- 19 Şubat 2007
- 5.078
- 11
8. CUMHURBAŞKANI TURGUT ÖZAL'I HEDEFLEYEN SUİKAST
Ankara Atatürk spor salonunda 18 haziran 1988 günü Anap Kongresi yapılmaktadır. O gün bir telefon gelir ve Başbakan Turgut Özal'ın öldürüleceği söylenir. Ciddiye alınmaz. Özal içeri girer ve eşi Semra Özal ile birlikte bir tur atarlar salonda. Turgut Özal tam oturacakken eşi onu kürsüye yollar konuşması için,kürsüye çıkar.Eğer kürsüye oturmayıp eşiyle beraber oturmuş olsa idi suikastçisiyle arasında yalnızca 3 metre olmuş olacaktı. Saat tam 12:18'de Özal kürüsde konuşurken Kartal Demirağ adlı birisi ortaya atlıyor ve iki kez ateş ediyordu. Özal'ı parmağından vuruyordu. Özal'ı ciddi şekilde yaraladığını düşünüp taklalar ata ata kaçarken Özal'ın bir koruması tarafından kolundan vuruluyor. Herkes yerde yatar iken eski bir savcı olan Anap Milletveli Faik Tarımcıoğlu bir şeyi farkediyordu. içeride makineli tüfekli biri daha vardı ve o kişi suikast esnasında yaşanan arbededen faydalanıp dışarı kaçıyordu. Yani bu kişi kartal demirağ'ı öldürmek için orada imiş. Suikast sonrası Kartal Demirağ konuşmasın diye oracıkta onu öldürüp kaçacaktı. Sonradan farkedilen ayrıntıda bunu doğruluyor zira Kartal Demirağ adındaki ülkücüye verilen silah sadece iki kez ateş edebilen bir silah. Yani kendisini korumasına fırsat verebilecek bir silah değil, birileri onun da ölmesini istemişlerdi.
Bu arada Kartal Demirağ o dönemde ülkü ocakları başkanlığı yapmakta olan bir kaymakamı bıçaklamış ve 4 yıl hapis cezası almış ancak 2 yıl yattıktan sonra başka bir cezaevine yollanmış ve oradan firar edip 5 ay sonra Özal'a suikast düzenlemiştir. İfadesinde "aslında Uğur Mumcu'yu da öldürmek istiyordum" demiştir.
* * * * *
Özal bu suikast girişiminin peşini bırakmadı. Suikastin örgüt işi olduğunu konusunda başta Özal olmak üzere herkes hemfikirdi ama suikast “kişisel bir saldırı olarak” mahkemeye geldi.Kartal demirağ’ın örgütsel bağlantısı bulunamadı. dört yıl yatıp çıktı.
Özal’ın son dönemlere kadar yanında olan bir danışmanı, Özal’ın devlet mekanizmasında önemli değişiklikler hazırladığı için hedef olduğunu söylüyordu. “Adeta sivil bir darbe hazırlıyordu, devlet içinde kendisine direnen güçleri bertaraf edecekti, ama engellendi” dedi. Aynı danışmana göre, Özal, suikastten sonra örgütün ne olduğunu anlamış, ancak üzerine gitmeye çekinmişti. Bu sırrı da çok yakınındaki birkaç kişiyle paylaşmıştı.
Bunlardan biri kardeşi Korkut Özal’dı. Korkut Özal sırrı saklamayı tercih ediyor. şöyle diyor,
“ bana bunu şöyle ifade etti; ‘bunun ne olduğunu öğrendik’ dedi. Tabi açıklanmasını istemiyordu. hala da ben onu emanet olduğu için muhafazaye mecburum.”
Babasının Turgut Özal’a hep söylediği bir nasihatı vardı. “Söylediğin herşey doğru olsun, ama her doğruyu her yerde söyleme.”
Özal ortalığın karışmaması için bu sırrı açıklamadı. Evet Kartal meselesini, Özal kendisi kapatmıştı.Bunu en yakını ve sırrın koruyucularından biri olan kardeşi söylüyordu. Bugün hala bu mesele kapalı durmakta, fakat Kartal Demirağ’ın hayatı incelendiğinde ufak tefek ışık görülebiliyor.
Bir başka konu ise bu kongrenin Özal’ın belkide ANAP saflarında son kongresi. Çünkü artık Cumhurbaşkanlına aday olacağı partililer tarafındanda biliniyordu.
Sonuç olarak Turgut Özal kendisine düzenlenen suikasti çözmüş ama bu konuyu kapatmayı tercih etmişti. Cumhurbaşkanı olduğunda da dosyaları açmadı,nedeni bilinmez...
(İçerik-Alıntıdır)
Ankara Atatürk spor salonunda 18 haziran 1988 günü Anap Kongresi yapılmaktadır. O gün bir telefon gelir ve Başbakan Turgut Özal'ın öldürüleceği söylenir. Ciddiye alınmaz. Özal içeri girer ve eşi Semra Özal ile birlikte bir tur atarlar salonda. Turgut Özal tam oturacakken eşi onu kürsüye yollar konuşması için,kürsüye çıkar.Eğer kürsüye oturmayıp eşiyle beraber oturmuş olsa idi suikastçisiyle arasında yalnızca 3 metre olmuş olacaktı. Saat tam 12:18'de Özal kürüsde konuşurken Kartal Demirağ adlı birisi ortaya atlıyor ve iki kez ateş ediyordu. Özal'ı parmağından vuruyordu. Özal'ı ciddi şekilde yaraladığını düşünüp taklalar ata ata kaçarken Özal'ın bir koruması tarafından kolundan vuruluyor. Herkes yerde yatar iken eski bir savcı olan Anap Milletveli Faik Tarımcıoğlu bir şeyi farkediyordu. içeride makineli tüfekli biri daha vardı ve o kişi suikast esnasında yaşanan arbededen faydalanıp dışarı kaçıyordu. Yani bu kişi kartal demirağ'ı öldürmek için orada imiş. Suikast sonrası Kartal Demirağ konuşmasın diye oracıkta onu öldürüp kaçacaktı. Sonradan farkedilen ayrıntıda bunu doğruluyor zira Kartal Demirağ adındaki ülkücüye verilen silah sadece iki kez ateş edebilen bir silah. Yani kendisini korumasına fırsat verebilecek bir silah değil, birileri onun da ölmesini istemişlerdi.
Bu arada Kartal Demirağ o dönemde ülkü ocakları başkanlığı yapmakta olan bir kaymakamı bıçaklamış ve 4 yıl hapis cezası almış ancak 2 yıl yattıktan sonra başka bir cezaevine yollanmış ve oradan firar edip 5 ay sonra Özal'a suikast düzenlemiştir. İfadesinde "aslında Uğur Mumcu'yu da öldürmek istiyordum" demiştir.
* * * * *
Özal bu suikast girişiminin peşini bırakmadı. Suikastin örgüt işi olduğunu konusunda başta Özal olmak üzere herkes hemfikirdi ama suikast “kişisel bir saldırı olarak” mahkemeye geldi.Kartal demirağ’ın örgütsel bağlantısı bulunamadı. dört yıl yatıp çıktı.
Özal’ın son dönemlere kadar yanında olan bir danışmanı, Özal’ın devlet mekanizmasında önemli değişiklikler hazırladığı için hedef olduğunu söylüyordu. “Adeta sivil bir darbe hazırlıyordu, devlet içinde kendisine direnen güçleri bertaraf edecekti, ama engellendi” dedi. Aynı danışmana göre, Özal, suikastten sonra örgütün ne olduğunu anlamış, ancak üzerine gitmeye çekinmişti. Bu sırrı da çok yakınındaki birkaç kişiyle paylaşmıştı.
Bunlardan biri kardeşi Korkut Özal’dı. Korkut Özal sırrı saklamayı tercih ediyor. şöyle diyor,
“ bana bunu şöyle ifade etti; ‘bunun ne olduğunu öğrendik’ dedi. Tabi açıklanmasını istemiyordu. hala da ben onu emanet olduğu için muhafazaye mecburum.”
Babasının Turgut Özal’a hep söylediği bir nasihatı vardı. “Söylediğin herşey doğru olsun, ama her doğruyu her yerde söyleme.”
Özal ortalığın karışmaması için bu sırrı açıklamadı. Evet Kartal meselesini, Özal kendisi kapatmıştı.Bunu en yakını ve sırrın koruyucularından biri olan kardeşi söylüyordu. Bugün hala bu mesele kapalı durmakta, fakat Kartal Demirağ’ın hayatı incelendiğinde ufak tefek ışık görülebiliyor.
Bir başka konu ise bu kongrenin Özal’ın belkide ANAP saflarında son kongresi. Çünkü artık Cumhurbaşkanlına aday olacağı partililer tarafındanda biliniyordu.
Sonuç olarak Turgut Özal kendisine düzenlenen suikasti çözmüş ama bu konuyu kapatmayı tercih etmişti. Cumhurbaşkanı olduğunda da dosyaları açmadı,nedeni bilinmez...
(İçerik-Alıntıdır)
Son düzenleme: