ağızları ve gönülleri kokutmamak,

xsxulem

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
687
23
52
FİL YAVRUSU YİYENLER*

*.* *Akıllı bir adam yolcu-luğa çıkacak arkadaş-larına:
"-Geçeceğiniz ormanda bir çok tehlike var dedi. Karnınız
acıktığında sakın
kuvvetsiz ve semiz olduklarına bakıpda fil yavrularını avlamayın,
anneleri
pusudadır ve evlatlarına zarar verildiği anda amansız bir düşman
haline
gelirler!.. Öğüdümü tutarsanız iyiliğe kavuşursunuz.
Arkadaşları teşekkür edip ayrıldılar. Ormandaki yolculukları pek
çetin
geçti. Bir süre sonra, karınları acıkmaya, susuzluktan dudakları
kurumaya
başladı.Tam o sırada yapayalnız dolaşan güzel bir fil yavrusu
gördüler.
Verilen öğütleri unutup hırsla saldırdılar. Yavru fili yatırıp
kestiler ve
etinden kebap yaptılar...Kısa zamanda derin bir uykuya daldılar. Aç
adam ise
sürüyü bekleyen çoban gibi uyanıktı.
Akşama doğru kızgın bir fil çıkıp geldi. Korkuyla kendine bakan
uyanık ve aç
yolcunun etrafında üç kere dolanıp, ağzını üç kere kokladı.
Onda yavrusunun
kokusunu alamayınca uyuyanların ağzını koklamaya başladı.
Evladını kebap
edip yiyenleri tanıyınca, birer birer havaya kaldırmaya ve hırsla
yere
çarpıp öldürmeye başladı. Geride sadece yavrusunun etinden
yemeyen akıllı ve
uyanık adam kalmıştı. Anne fil ona hiç dokunmayıp ormanların
derinliğine
çekilip gitti...
İşte böyle... "Kibir, hırs ve şehvet kokusu da fil yavrusunu
yiyenlerin
ağızları gibi kokar durur. Bu yüzden dualar kabul olmaz ve insan
bin türlü
bela ile karşılaşır...
En iyisi bilge insanların öğüdünü tutup, ağızları ve
gönülleri kokutmamak,
öyle değil mi?.*