ABD'den Türkiye'ye Suriye cevabı

DatluCadu

5 dakkaya hazırım
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
22.576
772
413
45
ABD'den Türkiye'ye Suriye cevabı
Suriye'nin elindeki kimyasal silahları teslim etme teklifinin 'oyalama taktiği' olduğunu düşünen Türkiye'ye ABD'den 'en iyi yol askeri operasyon değil' cevabı geldi.



ABD'den Türkiye'ye Suriye cevabı
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Suriye 'nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne (CWC) katılma isteğine ilişkin talebini BM Genel Sekreterliği'ne iletmesiyle ilgili olarak "Bu eylem, şu anda Cenova'daki konuştuğumuz türden bir eylemin yerine geçemez" dedi.

Harf, günlük basın toplantısında, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, Cenova'da, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi ile görüştüğünü kaydetti. Kerry'nin ayrıca , Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmed el-Carba ve Özgür Suriye Ordusu Yüksek Aseri Konseyi Başkan Selim İdris ile ayrı ayrı telefon görüşmesi yaptığını belirten Harf, bu konuşmalarında Kerry'nin Cenevre'deki görüşmelerde somut taahhütler aradığını ve ABD Başkanı Barack Obama'nın askeri eylem tehdinini de masada kalmayı sürdürdüğünü aktardığını dile getirdi.

Rusya 'nın teklifiyle ilgili sürecin, Cenova görüşmeleri, BM Güvenlik Konseyi ve P5 ülkelerinin New York'taki toplantısı şeklinde üç ayakta yürütüldüğünü ifade eden Harf, Suriye'nin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne (CWC) katılma isteğine ilişkin talebini BM Genel Sekreterliği'ne iletmesiyle ilgili olarak da "Bu eylem, şu anda Cenova'daki konuştuğumuz türden bir eylemin yerine geçemez. CWC önemli ama bu, kendilerinin kimyasal silah stoklarını teyit etmek ve tamamen yok etmek için bizim ve Ruslarla çalışmanın yerini alamaz ve bunu oyalama taktiği olarak kullanmamalılar" dedi.

Harf, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in New York Times'da yer alan, kimyasal silahlardan Suriyeli muhaliflerin sorumlu olduğuna yönelik sözlerinin sorulması üzerine, "Biz Putin ve Cenova'daki ekipleri dahil Rusların, sadece sözler değil eylemler konusunda da ilerlemelerini bekliyoruz" dedi ve Esed rejimi dışında birilerinin kimyasal silah kullandığına dair her söylemi "absürt" olarak nitelendirdi.

Washington Post'ta yer alan CIA'in muhaliflere yönelik yardımını artırmakta olduğuna yönelik haberlerin sorulması üzerine de Harf, muhalefete yardımları konusunda ekleyebileceği yeni bir durum olmadığını kaydetti. Harf, "Zaman zaman ölümcül olmayan yardımları siyasi ve askeri kanada artırdığımızı söylemiştik. Bu hafta da ekiletişim araçları şeklinde ölümcül olmayan ek ekipman gönderdik" dedi.

Harf, bu sürece katılımının Esed'in yönetimini meşrulaştırıp meşrulaştırmadığına yönelik soru üzerine, Esed'in Suriye'nin geleceğinin bir parçası olamayacağına yönelik pozisyonlarının değişmediğini vurguladı.

TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ

Harf, "Türkiye'nin müdahaleden yana olduğu ve bu nedenle yeni diplomatik sürecin ABD-Türkiye ilişkilerini nasıl etkilediğine" yönelik soru üzerine, ABD olarak Türkiye ile çok yakın ilişkilerinin olduğunu ve Kerry'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile sürekli konuştuğunu söyledi.

Bölgenin uzun süreli güvenliği için en iyi şeyin, sadece Esad'ı kimyasal silahları kullanmaktan caydırmak için askeri eylemde bulunmak değil, bu silah stoklarını yok etmek olduğunu belirten Harf, aynı zamanda askeri eylemin de hala masada durduğunu belirttiklerini hatırlattı.

Harf, "Bu birkaç gün (Cenova'da) teklifin, ilerleme sağlamada gerçek ve güvenilir olup olmadığını görmek için görüşmeler yapacağız. Türkiye gibi (kimyasal silah konusunda) yüksek riske sahip bölgedeki müttefiklerimizle çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Kimyasal silahları yok etmenin Suriye'deki çatışmaları sonlandırmayacağı noktasında Türkiye ile aynı düşündüklerini ifade eden Harf, bunun siyasi çözümle olabileceğini kaydetti.
 
Türkiye savaş yanlısı gibi gösterilmeye çalışılıyor. Hükümetin bu noktada çok dikkatli davraması gerekir.

Kimyasal silahları bırak ama katletmeye devam et, mantık bu mu anlamdım:44:
 
Türkiye savaş yanlısı gibi gösterilmeye çalışılıyor. Hükümetin bu noktada çok dikkatli davraması gerekir.

Kimyasal silahları bırak ama katletmeye devam et, mantık bu mu anlamdım:44:

Malesef biz 1950'li yıllarda İncirlik üssünü ABD'ye tahsis edip, Irak Savaşı'nda ABD ve İngiltere uçaklarının bu üs'ten kalkmasına ses çıkarmayıp, sözde Saddam'ın zulmü için Irak'a giren fakat Irak'lı masum kadın, çocuk, yaşlıları katledenlere dur demediğimiz ve Irak'ta yaşananlardan ders almayıp Suriye'ye girmeyi planlayanlara rest çekmediğimiz için savaş yanlısı olarak gösterilmeye mahkumuz.

Suriye'de kimyasal silah var mıdır gerçekten? İncirlik üssünde nükleer silahlar var ama, nedense yıllaaaaaaaar önce Ortadoğu risk olarak görülüp nükleer silahlar yerleştirilmiş.
 
bla bla abd,nin yeni oyalama taktiği ama sonuç değişmeyecek eninde sonunda orayada çöreklenecekler,şu natoya niye üyeyiz anlamıyorum ,yararı yok,anca abd,nin işine yarıyor Türkiyede ki üstlerine bakılırsa ,natodan çıkıp abd yi saf dışı bırakmak lazım üstleri olmadan kim kapı açacak onlara buyurun bize diye.
 

Suriye ile Irak'ın konumu farklı ama . Çok önemli bir Rusya faktörü var. Bölgede son zamanlrda hızla yükselişe geçen sünni siyaseti Rusya ve Amerikayı endişlendiriyor. Bölgede Türkiye gibi bir Osmanlı yadigarı var ve Ruslar o döndem de bölgedeki hristiyanların koruyucusu ve bu bugün şiileride içine almış vaziyette . birileri kabul etsede etmesede bölgede bir müslüman dayanışmasından çekiniliyor. bu nedenle Suriyede esad destekleniyor, Mısır da darbe yapılıyor. bu Amerika'nında işine geliyor. Neticede birinci müttefiki İsrail bu şekilde çok daha güvenli. Bu konuda yapılan araştırmalar Rusya ve Amerika'nın Suriye nüfusunun yüzde 12’sini temsil eden ve iktidar ile orduyu ellerinde tutan Alevilerin ve azınlıktaki Hıristiyanların, Baas rejiminin devrilmesi halinde gelecekleri için endişe duyduklarını gösteriyor. Uzun lafın kısası Suriye, “halkına zulüm eden vahşi bir diktatörlük” meselesi olmaktan çıkarak, bir yanda bölgesel düzeyde İslami heveslerle, diğer yandaysa küresel düzeyde radikal İslam korkusuyla beslenen bir meseleye dönüşmüş durumda. ve hal bu iken kimse savaş istemiyor, olayı diplomatik yollar ile çözme derdine düştüler.
 
Son düzenleme:

Yani yazdıklarından şunu çıkarabilir miyiz? Aslında Ortadoğu'daki karışıklıklar işlerine geliyor, insanların birbirini öldürmesi, çocukların katli umurlarında değil ama iyi bir siyasi rant kapısı, kardeşler birbirini yer, bölünür parçalanırlar, birileri devrilir, başka birileri başa gelir ama bölünme, ötekileşme devam eder, çok başa çıkılamaz bir durum oluşursa girer savaşırsın, bu arada ülkenin doğal kaynaklarından da faydalanırsın, ülke kafa kaldıramaz hale gelir, gelişip kalkınamaz ama maddi olarakta sana yararı olur.
Irak'ı yine örnek veriyorum fakat malum Irak'ın yaşadığı süreç ortada.

Doğru anlayıp anlatabilmişsem şayet, o zaman şimdi ülkemizde yaşananlar Ortadoğu'da yaşananlarla paralellik göstermiyor mu? Ufak ufak kaynıyoruz, Allah muhafaza bu kaynama bir süre sonra büyük çatışmalara dönerse bugün diğer Ortadoğu ülkelerine giren askerler bizimde kapımızı çalar, Allah fırsat vermesin, ülkemizin birlik beraberliği bozulmasın inşaallah, e peki o zaman biz niye diğerleriyle müttefikiz
 
çok doğru. içimizde yakılan ateş sürekli canl tutulmaya çalışılıyor.
Amerika ile müttefiklik ise yeni bir olay değil. biz amerikanın stratejik müttefikiyiz. tarih bir kez daha tekerrür ediyor ve Amerika yine iş düştüğünde can ciğer kuzu sarması oluyor işi bittiğinde oyalama taktikleirne başvuryor. kesin olan şu ki hiç bir zaman kontrolü kimsye bırakmak istemiyor.
 
birde helikopter düşürmüşüz bakalım sonuçları nasıl olacak
 
Suriye'deki rejimin en büyük destekçisi İran ilk kez Beşar Esed yönetiminin değiştirilmesine yeşil ışık yaktı.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye'de halkın seçeceği her lideri kabul edeceklerini açıkladı. İran resmi haber ajansı IRNA'nın haberine göre Ruhani dün Tahran'da yaptığı bir konuşmada, "Suriye halkı ülkeyi kimin yönetmesini istiyorsa biz de onu kabul ederiz" dedi.
İRAN'DAN BİR İLK
El Arabiya, bugüne kadar Beşşar Esed rejimini koşulsuz destekleyen Tahran'ın ilk kez değişiklik sinyali verdiğini kaydetti.
 
Açıklamada, bir keşif helikopterinin pazartesi günü öğleden sonra Türkiye sınırlarından giren teröristleri izlemek için Lazkiye kırsalı Bedama bölgesinde yaptığı uçuş sırasında radardan kaybolduğu ifade edildi.

Helikopterin teknik bir hata sonucunda kısa bir mesafeyle Türk hava sahasına geçtiğinin ve hemen Suriye hava sahasına döndüğünün belirtildiği açıklamada Türk savaş uçaklarının derhal ve doğrudan helikoptere ateş açtığı ve helikopterin Suriye topraklarında düştüğü ifade edildi.

SANA haber ajansının aktardığına göre, helikopterin herhangi bir savaş görevinde olmadığını belirten Suriye Genelkurmay'ı, Türk uçaklarının "aceleci" bir tepki gösterip helikoptere doğrudan ateş açmasının Erdoğan hükümetinin Suriye'ye karşı tansiyonu yükseltme ve iki ülke arasındaki sınırda gerginliği artırma yönündeki gerçek niyetlerinin bir kanıtı olduğunu öne sürdü.
 
Son düzenleme:
bu biraz misille mi gibi oldu galiba, ama zamanlama ............
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…