Affetmek.........

talin

Guru
Kayıtlı Üye
20 Haziran 2007
4.250
27
45
Kim var ki bu dünyada birilerini kırmamış, birileri tarafından kırılmamış olsun.

Hepimiz birileri tarafından incitildik, hepimiz birilerini incittik. Kızdık, içerledik, öfkelendik, darıldık, küstük, nefret ettik.

-İçinde anne babana, kardeşlerine, bazı akrabalarına, eşine duyduğun kızgınlık, öfke, içerleme, intikam alma gibi duygular var mı? Bu insanlarla konuşmayı, görüşmeyi reddediyor musun? Ya da en iyi haliyle görevlerini yapmakla sınırlı tuttuğun ilişkilerini katlanarak mı sürdürüyorsun?

-Çocukluğunda sana davranıldığı gibi çocuklarına davranmayacağına söz verdiğin halde, şimdi kendini bağırırken, vururken, dırdır ederken yakalıyor musun? Onlara, bir zamanlar sana söylenmiş ve seni incitmiş sözlerin benzerini sarf ettiğin için kendine kızıyor musun?

-Bir zamanlar en iyi dostun olan kişiyi kırdığın ya da kırıldığın için kaybettiysen, sırf gururun yüzünden affetmeye ya da af dilemeye yanaşmıyor musun?

Sıkça içinde bir türlü ismini koyamadığın bir boşluk hissediyor musun? Bu boşluğu alkol, ilaç, aşırı yemek, aşırı çalışmak, kumar ya da kredi kartı limitini ve maaşını çook aşacak kadar alışveriş yaparak doldurmaya çalışıyor musun?

-Bazen sanki geçmişini tekrar ederek yaşıyor duygusuna kapılıyor musun? Oyuncular değişse de geçmişte seni incitmiş olan anne babanın, eski sevgililerinin, eski arkadaşlarının, eski patronlarının yerini yine benzerlerinin almış olduğu duygusunu yaşıyor musun?

-İncitilme ve reddedilme korkusuyla yeni arkadaşlıklar kurmaktan çekiniyor musun?

-İnsanların sana yaklaşmasını önlemek için etrafına koruma duvarları ördüğünü ama bu duvarların arkasına kendini de hapsettiğini fark ediyor musun? Bu yüzden kendini yalnız, başkalarından uzak ve yabancılaşmış hissediyor musun?

-İster bir iş görüşmesi olsun, ister yeni birisiyle randevu, bunun da diğerleri gibi başarısızlıkla sonuçlanacağına, hayal kırıklığı yaşayacağına inanıyor musun?

-İş hayatı olsun, özel hayat olsun sadece yapman gerekeni yapıp, yeni riskler almaya cesaretin ya da enerjin olmadığını söylüyor musun?

-İnsanlara genel anlamda güven duymuyor musun?

-Yaşamında her şey olsa bile, yine de tam olmadığını, bir şeylerin eksik olduğunu hissediyor musun?

-İçinden bir türlü atamadığın suçluluk duygusu ve değersizlik duygusu enerjini tüketiyor, motivasyonunu ve kontrol duygunu kaybettiriyor mu?

Bu sorulardan birine ya da daha fazlasına “Evet” yanıtı verdiysen, yaşamında kendini ya da başkalarını affedemediğin kızgınlık, incinme, öfke halatı ayaklarına dolanmış ve seni ileriye adım atmaktan alıkoyuyor olabilir.

Bu duygu, enerjini çalıyor, kendini sevmeni engelliyor, yaşam hazzından seni mahrum ediyor, geleceğe umutla ve coşkuyla bakmanı engelliyor.

Affetmemek, bizim iyileşmemizi, sağlıklı ve doyumlu bir yaşam sürmemizi engelliyor. Yoksa sen seni inciten insanların, seni iyileştirmesini mi bekliyorsun?

Affetmek, geçmişi geçmişte bırakıp, anı yaşama ve geleceğe umutla bakma özgürlüğünü verir bize.

Affetmeye yanaşmıyorsun çünkü affetmediğinde hayatında yanlış giden şeyler için onları suçlamaya devam edebilirsin. Mutsuz yaşamının sorumlusu da suçlusu da onlardır.

Affetmediğinde, sen hala bir kurban, yanlış yapılan kişi konumunda kalırsın. Sana bu kötülüğü yapan kişi “kötü kişi” olacağı için sen otomatikman “iyi kişi” konumuna kendini oturtursun. Hayatı siyah beyaz olarak algılamak, diğer renkler ve tonlarıyla uğraşmaktan daha kolaydır.

Affetmemek, seni yaraladıklarında yaşadığın güçsüzlük ve acizlik duygusunu telafi etme illüzyonunu yaratır. Suçlu kişiyi zihninin zindanında hapiste tuttuğun sürece, kendini acayip güçlü hissedersin. Çünkü hiç kimse seni affetmeye zorlayamaz, kinini durduramaz.

Affetmemek, hem daha önce seni inciten kişilerden, hem de yeni kişilerden gelebilecek olası incinmelerden koruduğu illüzyonunu yaşatır sana. Acını, öfkeni beslediğin sürece olası tehlikelere karşı zırhını kuşanmış olarak beklersin. Böylece artık kimse seni incitemez, yaralayamaz, taciz edemez, reddedemez.

Oysa;

Affetmek unutmak değildir. İnsanları affettiğimizde geçmişte yaşanan deneyimleri unutmayız. Unutmamalıyız da. Bu deneyimler, zamanında bize çok acı vermiş olsa da kazandığımız derslerdir. Bizim, yeniden kurban konumuna düşmemek ya da başkalarını kurbanımız konumuna düşürmemek için yaşanmış bir ders.

Affetmek, affettiğimiz kişilerin davranışlarını onaylamak değildir. Affettiğimizde geçmişin bugünümüz üzerindeki yıkıcı etkisini ortadan kaldırırız. Bu, onların bir zamanlar yaptığı şeyin doğru, haklı ve onaylanabilir olduğu anlamına gelmez. Yapılanların kabul edilebilir, önemsiz, çok da kötü olmadığı anlamına gelmez.

Yapılanlar kötüydü. Acıttı. Hayatımızı etkiledi. Aslında gerçek affediş tam aksine, olanı yadsıdığımız, minimize ettiğimiz, karşımızdakini haklı çıkardığımız ya da bize zarar veren davranışı hoş gördüğümüz durumda gerçekleşemez.

Affetmek, affettiğimiz kişiden daha “büyük” olduğumuzu göstererek, onu kendimize ebediyen borçlu kılmak değildir. Yargılayıcı Tanrı konumundan, hoşgörülü Tanrı konumuna geçerek, yine de kişiyi kendisini “günahkar” olarak hissettirmek gerçek bir affediş değildir.

Affetmek fedakarlık değildir. Dişlerimizi sıkarak, bizi inciten kişiye katlanmamız, güler yüz maskesi takınmamız gerçek bir affediş değildir. Çünkü bu durumda gerçek duygularımızı yutmuş oluruz. Bu tavır hem zordur, hem de hayatımızdan haz duygusunu çalar.

Affetmemek, kızgınlık duyduğun kişileri zihninde bedava kiracı olarak oturtmak demektir. Günah değil mi, zihnini boşu boşuna işgal etmelerine izin vermeye?

Affetmek için haklı- haksız mücadelesine girersen, haklı olmanın senin için huzurlu ve mutlu olmaktan daha önemli olduğuna dikkat et. Haklı olmaya çalışmak, haksız olmaktan korkmaktan kaynaklanır.

Affetmek bir “Kozmik Unutma”dır



Affetmek, ruhsal iyileşme sürecinin doğal yan ürünüdür.

Affetmek, içsel bir süreçtir.

Affetmek, kendimize duyduğumuz saygının artmasını sağlayan bir özgürleşme sürecidir.

Affetmek, geçmişten gelen olumsuz duygu yükünden özgürleşmektir. Olayı hatırlamak ama olayın duygu deposunu boşaltmaktır.

Affetmek, bizi inciten kişilere duyduğumuz cezalandırma ihtiyacından vazgeçerek kendi tutsaklığımızdan vazgeçmektir.

Affetmek, onlara hangi cezayı verirsek verelim bize yetmeyeceğinin farkındalığıdır.

Affetmek, intikam, öfke, kızgınlık gibi duygularla ziyan ettiğimiz yaşam enerjisini, yaşam kalitemizi yükseltmek, mutlu ve doyumlu olmak için kullanmayı seçmektir.

Affetmek, yaşamın geçmişinde takılıp kalmak yerine, yaşam yolculuğunda yeni deneyimlere açık hale gelebilmektir.

Ve affetmek, başkası için değil, kendimiz için yaptığımız bir özgürleşme seçimidir. Kendi boynumuzdaki, kendi ayaklarımızdaki zincirlerden özgürleşme seçimi.

En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuk.

Affetmek, bu yolculuğun kestirme yolu.

Öfke, kırgınlık, kızgınlık, nefret, intikam, suçluluk duygusu bastırıldığında da, patladığında da bizi olduğumuz yere çiviler ve gelişmemizi engeller. Affetmek, çivileri söker, sadece yürüme özgürlüğünü yeniden kazanmakla kalmayız, koşma, dans etme, uçma özgürlüğünü de tadarız.

Gerek bizim hatalarımıza, gerek başkalarının bize yaptığı hatalara gübre olarak bakalım. Gübre, affetmenin toprağıyla karıştığında, aldığımız ürün bol olur.

Affetmeyi gerektiren her yara, içinde önemli bir dersi de barındırır; dersi görebilmek için yarayı yeniden deşerek yüzleşmek zorunda kalsak bile.

Affetmek, öfke ve intikama yatırım yapmaktan vazgeçmektir. Neye yatırım yaparsak o çoğalır. Affetmek, hayatımızın en özgürleştirici ve zenginleştirici yatırımıdır.

Affetmenin karşındaki kişiyi değil, seni özgür bırakacağını anla.

İnsanları yargılarsan onları sevmeye zaman bulamazsın.

Ellerini yumruk haline getirenler, tokalaşamazlar.

Herkesi “gerçekten” tanırsan, herkesi affedersin.

Affetmek, içsel yolculuğun temel basamaklarından biri ve kendimizle barışık olma yolunda kocaman bir adım.

Bu adımı atmaya hazır mısın?

“affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir lütuf olarak düşünüyoruz, halbuki affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.”
ve...

Affetmeyi ancak affederek öğrenebilirz....

sevgiyle kalına.s.
 
güzel yazı paylaşım için tşk yazılarını beğeniyorum canım ve affetmek sanıldığı kadar kolay değil hemde hiç sana yapılanlar bir bir karşına geçip nasıl unutursun diye sorduklarında cevap bile veremiyorsun kendine zooooorrr çok zor :tomato::çok üzgünüm: Çok üzgünüm çoook
 
talinimmm kolay kolay affedemiyorumm..belkide kinci yapımdan dolayı da olabilir..:::::::::::KK43:(
 
Ellerini yumruk haline getirenler, tokalaşamazlar......
ellerinizdeki ve en önemlisi yüreğinizdeki yumruklardan kuryulmanız dileğiyle:1hug:
sevgiyle kalına.s.
 
yazın çok güzel..bu tarz yazıları nerden buluyorsun bilmiorum ama boşanma yazını okuduğumdan beri hiç aklımdan çıkmıyor..
emeğine sağlık..
bende afedilecek insanları affediorum.çok kırılmışsam sallıorum.kişmse için üzülemem çünküü artıkk
 
yazın çok güzel..bu tarz yazıları nerden buluyorsun bilmiorum ama boşanma yazını okuduğumdan beri hiç aklımdan çıkmıyor..
emeğine sağlık..
bende afedilecek insanları affediorum.çok kırılmışsam sallıorum.kişmse için üzülemem çünküü artıkk

bravooooo...affetmenin hafifliğini yaşayabilenlerdensin sen de:sm_cool:
teşekkür ederim ayrıca
sevgilera.s.
 
çok Beğendim Yazini Talincim

Devamli Takip Ediyorum Yazilarini çok Hoş Ben Tip öğrencisi Olduğumdan Bu Yazi Işlerine Pek Vakit Ayiramiyorum

Ama Doğru Sorularindan Birden Fazlasina Evet Cevabini Verdim çok üzüldüm Aslinda Ama Bazen Kinlenince Emin Ol Silemiyorum Hatta öyle Kin Doluyorumki Onu Ezesim Geliyor

çünkü Kolay Kolay Kinlenmem Ben çok Zor Kinleniyorum Oda O Zaman Unutulmuyor Işte
 
çok Beğendim Yazini Talincim

Devamli Takip Ediyorum Yazilarini çok Hoş Ben Tip öğrencisi Olduğumdan Bu Yazi Işlerine Pek Vakit Ayiramiyorum

Ama Doğru Sorularindan Birden Fazlasina Evet Cevabini Verdim çok üzüldüm Aslinda Ama Bazen Kinlenince Emin Ol Silemiyorum Hatta öyle Kin Doluyorumki Onu Ezesim Geliyor

çünkü Kolay Kolay Kinlenmem Ben çok Zor Kinleniyorum Oda O Zaman Unutulmuyor Işte

maalesef çoğumuzun bu sorulara verdiği cevaplar evet şeklinde oluyor canım:1no2:bizler kinimizin,sinirimizin esiri oluveriyoruz bazen..öyle kolay kolay da geçmiyor dediğin gibi....ama çok geniş bir bakış açısı gerekiyor aslında,insanları bizim için doğru olmayan şeyler yaptıklarında bile anlamaya çalışmak ,yargılamamak ne olursa olsun KOŞULSUZCA SEVMEK gerekiyor...

sevgiyle kala.s.
 
çok kızıyor sinirleniyorum o an içim gözüm dönüyor ama,biraz zaman gecinçe oohhh yumuşayı veriyorum..yapılan haksızlığı hele üstünden biraz daha zaman gecince hatırlamıyorum bile.beni tanıyanlar bazen sen safmısın bu kadar olmazki diye söyleniyorlar.
 
ben çok affediciyim bu her zaman böyle oldu,harika bir yazıydı,iyi bir dersti...sevgiler...
 
çok güzel yazı talin.paylaştığın için teşekkürler:1hug: ne yalan söyleyeyim bugünlerde çoğu madde bana uyuyor:1shok: bazı kızgınlıklarımı,kırgınlıklarımı zamana bırakıyorum.unutuyormuyum;hayır!unutmak istiyorum.keşke defter karalamak kadar kolay bişey olsa ama çoğu şey olmuyor,unutulmuyor.hele en aciz,savunmasız,yapayalnız hissetiğim zaman destek aradığımda arkasını dönenlere olan kırgınlığımı affedemiyorum.silkelenip kendime geldiğimde arkasını dönenlerin menfaatleri için yanıma gelmelerine kızıyorum.yorumlara baktımda galiba yalnız değilim.kimse herşeyi pat diye affedemiyor.bende neden böyleyim diye en başta kendime kızıyorum.
bu arada"ellerini yumruk yapanlar tokalaşamaz"sözün harikaydıa.s.
 
bende kolay affedebilenlerden değilim ama bunun için uğraşıyorum kendime hep 3 günlük dünya diyorum bazen işe yarıyor, keşke bu kadar kinci olmasam...
 
arkadaşımhayatım boyunca hep bana ypılanlara karşı afedici oldum ve bunun içinde hep çevremde eleştirildim .Fakat yazını okuyunca anladımki doğru yolda olan benim yaptıklarıma hiç bu gözle bakmamıştım.Ufkumu açtığın için sana teşekkür ederim.

kesinlikle doğru yoldasın...insan affediyorsa kendi iç huzuru için affetmeli
sevgilera.s.
 
çok güzel yazı talin.paylaştığın için teşekkürler:1hug: ne yalan söyleyeyim bugünlerde çoğu madde bana uyuyor:1shok: bazı kızgınlıklarımı,kırgınlıklarımı zamana bırakıyorum.unutuyormuyum;hayır!unutmak istiyorum.keşke defter karalamak kadar kolay bişey olsa ama çoğu şey olmuyor,unutulmuyor.hele en aciz,savunmasız,yapayalnız hissetiğim zaman destek aradığımda arkasını dönenlere olan kırgınlığımı affedemiyorum.silkelenip kendime geldiğimde arkasını dönenlerin menfaatleri için yanıma gelmelerine kızıyorum.yorumlara baktımda galiba yalnız değilim.kimse herşeyi pat diye affedemiyor.bende neden böyleyim diye en başta kendime kızıyorum.
bu arada"ellerini yumruk yapanlar tokalaşamaz"sözün harikaydıa.s.

canım aslında önemli olan karşımızdakini olduğu gibi kabullenebilmekte bitiyor bence...kimseyi çok çok fazla önemsememeyiz belki de...en önemlisi biziz.kimseden beklentimiz olmazsa hayalkırıklıklarımız da olmaz,kinimiz de..kimseden biz gibi olmasını bekleyemeyiz..herkes aynı olamıyor..herkes aynı olsaydı çok da keyifli olmazdı zaten herşey....o yüzden beklentisiz olmalı insan..ki bekledikleri olmadığında kırılmasın
sevgiyle kal canıma.s.
 
talinimmm kolay kolay affedemiyorumm..belkide kinci yapımdan dolayı da olabilir..:::::::::::KK43:(

canım benim kinci olma ne olursun ..aslında kin besleyerek en çok kendimizi cezalandırıyoruz,affedememenin dayanılmaz ağırlığında eziyoruz kendimize ezziyet ediyoruz..başka hiçbirşey de olmuyor:sm_confused:çok uzun zaman canımı çok acıtan birine çok ama çok büyük kin duydum ben..hem de senelerce...ama anladım ki benden götürdüğü çok şey olmuş bu anlamsız hırsımın.hep kendime zarar vermişim...affedince yüreğimdeki hafifleme o kadar huzur verdi ki bana inanamasınız.....lütfen sen de dene....emin ol hiçbirşey için,hiçkimse için değmez
sevgiyle kala.s.
 
X