- 6 Mart 2012
- 17.734
- 27.907
- 49
Annelerin en büyük sorunlarından biri olan “iştahsızlık” hastalıktan ziyade çocuğun psikolojik durumundan kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle iştahsız bir çocuk için öncelikle fiziksel bir rahatsızlığın olup olmadığı araştırılırken diğer yandan ruhsal çatışmalarının olup olmadığı, duygusal bir probleminin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
Doktora başvuran annelerin hemen hemen tamamı, çocuğunun yemek yememesinden şikâyetçidir. Bilinç düzeyi artışı ile beraber ailelerin çocuklarını daha iyi besleme ve büyütme kaygısı artmakta, bu durum ebeveynlerin çocuklar üzerine daha fazla düşmesine ve yemek saatlerinin adeta bir çatışmaya çevrilmesine neden olmaktadır. Annelerin, özellikle çocuğunun iştahının açılması için doktordan iştah açıcı şurup istediğini, ancak bu tür ilaçların bir yararı olmadığını vurgulayan Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Pediatri Bölüm Başkanı Dr. Nevin Aykol , “İştahsız çocuk tanımının iyi yapılabilmesi için bebeklik döneminden itibaren bebek ve aile davranışlarının izlenmesi, büyüme hızının takibi gereklidir.
Besin için ağlamayan, beslenmeleri için uyandırılmaları gereken ve gece boyu uyuyan bebekler açlık sinyali düşük bebeklerdir. Bazılarında ise küçük miktarlarda bile doygunluk işaretleri görülür. Ağzına aldığı lokmayı evirip çeviren, yavaş çiğneyen, yutamayan, tabağındaki yemeği bitiremeyen, nazlanan çocuklar, iştahsız çocuklardır. İştahsız çocukta temel sorun büyüme ve gelişmesi için yeterli gıdaları alamaması sonucunda kilo alış hızında azalma veya kilo alamama nihayetinde boy uzamasında duraklama olmasıdır” dedi.
Çocuklarda iştahsızlığın çeşitli nedenleri olabilmektedir. Enfeksiyon hastalıkları, kronik hastalıklar, gastroösefagial reflü veya mide boşalmasının geç olması gibi bedensel hastalıklar iştahsızlığa neden olabilmektedir, bunların araştırılmasından önce çocuğun büyüme ve gelişmesinin iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Yeterli beslenmemeye bağlı ikincil gelişen, demir ve çinko gibi mineral ve vitamin eksikliklerinin de iştahı azaltan diğer bir önemli faktördür. Bebeklikten 5 yaşına kadar olan dönemde görülen iştahsızlığın nedenlerinin büyük kısmı yanlış besleme davranışlarından ve psikolojik sorunlardan da kaynaklanmaktadır.
Ailedeki iletişim bozuklukları ve huzursuzluklar çocuğun ruhsal yaşamını doğrudan etkilemekte, bu durum yemekteki iştah problemini de etkilemektedir. Anne ve baba arasındaki geçimsizlik çocuğun yeme düzenini bozabilmekte, içindeki gerginlikler çocuğun iştahını olumsuz yönde etkilemektedir. Tabi ki yalnızca anne ve baba arasındaki sorunlar değil, çocuğun anne ve babasıyla olan iletişimi de eğer sorunlu ise iştahı azalabilmektedir. Yemek konusunda çocuğu zorlamanın da hatalı sonuçlar doğurabileceğini dile getiren Aykol, her çocuğun yapısının farklı olduğunun gözden uzak tutulmamasını istedi. Aykol, çocuğun yemekteki tercihleri ile yemek saatinin de iştahı etkileyen unsurlar arasında yer aldığını belirtti.
Çocuklardaki iştahsızlık yanlış beslenmeden de kaynaklanabilmektedir. Bebeklikten başlayıp bir yaşına kadar olan sürede hızla boy atıp kilo alan çocuklar daha fazla kalori alma ihtiyacı duymakta, daha sonraki dönemde büyümedeki yavaşlamaya paralel olarak çocuğun yeme isteğinde azalma olabilmektedir. 15 ay-2 yaş, çocukların en iştahsız ve inatçı dönemleridir, bu dönemde yemek yemeye zorlamak çocukta yemeği reddetme ile sonuçlanacaktır.
Çocuğun iştahını azaltan etkenler
– Pütürlü gıdalara zamanında alışmamış olması
– Yemek öncesi su içmesi, şekerli gıdalar yemesi
– Öğün aralarında çikolata, pasta, meyve suyu vb. gibi yüksek kalorili gıdalar yemesi, aşırı süt tüketmesi
– Yemek öncesinde yorucu fiziksel aktivitelerde bulunması (koşma, ip atlama, top oynamak…)
– Sevmedikleri yemekleri yemeye zorlanması
– Yemek sırasında TV seyretmesi
– Ev ortamında huzursuzluk
– Diş çıkarma esnasında da çocuklarda uyku bozuklukları ve iştahsızlık görülebilir.
Ne yapılmalı?
-Bırakın döke-saça kendi yesin
-Az porsiyon verin, isterse tekrar verin ve başarısını övün
-Sizi taklit eder unutmayın, yemek seçiyorsanız o da seçer
-Sebze yemekleri, karışık besinlere, keskin tat ve kokulu ( pırasa, lahana, kereviz…) gıdalara karşı isteksiz olurlar zorlamayın
-Son lokma ısrarından vazgeçin.
Doktora başvuran annelerin hemen hemen tamamı, çocuğunun yemek yememesinden şikâyetçidir. Bilinç düzeyi artışı ile beraber ailelerin çocuklarını daha iyi besleme ve büyütme kaygısı artmakta, bu durum ebeveynlerin çocuklar üzerine daha fazla düşmesine ve yemek saatlerinin adeta bir çatışmaya çevrilmesine neden olmaktadır. Annelerin, özellikle çocuğunun iştahının açılması için doktordan iştah açıcı şurup istediğini, ancak bu tür ilaçların bir yararı olmadığını vurgulayan Bayındır Hastanesi Kavaklıdere Pediatri Bölüm Başkanı Dr. Nevin Aykol , “İştahsız çocuk tanımının iyi yapılabilmesi için bebeklik döneminden itibaren bebek ve aile davranışlarının izlenmesi, büyüme hızının takibi gereklidir.
Besin için ağlamayan, beslenmeleri için uyandırılmaları gereken ve gece boyu uyuyan bebekler açlık sinyali düşük bebeklerdir. Bazılarında ise küçük miktarlarda bile doygunluk işaretleri görülür. Ağzına aldığı lokmayı evirip çeviren, yavaş çiğneyen, yutamayan, tabağındaki yemeği bitiremeyen, nazlanan çocuklar, iştahsız çocuklardır. İştahsız çocukta temel sorun büyüme ve gelişmesi için yeterli gıdaları alamaması sonucunda kilo alış hızında azalma veya kilo alamama nihayetinde boy uzamasında duraklama olmasıdır” dedi.
Çocuklarda iştahsızlığın çeşitli nedenleri olabilmektedir. Enfeksiyon hastalıkları, kronik hastalıklar, gastroösefagial reflü veya mide boşalmasının geç olması gibi bedensel hastalıklar iştahsızlığa neden olabilmektedir, bunların araştırılmasından önce çocuğun büyüme ve gelişmesinin iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Yeterli beslenmemeye bağlı ikincil gelişen, demir ve çinko gibi mineral ve vitamin eksikliklerinin de iştahı azaltan diğer bir önemli faktördür. Bebeklikten 5 yaşına kadar olan dönemde görülen iştahsızlığın nedenlerinin büyük kısmı yanlış besleme davranışlarından ve psikolojik sorunlardan da kaynaklanmaktadır.
Ailedeki iletişim bozuklukları ve huzursuzluklar çocuğun ruhsal yaşamını doğrudan etkilemekte, bu durum yemekteki iştah problemini de etkilemektedir. Anne ve baba arasındaki geçimsizlik çocuğun yeme düzenini bozabilmekte, içindeki gerginlikler çocuğun iştahını olumsuz yönde etkilemektedir. Tabi ki yalnızca anne ve baba arasındaki sorunlar değil, çocuğun anne ve babasıyla olan iletişimi de eğer sorunlu ise iştahı azalabilmektedir. Yemek konusunda çocuğu zorlamanın da hatalı sonuçlar doğurabileceğini dile getiren Aykol, her çocuğun yapısının farklı olduğunun gözden uzak tutulmamasını istedi. Aykol, çocuğun yemekteki tercihleri ile yemek saatinin de iştahı etkileyen unsurlar arasında yer aldığını belirtti.
Çocuklardaki iştahsızlık yanlış beslenmeden de kaynaklanabilmektedir. Bebeklikten başlayıp bir yaşına kadar olan sürede hızla boy atıp kilo alan çocuklar daha fazla kalori alma ihtiyacı duymakta, daha sonraki dönemde büyümedeki yavaşlamaya paralel olarak çocuğun yeme isteğinde azalma olabilmektedir. 15 ay-2 yaş, çocukların en iştahsız ve inatçı dönemleridir, bu dönemde yemek yemeye zorlamak çocukta yemeği reddetme ile sonuçlanacaktır.
Çocuğun iştahını azaltan etkenler
– Pütürlü gıdalara zamanında alışmamış olması
– Yemek öncesi su içmesi, şekerli gıdalar yemesi
– Öğün aralarında çikolata, pasta, meyve suyu vb. gibi yüksek kalorili gıdalar yemesi, aşırı süt tüketmesi
– Yemek öncesinde yorucu fiziksel aktivitelerde bulunması (koşma, ip atlama, top oynamak…)
– Sevmedikleri yemekleri yemeye zorlanması
– Yemek sırasında TV seyretmesi
– Ev ortamında huzursuzluk
– Diş çıkarma esnasında da çocuklarda uyku bozuklukları ve iştahsızlık görülebilir.
Ne yapılmalı?
-Bırakın döke-saça kendi yesin
-Az porsiyon verin, isterse tekrar verin ve başarısını övün
-Sizi taklit eder unutmayın, yemek seçiyorsanız o da seçer
-Sebze yemekleri, karışık besinlere, keskin tat ve kokulu ( pırasa, lahana, kereviz…) gıdalara karşı isteksiz olurlar zorlamayın
-Son lokma ısrarından vazgeçin.