7 Haziran’da oyum HDP’ye!

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715

7 Haziran’da oyum HDP’ye!





Yazabilirsiniz bir kenara.
Türkiye 7 Haziran genel seçimlerine giderken Saray’daki Sultan’ın korkulu rüyası HDP’dir.
Ya HDP barajı geçerse?..
Ya HDP yüzde 10’un üzerinde seyrederse?..
Ya HDP yüzde 14-15’i yakalarsa?..
Bu sorular çoktandır Tayyip Erdoğan’ın kâbusu haline gelmiş durumda.
Çünkü, 7 Haziran’da böyle bir sonucun kendisi için sonun başlangıcı olacağını gayet iyi biliyor.
Bu nedenle korkuyor.
400 milletvekili hayalinin uçup gitmesiyle onun için çöküşbaşlayacak.
Bir yandan anayasayı tek başına değiştiremeyecek, yani başkan babalık, tek adamlık hayalleri uçup gidecek.
Öte yandan, AKP 7 Haziran’da hükümeti tek başına kuracak çoğunluğu da elde edemeyebilir.
Bu ihtimaller ciddi.
Daha düne kadar HDP’ye, Kürtlere mesafeli çevrelerde de yaşanmakta olan ilginç değişimler de bu ihtimalleri güçlendiriyor.
Siyasal gündemin ilk sıralarına oturan bu ihtimallerin gerçekleşmesi, AKP içindeki çatlakların derinleşmesi ya daErdoğan’ın 1150 odalı Saray’ında fena halde yalnızlaşması veetkisizleşmesi anlamını taşıyor.

20150304213713_hcflas5mart15.jpg


Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyası sırasında eşi ve çocuklarıyla birlikte Diyarbakır'da doğa için düzenlenen bisiklet turuna katılmıştı

Erdoğan ve tetikçilerinin hedefi HDP

Erdoğan HDP oylarının yüzde 10'un üzerinde seyretmesinin kendisi için sonun başlangıcı olacağını gayet iyi biliyor


Bunun içindir ki, Erdoğan’la tetikçileri bir süredir HDP’yi en büyük hedef tahtası haline getirdiler.
Bu nedenledir ki, HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı var güçleriyle şeytanlaştırmaya çalışıyorlar.
Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe açıklamalarının hemen ertesinde bastı düğmeye.
Önce kendisi, sonra Davutoğlu, arkasından Arınç ve eş zamanlı olarak yandaş medya tetikçileri hep bir ağızdan veryansın etmeye başladılar Demirtaş’a.
Gayet iyi farkındalar.
Demirtaş gün geçtikçe daha çok ilgi çekiyor.
Popülaritesi artıyor.
Selahattin Demirtaş’a dönük itibarsızlaştırma kampanyasıyla HDP oylarını aşağı çekebileceklerini sanıyorlar.
Oysa, Demirtaş’ı barış düşmanı ilan etmenin ciddiye alınacak herhangi bir yanı yok.
Barış ve demokrasi açısından Demirtaş’ın tertemiz bir sicili var.
Bu sicil büyük fedakârlık ve acılarla yazılmış bir sicil...
Selahattin Demirtaş, Kürt sorunu ile silah ve şiddetin bağını koparmanın, Türkiye’de gerçek barışa varmanın tek yolunundemokrasi olduğunu görüyor.
Demokrasi ve hukuk deyince de ‘Tayyip Erdoğaniktidarı’na haklı olarak inanmıyor.
Bu yüzden barış düşmanı ilan ediliyor.
Kandil’le birlikte İmralı’nın karşısına oturtulmak isteniyor.

20150304213421_demirtas-ailesi.jpg


Selahattin Demirtaş, çocukları Dılda ve Delal, eşi Başak Demirtaş

Daha gözü kara oyunlar da tezgâhlanabilir

Başkan babalık hayalleri uçup gidebilir. Bunun içindir ki, Erdoğan’la tetikçileri HDP’yi hedef tahtası haline getirdiler


Erdoğan ve tetikçilerinin bu seçim oyunu fazlasıyla sıradan.
HDP oylarını bu ucuz oyunlarla aşağı çekebileceklerini sanıyorlarsa, fena halde yanılıyorlar.
Bu arada dikkatli olmakta yarar var.
7 Haziran yaklaştıkça, Demirtaş ve HDP’ye dönük bu sıradan ucuz oyunun tutmadığını gördüklerinde, daha gözü karaoyunlar da tezgâhlanabilir.
Tuzaklar kurulabilir.
Provokasyon’lar tezgâhlanabilir.
HDP’nin bunlara düşmekten özenle sakınması gerekir.

20150304235311_saray2a.jpg


HDP'nin barajı aşması Erdoğan’ın 1150 odalı Saray’ında fena halde yalnızlaşması anlamını taşıyor
Saray'daki Sultan'ın kâbusu

Erdoğan ve tetikçileri ucuz oyunun tutmadığını gördüklerinde, daha gözü kara oyunlar da tezgâhlanabilir

PaylaşPaylaş
Tekrar ediyorum.
(1) HDP, Saray’daki Sultan’ın 7 Haziran kâbusu!
(2) Yüzde 10 barajının üzerinde seyredecek bir HDP ile kendi çöküş sürecinin tetiklenebileceğini görüyor çünkü...

Seçime üç ay kaldı.
Sözü uzatmak istemiyorum.
Bu topraklarda barış ve demokrasi adına, değişim adına oyumu 7 Haziran’da HDP’ye vereceğim.
Hasan Cemal
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/7-haziranda-oyum-hdpye,11407
 
bizi neler bekliyor acaba

bunları görünce bir karamsarlık çöküyor üzerime,sabah sabah bütün enerjim gitti
 
dürüst olsun,insan olsun,ırkçı olmasın kim olursa olsun.Vatanımıza bayrağımıza sahip çıkacak herkesi desteklerim.
 
hdp ile akp dısardan atışma halindeler içlerinde aralarından su sızmıyor kimse merak etmesin. ülkeyi paramparca edicekler tayyip bey de sarayından izleyecek idol aldıkları son osmanlı padişahları gibi.herkes muhalefetten umudu kesmiş durumda. sadece işçi partisi bi olusum içinde ama solcuların genel sorunu herseye gec kalıyolar. insallah bu sefer altından kalkabilirler
 
AKP ile HDP nin danışıklı dövüş yaptığı da su götürmez bir gerçek...
Kapalı kapılar arkasında can ciğer kuzu sarması iken, ekranlar önünde düello halindeler...
AKP karşıtı kitleler bu sebepten bile onlara oy verebilirler... Çünkü sözüm ona iyi oynuyorlar.
Aynen katiliyorum.
 
AKP ile HDP nin danışıklı dövüş yaptığı da su götürmez bir gerçek...
Kapalı kapılar arkasında can ciğer kuzu sarması iken, ekranlar önünde düello halindeler...
AKP karşıtı kitleler bu sebepten bile onlara oy verebilirler... Çünkü sözüm ona iyi oynuyorlar.
Kesinlikle katılıyorum Hayyal.
Var bir hesapları ,seçimden sonra çıkacak ortaya.
 
Ben de Hdp ile Akp'nin danışıklı dövüş yaptığını düşünüyordum. Ancak kafam karışıyor.

Hdp baraj altında kalırsa %8-9'la falan, %10'u geçemeyen oyları Akp'ye yarayacak en çok, belki 400 milletvekilini de bulacak. Zaten o zaman istediğini rahat rahat yapacak. Hdp barajın altına kalmazsa Akp 400'ü bulamayacak. işte o noktada da Hdp ile anlaşacak ve 400'ü yine bulacak. Her halukarda Akp'ye yarıyor? :)
 
öyle mi diyorsunuz medyada hiç öyle görünmüyor ama... gerçi medyaya ne kadar güvenilir tartışılır, bu kadar kişi öyle diyorsa öyledir herhalde :/
 
öyle mi diyorsunuz medyada hiç öyle görünmüyor ama... gerçi medyaya ne kadar güvenilir tartışılır, bu kadar kişi öyle diyorsa öyledir herhalde :/
cumhurbaskanligi secimlerinden belliydi bana kalirsa. demirtas kazanamayacagini bile bile adaylik koydu. tayyip istedigi yuzdeyi alamayip ikinci bir secim olursa oylarini belli kosullar altinda akpye yonlendireceklerdi. bir de demirtasin 2013 yilinin subat ayinda yapmis oldugu bir akp ile yakinlik aciklamasi var. asagida paylasiyorum okuyabilirsin chess.

Yakın olduğumuz parti Ak Parti

BDP Eşbaşkanı Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın “BDP ile referandum noktasında, müşterek adım atabiliriz” sözleriyle ilgili “Biz ‘her halükârda referandum’ olmalı, diyoruz” dedi...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Slovakya’dan dönerken yaptığı açıklamalar içerisinde, en kritik olanı yeni anayasa konusunda BDP ile ittifak edebilecekleri yolundaki değerlendirmelerdi.
Erdoğan, “BDP ile anayasal değişiklik yapmaya sayımız yetmiyor ama referandum noktasında, 330’u yakalamak adına anlaşabilirsek, onlarla da müşterek adım atabiliriz” dedi.
Belli ki Erdoğan, anayasa yapım süreci için son tarih olarak işaret ettiği mart sonuna kadar 4’lü bir uzlaşma çıkmayacağından emin. Zaten, yönetim sistemi ile ilgili çok temel konularda 4 partinin aynı metinde buluşması hala çok zor görünüyor.
Erdoğan’ın BDP ile ilgili sözleri de kuşkusuz sadece bir “aritmetik desteği temin” olarak yorumlanamaz.
Çünkü, İmralı ile başlatılan barış süreci, anayasa yapım süreci ile içiçe geçmiş durumda. Bir başka deyişle İmralı sürecinin olumlu sonuçlanması için anayasa önemli koltuk değneklerinden biri. Bu nedenle, öyle ya da böyle Ak Parti ile BDP’nin yolları referandum sandığında kesişecek.

Vatandaşlık, anadil, özerklik
Anayasa konusunda, Ak Parti ile BDP’nin birlikte hareket edebilmesinin ön şartı ise İmralı süreci açısından da kritik öneme sahip bazı anayasa maddeleri üzerinde uzlaşmak.
Bu uzlaşmanın sağlanması her iki partinin de bazı tavizler vermesine bağlı.
Vatandaşlık tanımında iki partinin birbirine yakın önerileri bulunuyor. Her ne kadar BDP, “Türkiye Vatandaşlığı” tanımında ısrar ediyorsa da önerisini “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı”na oturtan Ak Parti ile bir noktada buluşması mümkün görünüyor. Bunu geçtiğimiz günlerde Uzlaşma Komisyonu’nun Ak Partili üyesi Prof. Dr. Mustafa Şentop da vurgulamıştı.
Anadilde eğitim üzerinden tartışılan “eşit vatandaşlık” odaklı hükümler konusunda ise Ak Parti’nin BDP’yi yanına alabilecek bir formül bulması gerekiyor. Ak Parti, anayasanın bu konuyla ilgili 42. maddesinden “Türk” ifadelerinin ayıklanmasıyla sorunun çözülebileceğini, ayrıca anadil tarifi yapılmasına gerek olmayacağını savunuyor.
BDP ile Ak Parti’nin yerel yönetimlerin özerkliği noktasında ne oranda buluşabileceğini de yapılan pazarlıklar gösterecek.
Bu hassas süreçte Erdoğan’ın değerlendirmelerinin BDP cenahında nasıl yankı bulduğu da önemli. Fransa seyahatinden henüz dönen BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Başbakan’ın değerlendirmeleri ile ilgili ilk sözleri şöyle oldu:

‘Alternatiflere kapalı değiliz’
“Bizim arzumuz, dört partinin uzlaşma komisyonunda, anayasanın en geniş konsensusla yapılmasını gerçekleştirmek. Sonuna kadar bunu takip edeceğiz. Fakat, dört parti başaramıyorsa farklı alternatifler düşünülebilir. Buna da kapalı değiliz. Ama bu, herhangi bir siyasi partinin taslağını başka bir partinin kabul edeceği anlamına hiçbir zaman gelmez. Sonuçta, 2 parti de anayasa yaptığında, partilerin değil Türkiye’nin anayasasını yapacaklar. Bu perspektifle yaklaşılması halinde tabi ki bütün seçenekleri tartışırız, kapalı değiliz. Sonuçta, biz AKP’nin taslağını desteklemek için uzlaşma komisyonuna girmedik. Bizim de fikirlerimiz var, AKP’nin de doğru önerileri var. Bu doğruları birleştirebilirsek daha iyi bir anayasa yapabiliriz. Ama dediğim gibi, en geniş konsensusu yakalamak her zaman önceliğimiz. Uzlaşma Komisyonu’nda bir çalışma yürüyor. Komisyonun motivasyonunu bozacak, onu hiçe sayacak, saygısızlık edecek bir çaba içerisinde asla olmayız. AKP’den şu ana kadar bize Sayın Başbakan’ın değerlendirmesi çerçevesinde gelmiş bir teklif henüz yok.”

Türkiye anayasası vurgusu
Demirtaş, BDP ve AK Parti tek başına kalsa da bütün Türkiye’nin anayasasının yapılacağını vurgulayarak şunları söyledi:
“Aslında biz ‘her halükarda referandum’ olmalı diyoruz. 550 oyla çıksa bile biz yeni anayasanın referanduma gitmesi gerektiğini düşünüyoruz. ‘AKP ile BDP ortak anayasa yapar ve AKP ile BDP kendi taslaklarını Türkiye’ye dayatır’ diye birşey düşünülmemelidir. Çünkü biz, AKP ya da BDP’nin değil, bütün Türkiye’nin anayasasını yapmak için böyle bir uzlaşma arayışı içine gireriz.”
Demirtaş, İmralı süreci ile anayasa yapım sürecinin birbirini pozitif destekleyeceğini de vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Sonuçta yeni anayasa bir toplumsal barış anayasası olmalıdır. Ben sadece PKK-devlet arasındaki barıştan söz etmiyorum. Ve bu anayasada sadece Kürtler değil herkes kendini görmeli. Türkler bile bu anayasada kendini görmüyor. Türkün de anayasası falan değil bu anayasa. Türkler, bu anayasada demokrasi ve özgürlük mü görüyorlar? Hayır. O yüzden Türk’ün de Kürt’ün de ‘işte benim anayasam’ diyebileceği bir anayasayı, bir barış anayasası olarak Türkiye’ye armağan edebilirsek bu hepimize kazandırır. Mutlaka ki, İmralı’da devam ettirilmesi düşünülen sürece de kesin katkı sunar. İmralı süreci de yeni anayasa sürecine kesin katkı sunar. İkisi birbirinizi pozitif destekler.”

‘Yeni bir sistem lazım’
Demirtaş’ın, şu değerlendirmeleri de görüş ayrılıklarına karşın, bu kritik süreçte iki partinin birlikte yol alabileceğini gösteriyor:
“Biz bütün taleplerimizi sunduk uzlaşma komisyonuna. Bunlar kelimesi kelimesine böyle olacak diye bir dayatmamız yok. Olmazsa olmazlar; Türkiye’de vatandaşlık tanımı kesinlikle yanlıştır. Etnik kimlik üzerine kuruludur. Diller, kültürler özgür değil. Bu değişmelidir. Anadiller her alanda kullanılabilmelidir. Özerklik önerimiz var. Desantralizasyon dediğimiz olay. Türkiye’nin yeni bir sisteme girmesi lazım. Bütün kültürlerin Türkiye’nin birliği içinde korunması gerektiği ilkesi anayasanın ruhuna sinmelidir. Yakın olduğumuz AKP’dir. Bire bir örtüşmüyor ancak yakınlaştığımız parti AKP’dir.
Ak Parti’nin, TBMM Başkanı Cemil Çiçek dışında 325 milletvekili bulunuyor. Anayasaya göre, anayasa değişikliklerinin referanduma götürülmesi için en az 330 kabul oyu bulmak gerekiyor. Erdoğan’ın sadece, Ak Parti içinden fireler çıkabileceğini öngörerek 29 sandalyeli BDP’ye göz kırptığını düşünmek yanlış olur. Eğer bu süreç, gerçekten bir entegre süreçse anayasada verilecek iyi bir sınav, barışa çok önemli katkılar sunabilir.

http://www.milliyet.com.tr/yakin-ol...asetyazardetay/09.02.2013/1666506/default.htm

Yani aslında KÖH çıkarlarına göre hareket ediyor. Kendi açılarından bakınca belki çok abes bir duruş olmayabilir bilmiyorum ama kendi içlerinde çok tutarlı değiller bence.
 
X