- 6 Nisan 2010
- 1.622
- 163
- Konu Sahibi karanfilcicegi
- #1
AFFETMEK
Kişi zamanı boşa harcamamak ve geçmişi bırakmak için, affetmeye hazır olmalıdır. Kişinin geçmişi bırakması, kendi ruhunu özgürleştirebilmesi, kaderini yeniden yazabilmesi için, kendisi dahil herkesi affetmeyi seçmek zorundadır. Kişi nasıl affedeceğini bilemeyebilir, affetmek istemevirusyebilir ama “affetmeye istekliyim” demek bile kendi kendini iyileştirme sürecini başlatabilir. Önemli olan niyettir, önemli olan süreci yaşamaktır, önemli olan sonucu düşünmeden sürece odaklanabilmektir. Kişinin kendi iyiliği için geçmişi bırakması ve herkesi affetvirusmesi iyileşme için şarttır. “İstediğim gibi biri olmadığın için seni affediyorum”, “seni affevirusdiyor ve özgür bırakıyorum”, “kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve onaylıyorum” gibi olumlu düşüncelerle işe başlanabilir. Her şeyin malzemesi düşüncedir, kişi inandıktan ve istedikten sonra düşüncelerini değiştirebilir. Kişinin “ben kötü bir insanım” diyen bir düşüncesi varsa, bu düşüncenin olumsuz bir duygu yaratacağı ve bu duygunun da tüm bedeni kaplayacağı muhtemeldir. Oysa kişinin böyle bir düşüncesi olmasaydı, böyle bir duygusu da olmayacaktı. Düşünceler değiştirilebilir, kişi düşüncelerini değiştirebilirse duyguları da ortadan kaybolacaktır. Çünkü geçmişin bir gücü ve olumsuz bir düşünce kalıbının ne kadar uzun sürdürülmüş olmasının bir önemi yoktur. Güç noktası şimdiki zamandır, şu an ve şimdidir. Yani kişi şu andan itibaren özgür olmayı ve kendini affetmeyi seçebilir. Çünkü affetme düşünceleri ve onaylama sözcükleri, kişinin geleceğini yaratacaktır.
Tüm hastalıklar affetmeme durumundan kaynaklanabilir. Çünkü, kızma, içerleme, öfkelenme, darılma, küslük ve nefret etme gibi duygular; kişinin yaşam enerjisini çalabilir, kendini sevmesini engelleyebilir, yaşama sevinci duymaktan kişiyi alıkoyabilir, geleceğe umut ve coşkuyla bakmasını engelleyebilir. Bu nedenle kişi hastalandığı zaman, yüreğini gözden geçirmeli ve “kimi affetmeye ihtiyacım var?” diye düşünmelidir. Bu düşünceye şunu da eklemek gerekir; “affetmekte en çok zorlandığım kişi, bırakmaya en çok gereksinim duyduğum kişidir.” Çünkü kişiye geçmişi geçmişte bırakıp, anı yaşama ve geleceğe umutla bakma özgürlüğünü veren affetmek; bırakmak, vazgeçmek, unutmak demektir, göz yummak demek değildir. Affetmek, affedilen kişinin davranışlarını onaylamak değildir. Kişi affettiğinde geçmişin bugün üzerindeki yıpratıcı etkisinden kurtulur. Çünkü kötü ve acı veren yaşantıları geride bırakarak, affedebilmeyi başarabilmek, içsel bir olgunlaşma sürecidir. Kişi affettiğinde geçmişte yaşadığı deneyimleri unutmaz, unutmamalıdır da. Bu deneyimler, zamanında kişiye çok acı vermiş olsa da kazandığı dersler vardır, bu da “her işte bir hayır vardır” felsefesinin hayrıdır. Bu hayır, kişinin yeniden acı çekmemesi ya da başkalarına aynı acıları çektirmemesi için alınmış hayat dersleridir. Tümüyle bırakmak için kişinin nasıl affedeceğini bilmesi şart değildir, deneyerek öğrenebilir. Kişinin yapması gereken tek şey, affetmeye istekli olmasıdır, evren “nasıl?”, “ne şekilde?”, “ne zaman?”, “nerede?” sorularının üstesinden gelir.
Affedebilme süreci, geçmişten gelen olumsuz duygu yükünden kurtulup, özgürleşebilmektir. Yaşanan olayları hatırlamak ama olayın duygu deposunu boşaltmaktır. Affetme sürecinde kişi kendi acılarının farkındadır ancak affedeceği kişinin acılarının ve onun da bir kurban olduğunun farkında değildir. Bu nedenle kişi şunu net bir şekilde anlamalıdır, affedeceği kişiler de o an içindeki anlayışları, farkındalıkları ve bilgi kapasiteleriyle yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalışmışlardır.
Affetmek, kişiyi kırana karşı hangi cezayı verirse versin, bunun ona yetmeyeceğinin farkındalığıdır. Bu farkındalık, geçmişte takılı kalmak yerine, yaşam yolculuğunda yeni deneyimlere açık hale gelebilmek için kişiye yol gösterecektir. Böylece, kişi öfke ve intikam duygularına yatırım yapmaktan vazgeçecek, pozitif duyguları içinde çoğaltma yolunda adımlar atmaya başlayabilecektir. Çünkü kişi neye yatırım yaparsa o çoğalacaktır. Affetmek, hayatı zenginleştirici ve özgürleştirici önemli bir yatırımıdır.
Uzman Psikoloji Danismani Doktor Cem KECE
Alintidir.
Kişi zamanı boşa harcamamak ve geçmişi bırakmak için, affetmeye hazır olmalıdır. Kişinin geçmişi bırakması, kendi ruhunu özgürleştirebilmesi, kaderini yeniden yazabilmesi için, kendisi dahil herkesi affetmeyi seçmek zorundadır. Kişi nasıl affedeceğini bilemeyebilir, affetmek istemevirusyebilir ama “affetmeye istekliyim” demek bile kendi kendini iyileştirme sürecini başlatabilir. Önemli olan niyettir, önemli olan süreci yaşamaktır, önemli olan sonucu düşünmeden sürece odaklanabilmektir. Kişinin kendi iyiliği için geçmişi bırakması ve herkesi affetvirusmesi iyileşme için şarttır. “İstediğim gibi biri olmadığın için seni affediyorum”, “seni affevirusdiyor ve özgür bırakıyorum”, “kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve onaylıyorum” gibi olumlu düşüncelerle işe başlanabilir. Her şeyin malzemesi düşüncedir, kişi inandıktan ve istedikten sonra düşüncelerini değiştirebilir. Kişinin “ben kötü bir insanım” diyen bir düşüncesi varsa, bu düşüncenin olumsuz bir duygu yaratacağı ve bu duygunun da tüm bedeni kaplayacağı muhtemeldir. Oysa kişinin böyle bir düşüncesi olmasaydı, böyle bir duygusu da olmayacaktı. Düşünceler değiştirilebilir, kişi düşüncelerini değiştirebilirse duyguları da ortadan kaybolacaktır. Çünkü geçmişin bir gücü ve olumsuz bir düşünce kalıbının ne kadar uzun sürdürülmüş olmasının bir önemi yoktur. Güç noktası şimdiki zamandır, şu an ve şimdidir. Yani kişi şu andan itibaren özgür olmayı ve kendini affetmeyi seçebilir. Çünkü affetme düşünceleri ve onaylama sözcükleri, kişinin geleceğini yaratacaktır.
Tüm hastalıklar affetmeme durumundan kaynaklanabilir. Çünkü, kızma, içerleme, öfkelenme, darılma, küslük ve nefret etme gibi duygular; kişinin yaşam enerjisini çalabilir, kendini sevmesini engelleyebilir, yaşama sevinci duymaktan kişiyi alıkoyabilir, geleceğe umut ve coşkuyla bakmasını engelleyebilir. Bu nedenle kişi hastalandığı zaman, yüreğini gözden geçirmeli ve “kimi affetmeye ihtiyacım var?” diye düşünmelidir. Bu düşünceye şunu da eklemek gerekir; “affetmekte en çok zorlandığım kişi, bırakmaya en çok gereksinim duyduğum kişidir.” Çünkü kişiye geçmişi geçmişte bırakıp, anı yaşama ve geleceğe umutla bakma özgürlüğünü veren affetmek; bırakmak, vazgeçmek, unutmak demektir, göz yummak demek değildir. Affetmek, affedilen kişinin davranışlarını onaylamak değildir. Kişi affettiğinde geçmişin bugün üzerindeki yıpratıcı etkisinden kurtulur. Çünkü kötü ve acı veren yaşantıları geride bırakarak, affedebilmeyi başarabilmek, içsel bir olgunlaşma sürecidir. Kişi affettiğinde geçmişte yaşadığı deneyimleri unutmaz, unutmamalıdır da. Bu deneyimler, zamanında kişiye çok acı vermiş olsa da kazandığı dersler vardır, bu da “her işte bir hayır vardır” felsefesinin hayrıdır. Bu hayır, kişinin yeniden acı çekmemesi ya da başkalarına aynı acıları çektirmemesi için alınmış hayat dersleridir. Tümüyle bırakmak için kişinin nasıl affedeceğini bilmesi şart değildir, deneyerek öğrenebilir. Kişinin yapması gereken tek şey, affetmeye istekli olmasıdır, evren “nasıl?”, “ne şekilde?”, “ne zaman?”, “nerede?” sorularının üstesinden gelir.
Affedebilme süreci, geçmişten gelen olumsuz duygu yükünden kurtulup, özgürleşebilmektir. Yaşanan olayları hatırlamak ama olayın duygu deposunu boşaltmaktır. Affetme sürecinde kişi kendi acılarının farkındadır ancak affedeceği kişinin acılarının ve onun da bir kurban olduğunun farkında değildir. Bu nedenle kişi şunu net bir şekilde anlamalıdır, affedeceği kişiler de o an içindeki anlayışları, farkındalıkları ve bilgi kapasiteleriyle yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalışmışlardır.
Affetmek, kişiyi kırana karşı hangi cezayı verirse versin, bunun ona yetmeyeceğinin farkındalığıdır. Bu farkındalık, geçmişte takılı kalmak yerine, yaşam yolculuğunda yeni deneyimlere açık hale gelebilmek için kişiye yol gösterecektir. Böylece, kişi öfke ve intikam duygularına yatırım yapmaktan vazgeçecek, pozitif duyguları içinde çoğaltma yolunda adımlar atmaya başlayabilecektir. Çünkü kişi neye yatırım yaparsa o çoğalacaktır. Affetmek, hayatı zenginleştirici ve özgürleştirici önemli bir yatırımıdır.
Uzman Psikoloji Danismani Doktor Cem KECE
Alintidir.
Son düzenleme: