşağılanmış hissediyor. Onu bu duruma düşürmek istemiyorum. Annem telefonla onu arayıp bir sürü hakaret etmiş ağzını açıp bir şey dememiş erkek arkadaşım.
Nasıl bir yol izlemem lazım. Artık düğün için ciddi hazırlıklara başlamamız lazım. Siz olsanız ne yapardınız fikirlerinize ihtiyacım var.