Not: Yazı alıntıdır ancak isteklerinize, düşüncelerinize tercüman olmuş ve her ayrıntıyı düşünerek yazılmış. Uzun ama okumanızı tavsiye ederim.
Basit gibi gelse de her evde giyimden yemek kültürüne kadar bir dizi sorun yaşanır. Peki bunlar nasıl aşılabilir?
Sevgi ya da aşk her şeyi çözmüyor. Evlenmeye karar vermeyle birlikte bir seremoni süreci başlıyor. Kız isteme, nişan, nikah ve düğün. Beraber bir evi paylaşma, sorumluluklar, alışkanlıklar ve her yöreye has yaklaşımlar evlilik çatısının altında gerginliklere yol açıyor.Ne alınacağı, neyin getirileceğinden başlayan ve evlilik sonrasında ev içinde devam eden farklı kültürlerin kaynaşma problemi kimi zaman aşılamayarak evliliği bir zindana dönüştürebiliyor. Özellikle farklı bölgelerden yani bir Trabzonlunun bir Diyarbakırlıyla, bir İzmirlinin bir Vanlıyla ya da bir Edirnelinin Erzurumluyla evliliğinde kültürel farklılıklar kendini çokça hissettiriyor. Bu durum, giyim-kuşamdan yemek kültürüne, olaylara yaklaşım tarzına, ev içi sorumlulukların dağılımına kadar pek çok şeyi etkiliyor.
Evliliğin ilk zamanlarında, yuvanın ilk heyecanıyla birçok şey görülemeyebiliyor. Ama cicim aylarının geçmeye yüz tutmasıyla birlikte karı-koca arasındaki yemek ve sofra kültürü, hassasiyetler, davranış biçimi kendini hissettirmeye başlıyor. Kayınvalideler, gelinlerinin kendi kültür ve davranış biçimlerine hemen adapte olmasını bekliyor. Damatlardan da aynı beklenti kayınpeder cephesinde yaşanıyor. Kimi zaman karı-koca arasında vazgeçilemeyen alışkanlıklar önce gerginliğe, ardından da şiddetli geçimsizliğe kadar uzanan bir dizi sıkıntıya sebep oluyor. Halbuki kültürel yaklaşımların, alışkanlıkların ne hemen değiştirilmesi mümkündür ne de bunlarda ısrarla devam etmek. Bu sorunu en iyi ortak yolu bulan, birbirlerine anlayışla yaklaşan eşler çözebiliyor.
Âdet ve kültür çatışması nasıl aşılabilir?
Evlilikte eş seçiminde dikkat edilecek hususlardan biri de kültür benzerliğidir. Adaylar diğer önemli hususlarda birbirine ne kadar uygun olsalar da kültür farklılığı eşlerin geçimini etkilemektedir. Eşlerin ailesinin çiftçi ailesi, esnaf ailesi, memur ailesi, akademisyen ailesi vb olması, ailenin sosyo ekonomik durumu, ailenin yerleşim yeri ve şekli, yerleşim yerinin coğrafi özellikleri, tarihî özellikleri, yaşama şeklini hayata bakış açısını ve davranışları önemli ölçüde etkilemektedir. Bu niçin bu kadar önemlidir?
Evlilik çok yönlü olan bir beraberliktir. Evlilikte duygusallık, cinsellik, ekonomik paylaşım, ev içi sorumlulukların paylaşımı, fikrî beraberlik, anne-babalık farklı bakış açıları gerektirir. Bu bakış açılarının edinilmesinde içinde yaşanılan kültürün etkisi çoktur. Evlilikte kültür farklılığı en çok ailesinden ayrı yerde okumuş veya çalışmaya başlamış kişilerin evliliklerinde kendisini göstermektedir. Birbirine yakın yerlerde yaşayan kişiler ailelerinin kültür farkının bilincinde olarak evlenir. Fakat aileler birbirini iyi tanımadığında bazı sorunlar çıkmaktadır.
Basit gibi görülen sorunlardan kavga çıkıyor.
Evlilikte sorunlar çok basit görünebilecek konulardan çıkmakta ve başka sorunlarla birleşince hayret verecek kadar büyümektedir.
Merasimler
İki aday ve ailesi arasında kültür farklılığı varsa ilk sorunlar merasimlerde çıkmaktadır. Kız isteme şekli, söz kesme, adayların birbiriyle görüşme sıklığı, düğünün nerede ve ne şekilde yapılacağı kültürün etkisiyle farklılık göstermekte ve farklı kültürden aileler arasında bu yönden sorunlar çıkıp büyüyebilmekte ve gençlerin bütün evlilik hayatını etkileyebilmektedir.
Sofra düzeni ve yemek çeşitleri
Yemek biyolojik bir ihtiyaç olduğu kadar yemek yeme aynı zamanda sosyal bir olaydır. Ailenin yeme şekli ve düzeni ile yemek çeşitleri de kültürünü yansıtmaktadır. Bununla beraber sosyal ve ekonomik şartlardan da etkilenmektedir. Farklı kültürlerden kız veya erkek ailesinin ve bunlara bağlı olarak gelin ve damadın bu farklılıkları yadırgadıkları ve bunu daha sonra dile getirdiklerinde sorunların büyüdüğü de görülmektedir.
İhtiyaçlar
Neyin ihtiyaç neyin ihtiyaç olmadığı konusu da kültürden etkilenmektedir. Tabii bunda ekonomik şartlar da etkili olmaktadır. Yaşama şekli belli bir görgü ve kültür meydana getirmektedir. Bu da kurulacak evin eşyalarının seçiminde etkili olmakta ve karşılıklı anlayış olmadığı takdirde sorunlara sebep olabilmektedir. Birisi için ihtiyaç olan diğer kişi için israf olarak görülebilmektedir.
Giyim tarzı
Gerek evliliğin başlangıcında gerekse eşlerin hayatında giyim tarzı eşlerin hayatında sorun olabilmekte eşler birbirinin veya ailenin giyim kuşamını yadırgayabilmekte ve karşı tarafın değişmesini isteyebilmektedirler.
Ev içi sorumlulukların paylaşımı
Bu konu da aynı şekilde kültürün etkisiyle farklılık göstermektedir. Kadının çalışması, alışverişe gitmesi, eşine dış işlerinde yardım etmesi, erkeğin ev işlerinde veya çocuk bakımında eşine yardım etmesi, yardımcı bulunması vb. konular hep kültürle alakalıdır. Bu konudaki düşünceler ve davranışlar kültürden etkilenmekte ve arada çok farklılık varsa eşlerin uyumunu tabii olarak zorlaştırmaktadır. İnsanlar karşılıklı konuşarak birbirlerinden görerek biraz değişebilirler. Fakat arada büyük bir kültür farklılığı varsa bu değişiklik tam bir uyum için yeterli gelmeyecektir.
Sevgi ve hoşgörü kültür problemini azaltır
Eş seçiminde kültür farklılığına dikkat etmek sorunların azalmasına yardımcı olur. Bununla beraber belli bir kültür farklılığı olması kaçınılmazdır. Farklı kültürlerden olan kişilerin anlaşabilmesi için kişilerin farklı bakış açılarına saygılı ve değişime açık olmaları gerekir. Bunun için önce eşlerin sevgilerinin çok güçlü ve birbirlerine gerçekten saygı göstermesi ve evlilikte kararlı olması gerekir. Eşini seven, güvenen ve sayan bir kişi onun ve ailesinin üzülmesini istemez ve bunun için elinden geleni yapar. Kendi ailesinin de üzülmesini istemez fakat kendisine olan sevgilerinden yola çıkarak evliliğe zarar vermemeleri için elinden gelen hassasiyeti gösterir.
Örnek olarak evliliklerde sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biri köyde yaşayan eşin ailesine tatillerde ziyarete gitmede yaşanmaktadır. Köy hayatını veya o köydeki hayatı yadırgayan eş bu konuda huzursuz olup eşini de huzursuz edebilmektedir.
Halbuki kültürel özellikler zenginliklerdir. Hayatı başka açılardan görmemize yardımcı olur. Şehir hayatı düzenli ve
estetik olabilir. Köy hayatında ise doğallık ve bambaşka bir güzellik vardır. İnsanları gözlemek farklı hayatlardaki insanların hayatı nasıl anladıklarını, zorluklarla nasıl başa çıktıklarını anlamaya çalışmak farklı şekillerde yaşamayı kolaylaştırır. Prensiplerinden taviz vermeyen insanlar bu konuda zorluk çekebilirler. Biraz esnek olmak karşıdaki insanın yerine kendini koymak (empati) geçimi kolaylaştırır. Mesela köy şartlarında yetişmiş bir genç kız şehirde yaşayan bir aileye gelin gittiğinde onların yaşama şekline uygun hareket ettiğinde eşiyle ve ailesiyle sorunlar az olur.
Aynı şekilde şehir hayatında yaşayan bir genç kızın da eşinin köyde yaşayan ailesine uyum göstermeye çalışması bazı yöresel yemekleri öğrenmesi aradaki sevgi bağını kuvvetlendirmektedir. Kültür farklılıklarından olan ev içi sorumluluklarının paylaşımında erkeklerin de bazı değişimlere açık olması ile orta yol bulunabilmektedir. Mesela çalışan veya küçük çocuklu hanıma ev işleri ve çocuk bakımında yardımcı olmak, alışverişi ortak zevklere göre birlikte yapmak, bazı günler dışarıda aileye uygun bir yerde yemek yemek gibi değişiklikler eşlerin arasında problemlerin büyümesini ve gergin bir ortamın ortaya çıkmasını önlemektedir.
Hazırlayan: Farika Teymur Artır