ahhh çocuklar...

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
Artık Sokakta çocuk sesi duyulmuyor. Körebe, kovalamaca, sek sek, yakar top oynamıyor kimse. Çocuklar nerede oynuyor bilen yok.

Çatık kaşlı yüzlerle mi karşılaştılar o gün yoksa? Oyunlarını yarıda kesip evlerine mi döndüler? O gün mü anneler ve babalar bir daha çocuklarına dışarıda oynama izni vermemek üzere sözleştiler?

Başlarına her an bir olay gelmesinden endişeliydiler. Gazete sayfalarındaki parçalanmış bedenler yeni felaketlerin habercisiyken nasıl içleri rahat edebilirdi. Üstelik bunu çocuklara anlatmak hiç de kolay değildi. Nasıl anlatılabilirdi ki vahşet onlara?

Oyun dendi mi unuturdu kendini çocuk. Kırmızılar tutulur, portakallar soyulup baş uçlarına konur, Ayşe teyzenin bahçesine girilip elmaları alınır, kremalı börekler sütlü çörekler afiyetle yenirdi. Birinin gözleri bağlanır, biri kendiliğinden gözlerini yumar, biri ebe olup kovalarken diğeri hiç yakalanmayacakmış gibi kaçar, biri çizgiye bastığında,diğeri top değdiğinde yanardı.

Aynı anda basıldı internetteki arama tuşuna bir gün.

Zamanın çocukları sanal arkadaşlar,sanal hayvanlar ve sanal bebeklerle oynadı. Onlara masal okunmadı, paylaşmayı tatmadılar, sevgiyi yaşamadılar. Kurulmuş hayaller verildi küçücük ellerine. Yerde sek sek çizgilerini, gökte uçurtma iplerini görmediler. Çocuklar kandırıldı başka bir oyunla.

Klavye kullanmayı öğrenen minicik çocuklar oynayıp eğleniyorlar bilgisayarlarıyla. Zekaları, zihin ve el becerileri geliştiriliyor. Sevimli filler ve köpeklerle dolu rengarenk Comfy ülkesiyle , renkli tuşlara basarak diledikleri karakteri ekrana getirebiliyor, harika müzikler dinleyebiliyor ve etraflarındaki şekiller hakkında eğlenerek bilgi sahibi olabiliyorlar.

Ve her geçen gün daha da tembelleşiyor çocuk. Kapatıyor perdelerini annesine ,babasına ve en acısı kendisine.Gözleri matlaşıyor perde gerisinde.

***

Ah çocuklar! Zıplayan filler görmüşlerdi ama bir şeyi kaçırmışlardı : Onlar ne oyunun bir parçası olmuşlardı ne de oyuncu. Halbuki oyunun kuralları hiç değişmemişti.

Uçurtmanın ipleri teker teker kaydı ellerinden. Çok sürmedi yolculukları

çocuklarımızı böyle bir hayata esir etmememiz dileğiylea.s.

alıntıdır
 
Son düzenleme:
Canim çok Güzel Bir Konu Açmişsin Emeğine Sağlik.....çocuklarin Oyun Yerleri Kalmadi Ki Artik Her Yer Bina ...çocuklarin Oynama Alanlari Bile çok Küçük.... çocuklar Artik Internet Oyunlarindan Başka Oyun Bilmiyorlar Kii.. Sana Katiliyorum Böyle Bir Hayata Esir Etmememiz Gerkiyor.....
 
Canim çok Güzel Bir Konu Açmişsin Emeğine Sağlik.....çocuklarin Oyun Yerleri Kalmadi Ki Artik Her Yer Bina ...çocuklarin Oynama Alanlari Bile çok Küçük.... çocuklar Artik Internet Oyunlarindan Başka Oyun Bilmiyorlar Kii.. Sana Katiliyorum Böyle Bir Hayata Esir Etmememiz Gerkiyor.....

evet mmaalesef öyle ama yapabılecek bırşey yok ki...hala ağaçlar kesilip yerine evler yapılıyor:1no2:
 
Artık Sokakta çocuk sesi duyulmuyor. Körebe, kovalamaca, sek sek, yakar top oynamıyor kimse. Çocuklar nerede oynuyor bilen yok.

Çatık kaşlı yüzlerle mi karşılaştılar o gün yoksa? Oyunlarını yarıda kesip evlerine mi döndüler? O gün mü anneler ve babalar bir daha çocuklarına dışarıda oynama izni vermemek üzere sözleştiler?

Başlarına her an bir olay gelmesinden endişeliydiler. Gazete sayfalarındaki parçalanmış bedenler yeni felaketlerin habercisiyken nasıl içleri rahat edebilirdi. Üstelik bunu çocuklara anlatmak hiç de kolay değildi. Nasıl anlatılabilirdi ki vahşet onlara?

Oyun dendi mi unuturdu kendini çocuk. Kırmızılar tutulur, portakallar soyulup baş uçlarına konur, Ayşe teyzenin bahçesine girilip elmaları alınır, kremalı börekler sütlü çörekler afiyetle yenirdi. Birinin gözleri bağlanır, biri kendiliğinden gözlerini yumar, biri ebe olup kovalarken diğeri hiç yakalanmayacakmış gibi kaçar, biri çizgiye bastığında,diğeri top değdiğinde yanardı.

Aynı anda basıldı internetteki arama tuşuna bir gün.

Zamanın çocukları sanal arkadaşlar,sanal hayvanlar ve sanal bebeklerle oynadı. Onlara masal okunmadı, paylaşmayı tatmadılar, sevgiyi yaşamadılar. Kurulmuş hayaller verildi küçücük ellerine. Yerde sek sek çizgilerini, gökte uçurtma iplerini görmediler. Çocuklar kandırıldı başka bir oyunla.

Klavye kullanmayı öğrenen minicik çocuklar oynayıp eğleniyorlar bilgisayarlarıyla. Zekaları, zihin ve el becerileri geliştiriliyor. Sevimli filler ve köpeklerle dolu rengarenk Comfy ülkesiyle , renkli tuşlara basarak diledikleri karakteri ekrana getirebiliyor, harika müzikler dinleyebiliyor ve etraflarındaki şekiller hakkında eğlenerek bilgi sahibi olabiliyorlar.

Ve her geçen gün daha da tembelleşiyor çocuk. Kapatıyor perdelerini annesine ,babasına ve en acısı kendisine.Gözleri matlaşıyor perde gerisinde.

***

Ah çocuklar! Zıplayan filler görmüşlerdi ama bir şeyi kaçırmışlardı : Onlar ne oyunun bir parçası olmuşlardı ne de oyuncu. Halbuki oyunun kuralları hiç değişmemişti.

Uçurtmanın ipleri teker teker kaydı ellerinden. Çok sürmedi yolculukları

çocuklarımızı böyle bir hayata esir etmememiz dileğiylea.s.

canım o kadar haklısın ki...bu sanal dünyaya belki bizler itik onları...oyun oynayan çocuklara 'gürültü yapmayın' diye bağıran, şarkılar söyleyerek merdivenleri zıplaya zıplaya inen çocuklara öfkeyle bakan büyükler... baktı ki minik, kapanınca odasına kimse ona bağırmıyor artık. kırıp dökse de kimse 'kocama oldun, yeter artık' diye kızmıyor sanal alemde. gönlünce eğleniyor, kimsecikler karışmıyor. evet, duvarlar örüyor ailesiyle arasına; ama ailesi, büyükler değil miydi, sanki hiç çocuk olmamış gibi davranıp bağırıp çağıran ve sonunda, miniğin kendini kendinden bile soyutlamasına neden olan?!
 
Başlarına her an bir olay gelmesinden endişeliydiler. Gazete sayfalarındaki parçalanmış bedenler yeni felaketlerin habercisiyken nasıl içleri rahat edebilirdi. Üstelik bunu çocuklara anlatmak hiç de kolay değildi. Nasıl anlatılabilirdi ki vahşet onlara?

oynıycak yer bile olsa öyle kötü bir zamanda yaşıyoruzki bu yukardaki sebep herşeyin başı...gazetelerde televizyonlarda kaçırılan,tecavüz edilen bebekleri gördükçe doğal olarak kimse sokağa çıkarmaz oldu çocuğunu....bende anne olduğumda aynısını yapıcam heralde...bu kadar tehlikenin arasında savunmasız bir çocuğu sokağa bırakmak çokta akıllıca gelmiyor bana.....
 
çocuklar için bi yer yokki artık..nerde oynayacaklar..her yer ev..parklar var..ordada sen in,ben binicem kavgası var...biz şnaslıydıkçen azından bu kadar ev yoktu o zamanlarda..kör ebe oynayabildik..saklambaç oynayabildik..bi arkadaş gurubuz oldu..şimdi ki nesilin çocukları ancak kreşlerde oyunlar oynayabiliyo..oysa sokağın güzelliği başkaydı...papatya toplamak..bisiklete binmek...ip atlamak...şimdi farklı herşey..
 
haklısınız kızlar.eskiden bu kadar teknoloji yoktu belki ama daha mutluymuş insanlar...daha güzelmiş,daha doğalmış herşeyy.açıkcası bazen düşünüyorum acaba şimdi mi şanslıyız eskiler mi daha şanslıymış diye:sm_confused:
 
X